HPG: 5 gerilla kimyasal silahla şehit edildi

HPG-Basın İrtibat Merkezi (HPG-BİM), Türk devletinin 4 Temmuz’da Metina’da kimyasal silahlarla düzenlediği bir saldırıda 5 gerillanın şehit düştüğünü açıkladı.

HPG-BİM yaptığı yazılı açıklamada işgalci Türk devletinin “uluslararası düzeyde yasaklanmış bombalar ve kimyasal silahlarla” Kürdistan özgürlük gerillasına saldırmaya devam ettiğini belirtti.

Açıklamada şunlar ifade edildi:

“Kurdistan Özgürlük Gerillasının sömürgeci Türk devletinin işgal harekatına karşı geliştirdiği tarihi direniş her geçen gün daha da büyümekte ve halkımıza umut kaynağı olmaya devam etmektedir. Xakurkê’den Avaşîn’e, Zap’tan Metîna’ya ve oradan da tüm Bakurê Kurdistan’a kadar yayılan özgürlük mücadelemiz yeni değerler yaratmakta ve bu değerleri insanlığın ortak hafızasına armağan etmektedir. İnsanlık adına utanılacak büyük kötülüklerin temsilcisi konumunda olan soykırımcı Türk devleti bugün Kurdistan dağlarında mücadele eden ve insanın insan gibi özgürce yaşamasının umudu haline gelen Kurdistan gerillasının direnişi karşısında istediği sonuçları alamamaktadır. Bundan dolayı insanlık vicdanında mahkum edilen ve hiçbir zaman hatırlanmak dahi istenmeyen uluslararası düzeyde yasaklanmış bombalar ve kimyasal silahlarla Kurdistan Özgürlük Gerillası’na saldırmaktadır.

Metîna’nın Girê Hakkarî Direniş Alanı’nda Türk işgalciliğine karşı destansı bir direniş gösterilmiş ve işgalcilere ağır darbeler vurulmuştur. Hem savaş tünellerinde hem de hareketli timlerle birbirinden zengin eylem çeşitleriyle düşmana darbe vurulmuş, düşman askerilerinin üzerinden silah ve askeri malzeme kaldırılmış ve düşmana ait bir helikopter de düşürülmüştür.

Bu destansı direnişin mimarları olan Çekdar, Mardîn, Roza, Rojhat ve Serhed yoldaşlarımız fedakarlıklarıyla ve zafere olan inançlarıyla savaştan önce olduğu gibi savaş sırasında da her an’larını direniş ruhuyla örmüştür. Bu kahraman yoldaşlarımız düşmanın tüm saldırılarını büyük bir profesyonellikle savuşturmuş ve düşmana tarihi bir ders vermiştir. Soykırımcı Türk devleti yine namerdane bir şekilde savaş suçu işleyerek günlerce kimyasal silah kullanarak yoldaşlarımızın şehadetine sebep olmuş, fakat yine Apocu fedailerin destansı direnişini kıramamıştır.

Şehadetleri pahasına Partimiz PKK’nin direniş çizgisini son nefeslerine kadar temsil eden Çekdar, Mardîn, Roza, Rojhat ve Serhed yoldaşlarımızın başta değerli aileleri olmak üzere tüm yurtsever Kurdistan halkımıza başsağlığı diliyoruz.”

Şehit düşen beş gerillanın kimlik bilgileri şöyle verildi:

Kod Adı: Çekdar Oramar
Adı Soyadı: İhsan Turus
Doğum Yeri: Colemêrg
Anne – Baba Adı: Ayşe – Hamit
Şehadet Tarihi ve Yeri: 4 Temmuz 2022 / Metîna

Kod Adı: Mardîn Penaber
Adı Soyadı: Beybûn Kara
Doğum Yeri: Maxmûr
Anne – Baba Adı: Medine – Cemil
Şehadet Tarihi ve Yeri: 4 Temmuz 2022 / Metîna

Kod Adı: Roza Hedar
Adı Soyadı: Pakize Gündüz
Doğum Yeri: Amed
Anne – Baba Adı: Besra – Celal
Şehadet Tarihi ve Yeri: 4 Temmuz 2022 / Metîna

Kod Adı: Rojhat Dilbirîn
Adı Soyadı: Yunus Sümer
Doğum Yeri: Amed
Anne – Baba Adı: Zübeyde – Ramazan
Şehadet Tarihi ve Yeri: 4 Temmuz 2022 / Metîna

Kod Adı: Serhed Agirî
Adı Soyadı: Tahri Mustafa Cuma
Doğum Yeri: Kobanê
Anne – Baba Adı: Zelixa – Mustafa
Şehadet Tarihi ve Yeri: 4 Temmuz 2022 / Metîna

Açıklamada gerillalara ilişkin devamla şu ifadeler yer aldı:

“Partimiz PKK’ye olan samimi bağlılıkları ve halkımızın özgürlük mücadelesinde verdikleri bedellerle Kurdistan yurtseverliğinin en önemli merkezlerinden olan Gever, bu rolünü günümüzde de sürdürmektedir. Binlerce yiğit evladını özgürlük mücadelemize katarak yurtseverlik görevlerini yerine getiren Gever halkımızın bu onurlu duruşu zafer yürüyüşümüzün mayası olmuştur.

Çekdar yoldaşımız böyle bir toplumsal zeminde Oremarî aşiretine bağlı yurtsever bir ailede doğmuştur. Ailesinin yurtsever oluşu, yakın akrabalarından gerilla saflarına katılımların ve şehitlerin olması ve Gever gibi serhildanlarıyla mücadelemize öncülük eden bir alanda yaşaması Çekdar yoldaşımızın partimiz PKK’yi tanıması için yeterli olmuştur. Emekçi bir aileden olması Çekdar yoldaşımızın emek olgusunu tanımasını sağlamış ve bu olgu tüm yaşam duruşunu belirleyen temel etkenlerden biri olmuştur. Halkımızın ve Hareketimizin gündemini sürekli takip eden Çekdar yoldaşımız yaşanan gelişmeler karşısında gerekli tavrı almış, sürece cevap olunması gerektiğini daha Partimize katılmadan önce bilince çıkarmış, katıldıktan sonra da bu tavrını geliştirerek devam ettirmiştir. Bu temelde halkımız için büyük trajedilere ve aynı zamanda güçlü çıkışlara da neden olan DAİŞ çetelerinin Kobanê saldırısı Çekdar yoldaşımızı derinden etkilemiştir. Çetelerin halkımıza karşı katliamlar yapması ve sömürgeci Türk devletinin de bu saldırılara destek vermesi Çekdar yoldaşımızın Türk devletine öfkelenerek gerilla saflarına yönelmesine neden olmuştur. Halkımızın intikamının ancak işgalci ve soykırımcı Türk devletine karşı silahlı mücadele verilerek alınabileceğine inanarak 2014 yılında gerilla saflarına katılmıştır.

Çekdar yoldaşımız gerilla saflarına katıldığı ilk an’dan itibaren emekçi kişiliği ile öne çıkmış ve bu özelliği sayesinde yoldaşlarının gönlünde yer edinerek saygı kazanmıştır. Emekle yaratılan değerlerin kutsallığının farkında olan Çekdar yoldaşımız emekçi duruşunu zamanla bilgi ile de harmanlayarak daha nitelikli çalışmaların zeminini oluşturmuştur. Bu anlamda arayışlarından hiçbir zaman vazgeçmemiş, her zaman her şeyin en iyisini yapmaya çalışmıştır. Bir emek hareketi olan PKK’ye bu tarzda bir katılımın en doğru katılım biçimlerinden olduğunu bilmenin özgüveniyle sürekli kendisini geliştirmiş ve kısa bir sürede öncü bir konuma gelmiştir.

Düşmana olan kinini ve öfkesini kendisini askeri anlamda daha fazla geliştirerek anlamlı bir duygu dünyasına çevirmeyi başaran Çekdar yoldaşımız, her zaman büyük bir eylemin sahibi olmak istemiştir. Yapacağı eylemlerle düşmana ağır darbeler vurup hareketimizi güçlendirmeyi temel hedefi haline getirmiştir. Bunun için kendisini askeri anlamda uzmanlaştırarak yeni önem gerillacılığında derinleşmiştir. Askeri teknik kadar yeni dönemin taktikleri üzerinde de yoğunlaşan Çekdar yoldaşımız özellikle tünel savaşlarının geliştirilmesi için büyük bir emek vermiştir. Hareketli tim savaşı ile birlikte tünel savaşlarının zaferi getireceğine olan inançla tünel yapım çalışmalarında emsalsiz bir emeğin sahibi olmuştur.

Çekdar yoldaşımız Zap, Cilo ve Garê alanlarında gerillacılık yapmış, kaldığı bu alanlarda hem düşmana karşı geliştirilen birçok eylemde yerini alarak üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmiş hem de uzun süre altyapı çalışmalarında kalarak özgürlük savaşımızın yenilmezliği için elinden geleni yapmıştır. Çekdar yoldaşımız aldığı büyük askeri tecrübelerden sonra 2018 yılında Metîna alanına geçmiş, bu alanda öncü bir komutan olarak çalışmalara katılmıştır. Savaşın uzun süreli hazırlıklar sonucu kazanılabileceği gerçeğini hiçbir zaman aklından çıkarmayan Çekdar yoldaşımız bu bilinçle Metîna alanındaki çalışmalara dahil olmuştur. Yaşamın her anında yoldaşlarıyla birlikte olması, onları hissetmesi, yoldaşlarının en zorlu anlarında onlara yardım ederek motive etmesi nedeniyle tüm yoldaşlarının sevgisini kazanmıştır. Bu sebeple yoldaşları da sonuna kadar Çekdar yoldaşımız ile birlikte düşman saldırılarını göğüslemiştir.

Yaklaşık 5 yıl boyunca Girê Hakkarî alanında çalışmalara katılan Çekdar yoldaşımız emekçi ve fedakar özelliğiyle Girê Hakkarî Direniş Alanı’nın savaş koşullarına göre hazırlanmasında öncü rolü oynamıştır. Hem savaş tünellerinin hazırlanmasında, hem savaş mevzilerinin kazılmasında emeği olmuştur. Düşmanın Girê Hakkarî alanına yönelik başlattığı saldırılara karşı arazi hakimiyeti nedeniyle düşmana ağır darbelerin vurulduğu, düşman üzerinden silah ve askeri malzemelerin kaldırıldığı birçok eylemin hem hazırlık hem de pratik aşamalarına katılarak yeni dönem gerilla komutanlığının en önemli örneklerinden biri olmuştur. Samimi, dürüst, coşkulu katılımı ve direnişçi özelliğiyle örnek bir Apocu militan olan Çekdar yoldaşımız yaşanan savaş sürecinde de bu özellikleriyle öne çıkmış ve Girê Hakkarî’deki direnişe önderlik etmiştir. Düşmanın namertçe kimyasal silah kullanarak şehit ettiği Çekdar yoldaşımızın mücadelesini ona yaraşır bir tarz ve tempo ile sürdüreceğimizin sözünü veriyoruz.

Soykırımcı Türk devleti 1990’lı yıllarda katliamlar yaparak, binlerce köyü yakıp ve koruculuk sistemini geliştirerek bugün Maxmur’da yaşayan halkımızı teslim almaya çalışmıştır. Fakat Maxmur halkımız öz yurtlarından göç etme pahasına da olsa düşmanın dayattığı bu onursuz politikalara teslim olmamıştır. Kadim Botan coğrafyasının insanlığın ilk dönemlerine kadar uzanan kültürlerini korumuş ve günümüze kadar ulaştırmayı başarmıştır. Maxmur halkımız uzun yıllar her türlü zorluğa direnmiş ve bugün sahip oldukları onurlu yaşamı kurmayı başarmışlardır. Kuşkusuz bu yaşam kolay oluşturulmamış, yüzlerce şehidin emeği ve fedakarlığı sayesinde oluşmuştur. Maxmur halkımız da bu bilinçle yine her türlü baskı, işkence ve saldırıya rağmen onurlu direnişinden ödün vermeden Kurdistan Özgürlük Mücadelesini sahiplenmeye devam etmektedir.

Mardîn yoldaşımız böylesine yurtsever ve direngen bir halkın çocuğu olarak yoktan var edilen bir yaşam alanı olan Maxmur’da, yurtsever Goyî aşiretine mensup bir ailede doğmuştur. Yakın akrabalarından katılımların ve şehitlerin olması, ailesinin de mücadelede yer alması nedeniyle Mardîn yoldaşımız partimiz PKK’yi daha küçük yaşlarında tanımaya başlamıştır. Gençlik dönemlerinde ülkemiz Kurdistan’da yaşanan savaş sürecine karşı kayıtsız kalmayan Mardîn yoldaşımız özellikle Kobanê Direnişi’nden ve Özyönetim Direnişi sürecinden derinden etkilenmiştir. Kobanê Direnişi’nin sembol isimlerinden olan Zehra Penaber yoldaşın yeğeni olan Mardîn yoldaşımız, Zehra yoldaşın şehadetinden sonra düşmana olan öfkesini gerilla saflarına katılma kararı alarak göstermiştir. Maxmur halkımızın yaşadığı trajik günlerin hikayeleri ve anıları ile büyüyen Mardîn yoldaşımız yaşanan bu acıların sorumlusunun soykırımcı Türk devleti olduğunun bilinciyle 2016 yılında gerilla saflarına katılmıştır.

Mardîn yoldaşımız gerilla saflarına katıldıktan sonra Özyönetim Direnişi’nde Cizîr ve Şirnex’de şehadete ulaşan Mardîn ve Zindan kardeşlerin şehadetleri nedeniyle Mardîn adını almıştır. Böylelikle hem gerillaya katılım gerekçesi yapmış, hem de gerilla saflarına katıldıktan sonra aldığı isimle şehitlere olan bağlılığını ifade etmiştir. Tüm devrim yürüyüşünü bu esas üzerine kuran Mardîn yoldaşımızın katılımı da fedaice olmuştur. Gerilla saflarına katıldıktan sonra Mardîn yoldaşımızın dikkatini ilk olarak kadın yoldaşların yaşama katılma biçimi çekmiştir. Toplumda kadına biçilen belli başlı çalışmaların dışında gerilla saflarında kadınların tüm işlerini yapabilmeleri karşısında ilk başta şaşırsa da daha sonra kadının gücünün her çalışmaya yetebileceğini anlamış ve bunu bilince çıkarmıştır. Yine gerilla yaşamındaki yoldaşlık ilişkileri de Mardîn yoldaşımızı etkilemiş ve onu gerillacılığa bağlayan en temel hususların başında gelmiştir. Kendisi de iyi bir yoldaş olabilmek için var gücüyle çabalamış ve bu çabalarının sonucunu almıştır. Mardîn yoldaşımızın gerillaya katılımı daha çok duygusal temelli olsa da daha sonra aldığı eğitimlerle katılımının bilinç düzeyini daha fazla geliştirmiştir. Bundan dolayı yer aldığı her çalışmada başarılı olmuş ve tüm yoldaşlarının örnek aldığı bir militan olmuştur. Özellikle Önderliğimizin Kadın Kurtuluş İdeolojisi’nde derinleşmiş ve sistemin kadına biçtiği rolü birçok açıdan çözümleyerek bilince çıkarmıştır. Böylece özgür bir PAJK gerillası olabilmek için ilk ve doğru adımı atan Mardîn yoldaşımız, yoğunlaşmalarını sürekli kılmış ve her an kişiliğinde önemli değişimler yaratmıştır.

Gerilla saflarına katıldıktan bir süre sonra Komalên Ciwan çalışmalarında yer alan Mardîn yoldaşımız, yaptığı çalışmalarla birçok gencin bilinçlenip özgürlük saflarına katılmasına vesile olmuştur. Etkileyici tarzı ile Apocu kadın militanlığının iyi bir örneği olmayı başarmış ve bu şekilde birçok yoldaşında derin izler bırakmıştır. Fakat düşmanın halkımıza ve Önderliğimize karşı geliştirdiği yoğun baskı ve işkencelere cevap olmak için HPG’ye geçen Mardîn yoldaşımız, kendisini askeri anlamda kısa sürede eğitmiş ve yetkinleştirmiştir. Aldığı eğitimlerle yılların gerillacılık tecrübesini edinmeyi başarmış, yeni dönem gerillacılığının taktik ve tarzında kendisini derinleştirmiştir. Askeri birçok tekniği kullanabilme yeteneği olan Mardîn yoldaşımız her zaman düşman ile savaşabileceği alanlara gitmek istemiştir. Bu temelde 2020 yılında Metîna alanına geçen Mardîn yoldaşımız bu alanda birçok çalışmada yer almış ve aldığı askeri eğitimleri pratikleştirme fırsatı bulmuştur. Düşmanın 2021 yılında Metîna’ya yönelik başlattığı işgal saldırılarına karşı geliştirilen birçok eylemde yer alarak düşmana ilk kurşununu sıkmıştır. Başta Maxmur halkı olmak üzere düşmanın halkımıza yönelik geliştirdiği katliam ve soykırım girişimlerine karşılık ilk kurşunun anlamının bilincinde olan Mardin yoldaşımız, daha sonra birçok eyleme katılmış ve askeri tecrübesini geliştirmiştir.

Düşmanın Girê Hakkarî Direniş Alanı’na yönelik başlattığı saldırılarda da düşmanı ilk karşılayan timlerin içerisinde bulunan Mardîn yoldaşımızın düşmana vurulan ilk darbelerdeki rolü belirleyici olmuştur. Büyük bir cesaretle düşmanın üzerine giden Mardîn yoldaşımız soykırımcı düşmandan yılların intikamını almasını başarmıştır. Girê Hakkarî Direniş Alanı’nda yaşanan görkemli direniş karşısında çaresiz kalan işgalci ordu yine insanlık dışı vahşi geleneğine sarılarak yoldaşlarımıza karşı yasaklanmış bombalar ve kimyasal silah kullanmış ve böylece yoldaşlarımızın direnişlerini kırabileceğini hesaplamıştır. Fakat Apocu direniş tarzını her hücresine kadar yaşayan Mardîn yoldaşımız ve beraberindeki yoldaşlar bu direniş geleneğinden geri adım atmayarak kahramanca şehadete yürümüştür. Berîtan, Zilan, Sema ve Zehra Penaberlerin sadık bir takipçisi olarak özgür yaşam dışında herhangi bir yaşam seçeneğini kabul etmeyen Mardîn yoldaşımız direnişiyle bu öncü yoldaşlarına layık olmuştur.

Roza yoldaşımız Amed’in Licê ilçesinin Biryas köyünde yurtsever bir ailede doğmuştur. Yakın akrabalarından şehitler olan Roza yoldaşımız, bu şehit arkadaşların kahramanlık hikayeleriyle büyümüştür. Yine 1990’lı yıllarda büyük serhildanların geliştiği Licê’de yaşaması ve düşmanın Licê halkımıza reva gördüğü katliamları büyüklerinden dinlemesi düşmana karşı öfke duymasına neden olmuştur. Halkımızın düşman karşısında boyun eğmeden onurluca direnmesi ve Kurdistan Özgürlük Gerillası’nın halkımızın intikamını alması Roza yoldaşımızın da partimiz PKK’yi tanımasını sağlamıştır. Her duyarlı Kürt genci gibi Kurdistan’da yaşanan gelişmeleri yakından ve ilgi ile takip eden Roza yoldaşımız DAİŞ çetelerinin Kobanê’ye saldırması ve orada birçok devrimcinin şehadete ulaşması karşısında büyük bir öfke duymuştur. Bu çete saldırılarına Türk devletinin de açıktan destek verdiğini çok iyi bilen Roza yoldaşımız yaşanan şehadetlerin intikamını almak için 2015 yılında gerilla saflarına katılmaya karar vermiştir.

Gerilla saflarına katıldığında partimiz PKK’yi belli ölçüde tanıyan Roza yoldaşımız gerillaya katıldıktan sonra Önderliğimizi daha iyi tanımaya başlamıştır. Özellikle Önderliğin kadın özgürlük sorununa dair çözümlemeleri Roza yoldaşımızı derinden etkilemiştir. Önderlik çözümleme ve değerlendirmelerini öğrendikten sonra kişiliğinde ciddi sorgulamalara gitmiş ve kendisine ait olmayan özellikleri bir bir aşmıştır. Önderliğimizin mücadele tarzından ve kadın özgürlüğü için verdiği emekten etkilenmiş ve Önderliğimizin bu emeklerine layık olabilmek için büyük bir çabanın içerisine girmiştir. Önderliği tanıdıkça, ona ve yarattığı özgürlük değerlerine sıkıca bağlanmış, PKK hakikati içerisinde erimeyi en temel hedeflerinden biri haline getirmiştir. Yaşamın her anında kendisini eğiten Roza yoldaşımız Önderliğimizin demokratik, ekolojik ve kadın özgürlüğünü hedefleyen paradigmasını anlamaya ve yaşamının temeli haline getirmeye çalışmıştır. Aynı zamanda bu paradigmanın tüm dünyada yaşamsallaşmasını en öncelikli hedeflerinden biri olarak ele almıştır.

Askeri anlamda da kendisini her geçen gün geliştiren Roza yoldaşımız büyük bir irade ile tüm çalışmalara dahil olmuştur. Özellikle bir YJA Star gerillası olarak kadının gücünün tüm çalışmalara yetebileceğini pratiği ile ispatlamış ve bu anlamda öncü bir militan olmuştur. Uzun yıllar çetelere karşı verilen savaşta yer aldıktan sonra aldığı savaş tecrübesini soykırımcı Türk devletinin saldırıları karşısında pratikleştirmek için büyük bir istek ve heyecanla savaşın en sıcak yaşandığı Metîna alanına geçmiştir. Metîna alanında tim komutanlığı görevini üstlenen Roza yoldaşımız, yeni dönem savaş taktiğimizde böylesi önemli bir görevi almaktan hem gurur duymuş hem de bunun sorumluluğu ile çalışmalara katılmıştır.

Düşmanın Girê Hakkarî Direniş Alanı’na yönelik başlattığı saldırılara karşı bu alana geçen Roza yoldaşımız hareketli tim tarzıyla düşmana ağır darbelerin vurulduğu birçok eylemde yer almıştır. Geliştirdiği eylemlerle savaş tünellerindeki yoldaşlarının direnişlerini tamamlamış ve düşmanın sonuç almasını engellemiştir. Roza yoldaşımız da diğer yoldaşları gibi tarihi bir direnişe imza atmış ve düşmanın her türlü insanlık dışı saldırılarına boyun eğmeyerek son nefesine kadar kahramanca savaşarak şehadete ulaşmıştır. Roza yoldaşımızın en büyük hayali olan Önder Apo’nun fiziki özgürlüğünü sağlayıncaya ve Önderlik paradigmasını tüm insanlığa tanıtıncaya kadar mücadelemizi sürdüreceğimizin sözünü veriyoruz.

Rojhat yoldaşımız direniş kenti Amed’in Farqîn ilçesinde yurtsever bir ailede doğmuştur. Ailesinin ve yaşadığı çevrenin yurtsever olmasından dolayı ve düşmanın halkımız üzerindeki soykırım politikalarına yakından tanıklık etmesi nedeniyle partimiz PKK’yi yakından tanımıştır. Özellikle Kurdistan Özgürlük Gerillası’nın sömürgeci düşmana karşı geliştirdiği destansı direniş Rojhat yoldaşımızı derinden etkilemiştir. Bundan dolayı gerillaya olan sevgisi ve sempatisi günden güne artmıştır. Soykırımcı Türk okullarında çok fazla okumamış olması nedeniyle sistemin kirine çok fazla bulaşmayan Rojhat yoldaşımız özünü korumasını başarmıştır.

Halkımız ve Hareketimiz için önemli bir mücadele yılı olan 2015 yılında gerilla saflarına katılan Rojhat yoldaşımız, yaşanan tarihi süreç karşısında tutumunu gerillaya katılarak göstermiştir. Düşmanın hem bizzat kendisinin hem de çeteler eliyle halkımıza saldırması ve katliamlar geliştirmesi nedeniyle her anını düşmandan intikam almak için yoğunlaşarak geçiren Rojhat yoldaşımız kendisini askeri ve ideolojik anlamda geliştirerek yaşanan sürece cevap olmaya çalışmıştır. Rojhat yoldaşımız gerillaya katıldığında ilk olarak dağ yaşamının kendisinden, gerillanın yaşam biçiminden ve yoldaşlık ilişkilerinden etkilenmiştir. Gerillanın doğa ile uyumlu yaşamı karşısında her zaman heyecanlanan Rojhat yoldaşımız, insanın da doğanın bir parçası olduğu gerçekliğinden hareketle dağlarla bütünleşmiştir. Özellikle Avaşîn ve Zap alanlarında bulunduğu süreçlerde bu gerçekliği daha fazla bilince çıkarmıştır. Yine gerillanın samimiyete ve komünal yaşam ilkelerine dayalı yoldaşlık ilişkisi ile insana verilen değer karşısında yaşama daha fazla bağlanmış ve kendisi de bu yaşamın bir öznesi olmak için yoğun bir çabanın içerisinde olmuştur. Sistem içerisinde sömürge okullarına gitmemiş olması Rojhat yoldaşımız açısından bir avantaj olmuştur. Çünkü sistemin insan zihnini körleştiren eğitim sistemiyle tanışmayarak her zaman zihnini canlı tutmuştur. Bu nedenle aldığı ideolojik ve askeri eğitimlerle kendisini muazzam derecede geliştirmiştir. Kişiliğinde önemli değişimler yaratarak Demokratik Modernite kişiliğinin özelliklerini edinmeye çalışmıştır. Fakat hiçbir zaman yaşadığı değişimleri yeterli görmemiş, eğitim ve arayışlarını sürekli kılmıştır.

Rojhat yoldaşımız uzun bir süre kaldığı Avaşîn ve Zap alanlarında düşmana karşı geliştirilen birçok eylemde yer almış ve askeri anlamda önemli bir tecrübenin sahibi olmuştur. Bu tecrübelerini yoldaşlarıyla da paylaşmış ve bulunduğu alanlarda kolektif gelişmelerin yaşanmasını sağlamıştır. Daha sonra askeri uzmanlık eğitimlere dahil olmuş, tecrübelerini bilimsel bir temele oturtmanın çabasını vermiştir. Özellikle yeni dönem gerillacılığının taktiğinde derinleşmek, teknik üzerinde gerekli hakimiyeti sağlayarak dönem görev ve sorumluluklarını başarılı bir şekilde yerine getirmeyi amaçlamıştır. Aldığı eğitimlerden sonra daha güçlü ve yüksek bir motivasyonla Metîna alanına geçen Rojhat yoldaşımız, bu alanda da görevini başarılı bir şekilde yapmıştır. Düşmanın işgal saldırılarına karşı her zaman hazırlık içerisinde olan Rojhat yoldaşımız, yoldaşlarını da bu işgal saldırılarına göre hazırlamıştır. 2021 yılında düşmanın işgal saldırıları başladığında direniş mevzilerindeki yerini almış ve düşmana darbe vurulan birçok eyleme katılmıştır. Daha çok Girê Hakkarî Direniş Alanı’nda çalışmalara katılan Rojhat yoldaşımız savaş tünellerinin ve direniş mevzilerinin hazırlanmasında büyük bir emek vermiştir.

Düşmanın Girê Hakkarî Direniş Alanı’na yönelik saldırıları başladığında yoldaşlarıyla birlikte çelikten bir irade ile savaşan Rojhat yoldaşımız hem hareketli tim savaş tarzı hem de savaş tünellerindeki direnişle günlerce işgalci orduya ağır darbeler vurmuştur. Yoldaşlarımızın tarihi direnişi karşısında istediği sonucu alamayan işgalci Türk ordusu yine insanlık dışı uygulamalarına başvurarak kimyasal silah kullanmış ve yoldaşlarımızın iradesini kırmayı amaçlamıştır. Fakat yoldaşlarından ve öncü şehitlerinden teslimiyeti değil direnişi öğrenen Rojhat ve beraberindeki yoldaşlarımız son nefeslerine kadar savaşarak şehadete ulaşmıştır. Temiz kişiliği ve dürüst yoldaşlığı ile örnek bir Apocu militan olan Rojhat yoldaşımızın mücadelesini sonuna kadar sürdüreceğimizin sözünü veriyoruz.  

Serhed yoldaşımız, insanlık adına yaptığı görkemli direnişle adını tüm dünyaya duyuran Kobanê’de yurtsever bir ailede doğmuştur. Tarihi Kobanê Direnişi’ne tanıklık eden Serhed yoldaşımız, Gelhat, Arîn ve Zehraların kahramanca direnişlerini görmüş ve bu yoldaşlarımızdan etkilenmiştir. Özgürlük mücadelemizi bu değerli militanların şahsında tanıma fırsatı bulan Serhed yoldaşımız her zaman bu kahramanlara layık bir yaşamın sahibi olacağını belirtmiştir. Bundan dolayı PKK’de somutlaşan Kurdistan Özgürlük Mücadelesi’ne her zaman sempati duymuş ve gerilla saflarına katılmanın hayalini kurmuştur. Bu hayalini gerçekleştirmek isteyen Serhed yoldaşımız 2019 yılında yüzünü Kurdistan dağlarına dönmüş ve gerilla saflarına katılmıştır.

Büyük bir iddia, coşku ve moralle gerilla saflarına katılan Serhed yoldaşımız hayran kaldığı Kurdistan dağlarına kısa sürede adapte olmuştur. Dağın özgürleştirici yanını keşfederek, büyük çıkışlar yapmıştır. Öncelikle Önder Apo felsefesini tanımaya ve anlamaya çalışmış, Önderliği anladıkça kişiliğinde de değişimler yaratmıştır. Böylece özgür bir birey olmaya emin adımlarla ilerlemeyi başarmıştır. Aldığı ideolojik ve askeri eğitimlerle yetkin bir gerilla haline gelen Serhed yoldaşımız Metîna’ya geçmiş ve Girê Hakkarî alanında çalışmalara katılmıştır. Girê Hakkarî alanında çalışmalara başladığı ilk an’dan itibaren emekçi ve fedakar kişiliği ile tüm yoldaşlarının yüreğinde yer edinmeyi başarmıştır. Savaş tünellerinin hazırlanmasından, savaş için gerekli olan tüm altyapı çalışmalarına kadar durup dinlenmeden büyük bir enerji ile katılarak önemli katkılarda bulunmuştur. Yapılan çalışmaların savaş zamanında büyük sonuçlar doğuracağının öngörüsüyle büyük bir moral ve coşkuyla katılım sağlamıştır.

25 Mayıs 2022 günü düşmanın Girê Hakkarî Direniş Alanı’na yönelik başlattığı saldırılarda çok fazla askeri tecrübesi olmamasına rağmen fedai tarzda karşılık vermiş ve düşman darbe vuran ilk yoldaşlarımızdan olmuştur. Düşmana karşı hem savaş tünellerinde hem de hareketli timlerle yapılan eylemlerde yer almış ve Girê Hakkarî’nin gerçek anlamda direniş alanına dönüşmesinde önemli bir emeğin sahibi olmuştur. Başarıya olan inancını savaş başlamadan önce yaptığı hazırlıklarla gösteren Serhed yoldaşımız savaş zamanında da bu inancını korumuş ve bu şekilde düşmanın üzerine hiç tereddüt etmeden gitmiştir. Serhed yoldaşımız da diğer yoldaşları gibi partimiz PKK’nin direniş mirasından hiçbir şekilde taviz vermeyerek son nefesine kadar savaşmış ve gözünü kırpmadan şehadete yürümüştür. Savaştaki kahramanca duruşu kadar mütevazılığı ve samimi yoldaşlığı ile örnek bir Apocu militan olan Serhed yoldaşımızın mücadelesini sonuna kadar sürdüreceğimizin sözünü veriyoruz.”