‘Tutsaklar özgürleşene kadar durmayacağım’

Yıllardır ailesindeki tutsaklar için mücadele eden Reşahat Ada, “Mücadelemi tutsaklarımız dışarı çıkana kadar sürdüreceğim” dedi.

Yaşadıkça tutsakların özgürlüğü için mücadele edeceğini söyleyen Reşahat Ada, 30 yıldır kendilerine yaşatılanları da asla unutmayacağını söylüyor.


Amed’in Farqîn ilçesine bağlı Sêdeqnê köyünden olan Ada Ailesi’nin evi, 1994’te köye baskın yapan askerler tarafından koruculuk dayatmasının sonuç vermemesi üzerine yakılır. 10 çocuk babası Mehmet Sıddık Ada ve oğlu da gözaltına alınır. Kızı Reşahat Ada, babası ve kardeşinin gözaltına alınmasından sonra ailesine kol kanat germeye başlar. 45 gün sonra serbest bırakılsalar da doğup büyüdükleri köyü terk etmek zorunda kalırlar. Reşahat Ada, babalarının gözaltından bırakıldıktan sonraki durumunu şu cümlelerle anlatıyor: “Babam eve geldiğinde çocuklarımız korkudan ağladı. Saçı sakalı birbirine karışmış, vücudu bitlenmiş ve zayıflamıştı. Babamı evimizin damına çıkardık, elbiselerini yaktık ve banyoya koyduk.”

DÜĞÜN HAZIRLIĞINDA KARDEŞİ TUTUKLANDI

Kardeşleri Hamdüsena Ada, düğün hazırlığı yaptığı, hatta kınasının dahi hazırlandığı 2011’de gözaltına alınarak tutuklanıyor. Bir arkadaşının düğününe gittiği Lice’de gözaltına alınan ve “Örgüt üyeliği” iddiasıyla tutuklanarak Diyarbakır Cezaevi’ne gönderilen Hamdusena, kısa bir süre sonra Rize Cezaevi’ne sürgün edilir. Uzun yıllar Rize Cezaevi’nde kalan Ada, uzun uğraşlar ve verilen dilekçeler sonucu yeniden Diyarbakır Cezaevi’ne sevk edilir.

KIZI DA TUTUKLANDI

Reşahat Ada, bir yaşından itibaren babasız büyüttüğü kızı Hilal Ada (32), 2015’te Bismil’de seçim çalışması yaptığı sırada gözaltına alınıp tutuklanır. Hakkında “Örgüt üyeliği” iddiasıyla dava açılan Hilal Ada, 6 yıl Gebze Cezaevi’nde kalır. Reşahat Ada, hem kızının hem de kardeşinin aynı anda görüşüne gitmeye çalışır. Bu süre zarfında da tutsaklar için yapılan her eyleme katılarak, adalet talebini haykırmaya başlar. 2018’de ise Reşahat Ada’nın bir diğer kardeşi Mevlüd Ada gözaltına alınıp tutuklanır.

ÜÇ HAPİSHANEDE GÖRÜŞÇÜ

Reşahat Ada için artık İstanbul, Rize ve Amed’deki cezaevleri arasında mekik dokuduğu günler başlar. Önce kızını ziyaret etmek için Amed’den otobüse binen ve 24 saatlik bir yolculuktan sonra İstanbul’a varan Ada, görüşün ardından aynı gün bir o kadar yol kat ederek, döner. Kardeşi Hamdüsena’nın ziyaretine gidebilmek için de kilometrelerce yol giden Ada, Rize’ye yaptıkları yolculukta yaşadıkları zorlukları şu sözlerle anlatıyor: “Bir defa görüşe gitmek için yola çıktık. Rize sınırlarında aracımız bozuldu. Kar diz boyu kadardı. Saatlerce araçta mahsur kaldık. Hava çok soğuktu. Isınmak için camiye gitmek istedik. İmam ‘Cenaze olmadan kapıyı açamayız’ dedi. Ölmek üzereydik. Babam o zaman 77 yaşınaydı. O da annem de hastaydı. Benim de ellerim donmak üzereydi. Babam imama ‘Kapıyı aç cenaze var’ dedi, kapıyı açtılar. Cenazeyi sordular, babam bizi gösterdi, ‘hepsi ölmek üzere’ dedi. Bu şartlarda yolculuk yaparak yarım saat görüşler için Rize’ye gittik. Onu gördükten sonra ailem rahatlıyordu. Kardeşimi gördükten sonra ölsek de gam değildi.”

Reşahat Ada, daha sonra aynı hafta kardeşi Mevlüd’ün görüşüne gidebilmek için cezaevinin yolunu tutar. Okuma-yazma ve Türkçe bilmeyen Reşahat Ada, özellikle Türk illerine yaptığı yolculuklarda çok zorlanır.

KARDEŞLERİNİN CENAZESİNE GETİRİLMEDİLER

Aynı anda iki kardeşinin ve kızının tutuklu olduğu 10 Eylül 2018’de, Ada’nın kardeşi Abdurahman Ada, suda boğularak yaşamını yitirir. Cenazesi defnedilmeden her üç cezaevine de haber verilir. Cenazeye ve taziyeye katılmaları yönünde verilen tüm dilekçeler, “güvenlik” gerekçesiyle reddedilir. Hamdüsena ile Mevlüd Ada, yaşamını yitiren kardeşlerini, Hilal Ada da dayısını son kez göremez. Reşahat Ada, bu olayın ailesinde bıraktığı travmayı şu sözlerle dile getiriyor: “Kardeşlerim bu olaydan çok etkilendi. Abdurahman’ın cenazesine katılamadıkları için hala öldüğüne inanmıyorlar. Bu bize yaşatılan zulüm değil de nedir?”

Reşahat Ada’nın verdiği adalet mücadelesinde sayısız kez evine baskın düzenlenir. Her baskında evi dağıtılır. 2020’de kapısı kırılarak evi 6. kez basılan Ada, gözaltına alınır. 9 gün gözaltında kalan Ada, daha sonra serbest bırakılır.

TUTSAKLAR İÇİN MÜCADELE

Kalp ve böbrek hastası olan ve her ay iğne yapılması gereken Hamdüsena Ada, 11 yıldır tutsak. Salgın nedeniyle üç yıl boyunca kardeşinin açık görüşüne gidemeyen Reşahat Ada, hasta tutsakların serbest bırakılması için diğer ailelerle birlikte her yolu dener. Önce sokaklara çıkıp eylem, cezaevi önlerinde açıklama yapan Ada, diğer yandan da resmi kurumların kapısını çalar. Ada’nın çaldığı her kapı yüzüne kapanır. Ada, 400 gün boyunca Adalet Nöbeti’nde kalarak sesini duyurmaya çalıştı. Böbrek ve kalp hastası olan, her ay iğne kullanması gereken kardeşinin cezaevinde 20 gardiyanın saldırısına uğradığını hatırlatan Ada, “Şimdi üzerlerinde baskı ve şiddet var. Dört duvar arasında nasıl bir suç işlemiş olabilirler ki?” diye soruyor. 

Ömrü boyunca tutsakların özgürlükleri için mücadele edeceğini söyleyen Ada, 30 yıldır kendilerine yaşatılanları da asla unutmayacağını söylüyor.