Karataş: Valilik genelgesi anayasa ihlalidir

İHD Van Şube Başkanı Av. Mehmet Karataş, Hakkari Valiliği’nin yayınladığı “Yayla ve mera kullanım genelgesi”nin anayasal haklardan çalışma ve seyahat hürriyetini ihlal ettiğini söyledi.

Hakkari Valiliği, yayınladığı genelgeyle mera ve yaylaları yasakladı, koçerler ve çobanlar için yeni şartlar getirdi. İHD Van Şube Başkanı Avukat Mehmet Karataş, bölgede yaşayan, çiftçilikle uğraşan vatandaşların maddi ve manevi varlıklarını koruyamama ve geliştirememe tehlikesiyle sürekli bu yasaklamalara maruz kaldığını ifade etti.

AKP-MHP iktidarı, her yıl olduğu gibi başta Hakkari, Van, Bitlis, Iğdır, Ağrı, Şırnak gibi kentlerde binlerce yayla ve merayı yasaklayarak, köylünün hayvancılık yapmasını engelliyor. Hakkari’de halkın büyük çoğunluğu geçimini hayvancılıkla sağlıyor. Valiliğinin yayımladığı “Yayla ve mera kullanım genelgesi”ne göre, kente gelecek olan koçerlerin aileleri ve çobanlara “sabıka kaydı” zorunluluğu getirildi. Hayvan sahipleri ile çobanların “örgüt üyelerine” ve suç işleyenlere yardım ettikleri, böyle kişileri gördükleri halde bildirmedikleri takdirde, yaylalardan yararlanma haklarının tek taraflı feshedileceği karar altına aldı. Valilik, kent sınırları içerisinde bulunan 117 yayla ve mera “Geçici Askeri Güvenlik Bölgesi” ve “Askeri Yasak Bölge” kapsamına alarak yasakladı.

HAKKARİ’DE YASAK 274 BÖLGEYİ KAPSIYOR

ANF’ye konuşan İHD Van Şube Başkanı Mehmet Karataş, Hakkari Valiliği genel emri altında mera ve yaylaların yasaklanması kararıyla toplam 274 bölge yasaklanmış olduğunu söyledi.

Valiliğin kararının, anayasal haklardan çalışma hürriyeti ve seyahat hürriyetinin engellenmesi ve ihlali olduğunu ifade eden Karataş, şöyle konuştu: “Kişi yaşama, maddi/manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir. Ancak işbu yasaklamalar bölgede yaşayan çiftçilikle uğraşan vatandaşları maddi/manevi varlıklarını koruyamama ve geliştirememe tehlikesiyle karşı karşıya bırakıyor.”

HUKUK DEVLETİNDEN UZAK KEYFİ UYGULAMALAR

Koçerlerden sabıka kaydı, ikametgah ve tüm aileye ilişkin nüfus kayıt bilgilerinin istenilmesinin yasal dayanağı bulunmadığını vurgulayan Karataş, şunları ifade etti: “Köy kanunu ve diğer mera yasal düzenlemelerinde mera kiralamalarında uygulanacak usul ve esaslarda sabıka kaydı gibi evraklarının isteneceği ve jandarma/emniyet güvenlik soruşturmasına tabi tutulacağına dair bir düzenleme yoktur. Tamamen hukuk devletinden uzak keyfi uygulamalardır. Yerelde bulunan sivil toplum örgütleri (baro vb.) ile hakları ihlal edilenler (göçerler, çiftçiler ve köylüler) tarafından iptal davası açılmalıdır.”

İNSANİ BİR DAYANAĞI YOK

Uygulamanın hukuki hiçbir dayanağı bulunmamakla birlikte insani bir kurala da dayanmadığını söyleyen Karataş, şöyle devam etti: “Daha vahim olan da şu; sabıka kaydı dışında ‘hakkında işlem yapılanlar’ deniliyor. Örneğin soruşturması devam eden, beraat veya kovuşturma yer olmadığına dair karar almış da olsa gelen kişileri çoban olarak gösterdiğinde reddedilecektir. Kamu gücünün doğrudan özel hukuk ilişkisine müdahalesi, yani işçi-işveren ilişkisine darbe anlamında; hem çalışma hürriyetinin ve masumiyet ilkesi ile sadece kanunla cezalandırma ilkelerinin ihlalidir.

Yabancı çoban terimi (Hakkari nüfusuna kayıtlı olmayan) de çok ilginçtir ki, Hakkari’den olmayanları vatandaş olarak kabul etmeme anlamına geliyor. Hakkari farklı bir cumhuriyetmiş gibi Hakkari ilinden olmayanları ‘yabancı çoban’, yani hukukta yurt dışından gelen kişiler için kullanılan ‘yabancı’ sıfatı kullanılmaktadır. Bununla birlikte çobanların sayısına sınırlama getirmektedir.

Suç veya suçlu ile karşılaşan her vatandaş, devletin gerekli mercilerine bildirmekle yükümlüdür. Bu hususlar, TCK ve diğer yasal mevzuatta düzenlenmiş olmasına rağmen özel olarak örgüt üyelerine ilişkin düzenleme, o bölgede yaşayan/yaşayacak vatandaşların potansiyel suç isnadı altında bırakılmasıdır.

Askeri geçici ve geçici özel güvenlik bölgeleri, tamamen yasaktır. Bu alanlar vatandaşların anayasal ve yasal haklarına tamamen ulaşmasını engellemektedir.”