'Jin Jiyan Azadî öncülüğünde özgürlük mücadelesi yükseltilmeli'

Tevna Zêrîn Komite Üyesi Adar Gabar, Jîna Emînî'nin katledilmesi ardından başlayan “Jin Jiyan Azadî” devriminin kültürel değerler ürettiğini belirterek, devrimin güçlendirilmesi için sanatçı ve aydınlara büyük bir rol düştüğünü söyledi.

Tevna Zêrîn Komite Üyesi Adar Gabar, “Jin Jiyan Azadî” devrimi sürecinde halkın büyük acılar çekmesine rağmen tutumundan vazgeçmediğini belirterek, “Özellikle Jîna Emînî'nin katledilmesi ile birlikte özgürlük isteyen halkımızın tutumu, gençliğin ve kadınların tutumu kararlı bir tutumdu. Bu kararlı tutumlarından dolayı kutluyoruz” dedi.

 Adar Gabar, Jîna Emînî'’nin İran’ın başkenti Tahran'da 16 Eylül 2022 tarihinde katledilmesinin ardından gelişen “Jin Jiyan Azadî” devriminin yıl dönümü vesilesiyle ANF’ye değerlendirmelerde bulundu.
Adar Gabar, gelişen devrim ruhunun dünyanın birçok bölgesine yayıldığını söyleyerek, “Bu devrim yolunda şüphesiz büyük bedeller ödendi. Sanatçılar, aydınlar, yazarlardan tutun birçok değerli insanımız, değerli ailelerimiz, İran’daki Kürt ailelerimiz, Belucistanî’daki ailelerimiz büyük bedeller ödedi. Biz bu devrim ruhuyla şehit düşenleri saygı ile anıyoruz ve ailelerine tekrar başsağlığı diliyoruz. Birçok insanımız tutuklandı. Şehitlerimizin kanını yerde bırakmamak, zindanlardaki halkımızın özgürlüğünü sağlamak için devrim ruhu, özgürlük ve mücadele ruhu ile Jin Jiyan Azadî şiarı ile tutuklananların etrafında çember oluşturmalıyız” diye konuştu.

KURDİSTAN’IN 4 PARÇASINDA ÖZGÜRLÜK KAÇINILMAZDIR

Devrimin içinin boşaltılmak istendiğine dikkat çekerek, buna karşı örgütlü mücadelenin önemini vurgulayan Adar Gabar, şunları söyledi: “İşgali derinleştirecek siyasi bir oyun halkımız üzerinde yürütülüyor. Bu siyaset ile halkların iradesi, özgürlük ruhu ve benliğini boğmak istiyorlar. Halkları dört duvar arasında tecrit etmek istiyorlar. Halkımız üzerindeki bu saldırıları boşa çıkarmak için devrim ruhunu daha da yükseltmemiz lazım. Özgürlük böyle bir şeydir. Özgürlük bedelsiz olmuyor. Her devrimde, her ülkede özgürlük isteyenler elbette bedel ödüyor. Bugün Ortadoğu coğrafyasında yaşanan krizlere baktığımızda hepsi de işgalcilerin saldırıları sonucu oluyor. İran'daki kriz de bu nedenledir. Katliamlar yapıyorlar, kadınlara el uzatıyorlar, gençlere ve annelere el uzatıyorlar. Bugün İran’da yaşanan sorunlar küçük sorunlar değil. Kadın sorununu, insani sorunları ve halkımızın özgürlük sorununu yok saymak istiyorlar. Bu çok kirli bir siyasettir. Halkların ve toplumun iradesini, tutumlarını küçük düşürmek istiyorlar.  Kadının sorununu küçümsüyorlar. Devrimin içini boşaltmak istiyorlar. Devrimin amacından saptırılmaması için örgütlü davranmaya, büyük bir mücadeleye ihtiyaç var. Direniş ve mücadele ruhuna ihtiyaç var."

Adar Gabar, bu konuda sanat çevrelerinin tutumunun önemine de değinerek, "Sanatçılar devrimin başlangıcında büyük bir rol oynadılar. Büyük bedeller ödediler. Çok sayıda sanatçı, aydın, yazar ve bilinçli insanımız, toplum öncülüğü yapan insanlarımız, kadınlarımız, erkekler ve çocuklarımız hapishanedeler. Onların etrafında çember olmamız lazım. Bugün sessiz kalan sanatçılar var. Onların da devrime hizmet etmeleri gerekiyor. Devlet onları korkutmak için idam, tutuklama, işkence ve ölümle onları tehdit ediyor. Özgürlük için bedel gerekiyor. Eğer özgürlük için canım isteniyorsa halkım için bunu vermem lazım. Her şeyin bir bedeli vardır. Bugün bakıyoruz, dağlarımızda dünyada yasaklı kimyasal silahlar kullanılıyor. Yine Kürt Halk Önderi Apo İmralı’da ağır bir tecrit altındadır. Rêber Apo şahsında Kürt halkı ve insanlık tecrit ediliyor. İran’ın tümünde tecrit yaşanıyor. Özellikle okuyan gençler, kadınlar okullarda onların zihniyeti ile zehirleniyor. Her gün zehirleniyorlar, tutuklanıyorlar. Her gün öldürülüyorlar. Bu bedelleri daha ağır ödememek için güçlü bir örgütlenmeye ihtiyaç vardır.  Güçlü bir mücadeleye ihtiyaç vardır. Artık 21’inci yüzyılda ataerkil zihniyetin sonunun geldiğini söylemek gerekiyor. Zamanı dolmuştur. Artık Kurdistan’ın dört parçasında ve Ortadoğu’da özgürlük kaçınılmazdır. Ortadoğu’ya yönelik dışarıdan gelen saldırılar, Kürt halkı şahsında Kurdistan’a yapılıyor” ifadelerini kullandı. 

SANATÇILAR DEVRİMİN AMACINDAN SAPTIRILMASINA ENGEL OLMALILAR

Örgütlenme ve mücadele ruhunun yükseltilmesine olan ihtiyacı yineleyen Tevna Zêrîn Komite Üyesi Adar Gabar, sanat çevrelerine şu çağrıda bulundu: “Bu devrimi amacından saptırmaya ve küçük düşürmeye yönelik devreye konulan siyaseti boşa çıkaralım. Vicdani ve insani duygularımızla güç kattığımız devrimi soğutmayalım. Ülkemizden göç etmeyelim. Bedeli ne olursa olsun toprağımızı terk etmeyelim. Toprağımız şerefimiz ve namusumuzdur. Ondan daha kıymetli bir şeref ve namus yoktur.  Kürt toplumu olarak tecrübelerle dolu bir tarihimiz var. Bu tarihimizi daha güçlü kılmak için daha çok fedakârlık yapmak lazım. Ben bedel ödeyen Kurdistan Özgürlük Devrimcilerinin kanlarının yerde kalmayacağı inancındayım. Bedel ödeyen tüm ailelerimizin içi rahat olsun; onların kanı yerde kalmayacak.  Özgürlük devrimi halk ile başladı. Hiçbir güç ile başlamadı, halkın katılımı ile başladı. Halk devrimini büyütelim, güçlendirelim ve yayalım. Ulusal demokratik bir ruhla halkın devrimci savaşını daha güçlendirelim.”   

DEVRİM SANATSAL VE KÜLTÜREL BİR RUH GELİŞTİRDİ

Devrimin kültürel ve sanatsal bir ruh ile başladığını kaydeden Adar Gabar, konuşmasını şu ifadelerle sonlandırdı: “Devrimin ortaya çıkardığı değerler de sanatsal bir bilinçle ortaya çıktı. Rojhilat, İran ya da Ortadoğu dışında özellikle Rojava’da devrim için çok iyi değerler üretildi. Ortaya koydukları sanatsal eserler ile devrimi desteklediler ve büyüttüler. Bundan sonrası için bu ihtiyaçtır. Sanatçılar vicdani bir görev ve bilinçle bu işin içindeler. İran devleti her ne kadar sanatı toplumun temeli olarak gördüğünü söylese de sanatın kendisine karşı bir silah olduğunu anlamadı. Kendisine hizmet edecek şekilde formüle etmişti. Ancak bugün bu sanat, devrimin hizmetine girdi. Biz özellikle kadın sanatçıların ve diğer sanatçıların, sanatlarını halk devriminin hizmetine koyacağından umutluyuz.   Artık herkes vicdani görevinin bilincindedir. Birçok sanatçı şu an hapistedir. Onların düşünce, fikir ve sanat üretimlerini engellemek istiyorlar. Oluşan o duygu ve vicdani sorumluluğu engelleyemezler. Bu ruh ve duygu işgalcilere de teslim olmaz. Onun için sanatın daha örgütlü hale getirilmesi, zenginleştirilmesi lazım. Müzik, sinema ve diğer yönlerden zenginleşmesi lazım. Şu an ağırlık müzik olarak gelişiyor ancak sinema, tiyatro gibi durumların da gelişmesi lazım. Özellikle teatral yönünü her yerde daha da geliştirebilir, güçlendirebilirler. Halkın komünal demokratik sistemini geliştirip kendilerini örgütleyebilirler. Sanat ve kültür devriminin daha da güçlendirilmesi lazım. Kadın özgürlüğü için bunu güçlendirmek lazım.”