Gittikleri yerlere şehit fotoğraflarını da taşıdılar

1996 yılından bu yana Şehit Aileleri Derneği'nde çalışan Emine ana, Maxmur'a yerleşene kadar gittikleri her yere bir eliyle şehitlerinin fotoğraflarını, diğer eliyle çadırlarını taşımış.

1990'lı yıllarda Türk devletini soykırım politikaları nedeniyle Başûr'a giden ve Şehîd Rustem Cûdî (Maxmur) Mülteci Kampı'nda yaşamını sürdüren Kürdistanlılar, tüm baskı ve saldırılara rağmen onurlu duruşlarından taviz vermiyor. Ağır ve zor koşullarda yaşamlarını sürdüren Maxmur halkının inşa ettiği kurumlardan biri de, Şehit Aileleri Derneği'dir. Şehit Aileleri Derneği kurulduğu günden itibaren şehitleri anma, toplumsal örgütlenme ve eğitim merkezi işlevi görüyor. 

Şırnak'ın Uludere ilçesine bağlı Hedrîş köyünden olan Emine ana, yaklaşık 28 yıldır aralıksız bir şekilde Şehit Aileleri Derneği'nde emek veriyor.

Derneğin kurulduğu 1995 yılından bir yıl sonra aktif bir şekilde burada çalışmaya başlayan Emine ana, hala emek vermeye devam ediyor.

Emine ana 1990'lı yıllarda mülteciliğin getirdiği zorlu şartlar ve çocuklarının şehit düşmesinin ardından böyle bir dernek açma ihtiyacı duyduklarını söyledi. İlk etapta kamp sakinlerinden Mihemed Şêxo, Teybet ana, Fatma Bilehî ve birkaç kişi ile birlikte kurum işlerinde yer aldıklarını hatırlatan Emine ana, "Dernek ilk kurulduğunda çadır açmıştık. Oraya gelen aileler şehit çocuklarının resimlerini getirip asmaya başladı. Her salı şehit aileleri bir araya gelirdi, halkın durumuna ilişkin tartışmalar yürütülürdü" diye konuştu.

KDP VE TÜRKİYE BİRLİKTE MÜLTECİLERE SALDIRIYORDU

Şehit Aileleri Derneği'nin görevinin şehitleri duyurmak ve onlar için manevi alanda çalışmak olduğunu belirten Emine ana, "Şehit olduğunda dernek aile ile görüşüyor ve büyük bir törenle merasim yapılıyor. 1997 yılında yaşanan ağır iltica koşulları ve beklenmedik göçün ardından Kuzey Kürdistanlı mülteciler başka bir alana geçtiler. Her gittiklerinde memleketin kokusundan ve toprağından uzaklaşıyorlardı. Bu arada şehit aileleri de çadırı Nînova alanına taşıdı. Taşınmadan önce şehitlerin resimlerini ailelerine teslim ettik; başka bir yere gittiklerinde orada da aynı kurumu yeniden inşa etsinler diye. Nînova'da yine çadır açtık ve Şehit Aileleri Derneği'ni yeniden inşa ettik" dedi.

O dönem de işgalci Türk devleti ile KDP topraklarını terk etmek zorunda kalan Botan halkına birlikte saldırıyordu. Tekrar göç yollarına düşen halk, bu sefer Nehdarê bölgesine geçti. Emine ana bir şekilde o günlerde yaşananları şu şekilde anlattı: "Nînovan'dan taşındığımızda her şehit ailesi fotoğrafını alıp yola koyuldu. Nehdarê'de yerleşim imkanları ve koşulları iyiydi. İmkandan kastım, bazı çadırlar yapıldı. Yine ilçe komiteleri aileleri aradı ve şehitlerin fotoğrafları toplanarak kurum olarak bir çadıra yerleştirildi. Aynı şekilde insanlar burada da toplanarak eğitim görüyordu. Burada 9 ay kaldık ve daha sonra Maxmur'a geldik."

MAXMUR O DÖNEM YAŞAM ALANI DEĞİLDİ

Maxmur'un daha önce kaldıkları hiçbir yere benzemediğini vurgulayan Emine ana, Maxmur'un o dönem yerleşim yeri olmadığını kaydetti. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ve partinin isteği üzerine halkın Maxmur'a yerleştiğini söyleyen Emine ana, "Maxmur'u yaşam alanı haline getirdikten sonra burada da Şehit Aileleri Derneği'ni inşa ettik. Bir süre sonra derneğimiz küçük gelmeye başladı ve biz de şu anki dernek binasını inşa ettik. Amed, Wan ve Bakur'un birçok ilinden aileler ziyarete geliyordu. Şehitlerin yaşamına ilişkin bilgi sahibi oluyorlardı" diyerek konuşmasını sonlandırdı.