Türk devletinin fosfor suç dosyası kabarık

Zap savaşında her türlü kimyasal silahın yanında fosfor bombaları da kullanan Türk ordusunun fosfor suçlarına ilişkin sicili kabarık.

Türk devletinin Zap, Avaşîn ve Metîna’ya dönük 14 Nisan 2022’den bu yana devam eden işgal saldırıları ve Kürdistan Özgürlük Gerillası’nın direnişine ilişkin önceki gün açıklama yapan HPG Basın İrtibat Merkezi, işgalci ordunun 10 Temmuz günü saat 12:50’de Şikefta Birîndara Direniş Alanı’ndaki savaş mevzilerine karşı fosfor bombası kullandığını bildirmişti.

Gerillanın direnişi karşısında işgal ettiği alanlarda tutunamayan Türk ordusu şimdiye kadar onlarca kez envanterinde bulunan her türlü kimyasal silahı kullanırken, HPG birimleri fosfor kullanımını bu savaşta ilk kez tespit etti.

Yaklaşık yüz yıldır savaşlarda tercih edilen ve havayla temas ettiğinde ölümcül hale gelen fosfor bombası, 1949 yılında imzalanan Cenevre sözleşmelerinin 8 Haziran 1997 tarihli ek protokolünce kullanılması savaş suçu olarak görülüyor.

Ancak buna rağmen fosfor bombaları başta ABD, Rusya ve İsrail olmak üzere birçok devlet tarafından 2. Dünya Savaşı’ndan bu yana sıkça başvurulan insanlık dışı vahşi bir yöntem.

İsrail’in Lübnan’a dönük 2006 yılında yürüttüğü savaşta, yine Suriye ve Irak’taki savaşların yanı sıra, son olarak Rusya’nın Ukrayna’ya dönük savaşında da uluslararası birçok kaynak fosfor bombalarının kullanıldığını rapor etti. Zira fosfor bombaları belli bir bölgede bulunan düşman güçlerini kısa sürede yakarak imha etmek için tercih ediliyor.

1300 DERECEDE YANAN ALEVLER

Ateşlendiğinde 1300 derecede yanan alevleri ortaya çıkaran fosfor dumanın solunması halinde ciğerlerde ani yaralar oluştururken, teneffüs eden kişinin de havasızlıktan boğulmasına yol açıyor. 50 mg’lık dozu bile ölümcül olması için yeterli olan fosforun saldığı zehir 5 ile 10 gün sonra da etkisini gösterebiliyor ve bu durumda insan vücudu içten dışa doğru yanıyor.

Fosfor saldığı duman ve alevler vücuda derinden temas ettiğinde ise iç organları yakan ve kısa sürede insanın içten yanmasına yol açıyor. Fosfor bombası kurbanlarında başlayan yanma reaksiyonu bir kez başladığında bunu durdurmak oldukça zor. Derinin temas etmesiyle başlaması durumunda ise çoğu zaman yanıklar kemikleri bile yakabiliyor.

TÜRK DEVLETİ SERÊKANİYÊ’DE FOSFOR KULLANDI

Fosfor bombasının ne kadar vahşi bir yöntem olduğunu ise dünya kamuoyu Türk devletinin 9 Ekim 2019’da Girê Spî ve Serêkaniyê’ye dönük başlattığı işgal saldırısı sonrası gördü. 19 Ekim 2019 günü Serêkaniyê’de QSD ve sivillere karşı Türk ordusu fosfor bombası kullandı. Bölgedeki insan hakları kuruluşları bu saldırıda 33 kişinin yandığını, bunlardan 23’ünün sivil, 10’unun ise QSD savaşçısı olduğunu bildirdi.

Türk devletinin fosfor saldırısında katledilen 6 kişi ise tanınmayacak kadar yandığı için bunlar hakkında hiçbir belge-bilgi tespit edilemedi.

İSVİÇRE’DEKİ LABORATUVARLARDA FOSFOR BELGELENDİ

Fosfor bombasıyla Serêkaniyê’de gerçekleşen katliamdan birkaç ay sonra, 2020 yılın Ocak ayında İsviçre merkezli laboratuvarlar yaralı bir QSD’li savaşçıdan alınan parçaya ilişkin yaptığı incelemenin sonuçlarını açıkladı. Analizi yapılan örnekte uzmanlar önemli ölçüde yüksek miktardaki fosforun yanı sıra kimyasal yanıklar tespit etti.

Türk devletinin işgal saldırıları döneminde beyaz fosfor ve kimyasal madde içeren bombalar kullandığının tespit edilmesine rağmen Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü (OPCW) “Türkiye kimyasal silah kullanmadı” iddiasında bulunarak Türk devletine arka çıktı.

TÜRK DEVLETİ BİRÇOK KEZ FOSFOR KULLANDI

Türk devleti Kuzey Kürdistan’daki öz yönetim direnişleri sırasında da fosfor bombalarına başvurdu. Özellikle 2016 yılının Mart ayında başlayan Nusaybin’e dönük Türk ordusunun ağır silahlarla gerçekleştirdiği saldırıda hem sivil halka hem de YPS direnişçilerine karşı fosfor bombaları kullanıldı. İşgalci Türk askerleri Nusaybin’de bulunan birçok binayı fosfor bombalarını kullanarak yaktı.

Yine 2011 sonbaharında “Devrimci Halk Savaşı” adıyla Kürdistan Özgürlük Gerillası’nın başlattığı hamle sırasında Türk ordusu fosfor bombalarına başvurdu. Hamle sırasında gerillanın tuttuğu alanlar 2012 yılının yaz aylarında fosfor silahlarıyla bombalandı ve Kürdistan’ın doğası büyük bir zarar gördü. Bu alanların başında gelen Şemdinli ilçesine bağlı Erdewil alanındaki ormanlık alanların büyük bir bölümü 2012 yılının Temmuz ayında atılan fosfor bombalarıyla yandı. Yaz sıcaklarının da etkisiyle fosforun çıkardığı yangınlar günlerce sürdü.

YALMAN’DAN ‘FOSFOR KULLANDIK’ İTİRAFI

Türk devletinin envanterinde fosfor içerikli kimyasal silahların bulunduğuna dair en çarpıcı itiraf, 19 Aralık 2000’de cezaevlerine yönelik ‘Hayata Dönüş’ adlı katliam katliamı talimatını veren dönemin Jandarma Genel Komutanı emekli Orgeneral Aytaç Yalman’dan geldi. Bayrampaşa Cezaevi’nde 12 siyasi tutsağın katledildiği operasyonla ilgili açılan dava kapsamında 2013 yılında Bodrum 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen davada konuşan Yalman, tutsaklara karşı fosfor gazını kullandıklarını itiraf etti.

Yalman fosfor bombasını sis amaçlı kullandıklarını iddia ederek, birçok tutsağın bedeninde fosforun etkisiyle yanıkların çıktığı uzmanlarca belgelendi. Tutsaklardan biri “Kıyafetlerimiz yanmadı, sadece vücudumuz yandı” diyerek fosfor bombası sonrası ortaya çıkan en bariz belirtiyi kayıtlara düşürürken, fosfor gibi kimyasal silahların kullanıldığı ‘Hayata Dönüş’ katliamına karışan Türk asker ve polislerine yönelik ciddi hiçbir yargılama yapılmadı.