Dêrin peşmergeleri: Güney partileri peşmergeleri kurban etti!

Dêrin peşmergeleri, "Kerkük ve diğer bölgelerde peşmerge kırılmadı. Kırılan; peşmergeleri ülke, toprak ve ulusal bir güçten çıkarıp, parti örgüt ve kişi peşmergesi yapan siyasetçilerdir” dedi.

Dêrin peşmergeleri, Irak ordusu ve Haşdî Şabî güçlerinin Kerkük ve diğer tartışmalı bölgelere saldırısı sırasında talimatla peşmergenin geri çekilmesinden sonra, peşmerge merkezli yaşanan tartışmalara tepki gösterdi.

'KIRILMANIN SEBEBİ KENDİLERİ'

Dêrin peşmergelerinden 60 yaşındaki Ebdurrahman Xelife, şunları söyledi:

"Peşmerge eskiden partizanlık savaşını yürüten bir güçtür. Peşmergeyi ordulaştırmak istersen önce bir genel komutanlığını oluşturman lazım. Genel komutanlık oluşturulmadan peşmergeliği ordulaştırmak isterseniz partizanlık savaş gücünü de öldürürsünüz. Askeri ve savaşçı güç içinde siyaset olmaz. Siyaset savaşçıyı, orduyu bozar. Her peşmergenin, partizanın bir siyasi görüşü olabilir ve olmalıdır da. Ancak onun savaşçısı değil, ülkenin, toprakların savaşçısı olmalıdır.

16 Ekim'de Geriyan, Xûrmatû, Kerkük’te yaşananlar var. 70. Alay güçleri var, 80. Alay güçleri var. 70. Alay güçleri YNK, 80. Ayal güçleri de KDP’ye bağlıdır.

Bir kırılma yaşandı. Yaşanan kırılmadan birbirini suçluyorlar. Ama eğer her ikisinin bağlı olduğu bir genel komutanlık olsaydı, o zaman kırılmanın sahibi de bu komutanlık olurdu.

Peşmergeler şimdi talimatlarını kişilerden alıyorlar. Yaşanan kırılmanın nedeni ayrı ayrı kişi ve yerlerden talimatların alınmasıdır. Yaşanan kırılma peşmergenin kırılması değil. Siyasi parçalanmışlığın, peşmerge güçlerine yansımasıdır. Bunun için kırılan parti ve siyasetçilerdir, peşmerge değil.”

'YURTSEVERLİKLE YAPILIR, PARAYLA DEĞİL'

1980’li yıllarda peşmergelik yapan Dêrin Peşmergesi Kifrili 57 yaşındaki Sirvan Seid, "Peşmergelik yurtseverlik, ulusallıkla yapılır, para ile değil” dedi.

Seid, 1980’li yıllarda peşmergelik yaptıkları sırada ulusal, yurtseverlik duygularının yoğun olduğu ve bu duygularla peşmergelik yaptıklarını söyleyerek, şunları dile getirdi:

"Bu güzel ve yüce duygularla peşmergelik yaptığımız için savaşıyorduk, savaşabiliyorduk. O zaman para pul diye bir derdimiz ve düşüncemiz yoktu. Ülke ve toprak derdimiz vardı. Şimdi getirdiler, o yüce ve güzel duyguların karşılığına para koydular. Peşmergeciliği paralı yaptılar. Paralı olunca yurtseverlik, ulusallık kalmadı. Para verilirse yapar verilmezse yapmaz. Eski komutanlarımız da tıpkı bizim gibiydi. Öyle para pul, şirket vb. gibi bir şeyleri yoktu. Ama şimdiki komutanlar öyle değil. Hepsinin birkaç iş yeri, yatırımı var. Kendilerine bağlı peşmergeleri de ülkeyi, toprağı savunmaktan çok kendi şirket, mal varlıkları ve paralarının korunması için kullanıyorlar. Partiler de böyle, kişiler de böyledir, ne yazık ki.”

Kerkük’te yaşananların peşmerge ve halka ihanet olduğunun altını çizen Seid, “Komutanlar çekildiler, peşmergelere verdikleri talimatlarla onların da çekilmelerini isteyerek kendilerine kurban ettiler” diye konuştu.

'HER ŞEYİ OLDUĞU GİBİ PEŞMERGEYİ DE PARÇALADILAR'

54 yaşındaki kadın Dêrin Peşmergesi Ronak Mecid, Güney Kürdistan’daki peşmergelerin ulusal bir güç olmaktan çıkarılarak kişi ve partilere bağlı güç haline getirildiği için bu ağır sonuçların yaşandığını söyledi.

Mecid, şunları ifade etti:

"Kerkük merkezde iki asayiş, iki polis gücü, iki özel kuvvet gücü vardı. Bu durum yaratılan parçalanmışlığı çok bariz bir şekilde gösteriyor.

Parçalanmışlık sadece bununla da sınırlı değil. Örneğin, her partinin sorumlusunun da ayrıca kendisine bağlı bir tugaylık gücü var. Bu durum peşmergeler arasında, partiler arasında, partilerin kendi içlerinde bile çelişkiler, çatışmalar yaşanmasına neden oldu.

'80’li yılların peşmergelerine baktığımızda yine her partinin peşmergelerinin olduğunu görüyoruz. Ama o zaman bu partilerin güçleri partilerin çıkarları değil, ülke, toprak ve özgürlüğün güçleri olarak mücadele ediyordu.

Efnfaller döneminde tüm peşmergeler bir aradaydı ve birlikte mücadele ediyorlardı.

Yaşanan kırılma peşmergenin değil, siyasi partiler ile siyasetçilerimizin kırılmasıdır.”