HPG Basın İrtibat Merkezi açıklaması şöyle:
“Wan Eyalet Komutanlığı üyesi Cûdî Kahraman yoldaşımız Wan alanında Eylül ayında işgalci Türk ordusuyla yaşanan çatışmada son nefesine kadar savaşarak Partimizin direniş geleneğinin seçkin bir örneği olarak şehadet ulaştı. Gençlik çalışmalarından halk çalışmalarına, savaşçılıktan komutanlığa kadar devrimci yaşamının her anını mücadele ederek şehitlerimize ve Önderliğimize layık olmanın yüksek duyarlılığı ile geçiren Cûdî yoldaşımız, Demokratik Modernite Gerillacılığının en seçkin örneklerinden biri olmuştur. Yer aldığı her çalışmada başarı dışında herhangi bir ölçüyü kabul etmemiş ve başarı çıtasını sürekli yükselterek halkımızın özgürlük mücadelesini daha da büyütmek istemiştir.
Bu özellikleriyle yeni dönemin komuta özelliklerini kişiliğinde somutlaştıran Cûdî yoldaşımız, yaşamından mücadelesine kadar her şeyi ile örnek alacağımız bir komutanımız olmuştur. Yoldaşları olarak Cûdî yoldaşımızın bizlere devrettiği direniş geleneğini zafere kadar ona ve tüm şehitlerimize layık olmanın çabasıyla sürdüreceğimizin sözünü veriyoruz.
Cûdî yoldaşımızın kimlik bilgisi şöyledir:
|
Kod Adı: Cûdî Kahraman
Adı Soyadı: Cumhur Kahraman
Doğum Yeri: Colemêrg
Anne – Baba Adı: Cevahir – Hüsnü
Şehadet Tarihi ve Yeri: 2022 / Wan
|
CÛDÎ KAHRAMAN
Cûdî yoldaşımız, Kurdistan’ın yurtsever aşiretlerinden biri olan ve Kurdistan Özgürlük Mücadelesine yüzlerce değerli evladını veren Mamxurî aşiretine mensup bir ailede, Colemêrg’e bağlı bir köyde doğmuştur. Cûdî yoldaşımızın ailesi düşmanın köylerini yakması nedeniyle Colemêrg taşınmak zorunda kalmıştır. Bu nedenle Cûdî yoldaşımız düşman gerçekliğini daha çocukken tanımış ve düşmana büyük bir öfke duymuştur. Ailesinin ve mensubu olduğu aşiretin ülkesine bağlı yapısı nedeniyle daha küçük yaşlarda Partimizi tanıyan Cûdî yoldaşımız gençlik dönemlerinden itibaren her onurlu Kürt genci gibi devrim çalışmalarına dahil olmuştur. İlk olarak yer aldığı gençlik çalışmaların mütevazi ve emekçi yapısıyla dikkat çekmiş ve birçok Kürt gencinin Hareketimizle tanışmasını ve mücadeleye atılmasına vesile olmuştur. Bu başarılı çalışmalarını üniversite okuduğu dönemlerde de sürdürmüş ve artık bir kadro olarak daha aktif bir mücadelenin sahibi olmuştur. Türkiye metropolleri ve Kurdistan’ın birçok şehrinde faaliyet yürütmüş ve Devrimci Halk Savaşımızın temellerinin atılmasında önemli bir emeğin sahibi olmuştur. Çalışmalardaki aktifliği ve sonuç alıcılığı nedeniyle düşmanın da dikkatini çeken Cûdî yoldaşımız 2011 yılında düşmana esir düşmüştür. Mêrdîn ve Sêrt zindanlarında kalan Cûdî yoldaşımız, zindan alanlarını bir akademi ortamı olarak ele almıştır. Düşmanın tüm yönelimlerine karşı militanlık duruşundan taviz vermeyen Cûdî yoldaşımız, düşmanın Kürt gençlerini zindanlarda tutsak edip mücadeleden koparma siyasetini şahsında boşa çıkarmış ve düşmana gereken cevabı duruşuyla vermiştir. Yaklaşık 3 yıl boyunca zindanda mücadelesine devam eden Cûdî yoldaşımız 2014 yılında zindandan çıkar çıkmaz gerilla Wan alanından gerilla saflarına katılmıştır.
Gerilla saflarına katıldığı ilk an’dan şehadete ulaştığı an’a kadar tüm zamanını dolu dolu ve halkımızın özgürlüğü için değerlendiren Cûdî yoldaşımız bu özelliğiyle örnek bir militan olmuştur. Zindandan çıktıktan sonra büyük bir heyecanla yöneldiği pratik çalışmalarda her zaman en iyi ve doğru olanı yapmanın arayışında olmuş ve bu anlamda her zaman kendisini sorgulamıştır. Erdemli bir devrimci özellik olan özeleştri mekanizmasını her zaman işletmiş, kendisini şehit yoldaşlarımızın belirlediği çizgi üzerinden değerlendirmiştir. Bundan dolayı Cûdî yoldaşımız her zaman kendisini eksik görmüş ve çalışmalara daha aktif bir katılım sağlamıştır. Yaptığı her pratik sonunda başarılarını tecrübe yapıp tüm yoldaşlarıyla paylaşmış, eksik kalan ve sürece cevap olmayan yanlar üzerinde derin yoğunlaşmalar yaparak onları gidermeye çalışmıştır. Yaşanan sorunların kaynağını hiçbir zaman kendisinin dışında aramamış ve hiçbir gerekçeye sığınmadan çözüm gücü olmaya çalışmıştır. Bu anlamda kendisini tüm yoldaşlarından ve çalışma yürüttüğü alandan sorumlu görmüş ve katılımını buna göre yapmıştır. Yaşanan yoğun savaş sürecinin farkında olan Cûdî yoldaşımız, doğru ve militanca bir katılım olmaksızın halkımızın ve Hareketimizin içerisinden geçtiği bu tarihi sürece cevap olamayacağının bilinciyle çalışmalara dahil olmuştur. Gençlik çalışmaları ve zindan sürecinde teorik olarak kendisini son derece geliştirme imkanı bulan Cûdî yoldaşımız devrimciliğin sadece teorik bilgi ile olamayacağının bilinciyle katıldığı günden sonra pratik yönünü daha fazla ön planda tutmuştur. Emekçi ve dürüst katılımı ile belli düzeylerde komutanlık görevi üstlenmiş ve yoldaşlarının kendisine olan güvenine layık olmaya çalışmıştır. Her zaman yoldaşlarıyla uyum içerisinde olmayı ve kolektif çalışma tarzını esas almış, bu özelliğiyle tüm yoldaşlarının birlikte çalışma yürütmek istediği bir komutan olmuştur. Yoldaşlarıyla ilişkilerinde son derece mütevazı olan Cûdî yoldaşımız bu özelliği sayesinde tüm yoldaşlarının saygısını kazanmıştır. Yine kendisini sürekli geliştirmeye, yeni bir şeyler öğrenmeye açık halde tutmuş ve bu özelliği sayesinde her bir yoldaşından ya da her bir olaydan yeni şeyler öğrenmiş, dersler çıkarmıştır. Yine bu özelliği sayesinde yeni dönemin savaş taktiğini ve tarzını anlamakta ve uygulamakta sorun yaşamamıştır. Özellikle yeni dönemin savaş gerçekliğine uymayan hareket tarzının yarattığı olumsuzluklardan gerekli dersleri çıkarmış ve bunu düşmana darbe vurmanın zemini haline getirmiştir.
Cûdî yoldaşımız son olarak Wan eyalet komutanlığı üyeliği görevi ile çalışmalara katılmış, yeni dönemin öncü komuta özelliklerini kişiliğinde oluşturarak başta Önder Apo ve şehit yoldaşlarına cevap olmak istemiştir. Yine bir özgürlük gerillası olarak halkımızın özgürlük taleplerine cevap olabilmenin sorumluluğuyla daha çalışmalara daha fazla katılmak ve Kurdistan’ın diğer alanlarındaki yoldaşları gibi soykırımcı düşmana karşı mücadeleyi daha da büyütmek istemiştir. Tüm bu yoğunlaşma ve pratik çabalar Cûdî yoldaşımızı yeni dönemin öncü komutanlarından ve tüm yoldaşlarının örnek alacağı Apocu bir militan yapmıştır.
SON NEFESLERİNE KADAR SAVAŞARAK ŞEHİT DÜŞTÜLER
Uzun bir süre bulundukları Botan alanındaki başarılı pratikleriyle düşman saldırılarına karşı her defasında gerekli cevabı veren ve Botan alanının direniş tarihine uygun bir mücadele yürüten Dijwar ve Yusuf yoldaşlarımız 2 Ekim 2022 günü Besta alanında işgalci Türk ordusuyla yaşanan çatışmalarda son nefeslerine kadar savaşarak şehadete ulaştı. Mücadeleleriyle Botan’ın direniş geleneğini layıkıyla sürdüren bu değerli yoldaşlarımız, düşman saldırılarına karşı iradeli ve fedaice savaşlarıyla da Botan’ın kahramanlık tarihinde yeni bir sayfa açmışlardır. Bu özelliklerinden dolayı yeni dönemin öncü birer komutanı olan Dijwar ve Yusuf yoldaşlarımız şehadetleriyle her zaman biz yoldaşlarının yüzünü dönecekleri kıblegahları olmuştur.
Dijwar ve Yusuf yoldaşlarımızın kimlik bilgileri şöyledir:
|
Kod Adı: Dijwar Çarçela
Adı Soyadı: Mazlum Bahadır
Doğum Yeri: Şirnex
Anne – Baba Adı: Gürcü – Selahattin
Şehadet Tarihi ve Yeri: 2 Ekim 2022 / Besta
|
|
Kod Adı: Yusuf Mirdêsî
Adı Soyadı: Yılmaz Aslan
Doğum Yeri: Riha
Anne – Baba Adı: Güler – Halil
Şehadet Tarihi ve Yeri: 2 Ekim 2022 / Besta
|
DIJWAR ÇARÇELA
Kurdistan’ın yurtsever aşiretlerinden olan Mamxurî aşiretî yüzlerce yıldan beri korudukları kimliklerini ve kültürlerini tüm işgalci baskı ve katliamlara karşı savunmuştur. Partimiz PKK’nin ortaya çıkması ve tüm Kurdistan halkını etkilemesiyle Mamxurî aşireti de partimizi tanımıştır. Daha önceleri yerel anlamda geliştirdikleri direnişlerini Partimiz ile birlikte ulusal düzeye çıkarmışlarıdır. Yüzlerce yiğit evladını gerilla saflarına katmış ve halkımızın özgürlüğü için bedel vermişlerdir. Soykırımcı Türk devleti Mamxurî aşiretini bu özelliğinden dolayı sürekli baskı altına almıştır. İşkenceden tutuklamaya kadar her türlü baskıya maruz kalan Mamxurî aşireti yine de yurtseverlik kimliklerinden ödün vermemiştir. Soykırımcı Türk devleti yaptığı baskılardan sonuç alamayınca Kurdistan’ın birçok alanında yaptığı gibi Mamxurî aşiretini de göçe zorlamış, bu şekilde özgürlük mücadelemizden uzaklaştırabileceğini hesaplamıştır. Mamxurî aşiretine mensup bir aile olan Dijwar yoldaşımızın ailesi de düşmanın baskılarından dolayı Adana’ya göç etmek zorunda kalmıştır. Düşmanın her türlü baskı ve işkencesi altında varlıklarını korumasını başaran Dijwar yoldaşımızın ailesi Kurdistan’dan uzakta olmalarına rağmen yine de ulusal ve kültürel kimliklerini korumasını başarmıştır. Kurdistan dışında olsalar da halkımızın özgürlük mücadelesini bulundukları yerde de sürdüren Dijwar yoldaşımızın ailesi, kimlikleri ve kültürleri ile birlikte mücadele birikimlerini de çocuklarına aktarmıştır. Bu nedenle Dijwar yoldaşımız da daha çocukluğundan itibaren özgürlük mücadelemizi tanımıştır. 2004-2005 yıllarında örgütlü mücadelemizi daha yakından tanıma fırsatı bulan Dijwar yoldaşımız aynı dönemlerde gençlik çalışmalarına dahil olmuştur. Çalışmalardayken Önderliğimizi daha iyi anlamaya başlamış, anladığı kadar da Önderlik felsefesini pratikleştirmeye çalışmıştır. Bu yönüyle devrimcilik yaşamına tutarlı bir şekilde başlayan Dijwar yoldaşımız, bu duruşunu tüm devrimcilik yaşamı boyunca koruyacaktır. Dijwar yoldaşımız her ne kadar gerilla saflarına daha erken katılmak istemişse de bazı nedenlerden dolayı bu isteğini gerçekleştirememiş fakat her zaman mücadelenin içerisinde olmayı bilmiştir. Bir süre zorunluluktan dolayı TC ordusunda askerlik yapan Dijwar yoldaşımız, düşman gerçekliğini burada daha somut bir şekilde görmüş ve tanımıştır. TC ordusunun Kürt halkına yönelik düşmanca tavrını askerlik sürecinde daha net bir şekilde anlayan Dijwar yoldaşımız, düşmanın içerisinde de devrimci tutumunu göstermiş ve gerekli olduğu zamanlarda düşmana karşı tavrını açık bir şekilde ortaya koymuştur. Bu nedenle bir süre cezalandırılmışsa da halkımızın özgürlük mücadelesine olan inancından taviz vermemiştir. Dijwar yoldaşımız daha sonra aktif mücadelesine yarım bıraktığı yerden devam etmiş fakat bu sefer daha bilinçlidir. Özellikle düşman gerçekliğini daha çıplak görmesi Dijwar yoldaşımızın bazı kararlaşmalara gitmesine neden olmuştur. Kurdistan’da 2011-2012 yıllarında yaşanan yoğun savaş sürecinde yaşanan şehadetler ve düşmanın sivil halkımıza yönelik gerçekleştirdiği katliamlar Dijwar yoldaşımızın mücadele yaşamında yeni kararlar almasına neden olmuştur. Düşman saldırıları ve katliamlarına karşı daha radikal mücadele yürütülmesi gerektiğine inanan Dijwar yoldaşımız, bunun da ancak gerilla mücadelesi ile mümkün olduğuna kanaat getirmiş ve 2012 yılında gerilla saflarına katılmıştır.
Gerilla saflarına katıldıktan sonra aldığı eğitimlerle dağ ve gerillacılık yaşamına kısa sürede uyum sağlayan Dijwar yoldaşımız, sadece akademi ortamında verilen eğitimlerle kendisini sınırlamamıştır. Sürekli okuyan ve araştıran bir özelliği olan Dijwar yoldaşımız içerisinde bulunduğu ve mücadelesini verdiği yaşamı daha çok anlamaya ve anlamlandırmaya çalışmıştır. Yaptığı yoğunlaşmalarla gerilla yaşamının sadece halkımızın varlığını korumak için mücadele edilen bir yaşam tarzı olmadığını, aynı zamanda özgürlüğe ulaşmanın da ilk adımı olarak değerlendirmiştir. Yine gerilla yaşamını kişinin varlığını anlamlandırabileceği ve ne için yaşanılır sorusuna cevabın verildiği bir yaşam biçimi olarak ele almıştır. Bu derin yoğunlaşmaların neticesinde Dijwar yoldaşımız devrim çalışmalarına daha istekli, coşkulu ve sürekli yeni değerler yaratmak temelinde katılmıştır. Bunun da ancak müthiş bir emek ve çaba gerektirdiğini bilince çıkarmış ve tüm devrimci yürüyüşünü bu şekilde sürdürmüştür. Kendisini ideolojik anlamda geliştirdiği kadar askeri sanat ve gerilla savaş taktiği konularında da eğiten Dijwar yoldaşımız her an savaşa girebilecekmiş gibi kendisini hazırlamıştır. 2014 yılından itibaren DAİŞ çetelerinin halkımıza saldırmaya başladığı dönemlerde çetelere karşı savaşmak ve halkımızın varlığını korumak için savaşın yoğun yaşandığı alanlara geçmiştir. Uzun bir süre kaldığı savaş cephelerinde askeri anlamda yaptığı hazırlıkların sonuçlarını almış, başarılı bir pratiğin sahibi olmuştur. Savaş sürecinde sürekli en ön cephelerde olmayı seçen Dijwar yoldaşımız, cesareti ve gösterdiği fedakarlıkla tüm yoldaşlarına örnek olmuştur. Savaş süreci içerisinde büyük bir tecrübe kazanmış ve öncü bir komutan olmuştur. DAİŞ çetelerinin yenilgiye uğratılmasından sonra tekrar özgür dağlara dönen Dijwar yoldaşımız her zaman özlem duyduğu dağlarla buluşmanın tarifsiz mutluluğunu tüm yoldaşlarıyla paylaşmıştır.
Kurdistan dağlarına daha tecrübeli ve yetkin bir gerilla komutanı olarak dönen Dijwar yoldaşımız, devrimci sorumluluklarının da daha artığının bilincindedir. Öncü bir komutan olarak yer almak iddiasında olduğu gerilla savaşımızın ulaştığı düzeyi daha iyi anlamak, kendisini yeni dönemin taktik ve tarzında derinleştirmek için Mahsum Korkmaz Akademisi’nde eğitim almış ve bu eğitim sürecinin sonunda mücadeledeki iddia ve kararlılık düzeyi daha da artmıştır. Özellikle Önderliğimiz üzerinde süren ağır tecrit durumuna cevap olmak ve halkımızın hak ettiği özgürlüğü sağlamayı temel hedefleri olarak belirlemiştir. Bu temelde çalışmalara daha aktif ve sonuç alıcı bir tarzla yaklaşmış, kesin başarı dışında herhangi bir seçeneğe şans tanımamıştır. Devrimci Halk Savaşımızın zaferle sonuçlanması için sömürgeci Türk devletine karşı daha aktif bir mücadele yürütülmesi gerektiğini düşünen Dijwar yoldaşımız bunun da Bakurê Kurdistan’da yürütülecek kapsamlı bir savaş ile mümkün olacağına inanmıştır. Bu amaçla kendisini bu savaşı yürütebilecek yetkinlikte görmüş ve büyük bir özgüvenle yüzünü Bakurê Kurdistan’a dönmüştür. Doğduğu fakat düşman baskılarından dolayı yaşayamadığı Botan topraklarına öncü bir gerilla komutanı olarak dönen Dijwar yoldaşımız böylece düşmanla tarihi bir hesaplaşmanın içerisine girmiştir. Bölge Komutanı görevi ile geçtiği Botan alanında üstlendiği görev ve sorumlulukların bilinciyle hareket eden Dijwar yoldaşımız Devrimci Halk Savaşımızın geliştirilmesi için büyük bir emeğin ve çabanın sahibi olmuştur. Dijwar yoldaşımızın bu eşsiz emeği sayesinde Botan alanında Devrimci Halk Savaşımız her geçen daha da boyutlanıp, gelişmektedir. Bizler de yoldaşları olarak Dijwar yoldaşımızın bizlere devrettiği özgürlük savaşımızı daha da büyütecek ve mutlaka zaferle sonuçlandıracağız.
YUSUF MIRDÊSÎ
Yusuf yoldaşımız Riha’da yurtsever ve emekçi bir ailede doğmuştur. Ailesinin bu özelliğinden dolayı Yusuf yoldaşımız küçük yaşlarından itibaren Kurdistan Özgürlük Mücadelesini tanımıştır. Riha gibi asimilasyon politikalarının yoğun yaşandığı ve düşmanın halkımızı kimliğinden ve kültüründen koparmaya çalıştığı bir alanda Yusuf yoldaşımız, kendisini var eden Kürtlük özelliklerini ısrarla korumuştur. Ailesinin geçimine katkıda bulunmak için küçük yaşta çalışmak zorunda kalan Yusuf yoldaşımız, daha o zamanlarda emek olgusuyla tanışmıştır. Çevresine karşı son derece duyarlı biri olan Yusuf yoldaşımız, yaşamda karşılaştığı sorunlar karşısında çelişkiler yaşamaya başlamıştır. Hem düşmanın halkımızı soykırımdan geçirme politikaları hem de emek alanında yaşadığı çelişkiler Yusuf yoldaşımızın mücadele etmeye yöneltmiştir. Yaşadığı çelişkilerin cevabını Önderlik felsefesinde bulan Yusuf yoldaşımız, ilk olarak 2004 yılında gençlik çalışmalarına dahil olmuştur. Gençlik çalışmalarındayken birçok Kürt gencinin bilinçlenip örgütlendirilmesine öncülük etmiş ve onların gerilla saflarına katılmalarını sağlamıştır. Bu çalışmalarındaki başarılı pratiklerinden sonra farklı çalışmalara dahil olmuş, yine halkımızın bilinçlendirilip örgütlenmesindeki öncülük rolünü devam etmiştir. Başarılı pratikleri sayesinde halkımız tarafından sevilen bir devrimci olan Yusuf yoldaşımız düşmanın da dikkatini çekmiştir. 2010 yılında düşmana esir düşen Yusuf yoldaşımız, zindan alanının da bir mücadele alanı olduğu gerçekliğinden hareketle devrimci duruşunu burada da sürdürmüştür. Özellikle Partimizin zindan direniş geleneğini içselleştirmiş ve bu direnişe layık bir duruşun sahibi olmaya çalışmıştır. Zindanlardaki devrimci ve taviz vermeyen duruşu nedeniyle buralarda da düşmanın hedefi olmuştur. Düşman sürgün politikaları ile her ne kadar Yusuf yoldaşımızı sindirmek ve mücadeleden koparmak istemişse de bunu başaramamıştır. Yaklaşık 4 yıl boyunca zindan alanında kalan Yusuf yoldaşımız, düşmanın bu politikalarına karşı kendisini daha fazla eğiterek cevap vermiş, Apocu militanlık ölçülerinde daha fazla derinleşerek iddia ve kararlılık düzeyini daha da büyütmüştür. Yaklaşık 4 yıl zindanda kalan Yusuf yoldaşımız, düşmana daha çok bilenmiş bir şekilde çıkmış ve yüzünü yıllardan beri hasretini çektiği Kurdistan dağlarına çevirmiştir.
2014 yılında Amed’den gerilla saflarına katılan Yusuf yoldaşımızın dikkatini ilk olarak gerillanın özünde emek ve paylaşım olan yoldaşlık ilişkileri çekmiştir. Yine gerillanın komünal yaşamı, doğa ile içiçeliği de dikkatini çekmiş ve bu gerçeklik karşısında muazzam bir şekilde etkilenmiştir. Bu nedenle gerilla yaşamının sadece kitaplardan veya bazı anlatılardan anlaşılamayacağını; ancak içerisinde yaşanılarak anlaşılabileceğini dile getirmiştir. Özellikle gerilla yaşamının demokratik, özgür ve kapitalist sistemin tüm ilişki biçimlerinden uzak yapısı üzerinde derin yoğunlaşmalar yapmıştır. Okuduğu Önderlik felsefesinin Kurdistan dağlarında yaşamsallaştığını gören Yusuf yoldaşımız, kendisi de bu yaşamın bir parçası olmak istemiştir. Bu nedenle büyük bir istek, heyecan, coşku ve moralle yaşama katılmıştır. Aldığı eğitimleri anı anına yaşamsallaştırma şansına kavuşması Yusuf yoldaşımızı daha fazla motive etmiş ve her geçen gün kendisini geliştirmiştir. Garê, Qendîl ve Metîna alanlarında uzun bir süre pratik çalışma yürüten Yusuf yoldaşımız, bu süreçlerde kendisini ideolojik anlamda olduğu kadar askeri anlamda da eğitmiş ve yetkin bir gerilla olmuştur. Yeni dönem gerilla taktiğinin tartışılmaya başlandığı ilk dönemlerden itibaren büyük bir inançla kendisini eğitmiş, yeni dönem gerilla savaş tarzının zaferin temeli olacağını öngörmüştür. Şehir çalışmalarında büyük bir tecrübesi ve birikimi olan Yusuf yoldaşımız Bakurê Kurdistan’a geçip orada pratik yapmak istemiştir. Bakurê Kurdistan’da gerçekleştirilecek bir devrimin aynı zamanda tüm Kurdistan’ın devrimi olacağını düşünmüştür. Bu temelde büyük bir iddia ve kararlılıkla yüzünü Bakurê Kurdistan’a dönmüş ve Botan alanına geçmiştir.
Yusuf yoldaşımız hedefine ulaşmanın verdiği büyük moral ve güçle kısa sürede Botan alanına uyum sağlamış ve hızla pratik çalışmaların içerisindeki yerini almıştır. Düşmanın tüm yönelim ve operasyonlarını profesyonel bir gerilla olarak boşa çıkarmış, düşmana karşı geliştirilen birçok eylemde yer alarak kendisine biçtiği misyonu başarılı bir şekilde yerine getirmesini başarmıştır. Düşmanla iç içe gerillacılık yapması Yusuf yoldaşımızı daha duyarlı bir hale getirmiş, önsezileri daha da güçlenmiştir. Bundan dolayı çalışmalara daha aktif bir katılım sağlamıştır. Her geçen gün askeri tecrübesini daha da artıran Yusuf yoldaşımız birçok önemli görev üstlenmiş ve daha fazla sorumluluk almaya başlamıştır. Şehadete ulaşan yoldaşlarının intikamını almak için sürekli bir yoğunlaşmanın içerisinde olmuş ve ancak Botan alanında düşmana ağır darbeler vurularak şehit yoldaşlarına layık olabileceğini düşünmüştür. Bu temelde hazırlık aşamasından, eylemin gerçekleştirilmesine kadar verdiği emekle yeni dönem komutanlığının en seçkin örneklerinden olmuştur. Uzman bir sabotajcı olan Yusuf yoldaşımız başta Herekol, Besta ve Kela Memê alanları olmak üzere Botan’ın birçok alanında gerillacılık yapmış ve gerçekleştirdiği eylemlerle düşmana büyük darbeler vurarak dönem görevlerini başarı ile yerine getirmeye çalışmıştır.
Şehadetleriyle biz yoldaşlarına daha fazla mücadele etme gerekçesi olan, halkımızın yiğit evlatları Cûdî, Dijwar ve Yusuf yoldaşlarımızın başta değerli aileleri olmak üzere tüm yurtsever Kurdistan halkımıza başsağlığı diliyoruz.”