KCK: Antep ve Derik’teki katliamların sorumlusu AKP-MHP’dir!

KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı: Gerçekleşen bu trafik kazaları bir katliamdan farksızdır ve bu katliamın sorumlusu AKP-MHP’dir. İhmalkarlık ve denetimsizlikten kaynaklandığı belirtilen bu kazalar gerçekte Kürtlere karşı yürütülen savaşın bir parçasıdır.

KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı, Antep ve Derik’teki trafik kazalarına ilişkin yazılı açıklama yaptı.

KCK, “Mardin-Dêrik ve Antep’te gerçekleşen trafik kazaları sonucu 35 insanımız yaşamını yitirmiş ve onlarcası da yaralanmıştır. Halkımızı ve kamuoyunu derinden üzen bu olay bizleri de derinden üzmüştür. Biz yaşamını yitirenlere Allah’tan rahmet, başta yakınları olmak üzere Mardin ve Antep halkı ile tüm Kürdistan halkına baş sağlığı diliyoruz. Yaralılara da acil şifalar diliyoruz” dedi.

“Gerçekleşen bu trafik kazaları bir katliamdan farksızdır ve bu katliamın sorumlusu AKP-MHP’dir” denilen KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı açıklamasında, “İhmalkarlık ve denetimsizlikten kaynaklandığı belirtilen bu kazalar gerçekte Kürtlere karşı yürütülen savaşın bir parçasıdır. İhmalkarlık ve denetimsizlik de Kürt soykırım savaşının bir sonucu olmaktadır. Dolayısıyla gerçekleşen bu trafik kazalarını bir katliam ve kasıt olarak görmek gerekiyor” diye belirtildi

KCK açıklamasında şu hususlara yer verildi:

AKP-MHP POLİTİKASINI KÜRTLERİN ÖLDÜRÜLMESİ ÜZERİNE KURMUŞTUR

“AKP-MHP Kürt düşmanıdır. Politikasını Kürtlerin öldürülmesi üzerine kurmuştur. Kürtlerin diline, kültürüne, kimliğine, doğasına, kısacası her şeyine düşmandır ve Kürtlerin yok olması ve soykırıma uğratılması için her türlü yönteme baş vurmaktadır. Değişik yöntemlerle her gün onlarca Kürdü öldürmenin çabası içerisindedir. Kürtlere yönelik katliamları da sadece Bakurê Kurdistan ve Türkiye’de değil, Başur, Rojava, Şengal, Maxmur başta olmak üzere Kürtlerin olduğu her yerde yapmaktadır. AKP-MHP faşizmi her gün Rojava’yı, Başur’u, Şengal’i nasıl işgal edeceklerini, Maxmur Kampı’na girip kampı nasıl ortadan kaldıracaklarını anlatmaktadır ve aralıksız olarak buralara saldırılar gerçekleştirmektedir. Daha 3 gün önce Rojava’nın Hesekê kentinde gerçekleşen saldırı sonucu 4 Kürt çocuğu katledildi. Bu çocukların çoğu anne, baba ve yakınlarını DAİŞ ve Türk Devleti’ne bağlı diğer çetelerin saldırıları sonucu kaybedenler olmaktadır. Bulundukları yer hem eğitim gördükleri hem de yaşadıkları yerleriydi. Bu bilinmesine rağmen burası hedeflendi ve 4 Kürt çocuğu uçakların yaptığı bombardıman sonucu katledildi. Hesekê’deki bu katliamı da AKP-MHP gerçekleştirmiştir. Yine daha bir ay geçmeden Başur’un Zaxo kentinde de 9 Arap insanımız katledildi. AKP-MHP ve onun faşist şefleri her gün açıklamalar yaparak ne kadar Kürt gerilla ve savaşçısını öldürdüklerini sevinç içerisinde duyuruyorlar. Zindanlardan her gün katledilen Kürtlerin cenazeleri çıkıyor. Kürt halkının Özgürlük Davası için mücadele eden insanlar zindanlara atılmakla kalmıyor, zindanlarda da katlediliyorlar. Özcesi tüm bunlar AKP-MHP’nin Kürt düşmanı karakterini ve tüm çabasının Kürtleri öldürmek ve yok etmek olduğunu ortaya koymaktadır.

ÖRGÜTLÜ MÜCADELE İLE KÜRT DÜŞMANI AKP-MHP FAŞİZMİNE KARŞI DURULMALI

AKP-MHP Kürtlerin doğasına ve coğrafyasına da düşmandır ve Kürdistan coğrafyasını yok etmeyi, Kürt savaşının ve soykırımının bir parçası olarak görmektedir. Şırnak’ta yaptıkları ağaç kesimi ve talan, özünde Kürt katliamının bir parçasıdır. Dolayısıyla bunu sadece doğa talanıyla açıklamak yetersiz kalmaktadır. Şüphesiz gerçekleşen bir doğa katliamıdır. Ancak bu, Kürt soykırımının sonucudur. Esas neden Kürt düşmanlığıdır. Mardin ve Antep’te yaşanan katliam da bu yaklaşımın bir sonucu olmaktadır. AKP-MHP hangi vesile ile olursa olsun Kürtlerin ölmesini bir başarı olarak görmektedir. Bundan dolayı Kürdistan’da ne bir tedbir alınmakta ne de denetim yapılmaktadır. Zaten Kürdistan, faşist iktidarın şirketlerinin talanına ve katliamına peşkeş çekilmiştir. Kürdistan bu şirketler eliyle yağmalanmakta, talan edilmektedir. Hiç şüphe olmasın ki Kürdistan Özgürlük Hareketi ve Kürt halkı AKP-MHP’den olduğu gibi bu faşist talancı, tekelci şirket ve yapılardan da mutlaka hesap soracaktır. Başta Mardin ve Antep halkı olmak üzere, tüm Kürdistan halkının yaşamını yitirenlerin yakınlarıyla ortak duygu ve dayanışma içerisinde olması çok önemlidir. Kürdistan halkı öz imkanlarıyla kendine sahip çıkmalı, örgütlü mücadeleyle Kürt düşmanı AKP-MHP faşizmine karşı durmalıdır. Bu katliamın aydınlanması ancak böyle sağlanabilir ve hesabı sorulabilir. Gerçekleşen bu katliam dahil, tüm Kürt katliamlarının sorumlusu olan AKP-MHP faşist şeflerinin tutum ve yakınlaşmaları ret edilmeli, kabul edilmemelidir. Bunlar aldatma amaçlı özel savaş oyunları olmaktadır. AKP-MHP şeflerinin bu tür yakınlaşmaları yaptığı katliamı gizlemek için cenazeye katılan katilin davranışı olarak görülmelidir. AKP-MHP Kürt soykırımını gerçekleştirirken Kürdistan halkının tepki göstermesini, birlikteliğini sağlayıp mücadele etmesini engellemek için özel savaş yürütmektedir. Demokratik kamuoyu da bu durum karşısında duyarlı ve takipçi olmalı ve AKP-MHP’nin Kürt düşmanı gerçeğinin ortaya çıkması için toplumu daha fazla aydınlatmalıdır. Kürt Özgürlük Hareketi olarak bir kez daha yaşamını yitirenlere Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı ve yaralılara acil şifalar diliyoruz. Bu acı durumdan dolayı tüm Kürdistan halkına başsağlığı diliyor, üzüntümüzü paylaşıyoruz.”