HPG Botan şehitlerini andı

Botan’da 2017 yılında şehit düşen 3 gerillayı anan HPG, “bu değerli yoldaşlarımızın bizlere devrettiği devrim görevlerimizi başarıyla yerine getireceğimizin ve anılarına bağlı kalacağımızın sözünü yineliyoruz” dedi.

HPG Basın İrtibat Merkezi açıklaması şöyle:

“Soykırımcı Türk ordusunun 2015 yılında başlattığı tasfiye amaçlı saldırıların en çok şiddetlendiği yıl 2017 yılı olmuştur. Bu saldırılara karşı Kürdistan gerillası da çelikten bir irade ile direnmiş ve işgalcilerin tasfiye amaçlarını boşa çıkarmışlardır. Yaşanan savaş sürecinde büyük fedakarlıklar gösterip şehadete ulaşan yoldaşlarımız bugün açığa çıkan zafer umudunun gerçek yaratıcıları olmuşlardır. Partizan, Kemal ve Çekdar yoldaşlarımız da yaşanan savaş sürecinde Botan alanında işgalcilere karşı savaşmış, Botan’ı direnişin merkezine dönüştürmüşlerdir. Son nefeslerine kadar Önder Apo felsefesi temelinde yaşamayı ve direnmeyi esas alan bu yoldaşlarımız yeri geldiğinde çok sevdikleri ülkeleri için canlarını feda etmekten geri durmamışlardır. Bizler de bu değerli yoldaşlarımızın bizlere devrettiği devrim görevlerimizi başarıyla yerine getireceğimizin ve anılarına bağlı kalacağımızın sözünü yineliyoruz.

Şehadete ulaşan yoldaşlarımızın kimlik bilgileri şöyledir:

Kod Adı: Partizan Herekol
Adı Soyadı: Emre Ablak
Doğum Yeri: Mersin
Anne – Baba Adı: Rabia – Muhsin
Şehadet Tarihi ve Yeri: 1 Ekim 2017 / Besta

 

Kod Adı: Kemal Avesta
Adı Soyadı: Aydın Mamak
Doğum Yeri: Şirnex
Anne – Baba Adı: Rahime – Emin
Şehadet Tarihi ve Yeri: 4 Kasım 2017 / Cudî

 

Kod Adı: Çekdar Baxtiyar
Adı Soyadı: Abdulmuttalip Tunç
Doğum Yeri: Wan
Anne – Baba Adı: Erzan – Abdurrahman
Şehadet Tarihi ve Yeri: 25 Temmuz 2017 / Wan

 

 

PARTİZAN HEREKOL

 

Aslen Sêrt Perwarî’li olan Partizan yoldaşımız Mersin’de yurtsever bir ailede doğmuştur. Düşmanın Kürt soykırımını gerçekleştirmek için uyguladığı göçertme politikaları sonucu Partizan yoldaşımızın ailesi Türk metropollerine göç etmek zorunda kalmıştır. Fakat topraklarına bağlı olmalarından dolayı hiçbir zaman Kürdistan’la olan bağlarını kopartmamışlardır. Partizan yoldaşımız da her ne kadar Türkiye metropollerinde doğup ve büyümüşse de ailesinden aldığı yurtsever kültür ile kişiliğini şekillendirmiştir. Yine Kürt kültürüne de sıkıca bağlı olmuş, köklerinden kopmamıştır. Bundan dolayı Kürdistan’da gelişen özgürlük savaşına hiçbir zaman kayıtsız kalmamıştır. Düşmanın Kürt halkı üzerinde yürüttüğü soykırım, asimilasyon, imha ve inkar politikalarını hiçbir zaman kabul etmeyerek düşmana karşı sürekli bir mücadelenin içerisinde olmuştur. Mücadelesini her zaman büyütme çabası ve arayışı içerisinde olan Partizan yoldaşımız, başta Önderliğimiz üzerindeki tecridin parçalanarak fiziki özgürlüğüne kavuşması olmak üzere, halkımızın özgürlük arayışına ve savaşına cevap olabilmek ve kahraman şehitlerimizin anılarına sahip çıkarak hayallerini gerçekleştirmek için 2012 yılında gerilla saflarına katılmıştır. Savaşın en yoğun olduğu 2012 yılında gerilla saflarına katılması Partizan yoldaşımızın doğrudan savaş koşullarında eğitim görmesine neden olmuş, bu durum kendisini hem askeri olarak hem de ideolojik olarak güçlendiren bir etken olmuştur. Gerillacılığa Xakurkê alanında başlayan Partizan yoldaşımız kısa bir süre içinde kendini geliştirmiş ve Önder APO’nun Kürt halkı için yarattığı değerlere layık olabilmek için en iyi bir şekilde mücadele emiştir. 2013-2014 yıllarında DAİŞ çetelerinin Rojava’da halkımız halkımızın kazanımlarına saldırması ve katliamlar geliştirmesine karşı dönemin görev ve sorumluluklarını üstlenip çetelere karşı aktif bir şekilde savaşmıştır. Bu savaş sürecindeki cesur ve emekçi katılımı ile örnek bir Apocu militan olmuştur. Yine buradan aldığı tecrübe ile halkımızın baş düşmanı olan TC devletine karşı savaşmak için Bakurê Kurdistan’a gitme önerisinde bulunmuştur. Bunun üzerine tekrar Kürdistan dağlarına dönmüş ve Hêzên Taybet örgütlemesine dahil olmuştur. Partizan yoldaşımızın Hêzên Taybet örgütlemesine dahil olmasının en öncelikli nedeni kendisini Önderlik felsefesinde daha fazla yoğurarak Önder Apo felsefesinin fedaisi olmaktır. Partizan yoldaşımız ancak fedai çizgisinde bir katılımla mücadele edilerek zafere ulaşabileceğimize inanmış, bunun için de sürekli bir mücadelenin içerisinde olmuştur. Partizan yoldaşımız 2015-2016 yıllarında düşmanın Öz Yönetim Direnişi süreçlerinde özelikle Cizre ve Silopi’de halkımıza karşı insanlık dışı bir şekilde katliamlar geliştirmesi nedeniyle yüzünü gerilla direnişimizin merkezi Botan’a çevirmiştir. Düşmandan hesap sorma heyecanı ile Botan alanına geçen Partizan yoldaşımız fedailik çizgisinin radikal bir temsilcisi olma çabası ve yoğunlaşması içerisinde olmuştur. Bununla bağlantılı olarak Önderlik ve şehit yoldaşlarımıza layık olmak için savaşta ve yaşamda fedakarlığı ile ön plana çıkmıştır. Özellikle birlikte çalışma yürüttüğü ve fedai eylemleriyle düşmana ağır darbeler vuran Botan, Harun, Zinar ve Sema yoldaşlarımızın izinden yürümeyi esas almış ve bu yoldaşlarımızın anılarına bağlı kalmıştır. Şehitlerden aldığı güç ve moral ile pratiğe daha güçlü bir şekilde katılan Partizan yoldaşımız mütevazi, sade ve olgun kişiliği ile Önder Apo’nun iyi bir savaşçısı ve fedai militanı olmayı başarmıştır.

 

KEMAL AVESTA

Kemal yoldaşımız Kürdistan’da yurtseverliği ve özgürlükteki ısrarlı duruşuyla tarihinin her döneminde direniş kalesi olan Silopi’de doğmuştur. Daha çocukluk yaşlarında düşmanın halkımız üzerinde yürüttüğü kirli politikalara tanıklık eden Kemal yoldaşımız aynı zamanda düşman zulmüne karşı savaşan Kürdistan Gerillasının kahramanlık öyküleriyle de partimiz PKK’yi tanımıştır. Düşman zulmüne karşı Kürdistan dağlarında verilen mücadele her zaman Kemal yoldaşımızın merakını uyandırmış ve bir gün gerilla olabilmenin hayali ile büyümüştür. İşgalciliğe karşı verilen onur savaşımızda şehadete ulaşan yoldaşlarımızdan etkilenen Kemal yoldaşımız her onurlu Kürt genci gibi 2015 yılında yüzünü Kürdistan dağlarına çevirmiş ve şehitlerimizin intikamlarını almak için şehitlerin silahını kaldırmıştır. PKK yaşamının ve yoldaşlık ilişkilerinin insanı özgürleştiren yanlarından derin bir şekilde etkilenen Kemal yoldaşımız, bu yaşam ve yoldaşlık ilişkilerine sıkıca sarılmış ve kendisi de iyi bir PKK’li olmaya çalışmıştır. İlk olarak kutsal duygularla gerilla saflarına katılan Kemal yoldaşımız zaman içerisinde aldığı Önderlik eğitimleriyle duygusal katılımını bilinçli bir katılıma dönüştürmüş ve ideolojik yanları daha ağır basan bir katılımın sahibi olmuştur. Aldığı Önderlik eğitimleriyle hızlıca toplumsallaşan ve kazandığı derinlikle özgür bir insan olmaya başlayan Kemal yoldaşımız kişiliğinde yarattığı değişimlerle tüm yoldaşlarının dikkatini çekmiştir. Partimiz PKK’nin ve Önder Apo felsefesinin kişiliği üzerinde yarattığı etki nedeniyle kendisini her zaman Önder Apo, partimiz PKK ve şehitler çizgisine karşı borçlu hissetmiştir. Bu yönüyle Kemal Pir ve Mehmet Hayri Durmuşların ardılı olma iddiasında olan Kemal yoldaşımız bu borcunu ödemek için sömürgeci ve soykırımcı Türk devletine karşı savaşması gerektiğine inanarak eteklerinde çocukluğunu geçirdiği, zirvesine tırmanmak için hayalini kurduğu ve gerillaya ilk ulaştığı Cudî alanına geçmiştir. Cudi alanında kısa bir süre kalmasına rağmen yaşamda ve savaştaki fedai duruşuyla tüm yoldaşlarını etkilemeyi başaran Kemal yoldaşımız şehitler kervanına katılarak geride kalan yoldaşlarına daha fazla mücadele etme gerekçesi olmuştur.

 

ÇEKDAR BAXTİYAR

Soykırımcı Türk devletinin Kürt halkına karşı yürüttüğü soykırım savaşında her bir Kürt bireyi bu zulümden nasibini almıştır. Faşizm ve ırkçı zihniyet her zaman en kötüsünü uygulamak için uğraşmıştır. Türk devletinin örgütlediği faşist ve ırkçı güruhlar halkımıza yönelik uyguladığı soykırım savaşında her zaman en önde oldular, devlet hedef gösterir onlar en vahşi yöntemlerle topluma saldırırlar. Faşist Türk devletinin Kürt halkına hunharca ve vahşice saldırmasının nedeni toplumu sindirmek, boyun eğdirmek ve hiçbir koşulda devlete isyan etmemesi için adeta ibretlik olsun diye bu tür uygulamalar bilinçli ve planlı bir şekilde yapılmıştır. Ancak gerek Kürt toplumundaki direniş ve boyun eğmez gelenek, gerek PKK’nin fedai çizgisi yaşatılan zulme karşı bırakın sindirmeyi ve mücadeleden vazgeçmeyi tam tersine tüm vahşi saldırılara karşı mücadeleyi büyüterek, direniş saflarına akın ederek cevap vermiştir. Bu düşünce ve mücadele birliği Önder Apo’nun mücadele tarzı sayesinde oluşmuş ve çelikten bir duvar gibi zulmün ve vahşetin önüne geçmiştir. Soykırımcı saldırılar çoğaldıkça direniş ve mücadele safları da bir o kadar bilenip keskinleşiyor. Çekdar yoldaşımızda yapılan soykırım saldırılarına karşı anlamlı bir eylemle cevap olmak istemiştir. Yurtsever ve emekçi bir ailede dünyaya gelen Çekdar yoldaşımız, geleneklerine bağlı direnişçi bir çevrede şekillenmiştir. Genç yaşta halkımıza yapılan saldırılara tanıklık etmiş ve intikam için arayış içerisine girmiştir. Önder Apo’nun yaşam felsefesini tanımak ve soykırımcı düşmana karşı mücadelede etmek için büyük bir çaba içerisinde olmuş, nihai zafer için gerilla mücadelesinin elzem olduğu gerçeğine varmıştır. Bu temelde gerilla saflarına büyük bir coşkuyla katılan Çekdar yoldaşımız, temel eğitimlerde üstün başarı göstererek kısa sürede kendisinde radikal değişimler yaratmayı bilmiştir. Soykırımcı düşmana olan kin ve öfkesini eyleme dökmek ve anlamlı bir eylemin sahibi olmak için an be an Apocu ideolojide derinleşmeyi esas almıştır. Kısa sürede gerilla tarz ve taktiğinde yetkinlik kazanan Çekdar yoldaşımız, Botan sahasında pratik yürütmek için ısrarcı olmuştur. Emekçi, pratikçi ve mütevazı kişiliği ile yoldaşlarının gönlünde taht kurmuş ve kaldığı tüm alanlarda yoldaşlığıyla örnek bir militan olmuştur. Soykırımcı Türk ordusuyla girilen çatışmada saatlerce savaşmış ve yoldaşlarıyla beraber büyük bir kahramanlık göstermişlerdir. Son mermilerine kadar kahramanca direnen ve düşmana ağır darbeler vuran Çekdar yoldaşımız, her zaman Botan kahramanları olarak mücadelemizde yaşayacaktır.

Kürdistan olduğu kadar tüm ilerici insanlık için yeni yaşamın adı olan Önder Apo ve PKK’nin birer militanları olarak halkımızın özgürlüğü için savaşan ve bu onur savaşında şehadete ulaşan Partizan, Kemal ve Çekdar yoldaşlarımız başta değerli aileleri olmak üzere tüm yurtsever Kürdistan halkımıza başsağlığı diliyoruz.”