Türk devletinin işgal saldırıları ve Şengal’deki gerilime ilişkin yazılı bir açıklamada bulunan KCK Dış İlişkiler Komitesi, “Irak devleti Êzidî halkıyla kuracağı diyalog sürecinde silahı ve şiddeti devre dışı tutmalı, diyaloğu esas almalıdır” çağrısında bulundu.
TC TARİHSEL OLARAK KÜRT DÜŞMANIDIR
Komitenin açıklaması şöyle:
“Faşist TC devleti 17 Nisan 2022 tarihi itibariyle halkımıza karşı yürüttüğü soykırım savaşında yeni bir saldırı süreci içerisine girdi. Tarihsel suçları ile köşeye sıkışmış, ekonomisi Kürde karşı sarf edildiği ve hırsızlıkla yönetildiği için dibe vurmuş, toplumun bu faşist iktidara karşı tepkisini her yerde dışa vurduğu böylesi bir süreçte faşist şef Erdoğan gündem değiştirme çabasına girişmiştir. Kendisinin ve yönettiği faşist rejimin ömrü bu çabalarla uzatılamayacak kadar zayıflamıştır. Bu nedenle KDP gibi işbirlikçi grup ve aileleri de kullanarak topraklarını genişletmeye, halkımızın kazanımlarını yok etmeye, Kürdistan adına direnecek tek bir odağı bırakmamaya çalışmaktadır.
Bu amaçla faşist rejimin saldırıları devam ederken Kürdistan özgürlük gerillasının kahramanca ve yaratıcı direnişi birçok hesabı bozmaktadır. Faşist TC rejiminin bu saldırılarını salt PKK düşmanlığı olarak adlandırmak ya tarihten bir şey anlaşılmadığını ya da bu hesaplara ortak olunduğunu gösterir. TC devleti tarihsel olarak Kürt düşmanıdır.
OSMANLICILIK HAYALLERİNİ GERÇEKLEŞTİRMEK İSTİYORLAR
Kürdistan özgürlük mücadelesi adına direnen her bir Kürdü tehlikeli sayar ve yok etmek için elinden geleni yapar. Bunun yanında aynı faşist devlet Yeni Osmanlıcılık hayallerini gerçekleştirmek için de elinden geleni yapmaktadır. Musul ve Kerkük’ü TC toprağı olarak adlandırıp, ajanlar örgütleyerek faaliyet yürütmektedir. Yine Irak’ın iç işlerine karışmakta bir beis görmeyip siyasi istikrarın sağlanmaması için de her türlü faaliyeti yürütmektedir. Irak’ın bir türlü istikrara kavuşmamasında TC’nin bu siyasetinin rolü belirleyicidir. Faşist Türk devleti bu stratejisi ile Irak’ın parçalanmasına, Musul ve Kerkük’e kadar olan alanı da kapsayacak şekilde işgal etmeye dönük planını yürütmeye devam etmektedir. Bu planın en büyük destekçisi de KDP’dir. Kürdistan özgürlük gerillasının TC ordusuna karşı verdiği direnişte de işgalcilere en büyük desteği sunan KDP’dir.
ÊZIDÎ HALKIYLA DİYALOG KURULMALI
Faşist TC devletinin son dönemlerde Şengal ve Êzidî halkımıza dönük artan saldırıları söz konusudur. Êzidî halkımız DAİŞ’in soykırım saldırılarından daha yeni çıkmıştır. Binlerce kadın ve çocuk 73. Fermanla esir alınmış, akıbetleri belli değildir. Êzidî halkımız DAİŞ’i yenilgiye uğratan direnişi sonrası yaşamlarını yeniden inşa ederken yeni soykırım ve fermanların yaşanmaması için de tedbir geliştirmek istemiştir. Bu amaçla Irak anayasasının ruhunu da oluşturan federalizmi dikkate alarak özerk yönetim modelini geliştirmişlerdir. Êzidî halkımızın bu çabası en çok Şengal’i DAİŞ’e teslim eden KDP’yi ve DAİŞ’in sorumlusu olan TC devletini rahatsız etmiştir. Yine Êzidî halkı bu süreci Irak ile koordinasyon içinde ve diyalogla geliştirmeye çalışmıştır.
Şengal’de son birkaç gündür Irak ordusu ile Êzidî halkı arasında gerilim olduğu basına yansımıştır. Biz hareket olarak DAİŞ saldırıları başladığında 73. Fermana müdahalede bulunduk. Êzidî halkımızı bu saldırılara karşı savunduk. Sonrasında başta Êzidîlerin savunma güçleri olan YBŞ-YJŞ ve Asayiş olmak üzere, Irak devletinin de desteği ve yardımıyla Şengal bölgesinde önemli oranda DAİŞ saldırıları kırıldı. Êzidî halkımız bu süreçten sonra Şengal’de kendi öz yönetimlerini geliştirdi. Bu süreç Şengal üzerinden Irak halklarına yönelik gelişebilecek tüm saldırıların da önünü almak için yapıldı. Dolayısıyla Şengal’deki Ezidi savunma gücü Irak için bir sorun değildir, çözümdür.
TC’nin Başur Kürdistan’a ve Irak’a dönük işgal saldırısının arttığı böylesi bir süreçte Irak devleti ile Ezidileri karşı karşıya getirmek için bir planın devrede olduğu anlaşılmaktadır. Êzidî halkı soykırımdan geçmiş bir halktır. Irak’ın Êzidîlere ve onun siyasi iradesine yaklaşırken daha hassas ve sorumlu yaklaşması gerekmektedir. Ezidilere yakın zamana kadar silah doğrultmuş güçler DAİŞ, KDP ve TC’dir. Irak devleti ise Êzidî halkıyla kuracağı diyalog sürecinde silahı ve şiddeti devre dışı tutmalı, diyaloğu esas almalıdır. Êzidîlerin iradesi dışında yapılan anlaşmalar, örülen Türk duvarı, halkın değerlerine saygısızlık sorunları çözmez. Êzidî halkının ve çocuklarının üstüne askeri araçlarla gitmek diyaloğu değil çatışmayı tetikler. Ne Êzidî halkının ne de Irak devletinin böyle bir noktaya gelmemesi gerekir. Benzer şekilde Şengal özerk yönetimi de çözüm projelerini Irak hükümeti ve yönetimiyle paylaşmalı ve diyalogla çözmeye ağırlık vermelidir. Bu konuda Özgürlük Hareketi olarak sorunun çözümü için her türlü yapıcı demokratik süreci destekleyeceğimizi belirtmek istiyoruz.
Hareket olarak sömürgeci TC devletine karşı büyük bir savaş veriyoruz. Bu savaş Kürtlerin özgürlük savaşı olduğu kadar bölge halklarının da özgürlük ve huzur direnişidir. TC devletinin Neo-Osmanlı projesi Kürdistan gerillasının duvarlarına çarparak tuzla buz olacaktır. Hareket olarak bu hesapları bozmaya, bölgede yaşayan halklarımızın özgürlüğü, huzuru ve istikrarı için direnmeye devam edeceğiz. Hem Irak devletini hem de toplumunu, TC devletinin ve işbirlikçilerinin işgal planlarının tehlikesini anlamaya, buna karşı seslerini daha da yükseltmeye davet ediyoruz.”