‘Geride bıraktığı mücadelesine sarılıyorum’

Kardeşim, yoldaşım Cuma’ya dair haberler alıyorum; “Asildi, heyecanlı, yüzü güleç, gönlü genişti. Korkusuzdu, öncüydü. Közde kaynamış çayı, halay çekmeyi seviyordu...” Sonra elime geçen resmine ve ondan geriye kalan mücadelesine sarılıyorum.

Bazen kelimeler yetmez tarif edebilmek için güzellikleri. Boğazımda düğümlenir sözcükler. Mücadelemizin mihenk taşı olur ya da bizi yürüten intikam tutkusu olur. Bu nedenledir ki daha çok güzelleşmek ve dünyayı güzelleştirmek isteriz. Dövüşürüz, bazen düşer bazen kalkarız ama hep dövüşürüz. Ama düşüp de incinsin istemeyiz sevdiklerimiz. Bu nedenle hep daha çok ve büyük bir ısrarla dövüşürüz. Geleceği umut ile aşk ile emek ile öreriz. Peki kimin için bu kadar sancı?

Her seferinde yeniden dünyaya geliriz ve gelecek zarar görsün istemeyiz. Geleceği ilmek ilmek dokuruz; kardeşlerimiz,  çocuklarımız ve insanlık için. Sonra bir haber alırız, en küçüğümüzün gelip bir hakikat savaşçısı olduğuna dair. Ve oradan buradan fısıltılar gelir kulağıma; “Ablamı örnek aldım, onun için geldim” diye. “Davan, davamdır” demeye gelmiş.

Sözlerini düşünüyorum; daha küçüktün, ben evdeyken daha on yaşındaydın, ne   çabuk büyüdün  demeye dilim varmaz ki. Çünkü artık o bir çocuk değil, artık bir öncüydü. En ön cephelerde savaşan bir kahramandı. O, kardeşim ve yoldaşım Cuma Gever’di.

Görmek ister insan, o güzelim ela gözlerine bakarak, “Hoş geldin dava arkadaşım, yoldaşım” demeyi. Ya da “davamın güzel tomurcuğu” demeyi isterdim. Hayal ederim birlikte özgürlük şarkısını söylediğimizi ya da közlerin üstündeki çaydan yudumlayıp direniş hayalleri kurduğumuzu.

Onu  görmek kısmet olur mu olmaz mı bilmeden, haberlerini alıyorum. “Asildi, heyecanlıydı. Yüzü güleç, gönlü genişti. Korkusuzdu, umutluydu, öncüydü” sözlerini duyuyorum. Sonra hayal ediyorum; közde kaynamış çayı, halay çekmeyi sevdiğini. Şehadet haberini aldığım dergiye sarılıyorum, elime geçen resmine ve ondan geriye kalan mücadelesine sarılıyorum. Ayağa kalkıp, kaldırıyorum ondan geriye kalan mücadele ve direnişi. Yaşamı yeniden ilmek ilmek aşk ile, emek ile örüyorum.

Hep içimde kaldı; onu bir gün görmek istedim ama olmadı. Çünkü o benim için özgürlük saflarına katılmıştı. Bazen insanları anlatmak için kelimeler yetmez. Bir de o senin için bu yolu seçmiş ise ve sen onu göremezsen farklı bir duygu olarak kalır sende. Çünkü sevgi, özlem ve yoldaşlık çok özel bir duygudur. Özgürlük yolunda sonsuza dek yoldaşlık etmek isterdim onunla ama olmadı. Artık Xakurkê içimde hep bir yara olarak kaldı.

Şehit Cuma Gever şahsında bütün kahraman şehitlerimizi saygı ve minnetle anıyorum.

*Hakkari doğumlu, Cuma Gever (Rıdvan Atilla), 3 Eylül 2014’te Xakurkê’de geçirdiği sağlık sorunları nedeniyle şehit düştü.