KCK Yürütme Konseyi yıllık toplantı sonuçları açıklandı

KCK, yaptığı yıllık toplantıyla Dem Dema Azadiyê ye hamlesini ele aldığını; “faşizme karşı özsavunma temelinde Devrimci Halk Savaşını geliştirerek Kürdistan’ı özgürleştirme, Ortadoğu’yu demokratikleştirme hedefiyle” planlamalara ulaştığını açıkladı.

2022 yılının mücadele tarihinin en kritik yıllarından biri olacağına işaret edilen KCK yazılı açıklamasında, yılın; özsavunmaya dayalı Devrimci Halk Savaşı temelinde faşizmi yıkma, Abdullah Öcalan’ı özgürleştirme ve işgalleri sonlandırma yılı haline getirme kararlılığıyla kazanılacağının; bunun da, bunun da örgütlü topluma dayalı olarak gerçekleşebileceği kaydedildi.  

KCK Yürütme Konseyi, yıllık toplantısını tüm çalışma sahalarından katılan yeterli üye sayısı ile başarılı bir biçimde gerçekleştirdiğini yaptığı yazılı açıklama ile duyurdu.

Toplantıda, 23. komplo yılında dağda, zindanda, şehirlerde şehit düşen tüm özgürlük militanlarının ve yurtseverlerinin anılarak, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan çizgisinde tüm çalışma alanlarındaki pratiğin kapsamlı değerlendirilerek, çok önemli kararlara ulaşıldığı ifade edildi.

KCK’nin yazılı yaptığı açıklamaya göre; toplantıda, faşizmi yıkma, Abdullah Öcalan’ı özgürleştirme ve işgalleri sonlandırmayı hedefleyen Dem Dema Azadiyê ye hamlesinin yetersizliklerine rağmen başarıyla geçtiği tespit edildi; komploya karşı 24. mücadele yılında faşizmi yıkma, Önderliği özgürleştirme ve işgalleri sonlandırma mücadelesini sarsılmaz bir irade ile yürütüp başarıya ulaştırma kararlılığı ortaya konuldu.

DEMOKRATİK KONFEDERALİZM TEK KURTULUŞ YOLU

Açıklamada, devletçi sistemin çöküş yaşadığı Ortadoğu’ya ilişkin şu tespitlere yer verildi: “Devletçi uygarlığın tarih sahnesine çıktığı Ortadoğu’da çöküşü yaşaması erkek egemenlikli devletçi sistemin çöküş aşamasına geldiğinin en somut ifadesi olarak değerlendirilmiştir. Kapitalist modernist güçler bazı rötuşlarla Ortadoğu’yu dizayn edip devletçi sömürücü sistemin çöküşünü engellemek isterlerken Ortadoğu’da toplumsal, kültürel ve siyasal krizler daha da derinleşmiş bulunmaktadır. On yıllara yayılan Ortadoğu merkezli 3. Dünya Savaşının son bulmaması kapitalist modernist güçlerin ve bölge devletlerinin çözüm projelerinin olmamasının kanıtı olmaktadır. Erkek egemenlikli iktidarcı sömürücü sistem sadece Ortadoğu’da değil, dünya genelinde de sorunları ağırlaştırarak tüm insanlığı siyasal ve toplumsal krizler içinde tutmaktadır. Başta kadınlar ve emekçiler olmak üzere halklar artık bu sistem altında yaşamak istemediklerini her fırsatta ortaya koymaktadırlar. Bu gerçekliği değerlendiren Yürütme Konseyimiz, Rêber Apo’nun kadın özgürlükçü demokratik ekolojik toplum paradigmasına dayalı devlet dışı yönetim sistemi olan Demokratik Konfederalizmin başta Ortadoğu olmak üzere tüm insanlık için tek kurtuluş yolu olduğunu bir daha vurgulamıştır.”

KÜRDİSTAN’I ÖZGÜRLEŞTİRME, ORTADOĞU’YU DEMOKRATİKLEŞTİRME HEDEFLİ PLANLAMALAR

Konsey toplantısının bu değerlendirme temelinde, bir buçuk yıldır sürdürülen Dem Dema Azadiyê ye hamlesini 3 temel konu çerçevesinde ayrıntılı ve kapsamlı ele aldığı belirtilen açıklamada, değerlendirilen konular ve ulaşılan planlamalar şöyle ifade edildi: “ Rêber Apo’nun durumu, AKP-MHP faşizmi ve saldırılarına karşı gösterilen mücadele ve her alanda Demokratik Konfederalizmin komün ve meclisler temelinde inşa edilmesi konuları tüm boyutlarıyla değerlendirilmiş, gerekli planlanmalara kavuşturulmuştur. Kuşkusuz tüm planlamalarımız faşizme karşı özsavunma temelinde Devrimci Halk Savaşını geliştirerek Kürdistan’ı özgürleştirme, Türkiye’yi ve Ortadoğu’yu demokratikleştirme hedefiyle yapılmıştır. Apocu hareketin 50. yılı olan 2022 yılı mücadelesinin 2021 yılı mücadelesinden çıkarılan dersler temelinde yetersizliklerin giderilerek başarıyla yürütülmesi her alanın ve örgütsel yapılarımızın önüne koyduğu görev olmuştur.”

2021’DE AKP-MHP İKTİDARININ TÜMDEN YIKILMASININ ZEMİNİ YARATILDI

KCK Yürütme Konseyi açıklamasında, geride bıraktığımız 2021 yılına dair toplantıda yapılan değerlendirme ve tespitler ise şöyle ifade edildi: “2021 yılı sömürgeci Türk devleti başta olmak üzere tüm demokrasi ve Kürt düşmanı güçlere karşı büyük bir mücadele içinde geçmiştir. Kürt halkının özgürlük mücadelesini tasfiye edip Kürtleri soykırıma uğratmak isteyen AKP-MHP faşist iktidarı yıkımın eşiğine getirilmiştir.

AKP-MHP faşizmi 2021 yılında yıkılmamak için Rêber Apo üzerindeki tecridi ağırlaştırmış, halk üzerinde baskıyı her alanda yoğunlaştırmış, zindanlarda her gün ölümlerin yaşandığı düzeyde baskıyı artırarak tutsaklara teslimiyeti dayatmış, başta Medya Savunma Alanları olmak üzere askeri saldırılarını artırarak kendisini ayakta tutmaya çalışmıştır. Ancak AKP-MHP faşizmi 2021 yılında karşısında daha güçlü bir mücadele bulmuştur. Rêber Apo’nun duruşu etrafında Kürdistan ve dünyanın her tarafında Rêber Apo’yu özgürleştirme mücadelesi büyüyerek gelişmiştir. Başta kadınlar, gençler ve emekçiler olmak üzere halkımız Önder Apo’nun İmralı’daki duruşu doğrultusunda faşizmin saldırılarına karşı direnişçi tutumunda ve mücadelesinde ısrar etmiştir. Zindanlardaki tüm özgürlük ve demokrasi savaşçıları teslimiyet dayatmalarına 1982 14 Temmuz ruhuyla karşı koyarak AKP-MHP faşizminin de 12 Eylül faşizmi gibi yenilgiye uğrayacağını açıkça göstermişlerdir. AKP-MHP faşizmi özgürlük gerillalarına stratejik bir darbe vurarak seçimlere gidip iktidarını sürdürmek istemiştir. Ancak Kürt halkının fedai evlatları hem Garê’de hem de Metina, Avaşin ve Zap’ta işgalci faşist orduya tarihi darbeler vurarak mücadelenin her alanda gelişmesine ivme kazandırıp AKP-MHP iktidarının 2021 yılında tümden yıkılmasının zeminini yaratmışlardır.

2021 yılı aynı zamanda işbirlikçiliğin Kürt düşmanlığında öncü olan soykırımcı sömürgeci Türk devletine en fazla destek verdiği yıl olmuştur. Sadece Medya Savunma Alanlarına yaptığı kuşatma ve saldırılarla değil, Rojava, Şengal ve Maxmur’a yönelik yaptığı kuşatma ve saldırılarla da Kürt düşmanlarının yanında yer almıştır. Xelifan’da pusu kurarak 8 gerillayı şehit etmesi bunun en somut kanıtıdır. Medya Savunma Alanları, Rojava, Şengal ve Maxmur’a saldırıların meşrulaştırıcısı ve normalleştiricisi olarak AKP-MHP faşist iktidarına en büyük desteği veren KDP olmuştur. KDP, Kürt halkının her yerdeki kazanımlarının en büyük destekçisi ve savunucusu olan Hareketimize yönelik saldırı içinde olurken; Kürtlerin kazanımlarına ve elde ettiği statülere düşman olan Türk devletiyle kurduğu ilişki Kürt halkında ve dostlarında büyük öfke yaratmaktadır. Toplantımız ABD destekli AKP-MHP faşizminin saldırılarını başarısız kılmak açısından işbirlikçiliğin teşhir ve tecrit edilmesini de mücadelemizin önemli bir boyutu olarak değerlendirmiştir.”

2022’DE ÖZGÜRLÜKÇÜ, DEMOKRATİK TOPLUMCU ZİHNİYETLE DİRENİŞ ÖNEMLİ

Açıklamaya göre, “AKP-MHP faşist iktidarı çok teşhir ve tecrit olmuş, dışarda devletlerin, içerde de toplumun desteği azalmış olmasına rağmen 2022 yılında saldırılarını artırarak sürdürecektir. Seçim kazanmak için Medya Savunma Alanları başta olmak üzere özgür ve demokratik yaşamın olduğu her yere saldıracaktır”.

Bu açıdan toplantıda gerillanın da, Kürt halkının ve dostlarının da, Rojava, Şengal ve Maxmur gibi özgür ve demokratik yaşam alanlarının da, zindanların da Abdullah Öcalan’ın özgürlükçü demokratik toplumcu zihniyetiyle direnmesinin önemine vurgu yapıldığı kaydedildi.

ABDULLAH ÖCALAN’IN ÖZGÜRLÜĞÜ

Toplantıda Abdullah Öcalan’ın duruşunun ve üzerindeki kapsamlı özel ve psikolojik savaşının, kendisine karşı sorumluluklarının, Abdullah Öcalan’ın mutlak başarı getirecek çizgisinin nasıl pratikleşmesi gerektiği konusunun da ayrı bir gündem maddesi olarak tartışıldığı aktarıldı. 24. komplo yılında Abdullah Öcalan’ın  özgürlüğü temelinde Kürdistan’ın özgürlüğü ve Ortadoğu’yu demokratikleştirme mücadelesinde yerine getirilmesi gereken görevlerin ortaya konulduğu, çok önemli kararlaşmalara gidildiği ifade edildi.

Acıklamanın konu ile ilgili devamında şöyle denildi: “Rêber Apo’nun 23 yıllık esareti boyunca mücadelemiz durdurulamamış, önemli gelişmeler sağlanmış, Rêber Apo’nun düşünceleri Kürdistan, Ortadoğu ve tüm dünyada daha fazla yaygınlık kazanmıştır. Ancak Rêber Apo’nun hala özgürlüğünü sağlayamamış olmamızın da Hareketimiz, halkımız, dostlarımız ve tüm dünyanın demokrasi güçleri açısından bir özeleştiri konusu olduğu da açıktır. Rêber Apo’nun kadın özgürlükçü demokratik ekolojik toplum paradigması temelinde Demokratik Konfederalizme dayalı demokratik sosyalizm çizgisinin dünya halkları, kadınları ve emekçileri içinde belli düzeyde tanınması sağlanmıştır. Bu düşünceler doğrultusunda dünya genelinde ideolojik-siyasi mücadelede bir gelişme olsa da bunun Rêber Apo’nun ortaya koyduğu paradigmanın gücüne denk olmadığı da toplantımız tarafından tespit edilmiştir. Bu açıdan Rêber Apo’nun demokratik sosyalist zihniyeti ve yapılanma gerçeğinin daha yaygın ve etkin biçimde taşırılmasına vurgu yapılmış, önemli kararlar alınmıştır.”

2022 EN KRİTİK YILLARDAN BİRİ

2022 yılının mücadele tarihinin en kritik yıllarından biri olacağına işaret edilen açıklamada, yılın; özsavunmaya dayalı Devrimci Halk Savaşı temelinde faşizmi yıkma, Abdullah Öcalan’ı özgürleştirme ve işgalleri sonlandırma yılı haline getirme kararlılığıyla kazanılacağının altı çizildi.

Açıklamada şu ifadeler yer aldı: “2022 yılının mücadele tarihimizin en kritik yıllarından birisi olacağı açıktır. 3. Dünya Savaşının sürdüğü, soykırımcı Türk devletinin saldırılarının artacağı bu dönemde mücadelenin özsavunmaya dayalı Devrimci Halk Savaşı stratejisi ile sürdürülmesinin kazanımları korumak ve saldırıları püskürtmek için şart olduğu açıktır. Bu açıdan askeri güçlerimizin de halkımızın da böyle zorlu bir mücadeleyi başarıya götürmenin duruşu ve örgütlülüğü içinde olmasının önemi üzerinde durulmuştur. Güç kavramına silah, askeri güç ve teknik üstünlük olarak bakmanın yanlış olduğu; asıl gücün doğru ideolojik, politika temelinde özgür ve demokratik yaşam projesi olduğu; buna da Kürt halkının özgürlük mücadelesinin sahip olduğu belirtilerek kazananın mutlaka Özgürlük Hareketimizin olacağı vurgulanmıştır.

Toplantımız, kapitalizm ve modernitesinin tüm insanlık ve Kürt halkı için mücadele edilmesi gereken büyük bir tehlike olduğuna önemle dikkat çekmiştir. Kapitalist modernite insanın var oluşu olan toplumsallığı dağıtarak geliştirdiği maddiyatçılık ve bireycilikle toplumsal ve kültürel sorunları insanlık tarihinin hiçbir döneminde olmadığı kadar ağırlaştırmıştır. Kapitalizm ve modernitesi toplumu ve insanlığı neredeyse daha şimdiden robotlar yığını haline getirmiştir. İnsanlığın binlerce yılda yarattığı toplumsal ve kültürel değerleri anlamsız hale getirerek sadece egemen sınıfların sömürüsünü artırdığı, bireyci ve maddiyatçı bir yaşam yaratılmıştır. Rêber Apo’nun ifade ettiği gibi yaşamın kaynağı olan kadın metaların kraliçesi, insan yaşamının içinde var olduğu doğa da kapitalizmin çöplüğü haline getirilmiştir. Bu durum tüm insanlığın kadın özgürlükçü ekolojik demokratik toplum paradigması temelinde Demokratik Modernite yaşamı mücadelesini, toplum ve insan olarak var olma mücadelesi haline getirmiştir.

Kapitalist modernite tüm insanlık içinde en fazla da Kürdün var oluşuna ve bu yönlü mücadelesine saldırı olmaktadır. Toplumsallığın büyük sıçrama yaptığı Neolitik toplumun coğrafyası olan Kürdistan’da toplumsallık Kürdün en temel güç kaynağı olmuştur. Kürtler tarih boyu her türlü saldırıya toplumsallığının bu gücüyle karşı koymuştur. Yarım asırdır da PKK’nin yeni değerlerle güçlendirdiği bu toplumsallıkla soykırımcı sömürgeciliğe karşı direnmektedirler. Kapitalizm, toplumsallığı dağıtarak Kürdün bu temel güç kaynağını kurutmaktadır. Bu temelde kapitalist modernite Kürt halkına karşı en temel özel savaş aracı haline gelmiştir. Bu nedenle tamamen Kürt düşmanı bir pozisyonda olarak soykırımcı güçlerin hizmetine giren kapitalizme ve modernitesine karşı mücadele de ulusal demokratik mücadelemizin önemli bir parçası olarak yurtsever halkımızın önünde durmaktadır.

FAŞİZMİ YIKMA, RÊBER APO’YU ÖZGÜRLEŞTİRME, İŞGALLERİ SONLANDIRMA YILI

Toplantımız Apocu hareketin 50. yılı olan 2022 yılını özsavunmaya dayalı Devrimci Halk Savaşı temelinde faşizmi yıkma, Rêber Apo’yu özgürleştirme ve işgalleri sonlandırma yılı haline getirme kararlılığını güçlü biçimde ortaya koyarken, bunun da örgütlü topluma dayalı olarak gerçekleşeceğini de vurgulamıştır. Rêber Apo’nun 2005 yılında ilan ettiği Demokratik Konfederalizm halkın örgütlü topluma dayalı olarak kendini güç yapmasını ve kendini yönetmesini esas alıyordu. Bu konuda önemli gelişmeler yaşanmasına rağmen halkın komün ve meclislerle kendini örgütlü güç haline getirmesi ve özyönetimini gerçekleştirmesi konusunda ciddi yetersizlik yaşanmaktadır. Bu temelde toplumu eğitme, örgütleme ve kendini yönetir hale getirmede doğru öncülük yapılamaması eleştirilmiştir. Bunun da sosyalizme devletle varılacağı gibi klasik sosyalizm anlayışındaki iktidarcı ve devletçi zihniyetten kaynaklandığı belirtilmiştir. Halkın da devletçi zihniyetten ve geleneksel yönetilme kültüründen kaynaklı olarak kendini örgütleyip özyönetimini yaratma yerine, yönetilmeyi ve yaşam imkanlarının ortaya çıkarılmasını bir yerlerden beklemenin de aşılması gerektiğinin önemi üzerinde durulmuştur. Güçlü mücadele örgütlü demokratik topluma dayalı olarak verilir. Özgürlük ve demokrasi mücadelesinin başarılmasının böyle bir halk olmaya bağlı olduğu vurgulanarak, önümüzdeki dönemin en temel görevinin komün ve meclislere dayalı demokratik konfederal sistemi inşa etme olduğu KCK çalışmaları içinde olan herkesin önüne konmuştur.

Yürütme Konseyi toplantımız Özgür Kürdistan ve Demokratik Ortadoğu’nun ulus devletçi zihniyetten kopularak tüm ülkelerin Demokratik Ulus anlayışı temelinde demokratikleşmesiyle yaratılacağını bir kez daha kapsamlı biçimde ortaya koymuştur. Bunun için de Türkiye, Irak, Suriye ve İran’da demokrasi güçleriyle ilişki içinde Kürt sorununun çözümünü esas alma politikasının önemine vurgu yapılmıştır. Bu açıdan Demokratik Modernite güçlerinin Suriye yönetimi ve demokratik güçlerle birlikte Kürt sorununun çözümünü ve Suriye’nin demokratikleşmesini gerçekleştirme çabalarını desteklediğini ve üzerine düşenleri yapacağını taahhüt etmiştir. Irak’ta ve Başurê Kürdistan’da da sorunların ancak demokratik temelde çözüleceği inancını ortaya koymuştur. Benzer yaklaşım İran için de ortaya konulmuştur.

Türkiye’de demokratikleşme ve Kürt sorununun çözümünün Türkiye’nin demokrasi güçleriyle yapılacak ittifak temelinde AKP-MHP faşizmine karşı mücadeleyle gerçekleştirme iradesi ve kararlılığı güçlü bir biçimde ifade edilmiştir. AKP-MHP faşizmine karşı mücadelenin sadece Bakurê Kürdistan’ın özgürleşmesi ve Türkiye’nin demokratikleşmesi olmadığını; bu mücadelenin Kürdistan’ın 4 parçasının özgürleşmesi, kazanımların korunması ve tüm Ortadoğu’nun demokratikleşmesi mücadelesi olduğu vurgulanarak başta Türkiye’nin demokrasi güçleri olmak üzere Ortadoğu’nun tüm demokratik güçlerine, kadınlara ve gençlere bu mücadeleye katılma ve güç verme çağrısı yapmıştır.

Yürütme Konseyi toplantımız, komploya karşı 23 yıldır Rêber Apo öncülüğünde verilen mücadelenin Apocu hareketin 50. yılında 15 Şubat’tan başlayarak 8 Mart, Newroz, Kahramanlık Haftası, 4 Nisan, 1 Mayısları ve tüm 2022 yılını Rêber Apo’yu özgürleştirme temelinde Özgür Kürdistan, Demokratik Türkiye ve Demokratik Ortadoğu’yu gerçekleştirme mücadelesi haline getirilmesi çağrısı yaparak tüm Apocu özgürlük savaşçılarına, sempatizanlarına, yurtsever halkımıza ve dostlara mücadelelerinde başarılar dilemiştir.”