Helmet’in merasiminden hafızalarda kalanlar

12 Temmuz 2019… 5 Temmuz’da gerçekleşen hain saldırının ardından, Güney Kürdistan başta olmak üzere dört parça Kürdistan ve Avrupa’dan Şehit Helmet’in kabrini ziyarete gelen binlerin, Kandil yollarını tuttuğu gün...

Yüz yıl önce katliama tanık olanların evlatları, bugün Kürt halkına dönük bir başka katliama şahitlik etti. Fakat tarih tekerrürden ibaret değil. Yüz yıl önce katliamı yaşayanlar ve bugünkü nesil aynı duygu-düşünce dünyasını, bilinci taşımıyorlar. Aynı toplumsal hafızadan besleniyor, geçmişin tüm yaşanmışlıklarını bugün de varlıklarında hissediyor, fakat yılların getirdiği tecrübeyle, ilk defa tanık olanların şokunu yaşamıyorlar. Çünkü bugün sahip oldukları bilinç; bin yılların birikiminin içinden geçmekte olduğumuz anda tüm canlılığıyla, hafızalarında tüm tazeliğiyle yerini tutmasını sağlıyor. Dört parça Kürdistan ve dünyanın pek çok yerine dağılmış Kürt halkı, fiziki imhayla ortadan kaldırılamayacağını, şehitlerinin varlığının tüm kutsallığıyla bugün o merasime katılmış çocuğundan yaşlısına, kadınından erkeğine herkesin benliğinde vücut bulduğunu tüm dünyaya gösteriyor. Ve bu bilinç, PKK’nin kırk yıllık mücadelesi sayesinde varlık bulabildi; Şehit Helmet gibi Kürt halkının en değerli evlatlarının soluksuz mücadelesi ile nefes alabildi. İşte bugün yaşananların kırk yıldır yaşanmakta olanlardan farkı buydu.

Sterk TV ekibi olarak, merasime katılan grubun içerisindeydik. Baxan sunumu yaparken, onunla birlikte çekim yapan bir basın mensubu, Şehit Helmet’in yaşamına dokunduğu yurtsever bir Türk olarak, merasimdeydim. Orada şahit olduğum en belirgin duygu hüzün, kin, nefret değildi. Belki bu duyguların hepsinin bir arada yaşandığı bir gündü fakat en belirgin duygu kesinlikle bu değildi. Belirgin olan; merasim için Şehit Mehmet Karasungur Şehitliği'nde bir araya gelmiş binlerce insanın, çocuğun, kadının, yurtseverin, şehidine cevap olmakta yaşadığı kararlılıktı.

Küçük gruplar halinde insanlar, PKK’nin efsanevi komutanı Agit'in (Mahsum Korkmaz) portresinin bulunduğu taş yapıdan yukarı doğru uzanan toprak yolda ilerliyordu. Beyaz tülbentli anneler de kapıdan içeri doğru çevredekilerin yardımıyla ilerledi. Caddeye varıldığında ise tüm yolu kapatan halkın sloganları duyuluyordu: Helmet Na Mire!

Her kuşaktan, ekonomik koşuldan insan kalabalığın içindeydi.

Şehit Helmet’in, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ile olan fotoğrafının basıldığı kocaman poster de iki kadın tarafından taşınıyordu.

Güney Kürdistan hükümetinin tüm baskı ve zorlamalarına, bütün olumsuz koşullara rağmen mikrofon uzatılan herkes konuşmaya hazırdı. Bir kadın, "Şehit Helmet’e yönelenlerin karşısında bin Helmet olarak duracağız" mesajını verdi.

Kalabalığın arasında tüm Kürdistan'la İspanya ve Avrupa’nın diğer yerlerinden gelmiş enternasyonalist bir grup da vardı.

Şehitliğe ulaşıldığında, yürümenin zor olduğu kadar kalabalık vardı. İkinci kapıya doğru yönelirken Şehit Helmet, Şehit Şahin ve Şehit Devran’ın mezarlarına bırakılmak için getirilmiş çelenkler vardı. Şehit Helmet'in annesi ise mezarı başında feryat ediyordu.

Merasim KCK Yürütme Konseyi Eş Başkanlığı, PKK, PAJK, Demokratik İslam Kongresi, Tevgera Azad, Tevgere Demokratik gibi kurumların gönderdiği mesajların okunmasıyla başladı ve sürdü.

Deniz Hawar, açıklamaları görüntülerken, KCK Yürütme Konseyi Üyesi Besta Fırat’ın sesi duyuldu. Sahnede halka hitap ediyordu.

Bir yurtsever, elinde çiçekle kabre yaklaşıyor, diz çöküp kalbine götürdükten sonra öptüğü çiçeği mezarın başına bırakıyordu. Mezara doğru yaklaşan, akrabası olan bir kadın, elindeki sepetten gül yapraklarını toprağa serpiyordu.

Ardından sahneye Demokratik İslam Kongresi’nden Mamoste Saman çıktı. Konuşmasının belli bir aşamasından sonra gözleri dolan ve sesi titreyen Saman; Şehit Helmet’e doğru yüzünü dönerek, "her şeyi yapmaya, gerekirse hoca kimliğini yansıtan üzerindeki kaftanla dağlara çıkıp silah kuşanmaya hazır olduğunu" söyledi.

Açıklamalardan sonra Şehit Helmet’in kardeşi, kısa bir konuşma yaptı; PKK’ye sonuna kadar inandığını belirtti.

Merasim sona ererken, Şehit Helmet’in mezarı başında çember olan kalabalık, hep bir ağızdan yemin metnini okudu.