PAJK: Başarı ölçümüz faşizmi yıkmak, Önder Apo’yu özgürleştirmektir

PAJK Koordinasyonu, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik 9 Ekim1998 komplosunun yıldönümünde, “Hamlemizin başarı ölçüsü, AKP-MHP faşist iktidarının çöküş sürecini hızlandırmak, faşizmi yıkmak ve Önder Apo’nun fiziki özgürlüğünü sağlamaktır" dedi.

PAJK Koordinasyonu, komplonun yıldönümü vesilesiyle yaptığı açıklamada, “Halkımıza ve tüm kadınlara vereceğimiz özeleştiri, İmralı işkence ve tecrit sistemini tümden kırmak ve Önderliğimizin fiziki özgürlüğünü sağlamak olacaktır” vurgusunda bulundu.

PAJK’ın açıklaması şöyle:

“Kürdistan tarihinin yok oluştan kurtularak var oluşa yönelmesi Önder Apo’nun büyük insanlık çıkışıyla başladı. Bu çıkış, Kürdün varlığını ve özgür yaşamını hedeflerken, bu hedefe ulaşmanın en temel şartının kadın özgürlüğü olduğu ilkesine ulaştı. Önder Apo bu esas üzerinde, kadın özgürlük devriminin tüm insanlık devrimlerinin ilk şartı olduğunu ortaya koydu. Batı kapitalist hegemonyası buna komplo ile cevap vermiştir.  Önder Apo’ya dayatılan komplolar, halkın özgür kimliğinden duyulan korkunun itirafıdır.

Önder Apo, 40 yıllık dağlara çıkış özleminden, bir halkın kaderi uğruna vazgeçmiş, Kürt sorununun demokratik yollarla çözülmesi için yönünü batıya vermiş, 9 Ekim 1998 tarihinde Şam’dan ayrılmıştır. Görülmektedir ki, Önderlik yıllarca kaldığı ve çalışmalarını yürüttüğü bu ülkenin zarar görmemesi için Suriye’den ayrılmayı kabul etmiş, dostluk ilkesine büyük saygı duymuştur.

‘ABD ÖNCÜLÜĞÜNDE PLANLANDI’

Uluslararası komplo ABD’nin öncülüğünde planlandı ve ilk adımı Yunanistan’da atıldı. Rusya tarafından maddi çıkarlar uğruna devam ettirildi, İtalya’da uzatmalı bir şekilde sürdürüldü ve en son Kenya’da sonlandırıldı. Süreçlerin tümünde sahte dostların ve yetersiz yoldaşların duruşu ve pratiği, komplonun tamamlanmasında rol oynadı.

Önder Apo 23 yıldır İmralı işkencehanesinde, prometeus’un kayalıklara çivilendiği koşullarda direnmektedir. Bu koşullardaki İmralı’da çağın en büyük savaşı verilmektedir. İmralı sistemi mutlak bir yalnızlık sistemidir. Yaşamın durdurulduğu bir sistemdir. Cıva akışkanlığındaki yaşamların ölüme mahkum edildiği yeridir. İmralı’da Önder Apo’nun verdiği savaşı anlamak ve hissetmek, özgür yaşamın temel şartıdır.  

Komplo Önderliğimizi Ada hapishanesinde tutarak Onu tarihsel yalnızlığa mahkum etmiş ve toplumla, dünya insanlığıyla bağını kesmeyi amaçlamıştır. Ada, doğal yapısı itibariyle izole bir mekandır. Gardiyan rolündeki faşist Türkiye Cumhuriyetinin uyguladığı ağırlaştırılmış mutlak tecrit koşulları, Önderliğin tümden dış dünyadan koparılmasını amaçlamıştır.

Önder Apo, bu 23 yıl boyunca İmralı sistemini boşa çıkarmış, toplumsallığı derinden yaşamış, topluma ulaşmanın ve toplumu özgürleştirmenin her türlü yol ve yöntemini bulmuştur. Aynı zamanda, yarattığı toplumsallığın Onu yalnız bırakmayacağına inanmış ve tüm insanlık adına dünya hegemonyası karşısında direnmiştir. Komplo ile hedeflenen öl-öldür çizgisini Önder Apo büyük fedakarlıklarla boşa çıkarmış, İmralı sürecini 3.doğuşun zemini haline getirmiş, Demokratik Modernite temelindeki Demokratik ulus sistemini yaratmıştır.

‘HALKIMIZA VE TÜM KADINLARA VERECEĞİMİZ ÖZELEŞTİRİ…’

24.komplo yılına girerken, Kürdistan Kadın Özgürlük Partisi olarak komployu ve komplocuları kınıyoruz. Önder Apo ile tarihsel yoldaşlık geliştiren ve komployu en erkenden hissederek komplo karşısında eylem geliştiren M.Halit Oral ve Aynur Artan yoldaşlar şahsında başta tüm zindan şehitleri olmak üzere “Güneşimizi Karartamazsanız” şiarıyla eyleme geçen tüm şehitlerimizi saygı, sevgi ve minnetle anıyoruz.

Önder Apo paradigması özgür yaşamı gerçekleştirebileceğimiz tek yaşam biçimidir. Özgürlük ışığımız, varlığımız, nefesimiz ve tüm anlamsallığımızdır. Önderliğe olan sevgimiz, bağlılığımız ve Önderlik gerçeğiyle yaşama iddiamız büyüktür. Bu iddia Kürdistan Kadın Özgürlük Partisinin özgürlük iddiasıdır. “Kadın kırımına karşı özgür kadın ve toplumu savunma zamanı” hamlemizin 2.yılında Önderliğimize, halkımıza ve tüm kadınlara vereceğimiz özeleştiri, İmralı işkence ve tecrit sistemini tümden kırmak ve Önderliğimizin fiziki özgürlüğünü sağlamak olacaktır.

Kapitalist modernitenin Kürt kadınları başta olmak üzere tüm kadınlara karşı en büyük saldırısı Önder Apo’nun esaret altına alınmasıdır. Kapitalist hegemonya ve tüm bölgesel uygulamaları, Önder Apo’nun esaretiyle, her an kadınlara saldırmanın, katletmenin, şiddeti derinleştirmenin ve anlam yitimine uğratmanın zeminini yaratmıştır. Önderliğin esareti ardından bölgeye yapılan saldırılar, kadın üzerindeki faşist uygulamalar, erkeğin sistem köleliğinin derinleştirilmesi karşılığında kadınların kazanılmış haklarının kaybettirilmesi ve kadının adeta yeniden metalaştırılması, erkeğin barbarlık düzeyinde bir yaşama çekilmesi, tecavüz kültürünün derinleşmesi ve toplumun yok edilmesini amaçlamaktadır.  

Biz kadınlar, her birimiz, dağ başında, şehirde, mahallede, mevzide, sokakta, eylemde, işyerinde ya da evde, nerde olursak olalım Önderlik üzerindeki komployu kırmadıkça, Önderliğin fiziki esaretini ortadan kaldırmadıkça ahlaklı ve özgür yaşayamayız. Bu tecridi, bu komployu kırmadıkça ve faşizmi yenmedikçe, erkek egemenliğinin kadını öldüren, yakan, tecavüz eden ve tüketen saldırılarına her an maruz kalmaktan kurtulamayız.

‘KOMPLOYU GÜNCELLEMEK İSTEDİLER’

Uluslararası Komplo, başta Önderliğimizin direnişi olmak üzere yüce şehitlerimizin, halkımızın ve partimizin direnişiyle boşa çıkarılmıştır. Bunun karşısında kapitalist modernite güçleri hem komployu güncelleştirerek tüm özgür Kürdistan’a yaymayı, hem de Kürdistan özgürlük hareketi temsilcilerini komplo çemberine alarak bölgeyi sürekli bir tehdit altında tutmayı esas almıştır. Komplocu güçler aynı amaçla bir kadın özgürlük devrimi olarak dünyaya umut olan Rojava Devrimi’ne karşı her tür saldırıyı geliştirmiş, en son 9 Ekim 2019 tarihinde Serêkanî ve Girê Sipî’ye saldırarak işgal etmiş ve devrimi boğmak istemiştir. Bir NATO ülkesi olan TC’nin bu saldırılarına ABD ve tüm egemen güçler onay vermiştir. Bu saldırı ve işgal ile Rojava devrimini boğmak, halkların umudunu kırmak, oluşan tarihsel Kürt-Arap kardeşliğini yıkmak ve bölgeyi bir savaş alanına dönüştürmeye çalışılmış, bu temelde 9 Ekim 2019’da komplo güncellenmek istenmiştir. Aynı şekilde Şengal’de yaratılan öz yönetim, özgür Kürtlük ve Êzidîlik bilincine saldırarak 9 Ekim 2020 tarihinde Irak-KDP öncülüğünde bir anlaşma imzalanarak Êzidî halkımızın kazanımları KDP çetelerine teslim edilmek istenmiştir. Kürdistan’da işbirlikçi çizginin temsilcisi olan KDP’nin Kürt düşmanı yüzü bir kez daha ortaya çıkmıştır. Bunlara rağmen Kuzey ve Doğu Suriye halklarımız ve Şengal’deki Êzidî halkımız, kadınların öncülüğünde Demokratik Özerk yönetimde ısrar etmiş, direnmiş, kendi sistemini geliştirerek bu komploya cevap vermişlerdir. 

Tüm direnişlerin kaynağı ve pusulası olan direniş kalesi gerilla direnişidir. Kürdistan Özgürlük gerillası 23 yıldır komploya karşı direnmiştir. En son Nisan 2021 günü başlatılan işgal saldırısı karşısındaki destansı Behdinan direnişiyle de Önder Apo’yu özgürleştirme iddiasını zirveleştirmiş ve özgürlük hamlesine zirvede katılım göstermiştir. YJA-Star gerilla ordumuzun bu direnişteki öncülüğü, taktik ustalığı, düşmana vuruş tarzındaki keskinliği, düşmanın iradesini kırmıştır. Bu direniş genç kadınlar ve analar başta olmak üzere halkımıza ışık olmakta ve öncülük yapmaktadır. Bu direniş, çöktürme politikası uygulayan düşmanın çöküşünü getirmiştir. AKP-MHP faşist iktidarı Önder Apo paradigması öncülüğünde yürütülen Kürdistan özgürlük direnişinde kendi sonunu görmüş ve çöküş sürecine girmiştir.

‘HAMLEMİZİN BAŞARI ÖLÇÜSÜ FAŞİST İKTİDARIN ÇÖKÜŞÜ, ÖNDER APO’NUN ÖZGÜRLÜĞÜDÜR’

Kürdistan Kadın özgürlük partisi olarak hamlemizin başarı ölçüsü, AKP-MHP faşist iktidarının çöküş sürecini hızlandırmak, faşizmi yıkmak ve Önder Apo’nun fiziki özgürlüğünü sağlamaktır. Zafer çizgimiz budur. Bu zafer tüm erkek egemenlikli gericiliklerin, KDP gibi ihanetçi-işbirlikçilerin sonunu getirmenin tek şartıdır. Bu zafer, kadınların özgürlüğünün tek şartıdır. Bu zafer, özgür yaşamın tek şartı ve ahlak ilkesidir.

Bu temelde, tüm kadınları, gençleri, Kürt halkını, devrimci-sosyalist ve demokratları, Kürt halkının dostlarını, tüm dünya halklarını, dünya demokratik konfederalizmi temelinde yaşamak isteyen tüm kadınları zafer ruhuyla selamlıyoruz ve Önder Apo’ya yönelik geliştirilen uluslararası komploya karşı ahlaki tutum almaya çağırıyoruz. Ahlaki tutum, eylem yapmaktır, faşizmi ve erkek egemenliğinin her türden dayatmasını darbelemektir. Bu temelde, başta Kürdistan ve Ortadoğu’da özgür yaşamın tek şartının Önder Apo’nun özgürlüğü olduğu gerçeğinden hareketle, Önderliğin fiziki özgürlüğüne yönelik topyekûn eylemler başlatmaya, “Kadın kırımına karşı özgür kadın ve toplumu savunma zamanı” hamlemizi zafere taşımaya, özgürlük eylemlerini yükselterek faşizmi yıkmaya ve Kürdistan kadınları öncülüğünde özgür yaşamı inşa etmeye çağırıyoruz.”