Hasta ve infazları yakılan tutsakların ailelerinin başlattığı Adalet Nöbeti, Van Cezaevleri Kampüsü önünde devam etti. Halkların Demokratik Partisi (HDP) Van Milletvekili Muazzez Orhan, Tutuklu ve Hükümlü Aileleriyle Dayanışma Derneği (TUHAY-DER), HDP, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), Serhat Göç Araştırmaları Derneği (GÖÇ-DER) yetkililerinin destek verdiği eyleme engel olundu. Türk jandarmaları tarafından ablukaya alınan ailelerin açıklama yapması da gazetecilerin alana girmesi de engellendi.

Aileler, engellemeyi protesto etti.  

İZMİR

Tutsak ailelerinin İzmir Barosu önünde sürdürdüğü Adalet Nöbeti, 53’üncü gününde devam etti. Bugünkü eylemi, Halkların Demokratik Partisi (HDP) milletvekilleri Murat Çepni ile Gülistan Kılıç Koçyiğit ziyaret etti.

Eylemde konuşan Murat Çepni, “Annelerin adalet talepleri gayet net ve açıktır. Cezaevlerinden ölümler çıkıyor, raporu olmasına rağmen birçok tutsak arkadaşımız maalesef tahliye edilmiyor. Cezaevinde insanlar 30 yıl yatmasına rağmen keyfi bir biçimde tahliyeleri engelleniyor. Annelerimiz seslerini, iktidara duyurmak, halkımıza da bunu anlatmak için buradalar. İşkenceye ve Kürt sorununa karşı herkesin alması gereken sorumluluklar var” dedi.

Gülistan Kılıç Koçyiğit ise baskı, hak ihlalleri ve keyfi uygulamalara karşı birçok tutsağın açlık grevi ve ölüm orucunda olduğunu belirterek, "Bu eylemlere bakarak bugünkü Adalet Nöbetlerinin gerekçesini de görmüş oluruz. Ülkede adalet yok, Anayasa askıda, her şeyin yerle yeksan edildiği, demokrasinin AKP iktidarıyla yerle yeksan edildiği bir ortamda bu nöbetler tutuluyor. Demokratik siyasete inanan 10 binlerce kişi, alınıp cezaevlerine konuluyor. Cezaevleri ölüm evlerine dönüşmüş durumda. 12 Eylül dönemi, yaşanan işkencelerle çok konuşuluyor, çok yazılıyor. Bu günlerde tarihte yazılacak” diye konuştu.

Gezi Davası’nda hak savunucularının tutuklanmasına değinen Koçyiğit, şöyle konuştu:

"Bu karar Saray istedi diye verildi. Saraya biat etmiş yargı, haksızca cezalar verdi. O yargı yıllardır Kürt halkına bu şekilde müebbet hapis cezaları verdi. Onlar adına, mahpuslar adına, buradaki anneler adına tekrardan demokratik kamuoyuna sesleniyoruz; gelin, birlikte yan yana bu talan düzenine, yıkıcı iktidara, faşizme dur diyelim. Özgürlüklerimizin birbirine bağlı olduğunu unutmayalım. Ya hep beraber direnerek, ülkeyi aydınlık yarınlara kavuşturacağız ya da hepimizi tek tek alıp cezvelerine kapatmalarına seyirci kalacağız. Bugün Kürt annesinin sesine ses olmayanların, yarın Bergama’daki, Trabzon’daki, İzmir’deki yörük annelerine ses olacak kimseyi bulamayacaklarını hatırlatmak istiyorum.”