Rehin tutulan Güven'in duruşması görüldü
Rehin tutulan DTK Eşbaşkanı Leyla Güven'in duruşması görüldü.
Rehin tutulan DTK Eşbaşkanı Leyla Güven'in duruşması görüldü.
Rehin tutulan Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Leyla Güven hakkında “Örgüt propagandası yapmak” iddiasıyla açılan davanın 3'üncü duruşması Diyarbakır 9'uncu Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Güven’in Elazığ Kadın Kapalı Cezaevi’nde Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) üzerinden bağlandığı duruşmaya, avukatı Serdar Çelebi katıldı.
Güven’e, Hakkâri’de yaptığı konuşmadan dolayı 5 yıl hapis cezası verilen ve Yargıtay’ın bozduğu dosya da davayla birleştirildi.
'KÜRDİSTAN DEMEK SUÇ DEĞİLDİR'
Güven, “Demokratik ülkelerde benim konuştuğum şeyler suç teşkil etmez. O ülkelerde düşünce ve ifade özgürlüğü vardır. Konuşma şiddet içermediği müddetçe suç değildir. İddianamede bazı terimlerin altı çizilmiş, o terimler üzerinden suç isnat edilmiştir. Bunlardan bir tanesi Kürdistan’dır. Hakkımda açılan birçok davada da altı çizilmiştir. Yakın tarihte Cumhurbaşkanının ve AKP’li yetkililerin konuşmalarına bakalım. Nasıl ki Kürdistan kelimesi Cumhurbaşkanı söylediğinde suç değilse, AKP’li yetkiler söylediğinde suç değilse, benim de söylemem suç değildir” diye konuştu.
"Ben, iki çocuk annesiyim, çocukların, gençlerin ölmemesi için çalıştım" diyen Güven, "Ölen çocuklara ben de ağladım. Her annenin yüreği parçalandığı zaman benim de yüreğim parçalanır. Benim hedefimde bu çatışmanın bitmesi vardır” diye ekledi.
KCK Ana Davası dosyasında 6 yıl 3 ay ceza aldığını, yine yargılandığı 9’uncu Ağır Ceza Mahkemesi’nin 22 yıl 3 ay, Hakkâri 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nin 5 yıl hapis cezası verdiğini hatırlatan Güven, şöyle devam etti:
“Bu dosyadan 10 yıl ceza alabilirim. Bu cezaların benim için önemi yoktur. Benim için önemli olan bu ülkeye barışın gelmesidir. Benim mücadelem siyasi olarak bu ülkeye barışın gelmesine yöneliktir. Ben siyasi olarak açıklamalarda bulundum. Sorun ceza almak değil, bu ülkedeki sorun çözülecekse Leyla Güven 40 yıl hapis yatabilir, bunun önemi yok. Önemli olan ülkeye barışın gelmesi ve çocukların ölmemesi, anaların feryat etmemesidir."
Mahkeme heyeti, duruşmayı 6 Haziran’a erteledi.