Bakurê Kurdistan ve Medya Savunma Alanları üzerinde uçan Türk savaş ve keşif uçaklarının sayısının Ukrayna semalarında uçan uçak sayısından daha çok olduğuna dikkat çeken Serdar Yektaş, “Peki bütün bu operasyonların sonucu nedir? Türk devleti için koskoca bir hiçtir. Arkadaşlarımız 2021 yılında üslenme sürecine doğru giderken Dêrsîm ve Mêrdîn’de bazı şehadetlerimiz yaşandı ve zaten bunları halkımızla paylaştık. Fakat kış ve bahar sürecinde yapılan on binlerce operasyonların hepsi sonuçsuzdur, bir tek kaybımız bile yaşanmamıştır. İnisiyatif ve üstünlük arkadaşlarımızın elindedir” diye konuştu.
KDP güçlerinin geçen yıl provokasyonla girdiği gerilla alanlarındaki varlığını halen sürdürdüğüne, Heftanîn ve Metîna’da yeni yığınaklar yaptığına da işaret eden Yektaş, “KDP’nin geçen yıl gerilla güçleri karşısında nasıl bir pozisyon aldığı ve neler yaptığı biliniyor. Bu yıl da aynısının tekrarlanmamasını arzuluyoruz. Çünkü halkımız bir bütün özgürlük davasını kazanmaya kilitlenmişken, ister içten ister dıştan gelsin, bu mücadeleyi zayıflatan her türden provokatif girişim karşısında tavır sahibidir ve artık tahammülü yoktur” dedi.
HPG BİM Sözcüsü Serdar Yektaş, gerilla alanlarındaki son duruma ilişkin ANF’nin sorularını cevapladı.
HPG Komuta Konsey Toplantısı Newroz öncesi kamuoyu ile paylaşıldı. Bahar aylarını karşılarken Türk devletinin yeni bir operasyona hazırlandığı belirtiliyor. Gerilla alanlarında son durum nedir? Türk ordusunun bir operasyon yapma ihtimali var mı?
Gerilla Newroz Bayramını her yıl aynı duygularla kutluyor. Bu yılın farkı, gerilla Newroz törenlerinin daha görünür olması ve basına yansımasıydı. Halkımız açısından ise bu yıl daha görkemli, daha coşkuluydu. Gerilla da bu Newroz’u zafer ruhuyla kutlayıp yeni mücadele yılına dair iddiasını ortaya koydu. Newroz diriliş ve direnişin bayramı olduğu gibi, bizim için yeni mücadele yılının başlangıcı da oluyor.
Baharla birlikte Türk devletinin Medya Savunma Alanlarına ya da eğer yapabilirse Kürdistan’ın farklı bölgelerine yönelik işgal saldırısı yapabileceği bilgileri geliyor. Fakat bu durum şu anda bir savaş ve saldırının olmadığı anlamına gelmiyor. Eğer böyle olduğu düşünülüyorsa kesinlikle yanlıştır. Şu anda zaten Bakurê Kurdistan’da, Medya Savunma Alanlarında sonbahardan bu yana kesintisiz bir biçimde çok yoğun operasyon ve saldırılar var. Tam bir savaş hali devam ediyor ve aralıksızdır.
Türk İçişleri Bakanlığı yeni yaptığı açıklamada, Bakurê Kurdistan’da sadece son üç ayda 8 bini aşkın operasyon yaptığını söylüyor. Zap, Avaşîn ve Metîna’da ilerleyemedikleri için bazı yerlerden geri çekilmişlerdi. Fakat Medya Savunma Alanları SİHA ve savaş uçaklarıyla sürekli bir hava operasyon sahası halindedir. Neredeyse her gün bombardımanlar geliştiriyorlar ve bunları günlük açıklamalarımızda zaten paylaşıyoruz. Şu anda Bakurê Kurdistan ve Medya Savunma Alanları üzerinde uçan Türk savaş ve keşif uçaklarının sayısı, Ukrayna semalarında uçan uçak sayısından daha çoktur. Bu tespiti abartılı bulanlar olabilir, fakat sivil ve askeri hava radarı olan yerlerden sorup öğrenebilirlerse doğru olduğunu göreceklerdir. Dolayısıyla gerilla alanlarına dönük sürekli bir saldırı ve operasyon durumu zaten vardır. Gerilla tüm bunları boşa çıkarabilecek düzeye ulaştığı ve Türk devleti sonuç alamadığı için sanki operasyon ve saldırı yokmuş gibi algılanıyor, ancak öyle değildir.
Peki Türk devletinin karadan bir işgale kalkışması ihtimali nedir?
Tabii ki yüksek ihtimaldir. Karşımızda bizi soykırıma uğratmak isteyen bir düşman var. Asıl soru, karadan saldırması için neden bu kadar beklemek zorunda kaldığıdır. Çünkü geçen yıl Bakur’dan Medya Savunma Alanları’na kadar birçok yerde ağır darbeler yedi, iddia ettiklerini yapamadı, amaçlarına ulaşamadı. Garê’den başlayarak baş aşağı bir gidişi yaşadı, Avaşîn, Zap ve Metîna’da da Türk ordusunun bu yenilgisi tekrarlandı. Türk devleti saldırmak istiyor, ancak o takati toplayabilmesi, kendisini örgütleyebilmesi, güçlerini hazırlamaya çalışması gerekiyor. Tüm bunlar da nasıl bir durumda olduklarını gösteriyor. Bakınız; hareketimize ve halkımıza karşı bir saldırıya girişmek için aylardır hazırlık içerisindedir, dış güçlerle yoğun görüşme ve yardım isteme pozisyonundadır, Kürtler içinde işbirlikçi ihanet ayağını geliştirme çabasındadır, farklı savaş teknikleri temin etme arayışındadır. Eğer kendince bunları biraz elde edebilirse tabii ki saldıracaktır. Geçen yıl 23 Nisan'da başlayan işgal saldırısını devam ettirememişse, hamle üzerine hamle yapıp ilerleyememişse gerilla direnişi karşısında çaresiz kalıp zayıf düştüğü içindir. Ellerinden gelseydi artlarına koymazlardı.
Gerilla güçlerinin karadan gelişebilecek bir işgal saldırısına karşı hazırlıkları ne düzeydedir?
Komuta Konsey Toplantımızın yıllık toplantısına dair yaptığı açıklama bu konularda yeterli cevabı vermiştir. HPG’nin Yeniden Yapılanma Projesi ve yeni gerilla taktikleri önemli boyutlarda pratikleşti. Fakat bu sürekli gelişim halinde olan bir süreçtir. Gerilla her gün kendini eğiten, pratiğini sorgulayan, yetersizliklerinden dersler çıkaran ve ona göre kendini yenileyen bir güçtür. Bu gerçeklik ışığında 2021 yılı savaşından da önemli dersler çıkarılmış, ideolojik ve askeri hazırlıklar yapılmıştır. Gerilla hem hazırdır hem de zaten aktif savaş halindedir. Yani sadece bekleyen ve düşmana göre konumlanan bir pozisyonda değildir.
Düşman, sadece Bakur’da son 3 ayda binlerce operasyon yaptıklarını belirtiyor, eğer sonbahardan bu yana ele alırsak sayı on binleri buluyor. Peki bütün bu operasyonların sonucu nedir? Türk devleti için koskoca bir hiçtir. Arkadaşlarımız 2021 yılında üslenme sürecine doğru giderken Dêrsîm ve Mêrdîn’de bazı şehadetlerimiz yaşandı ve zaten bunları halkımızla paylaştık. Fakat kış ve bahar sürecinde yapılan on binlerce operasyonların hepsi sonuçsuzdur, bir tek kaybımız bile yaşanmamıştır. Arkadaşlarımız havadan ve karadan devrede olan tüm düşman tekniğini etkisiz kılacak bir düzeye ulaşmıştır ve bu kadar operasyonu boşa çıkaran bir pozisyondadır. Dolayısıyla Bakur’da da inisiyatif ve üstünlük arkadaşlarımızın elindedir.
Türk devleti belirttiklerinizin aksine gerilla kayıplarına ilişkin abartılı rakamlar belirtiyor. Buna ilişkin ne söyleyebilirsiniz?
Tek kelimeyle yanıtlarsak; yalandır. Kayıplarımıza dair çok abartılı rakamlar veriyorlar, zira yalana para ödemiyorlar. Madem öyle soralım; o kadar gerilla nerede ve ne zaman şehit oldu? Çıkıp söylesinler. Kendini özel savaşın etkili elemanlarından sayan İçişleri Bakanı o kadar yalan söyledi ve o kadar teşhir oldu ki, şu anda çıkıp da konuşacak yüz bulamadığı için İçişleri Bakanlığı sözcüsü diye bir kurum icat ettiler; emirleri altındaki bir bürokrata bu açıklamaları yaptırıyorlar. Herhalde çok daha fazla yalancı pozisyona düşmemek için kendilerince böylesi bir çözüm yoluna gittiler. Ne kadar Kürt katlettikleriyle övünüp, başarı hanelerine bunu yazarak prim elde etmeye çalışıyorlar. Türk Milli Savunma Bakanlığı gerilla şehadetlerine dair açıklamalar yapınca, İçişleri Bakanlığı da gerisinde kalmamak için hemen böyle bir açıklama yaptı. Bu açıklamaların birçoğunu sadece bize karşı değil, aynı zamanda birbirlerine karşı ve kendi iç çelişkilerinin bir sonucu olarak dışa yansıtıyorlar. Biz burada net ve somut bir şekilde belirtelim; Medya Savunma Alanları’nda 2022 yılı başından şu ana kadar bize bilgisi gelen toplamda 7 arkadaşımızın şehadete ulaştığıdır. 23 Ocak’ta 3 arkadaşımız şehit olmuştu ve ilan etmiştik, son günlerde de iki ayrı yerde toplamda 4 arkadaşımız şehadete ulaştı. Bakur’da zaten hiç şehadetimiz yoktur. Dolayısıyla Türk devletinin hem Bakur’da hem de Medya Savunma Alanları’nda şehadetlerimize ilişkin belirttikleri kesinlikle doğru değildir.
Gerillanın yıl başından bu yana eylem halinde olduğu görülüyor. Bu eylemler ve Türk devletinin kayıpları hakkında neler belirtebilirsiniz?
Gerilla eylemselliğinin temposu bazen mevsim koşullarına göre değişse de kesintisizdir. Sizin de belirttiğiniz gibi yıl başından bu yana zorlu kış koşullarına rağmen gerilla eylemselliği devam etti. Gerilla Ocak’ta vurdu, Şubat’ta vurdu, 8 Mart, Newroz ve Kahramanlık Haftası ile de yükselişe geçti. Bunun yıl boyunca daha da artacağı inancındayız. 2022 yılı başından bugüne kadar Türk devleti 312 kez uçaklarla, 30 kez helikopterler ile toplamda 342 hava saldırısı gerçekleştirmiştir. Karadan 10 kez obüs ve havan saldırısı yapmıştır. Bu sayılar arkadaşlarımızın görüp netleştirdikleridir. Çoğu zaman araziyi başıboş şekilde bombaladıkları için haberimizin olmadığı bombardımanlar da vardır. Buna karşın gerilla 20 eylem gerçekleştirmiştir. Bu eylemlerde 23 işgalcinin cezalandırıldığı, 2 işgalcinin de yaralandığı tespit edilmiştir. Bunlar dışında sonucu tam tespit edilemeyen bazı eylemlerde de ölen veya yaralanan işgalciler de olabilir, biz yalnızca kesin olanlarını paylaşıyoruz. İşte Türk devleti hem kendi güçsüzlüğünü perdelemek hem de gerilla eylemlerinin etkinlik düzeyini yansıtmamak için bu kadar özel savaş yalanı uyduruyor. Eylemleri gerçekleştiren arkadaşlarımız bu gerçeği iyi bildikleri için tüm eylemlerini imkanlar dahilinde kayıt altına alıp bize ulaştırıyorlar. Biz de bunları Gerilla TV’de paylaşıyoruz. Yani biz ne yapmışsak onu söylüyoruz ve ortaya koyuyoruz, ne eksik ne de fazla…
Gerila TV’de yayınlanan eylem ve gerilla görüntülerinin ilgiyle takip edildiği görülüyor. Bu söylediklerinize bakılınca Gerila TV nasıl bir rol oynuyor?
Kapitalist modernite sistemi ve sömürgeciler özgürlük hareketinin ve gerillanın kendisini ifade edebileceği, topluma taşırabileceği tüm kanalları kapatma çabasındadır. Gerila TV, işte bu düşman çabalarını delip parçalayan ve gerilla hakikatini topluma taşıran tarzın adı oluyor. Türk devleti sanki hiç gerilla etkinliği, inisiyatifi ve varlığı kalmamış şeklinde yoğun özel savaş yalanları geliştirirken, Gerila TV de buna karşı en etkili cevabı veriyor. Şu anda hegemonik güçlerin denetimindeki tüm dijital medya organları bize kapalıdır, Gerila TV yasaklıdır, gerilla hakikatine tahammülleri yoktur. Ama Gerila TV, gerillanın kendi çabasıyla açtığı ve kendini ifade ettiği alan oluyor. Gerillanın ve Kürdistan’da yürütülen savaşın hakikatini öğrenmek isteyenler bu yüzden dönüp Gerila TV’ye bakıyorlar.
Türk devleti istediği kadar yalana başvursun, toplumu yalan bombardımanına tabi tutsun. Biz eylemlerimizi kaydedip ortaya koyduğumuzda onların tüm yalanları bir anda tuzla buz oluyor. Bir gerilla timi veya timleri bir alanda eylemini gerçekleştirdiğinde oradaki düşmana bir kez vuruyorsa, Gerila TV’de onun eylemini yayınladığımızda binlerce kez vurmuş oluyor. Çünkü onların özel savaş medyasına, faşizm dalgasına, çarpık algısına, ahkam kesen Türk özel savaş şeflerinin yüzüne bir tokat gibi çarpıyor. Bu yüzden Gerila TV’ye dönük engelleme, sınırlama, saldırma çok yoğundur. Ancak sonuçsuzdur.
Biz gerilla gücüyüz ve savaş içindeyiz. Gerila TV’yi televizyonculuk yapmak için icra etmiyoruz. Devrimin ve savaşımımızın bir ihtiyacı olarak açığa çıkmıştır, şu anda önemli bir rolü ve işlevi vardır. Elbette ki, hakikatimizi daha iyi anlatmak, halkımıza, halklara ve gerilla mücadelemizi örnek almak isteyen herkese daha fazla taşırmak başat görevimizdir. Bu konuda tüm gerilla arkadaşlarımızın önemli bir çabası ve emeği vardır, bundan sonra da olacaktır. Çünkü Gerila TV sadece gerilla eylemlerinin yayınlandığı bir mecra değildir. Aynı zamanda Kürdistan Özgürlük Gerillası’nın nasıl yaşadığını, neler yaptığını, ne düşündüğünü, kendisini nasıl eğittiğini, neler hissettiğini, hissettiklerini hangi türkülerle dile getirdiğini de buradan paylaşıyoruz. Dolayısıyla gerillaya dair kapsamlı bir arşiv ve gerillanın kendisini bir bütünen yansıtmaya çalıştığı aynası oluyor.
Yeri gelmişken bir hususu belirtmek isterim: Gerilla TV için arkadaşlarımızın bu kadar çabası ve halkımızın büyük bir ilgisi söz konusuyken diğer organlar yeteri önemi vermiyorlar. Gerilla kendi eylem ve etkinliğini belki birkaç dakikalık görüntüyle belgeleyip topluma sunabiliyor. Ancak o birkaç dakikalık eylem görüntüsünün gerçekleşebilmesi için arkadaşlarımızın günlerce süren planlaması, çabası, emeği ve ısrarı söz konusudur. O izlenen birkaç dakikalık görüntünün alt yapısı büyük fedakarlık ruhu temelindeki kan ve ter ile inşa ediliyor. O yüzden sadece filmlerden bir kesit biçiminde izlenip geçilmemesini, nasıl bir emekle yaratıldığının bilinmesini ve herkesin ellerindeki imkanları gerilla hakikatini daha fazla yayma temelinde kullanmasını arzuluyoruz.
KCK Dış İlişkiler Komitesi, KDP’nin gerilla güçlerine karşı savaşa gireceği yönünde bilgiler geldiğini belirterek ciddi uyarılarda bulundu. Bu konuda neler belirtebilirsiniz? Sahadaki durum nedir?
Hareketimiz bir felaketin yaşanmaması için gerekli ön uyarılarda bulunmuştur. Bu konuda bize de yerel kaynaklardan ulaşan birçok bilgi oluyor. Fakat bunların ne kadarı doğrudur, ne kadarı dezenformasyon ve bizi tahrik edip bir savaşın içine çekme amaçlıdır, bilemiyoruz. O yüzden tüm bilgilere temkinli yaklaşıyoruz. Önemli olan sahada pratik durumun ne olduğudur. KDP güçleri geçen yıl provokasyonla girdiği gerilla alanlarındaki varlığını halen sürdürmektedir. Tetikleri gerilla alanlarına dönük bir pozisyondadırlar. Herhangi bir geri çekilmesi yoktur ve bilakis bulunduğu yerleri daha da tahkimli hale getiriyor. Tüm bunların ne anlama geldiği biliniyor, çok tehlikeli durum ve sonuçlara dönüşmesi ihtimali var. Son bir ay içerisinde önce Heftanîn alanındaki bazı yerlere konumlandılar. Sonra da Metîna alanında Kela Qumriyê’ye gelip konumlandılar. KDP güçlerinin Metîna’da, Şeladizê’de ve Amediyê’nin çevresindeki köylerde yaşayan halkımıza gerilla ile ilişkilenmemeleri yönünde ciddi baskı yaptığı ve tehditlerde bulunduğu bilgileri de bize geliyor.
KDP’nin geçen yıl gerilla güçleri karşısında nasıl bir pozisyon aldığı ve neler yaptığı zaten biliniyor. Bu yıl da aynısının tekrarlanmamasını arzuluyoruz. Çünkü halkımız bir bütün özgürlük davasını kazanmaya kilitlenmişken, ister içten ister dıştan gelsin, bu mücadeleyi zayıflatan her türden provokatif girişim karşısında tavır sahibidir ve artık tahammülü yoktur. Biz de bunun bilinci ve sorumluluğuyla hareket ediyoruz.