KCK Genel Başkanlık Konseyi, “1998’de Önder APO şahsında Kürt halkına karşı gerçekleştirilen 9 Ekim uluslararası komplosunu, 26. yılında bir kez daha bütün kinimiz ve öfkemizle kınıyor ve lanetliyoruz. Komploya ve yarattığı esaret koşullarına büyük bir direnişle cevap veren Önder APO’yu sevgi ve özlemle selamlıyoruz. Bu kirli komplo karşısında kendisini ateşten çember yapıp Önder APO etrafında kenetlenen “Güneşimizi Karartamazsınız” Şehitlerini Halit Oral, Selamet Menteş ve Aynur Artan arkadaşlar şahsında saygı ve minnetle anıyor, anılarına bağlılık sözümüzü yeniliyoruz. Yurtsever halkımızın ve dostlarının, uluslararası komploya karşı 25 yıl boyunca ortaya koyduğu direnişi ve Önderliği sahiplenme düzeyini selamlıyoruz” dedi.
KCK Genel Başkanlık Konseyi açıklamasında şunlar belirtildi:
“Sömürgeci TC devletinin, kendi varlığını Kürtlerin imha ve inkarı üzerinden geliştiren stratejisi, Kürtlerin 20. yüzyıl boyunca sürekli isyan ve direniş içerisinde olmasına neden oldu. Kürtlerin en büyük isyan ve direnişi ise, Önder APO ve Kahraman Şehitlerimiz öncülüğünde geliştirilen “Varlık ve Özgürlük Savaşı” oldu. PKK öncülüğünde kendini “Varlık ve Özgürlük savaşı” olarak tanımlayan bu uzun mücadele sürecinin, Kürtler lehine ortaya çıkardığı kazanımlar, uluslararası sömürgeci-kapitalist güçlerin yeni yüzyıldaki hesap ve çıkarları açısından büyük bir tehdit olarak görüldü. Başını ABD’nin çektiği uluslararası kapitalist güçler, yeni yüzyıla “Eşit ve Özgür Kürt Varlığı” ile girmeyi kendi hegemon çıkarlarına uygun görmedi. PKK öncülüğündeki Özgür Kürtlüğü, kendi Büyük Ortadoğu Projesi önünde büyük bir engel olarak gördü. Bu yüzden de, gelişme süreci içine giren “Özgür ve iradeli Kürt” engelini ortadan kaldırmak amacıyla, 20. yüzyılın en büyük komplosu olan 9 Ekim uluslararası komplo süreci geliştirilerek Önder APO Ortadoğu sahasından çıkarıldı.
9 Ekim uluslararası komplosunun en büyük hedefi, Kürtlerin 21. yüzyıla eşit, özgür ve iradeli bir halk olarak, birlik ve bütünlüğünü sağlamış bir ulus olarak girmesini engellemek ve böylelikle Ortadoğu sahasını kendi sömürgeci hegemon çıkarları temelinde yeniden düzenlemekti. Komplonun ikinci hedefi; Önder APO’yu devre dışı bırakıp etkisiz kılarak, Kürt halkını ve hareketini tasfiye etmekti. Tıpkı 20. yüzyılda olduğu gibi Kürtleri, içine girmiş olduğumuz yeni yüzyılda da yine Kimliksiz, statüsüz ve Önderliksiz bırakmaktı. Sırf kapitalist hegemonik dünya sistemine boyun eğmediği ve sömürgeci soykırımcı TC’nin imha ve inkar siyaseti karşısında mücadele iradesinden vazgeçip teslim olmadığı için, Kürt Halkına bir yüzyılı daha kaybettirmekti. Üçüncü hedefi ise Kürt ve Türk halklarını birbirine kırdırtarak, büyük bir kör savaşın içine sürüklemekti. Kürt sorununun çözümünü ve Türkiye’nin demokratikleşmesini engellemekti.
Önderliğimizin bu büyük uluslararası komplo ve emperyalist oyun karşısındaki duruşu, 20. yüzyıl boyunca Kürtler için belirlenmiş trajik soykırım kaderini bozma temelinde oldu. Komplocu güçlerin Kürtler ve Ortadoğu üzerindeki kirli hesaplarını boşa çıkarma temelinde oldu. Hem Önderliğimizin hem Kürt Halkının ve Hareketinin komployu karşılama biçimi, büyük bir direniş ve yenilenme tutumu olarak gelişti. Önder APO’nun geliştirdiği demokratik dönüşüm stratejisi ve Demokratik Cumhuriyet projesi sayesinde, öncelikle Kürt ve Türk halklarının birbirine karşı kör bir savaşın içine sürüklenmesi ve birbiriyle boğazlaşması önlenmiş oldu.
ÖNDER APO ULUSLARARASI KOMPLOYA ZİHİNSEL DEVRİM İLE CEVAP VERDİ
Önder APO, İmralı’daki rehinelik ve mutlak tecrit koşullarının tüm yakıcı gerçekliği altında, uluslararası komploya büyük bir zihinsel devrim ve Demokratik çözüm yaklaşımı ile cevap verdi. Devrimci bir Halk Önderi olarak yeri geldiğinde bir filozof ve bilge gibi, yeri geldiğinde bir siyaset bilimci, bir tarih bilimci gibi kendi halkının mahkum edildiği trajik soykırım kaderini değiştirmenin, hem düşünsel ve zihinsel hem de fiziksel direnişi içerisinde oldu. Çağın en ileri fikir ve düşüncelerini, Kürt halkı şahsında tüm halklara, kadınlara ve direnen tüm ezilen kesimlere sundu. Geliştirdiği kavram ve kuramlarla, yeni özgür ve demokratik bir toplum paradigması ortaya çıkardı. Hazırladığı Özgür Yaşam ve Özgür Toplum tezleriyle, çağın en büyük komplosuna, çağın en büyük savunmasıyla cevap verdi. Son olarak yazdığı beş ciltlik Demokratik Uygarlık Savunması, başta Kürtler ve kadınlar olmak üzere, tüm ezilenler adına yapılan bir savunma oldu. AİHM’ne sunduğu bu savunmaları, bir Özgür İnsan ve Özgür Toplum manifestosu niteliğinde oldu. İmralı’daki rehinelik ve mutlak tecrit koşulları altında geliştirdiği Demokratik ekolojik ve kadın özgürlükçü toplum paradigması, 21. yüzyılda tüm ezilenlerin kaderini değiştirmeye yetecek, yeni bir yaşam ve mücadele paradigması olarak anlam kazandı. Bu açıdan İmralı esaret süreci, komplocu güçlerin amaçladığı gibi işlemedi. Tam tersine, insanlık adına demokratik özgür bir toplum fikri ve düşüncesinin geliştiği bir süreç oldu.
Önder APO’nun İmralı’daki bu büyük ve tarihi direnişi, soykırım siyaseti ve saldırılarına karşı verilen mücadelemizin, esas merkezini oluşturuyor. Çünkü İmralı’da yürütülmekte olan egemen siyaset, tüm Kürtler üzerinde yürütülen bir tecrit ve soykırım siyasetidir. Gelinen noktada Önder APO üzerinde, tam yirmi beş yıldır mutlak tecrit işkencesi uygulanıyor. Kurdistan halkına karşı günlük olarak büyük bir siyasi, sosyal, kültürel ve fiziki soykırım saldırısı yürütülüyor. Kurdistan Gerillasına karşı aralıksız bir biçimde imha amaçlı her türlü askeri saldırı, günlük ve anlık olarak devam ediyor. Kurdistan coğrafyası, büyük bir eko kırım saldırısı altında bırakılıyor. Sömürgeci soykırımcı T.C’nin tüm bu soykırım saldırılarına rağmen; Önder APO’nun demokratik fikir ve düşünceleri, bugün Kurdistan’ın dört parçasında ve Kürtlerin yaşadığı her yerde, yeni bir toplumsal sistemin tohumu olarak yeşermeye başlıyor. Yeni bir yaşam ve direniş anlayışına dönüşüyor. Yaşam, yitirdiği anlamına yeniden kavuşmaya başlıyor. Toplum, kaybettiği ahlaki ve politik niteliğini yeniden kazanma sürecini yaşıyor. Kürtler ve Kadınlar şahsında tüm ezilenler bu gelişmeden büyük ilham alıyor. Giderek evrensel çapta büyük bir toplumsal coşku ve heyecana, büyük bir umut hareketine dönüşüyor.
TC KOMPLO SÜRECİNDE BAŞARAMADIĞINI YENİ SALDIRI KONSEPTLERİ İLE BAŞARMAK İSTİYOR
Sömürgeci soykırımcı TC devleti, geçmişte uluslararası komplo sürecinde başaramadıklarını, şimdi daha da çeşitlendirilmiş imha içerikli yeni saldırı konseptleri sayesinde başarmak istiyor. Kürt düşmanı AKP-MHP faşist koalisyonu ve dayandığı işbirlikçi güçler, uluslararası müttefiklerini de yanlarına alarak komployu yeniden güncellemek ve Kürt halk iradesini teslim almayı amaçlıyor. Eski teslimiyetçi, işbirlikçi, kendini inkar eden Kürtlüğü yeniden dayatıyor. Kürtlerin son yıllarda bin bir emekle ve paha biçilmez bedeller ödeyerek elde ettiği demokratik kazanımlarını, geliştirdiği yeni tasfiye ve soykırım konsepti çerçevesinde yok etmek istiyor. Ancak Kürtler, artık hiçbir egemen güç karşısında diz çökmeyecek, baş eğmeyecek, bilinçli, onurlu, politik ve örgütlü bir halk düzeyine ulaşmış durumdadır. Zaten Kürtlerin elli yıllık mücadelenin sonucunda yakaladıkları en büyük kazanım da ulaştıkları bu bilinçli ve örgütlü halk gerçeğidir. Halkımız, yakaladığı politik örgütlü düzeyi sayesinde her türlü imha ve soykırım dayatmalarını boşa çıkarmayı başaracak iradeye, her zamankinden daha fazla sahiptir.
Bugün Kürtler lehine, demokrasi ve özgürlükler lehine ortaya çıkan kazanımlar, Önder APO’nun derin yoğunlaşmaları, büyük öngörüsü, değerli emek ve çabaları sonucu ortaya çıkmış gelişmelerdir. Sömürgeci Türk devletinin ve uluslararası destekçilerinin tüm çabası, Kürtleri 21. yüzyılda da yine Önderliksiz bırakmaya dönüktür. Önderliksiz kalmak, Kürtler için özgürlüksüz kalmanın yüz yıllık sebeplerinin başında gelmektedir. Bu yüzden Önderlik İmralı çarmıhına gerilmiş durumdadır. Bu yüzden Kürtlerin kazanımları büyüdükçe, İmralı işkence sistemi daha da derinleştirilmektedir. Tecrit ve izolasyon daha da ağırlaştırılmaktadır. Çünkü gün geçtikçe Kürtlerin lehine, yine demokrasi ve özgürlükler lehine biraz daha büyüyen kazanımlar, sömürgeci T.C tarafından birer suç olarak görülmekte ve Önder APO’da bundan sorumlu tutulmaktadır. Adeta “bu halkı niye kölelikten uyandırdın, niye ruh kazandırıp yeniden var ettin, niye ayağa kaldırdın” demektedir. Önderliğimiz bunun için ek cezalarla cezalandırılmaktadır.
KÜRT HALKI KOMPLOYU YENME İMRALI ESARETİNE SON VERME SÜRECİNE GİRMİŞTİR
Önder APO ile beraber, Kürt halkı da İmralı tabutluğuna hapsedilmiş durumdadır. Fakat gelinen aşamada Kürt halkı, uluslararası komployu yenme ve İmralı esaretine son verme süreci içerisine girmiştir. Önder APO ve Kürt halkı, kopmaz bir bütündür. İşte tam da bu yüzden halkımız, çıktığı sokak ve meydanlarda her gün “Önderliksiz yaşam asla” diyor. Çünkü halkımızın Önder APO’ya olan bağlılığı, hem bilinçle hem de sevgi ve inançla yoğrulmuş bir bağlılıktır. Önder APO ile halkımızın arasına, hiçbir gücün giremeyeceği bilinmelidir. Halkımız bu temelde 9 Ekim uluslararası komplosunun geliştirildiği ilk günden günümüze kadar komplonun, şimdiye kadarki her aşamasında sonuç almasını engellemek ve boşa çıkarmak amacıyla, sürekli ayakta ve eylem halinde oldu. Çünkü Önder APO’nun sağlığı güvenliği ve özgürlüğü, Kürt halkının geleceği demektir ve Kürt halkı artık geleceğini sahiplenme iradesini kazanmış durumdadır. Halkımız dostlarıyla beraber, Önder APO’nun özgürlüğünü gündemine almış ve bunun mücadelesini günlük olarak bulunduğu her yerde, geliştirdiği kampanyalarla, çeşitli yol ve yöntemlerle yürütmektedir. Halkımızın ve dostlarının bu örgütlü, mücadeleci ve eylemci duruşunu selamlıyoruz.
KURDİSTAN ÖZGÜRLÜK GERİLLASI ÖNDERLİKTEN ALDIĞI GÜÇ, MORAL VE BİLİNÇLE DİRENİYOR
Kurdistan Özgürlük Gerillası; temel ideolojik, felsefik ve örgütsel gıdasını Önder APO’dan alarak; ortaya koymuş olduğu kararlı mücadelesi ve keskin iradesi sayesinde uluslararası komplonun, geçen yirmi beş yıllık süre içerisinde kirli amaçlarına ulaşmasını engelleyen en temel güç oldu. Önder APO’ya, kopmaz bir bağ ile bağlıdır ve temel moral merkezi olarak görüyor. Özgürlük gerillası, Önderlikten aldığı bu güç, moral ve bilinç sayesinde, her türlü koşul altında direnme iradesini göstermeye devam ediyor. Sömürgeci soykırımcı TC işgal ordusu, gelinen aşamada Kurdistan Gerillasına karşı, daha önce örneği görülmemiş bir biçimde insanlık dışı yol ve yöntemler kullanıyor. Elinde bulundurduğu NATO’nun savaş imkanlarının hepsini gerilla güçlerimize karşı, çok hunharca kullanıyor. Elinde bulunan son NATO teknolojisi ile yıldıramadığı gerilla güçlerimize karşı artık kimyasal ve zehirli gazlar kullanıyor. Kimyasal ve zehirli gazlarla da tam sonuç alamadığını ve emsalsiz direnişin sürdüğünü görünce, şimdi de bunların üzerine taktik nükleer silahlar ve termobarik silahlar eklemiş bulunuyor. Sömürgeci TC ordusunun Kurdistan Özgürlük Gerillasına karşı kullandığı tüm bu insanlık dışı yol ve yöntemlerin hepsi, birer savaş suçudur. Birer insanlık suçudur. Bu suçun ilgili uluslararası kurumlar tarafından mutlak anlamda görülmesi ve suçluların yargılanması gerekiyor. Çünkü Özgürlük Gerillası, sadece Kürtleri ve Kurdistanı değil, Kürt halkı şahsında bölgede yaşayan diğer tüm kardeş halkları ve dünya ilerici insanlığının demokrasi ve özgürlük değerlerini de, şimdiye kadar savundu ve savunmaya devam edecektir. Bu vesileyle Kurdistan Özgürlük Gerillasının, mevcut zorlu koşullar altında yürüttüğü tarihi direnişini bir kez daha selamlıyoruz.
KÜRT HALKININ DOSTLARINI KOMPLOYU DAHA GÜÇLÜ PROTESTO ETMEYE ÇAĞIRIYORUZ
Kürt halkının dostları da uluslararası komplonun üzerinden geçen yirmi beş yıllık süre içerisinde daha da çoğaldı. Hem Ortadoğu halkları ile hem de Avrupa ve dünyanın her yerindeki halklarla çok değerli dostluk ve kardeşlik ilişkileri geliştirildi. Çünkü Önder APO’nun halklar arasında, inançlar ve kültürler arasında geliştirmek istediği barış ve kardeşlik ilişkisi, ilerici insanlık için demokrasi ve özgürlük için çok yeni değerler üretmeye başladı. 9 Ekim uluslararası komplosunun 26. yılında tüm dostları, halkların kardeşliği ve demokratik birlikteliği etrafında toplanmaya, komployu daha güçlü bir biçimde protesto etmeye, Kürt düşmanı ve aynı zamanda demokrasi ve özgürlükler düşmanı olan AKP-MHP faşist rejimine ve uygulamakta olduğu mutlak tecrit konseptine karşı “DUR” demeye çağırıyoruz.
İçinden geçtiğimiz süreç, halkımız ve mücadelemiz açısından bir dönüm noktasını ifade ediyor. Yeni demokratik bir çağa kapı aralayacak bir nitelik taşıyor. Böyle bir süreçte Kürt halkı, hareketi ve dostları olarak; demokrasi ve özgürlük lehine, halklar ve ilerici insanlık lehine, uluslararası komployu yenilgiye uğratan, Kürt varlık ve özgürlük mücadelesini zafere taşıyan tarihi bir gelişme düzeyinin eşiğindeyiz. Bunu pratikleştirme iddiasına ve kararlılığına, her zamankinden daha fazla sahibiz. Uluslararası komploya karşı 26. direniş yılına, bu temel hedef ve iradi kararlılıkla giriyoruz. İmralı merkezli yürütülen soykırım saldırılarının durması ve Önder APO’nun fiziki özgürlüğünün sağlanması için kadınlar ve gençler öncülüğünde, başta Bakur halkımız olmak üzere Kurdistan’ın tüm parçalarında ve yurtdışında yaşayan halkımızı değerli dostlarıyla beraber, uluslararası komployu 26. yılında yenilgiye uğratıncaya kadar, direnişi büyütmeye ve mücadeleyi yükseltmeye çağırıyoruz.”