Halk Savunma Merkezi(HSM) Karargah Komutanı Murat Karayılan, “düşmanın saldırıları karşısında kutsal direnişin 160 gününü” geride bıraktığını belirterek, Apocu direniş tarihinde yeni bir sayfa açıldığını kaydetti.
İşgal saldırıları karşısındaki direnişte şehit düşenleri isimlerini anarak anan Karayılan, Kürdistan özgürlük mücadelesini büyüterek, anılarına sahip çıkacaklarının altını çizdi.
BİRİNCİ AŞAMA
İşgalci Türk devletinin amacını, Kürdistan özgürlük hareketini tamamen tasfiye etmek ve Kürt halkının kazanımlarını ortadan kaldırmak olduğunu vurgulayan Karayılan, şöyle konuştu:
“Düşman bu hedefini aşamalar halinde planladı: Birinci aşama açıktır, ama ikincisi gizli, ya da yarı gizlidir. İlk hedefi Efrîn’den Xakurkê’ye kadar 32 kilometre derinlikte, tampon olarak adlandırdıkları bir alanda denetim kurmaktır. Kuşkusuz bu şekilde Rojava Devrimi tamamen kontrol altına alınmış, yani ortadan kaldırılmış ve Güney Kürdistan'ın en stratejik bölgeleri de kontrol altına alınmış olacaktır. Kendilerinin de açık olarak söylediği ilk hedef budur. Şüphesiz, tüm Medya Savunma Alanları hedeftir, bu çerçevede Kandil de hedeflerinde yer alıyor. Türk devletinin bu planının ilk aşamasına KDP’yi de dahil ettiği aşikardır. KDP bu plana dahildir. Onlar da bunun destekçisi ve uygulanmasını istiyor. Planın arkasında bazı uluslararası güçler de var, yani bu planı onayladılar. İlk aşama budur.
İKİNCİ AŞAMA
İkinci aşama Misak-ı Milli sınırlarının işgalidir. Türk devleti bunu açıkça söylemiyor ama kendi aralarında bu planı tartışıyor. Bu nedenle “yarı-gizli” ifadesini kullandık. Kuşkusuz, bu yolla Irak ve Suriye üzerinde etki yaratmak istiyor. Şimdi bu çerçevede 2018 yılının başında Efrîn’e saldırdılar. Hemen ardından nisan ayında Xakurkê bölgesine saldırdılar. Böylece her iki ucu birbirine bağlamak istediler. Bilindiği gibi daha sonra Serêkaniye ve Til Ebyad’a (Girê Spî) saldırdılar, ardından Heftanîn’i hedef aldılar, bu şekilde parça parça aldılar. Bunun için de en stratejik hedefi Medya Savunma Alanları’nın merkezi, yani Zap, Garê ve Zap çevresini işgal etmektir. 2021 yılı Şubat ayında sürpriz bir şekilde Garê’de saldırılara başladılar. Bu şekilde ilk aşamayı tamamlamak istediler. Ama herkes biliyor ki, düşman bu planında başarılı olamadı. Çünkü karşılarında yeni bir taktik gördüler. Düşman bunu önceden hesap edememişti.”
YENİ TAKTİK KARŞISINDA ŞAŞIRDILAR, TIKANDILAR
Gerillanın yeni taktiklerinin koordineli profesyonel tim taktiği, yer altı ve tünel savaşı olduğunu kaydeden Karayılan, “Düşman bu yöntemle karşılaştı, şaşırdı, tıkandı. Bu şekilde 2021 planı bozuldu ve başarısız oldu” dedi.
Devletin bu kez tünellere karşı kimyasal gazlar ve silahlar kullanmaya başladığını ifade eden Karayılan, “Ama yine de sonuç alamadılar. Son olarak Ağustos ayından bu yana yeni bir bomba kullanmaya başladılar. Nereden elde ettikleri tartışma konusudur ama ilk olarak Girê Sor’a karşı, ardından Werxelê direnişine karşı kullanıldı ve şehadetler yaşandı” şeklinde konuştu.
Bu her iki alanda kullanılan silah türünün daha sonra işgalci devletin 2022 yılı planının temel parçası haline getirildiğine işaret eden Karayılan, bu şekilde sonuç almaya çalışan Türk devletinin tünelleri imha etmeyi, keşif uçaklarına ek olarak yerde mobesse ve fotokapan kullanarak, gerilla timleri üzerinde kontrol sağlamaya çalıştığına dikkat çekti.
“Düşman hesabını bunun üzerine kurmuş” diyen Karayılan, Türk devletine sözkonusu bombaları kimin verdiğini de sorguladı.
KULLANILAN NÜKLEER TAKTİK BOMBANIN ETKİSİ
HSM Karargah Komutanı Murat Karayılan, şöyle koştu:
“Bu bombanın özellikler hakkında çok araştırma yaptık. ‘Taktik nükleer bomba’ bir silah olduğu, diğer bir ifadeyle nükleer maddelerin yumuşatılarak, etkisinin sınırlandırıldığı bir silah olduğu anlaşıldı. Radyasyon her yere yayılmıyor; bir ev, bir manga ya da alanla etkisi sınırlı ama basınç gücü çok yüksek, yıkabilecek kadar etkisi var. Pratikte kullanılışı ve araştırmalarımız, bu bombanın farklı derecelerinin olduğunu gösteriyor. Türkiye’nin elindekiler TNT’den yüz kat daha güçlü. Örneğin, 20 kilo patlatıyorlar, 2 ton TNT etkisi yapıyor. Ayrıca 9-10 metre çevresinde zehirli etkide bulunuyor.”
NATO ENVANTERİNDE VAR
Bu bombaların NATO envanterinde bulunduğunu ifade eden Karayılan, “Daha önce bu bombalardan bazılarının NATO üyesi ülkelere verildiği ve bunlar arasında Türkiye’nin de yer aldığı biliniyor. Tabii ki, NATO’nun kontrolü altında olabilir. Şimdi Türkiye bunları bize karşı kullanıyor. Bunun NATO onayı ile mi yoksa gizli olarak mı kullanıldığı net değil. Ama şunu biliyor ki, onay olmadan bu bombaları kullanmak zordur” ifadelerini kullandı.
BİZE KARŞI KAYBEDERLERSE, SEÇİMLERİ DE KAYBEDECEKLERİNİ ANLADILAR
Gerillalara bu bombalardan korunmak için alınan tedbirlerden de bahseden Karayılan, daha sonra “Düşmanın askeri hedeflerine ulaşmak istemesi kadar, AKP-MHP rejimi de bize karşı bir zafer inşa etmek ve seçimlere buna göre gitmek istiyor. Türkiye’de şovenizm dalgasının güçlendirmek, bu temelde oy elde etmek ve iktidarını sürdürmek istiyor. AKP ve MHP bize karşı kazanırlarsa sistemlerini devam ettirebileceklerini ama bize karşı kaybederlerse sistemlerinin de tamamen çökeceğini çok iyi anladılar” ifadelerini kullandı.
CASUSLUK FAALİYETLERİ
Gerilla karşısında başarısız kalan Türk devletinin Kürdistan’ın Bakur, Başur ve Rojava parçalarında istihbarat faaliyetlerini yoğunlaştırdığına işaret eden Karayılan, “Şimdi Güney’de herkesi casus gibi harekete geçirmek istiyor. Bir siyasi parti bir yandan casusluk yaparak, diğer yandan ‘Ben Kürdüm’ nasıl diyebilir. Ne yazık ki şu anda böyle bir durum yaşanıyor. Hem siyasi bir partidir, hem de düşmanına casusudur, casusluğu geliştiriyor” diye konuştu.
Karayılan, Kürdistan’ın tüm parçalarında ulusal bir tutum geliştirilmesi ve düşmanın geliştirmeye çalıştığı casusluğa karşı mücadele edilmesi gerektiğini kaydetti.
Gerilla alanlarındaki direnişe yeniden vurgu yapan Karayılan, açıklanan son beş aylık bilançoya işaret ederek, “Türkiye devleti hiçbir dönem beş aylık bir sürede bu kadar kayıp vermedi” dedi.
TÜRK DEVLETİ HİÇ BU KADAR KAYIP VERMEDİ
Aynı süre içerisinde 10 helikopter düşürüldüğünü ve her hafta bir helikopterin darbe aldığını belirten Karayılan, gerillanın yaratıcığının altını çizdi.
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecride de dikkat çekerek İmralı İşkence Sistemi’nin geçen her gün daha da ağırlaştırıldığını belirten Karayılan, “Düşman burada savaşı derinleştiriyor. Buna karşı hem İmralı’da hem de savaş alanında ortaya çıkan irada, bugün düşmana karşı esas olarak bir irade savaşı yürüttüğümüzü gösteriyor. Kürt halkının irade olma savaşıdır. Halkımız bu çerçevede fedakarlık yapıyor” dedi.
Murat Karayılan son olarak, bu tarihi süreçte başarılar diledi.