Newroz kutlaması, Siirt’te büyük bir coşku ile başladı. Newroz alanındaki kutlamaya, Halkların Demokratik Partisi (HDP) HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, Tevgera Jınên Azad (TJA) aktivistleri, HDP ve DBP yöneticileri, Yeşil Sol Partisi, Barış Anneleri Meclisi, Siirt Barosu ve sivil toplum örgütlerinin temsilcileri katıldı. Kutlamada HDP ve Newroz yazılı bayraklar ve flamalar asılırken; gençler, kadınlar, çocuklar ve yaşlılar yöresel elbiseleri ile sarı, kırmızı, yeşil renkleriyle alanda yerini aldı.

Kutlama binlerin, “Bijî Serok Apo”, “Gençlik Apo’nun fedaisidir” sloganları ve Newroz Tertip Komitesi’nin halkı selamlamasıyla başladı. Barış Anneleri adına konuşan Taybet Tekin, herkesin Newroz’unu kutlayarak, Newroz’un barışlara vesile olmasını diledi.

'SESİMİZİ ÖYLE BİR YÜKSELTECEĞİZ Kİ...'

Ardından konuşan Meral Danış Beştaş, halkın Newroz’unu kutladı. Bestaş, Newroz’un başta Amed'de katledilen Kemal Kurkut’un Newroz'u olduğunu belirterek, HDP İzmir il binasında katledilen Deniz Poyraz’ı da andu. Devletin halka tahammülünün olmadığını kaydeden Beştas, “Tahammülünüz olmasa da işte buradayız. Bu yıl her yerde yüzbinler alanlara akıyor ve sesini yükseltiyor. Bu direnişi her yıl alanlarda gösteriyoruz. Bu yıl da sesimizi öyle bir yükselteceğiz ki; Ankara göremedim, duyamadım diyemesin. Çünkü Kürt halkı artık zulmü ve baskıyı kabul etmiyor. Tüm zulümlere karşı Newroz başkaldırıdır. Newroz kolaylıkla bu zamanlara gelmedi. Cizre’de, Nusaybin’de Newroz için insanlarımız katledildi. O günden bu güne Newroz için mücadele veriyor ve isteklerimizi alanlarda dile getiriyoruz. Bugün Amed’de de kutlanan Newroz var ve biz onlara selamımızı gönderiyoruz” dedi.
Beştaş, hala kapıda bekleyen binlerce insanın olduğuna, polisin halkın alana gelişini engellemeye çalıştığına dikkat çekti. Bestaş, “Biz ne alanlar, ne barajlar aştık. Aynı uygulama şu an Amed’de de var. Bu kadar baskı ve zorbalığa rağmen halkın Newroz’a gelmesi, kimliğine, diline, kültürüne sahip çıkmasıdır. Bu halk vekilleriyledir, kayyım atanan belediye eşbaşkanlarının yanındadır. Dünyanın hiçbir yerinde zorbalıkla halkı kazanamazsınız. Cezaevinde tutulan başta Figen Yüksekdağ, Selahaddin Demirtaş, Selçuk Mızraklı, İdris Baluken, Sebahat Tuncel ve diğer tüm arkadaşlarımıza selam gönderiyoruz. Onların özgürlüğü bizim elimizde. Onları biz özgürleştireceğiz. 2015 yılından bu yana hep ilkeli duruş sergileyip ve tek bir şeyi savunduk. Bu ülkede Kürt sorunu var dedik. Sorunun çözümü sadece barışla ve diyalogla olur dedik. Savaşla bu sorun çözülmez dedik. Ve Kütler özgürleşmeden, Türkiye özgürleşemez dedik. Bugün bu talebimiz yine aynı yerde duruyor. 2012 Newrozu’nda her yerde güller açmış ve bahar gelmişti. Abdullah Öcalan’ın mektubu Amed meydanında okunduğunda milyonlarca insan barış talebini yüksek sesle haykırmıştı. Ama devlet 2015’ten bu yana savaş kararı aldı ve AKP Kürtlerin kazanımlarını tekrar geri almaya çalışıyor. Ama geçti o geçti Kürtler vazgeçmez. Ne barış ne de özgürlük talebinden vazgeçmez” diye konuştu.

 'İMRALI KAPILARI AÇILSIN!'

“Hep birlikte mutlaka kazanacağız” diyen Beştaş, “Savaş kararıyla birlikte tecrit kararı da alındı. Sayın Öcalan neden ailesi, avukatı ve siyasi heyetlerle görüştürülmüyor. Neden çünkü barış talebi var ve o konuşursa barış gelir bu topraklara. Bunu engellemeye çalışıyorlar. Buradan Siirt’ten, Botan’dan bir kere daha diyoruz ki İmralı kapılarını açın barış gelsin, bahar gelsin” şeklinde konuştu.  Meclis’e getirilen Seçim Kanunu teklifini hatırlatan Beştaş, şunları söyledi: “Değiştiriyoruz diyorlar. Hangi iktidarın oyu azalmaya başlarsa seçim kanunuyla oynar. ‘Daha az oyla nasıl daha çok vekil çıkarırım? Hangi hilelerle daha çok kazanırım’ diyor. Ama biz baştan beri ne dediysek çıkıyor. Ne dedik? Biz onlara küçülüyorsunuz dedikçe küçülüyorlar. Hele o küçük ortağı var ya… İşte onlar da gidiyor. HDP’nin kazanmaması için önüne baraj konulmuştu. Ama HDP bütün barajları yıktı geçti ve şimdi küçük ortakları barajı aşamayacak. Küçük ortak her yerde sadece HDP’yi konuşuyor ve eminim rüyasında da HDP’yi görüyor. Ama bakın yine diyoruz sizler barajın altında kalacaksınız. Bizde yüzde 20 alacağız, onlar yüzde5’i bile geçse şükretsinler. Onlar küçülüyor, biz büyüyoruz. Çünkü biz haklıyız ve hakikati savunuyoruz. Sizlerle varız ve varlığınız bizi umutlandırıyor, umutlandırdıkça büyük barışı, ittifakı yakalayacağız.”