Sefin Dizayi’nin Ankara mantığı!

Uzun süre Türkiye'de kalması Sefin Dizayi’ye yaramamış. Aslında uzun süre Türkiye'de kalmış bir siyasetçinin konuşmalarını ciddiye almamak lazım.

İnsanın kafası tersten çalışmaya başlamasın; bunun kadar kötü bir şey olamaz. En çarpıcı örneği, KDP yönetim üyesi Sefin Dizayi’nin Balayan’da 4 sivilin Türk uçaklarıyla katledilmesi konusunda yaptığı konuşmadır. Güya PKK o dağlarda ve köylere yakın yerlerde olduğu için o köylüler ölmüş! Körle yatan şaşı kalkarmış. Yıllarca Türkiye'de KDP temsilciliği yapılırsa olacağı budur. Türk devlet yetkilileri ve siyasetçilerden ancak dünyaya ve olgulara ters bakmak öğrenilir. Sefin Dizayi de yıllarca onlarla oturup kalkmış, onların mantığını almış. Hem de Kürt düşmanlığında öncü olan bir devlet ve siyasi sistemden! Onlardan Kürt düşmanlığının ne kadar derin olduğunu öğreneceğine, onların Kürtlere uyguladığı psikolojik savaş söylemlerini öğrenmiş. Yazı ki yazık! 

Balayan’a saldıran bu uçaklar iki aydan fazla Efrîn’e bomba yağdırmış, 300 civarında sivili katletmiştir. Gerekçe ne? YPG’liler varmış! Tabii ki Rojava Kürdistan'ın öz savunması olacak. Bu da YPG’dir. YPG kime karşı savaşmış? DAİŞ’e ve El Nusra’ya karşı! Kürtler Rojava’da niye özgürleşti, neden YPG'yi kurdular denilebilir mi? Sefin Dizayi’nin Balayan’da katledilen dört köylü için yaptığı açıklama, Efrîn’de katledilen sivillerin de YPG yüzünden olduğunu söylemek anlamına gelir. Bu yaklaşım “biz sivil öldürmüyoruz” diyen AKP-MHP faşizmini aklamaktır. Efrîn’i bir tarafa bırakalım, referandum öncesi ve sonrası Türk ordusu sınırda Irak askeriyle birlikte tatbikat yapmadı mı? Türk devleti başta Kerkük olmak üzere Irak hükümetine askeri yardım yapma teklifinde bulunmadı mı? Sefin Dizayi bunu bilmiyorsa araştırsın, öğrensin! Şimdi Türk devletinin Balayan’da sivilleri katletmesi karşısında, sivil yerleşim alanlarına neden saldırı yapıyorsunuz denileceğine, Türk devletinin saldırılarını normalleştirme ve meşrulaştırma neyin nesi oluyor? Bir Kürt siyasi şahsiyetine bu yakışır mı? Hem de Kuzey Irak’ta yaptığımız hatayı Kuzey Suriye'de yapmayacağız diyen ve bu zihniyetle Efrîn’e saldıran Kürt düşmanı Türkiye söz konusuyken! Kerkük ve Efrîn’e düşmanlık neyse Balayan’a saldırı da odur. Sayın Dizayi bunu anlamayacaksa neyi anlayacak! Türk devleti Kuzey Irak’ta yaptığını söylediği hatayı bir gün düzeltmeye çalıştığında mı anlayacak? “Kürt nasıl vurulduğunu öldüğünde anlarmış” diye bir yargı varmış. Sefin Dizayi bu yargıyı doğruluyor. 

Türk devleti, zaten Sefin Dizayi gibi olayları tersten değerlendirenler böyle konuşsun diye sivilleri öldürüyor. Sefin Dizayi konuşmalarıyla yeni ölümlere davetiye çıkarıyor. Çünkü bu saldırıyı yapanlar Sefin Dizayi’nin konuşmasından, sivilleri vurdukça amaçlarına ulaştıklarını düşünüyorlar. Bundan sonra vurulacak yeni sivillerin sorumlusu aranacaksa bu, Sefin Dizayi ve onun gibi konuşanlardır. Sefin Dizayi bu ölümleri engelleyecekse, halka, bu saldırılar karşısında Türk devletine karşı ayağa kalkın demesi gerekir. Bir Kürt siyasetçisinden bu beklenir. Siyasetçi, halkın öldürülmesine gerekçe aramaz. Bu ölümü gerçekleştirenlerin faillerine karşı tutum alır. Sefin Dizayi’nin sivil yerleşim yerlerine karşı saldırıya dur demesi lazım. Bu konuda hem Kürt kamuoyunu, hem de dünya kamuoyunu Türkiye'ye karşı harekete geçirmesi lazım. Yapması gereken buyken Kürt Özgürlük Hareketi ve PKK'ye karşı harekete geçiyor. Böylece AKP-MHP faşizminin Kürt Özgürlük Hareketi ve PKK düşmanlığına destek vermiş oluyor. Sayın Dizayi, AKP-MHP faşizmi sadece PKK ve Kürt Özgürlük Hareketi'ne düşman değildir; tüm Kürtlere ve Kürt kazanımlarına düşmandır! Bu, referandum ve Kerkük işgali sürecinde öğrenilmediyse ne zaman öğrenilecek? 

Uzun süre Türkiye'de kalması Sefin Dizayi’ye yaramamış. Aslında uzun süre Türkiye'de kalmış bir siyasetçinin konuşmalarını ciddiye almamak lazım. Türkiye'yi hoşnut kılmak için yapılmış bir konuşma diye geçiştirmek lazım. Ancak KDP adına konuşması durumu tehlikeli kılıyor. Türkiye bu nedenle tepki gelmeyecek düşüncesiyle daha fazla sivili öldürebilir. Roboskî’de “bir PKK’li içinde var” istihbaratıyla 34 çocuk ve genç öldürülmedi mi? Başur’daki sivil yerleşim yerlerinde Roboski katliamını yapma mantığıyla birçok kaltiam da gerçekleşebilir. Zaten Kortek ve Zergelê’deki katliamlara karşı KDP açık ve net tutum takınmadığı için Balayan katliamı gerçekleşmiştir. Bir gün KDP’lilerin yanında PKK’liler var kuşkusuyla onlarca KDP’li de öldürülebilir. Roboskî’de onlarca çocuğu acımasızca öldürenler böyle bir katliamı niye yapmasınlar ki! Bunları, KDP’nin Türkiye'nin mantığını ve Kürt düşmanlığını anlaması için belirtiyoruz. 

KDP Şengal’de de benzer yanlışı söylemlerde bulunmuştu. “Şengal’de PKK’liler var diye Şengal bombalanacak” diye halkı Kürt Özgürlük Hareketi'ne karşı kışkırtmaya çalışıyordu. Sonra da bu mantığın pratikleşmesi olarak saldırı gerçekleşti. Şengal’de Kürt Özgürlük Hareketi’yle işbirliği yapacağına TC sopası ve korkusuyla Êzîdîlerle karşı karşıya getirip gerillayı Şengal’den çıkarma politikasına yöneldi. Sonunda PKK’yi çıkaracağım diyen KDP Türk devletinin desteğini alan Irak tarafından birçok yerden çıkarıldı. Şengal’i de bırakma durumunda kaldılar. Bu açıdan Kürt düşmanı güçlere gerekçe aranacağına, Kürtler arası birlikle bu tür saldırıları durdurma politikaları izlemeleri gerekir. Soykırımcı sömürgeciler her zaman bahane ararlar; gözünüzün üzerinde kaş var derler. Derler de derler. Bunu AKP-MHP’nin her söylemlerinde duymuyoruz. Öyle ki artık Kürtler AKP-MHP yandaşı televizyonları dinlemek istemiyorlar. Çünkü her gün Kürtlere saldırmak için yüz gerekçe sayıyorlar. 

KDP’nin bu saldırılara karşı tutum alması gerekir. Türkiye ile bazı çıkar ilişkileri nedeniyle bu saldırılara sessiz kalınamaz. KDP ve Kürtler açısından orta ve uzun vadeli düşünmek doğrudur. Bu da Türk devletinin saldırılarına karşı çıkmayı gerektirir. Türk devletinin Başur’daki askeri varlığına ve hava saldırılarına karşı çıkmayı gerektirir. Yoksa Türk devleti Başur’daki askeri varlığına ve hava saldırılarına dayanarak Başûrê Kurdîstan halkının iradesini kırmaya yönelir. AKP iktidarının son yıllardaki pratiği, Türk devletinin politikalarının ne kadar ikiyüzlü ve tehlikeli olduğunu ortaya koymuştur. Dünyada en sinsi ve güvenilmez politikalar Türkiye'ye aittir. Bunu görmemek, Kürt gerçeğini anlamamaktır. Türkiye, Ortadoğu'da Kürt düşmanlığının öncüsüdür. Sadece Bakur’un değil, tüm Kürdistan parçalarının düşmanıdır. Bu bilince kavuşmayan Kürt eksik bilince sahip Kürt’tür. Sefin Dizayi Ankara’da bunu öğrenmemişse bu demektir ki, orada bir Kürt gibi düşünüp bir Kürt gibi yaşamamıştır. Sefin Dizayi Türk devletinin saldırılarını meşrulaştırmayı bıraksın; bir Kürt gibi düşünsün, bir Kürt gibi tutum alsın. 

Kaynak: Yeni Özgür Politika