Sivil Savunma Birlikleri (YPS) Koordinasyonu tarafından yapılan yazılı açıklamada, "Kürt halkı tarihi boyunca savaşı; bir talan, yok etme, hegemon olma, diğer halklar üzerinde iktidarını kurma, sömürme, kıyım gibi boyutları üzerinden ahlak ve kültür olarak da reddeden ve yaşamak için savaşan kadim bir halk olarak demokratik uygarlık gerçekliğinin yapı taşlarından biri olup içerisinden geçtiği her dönemin hakikat arayış temsiliyetini üstlenmiştir" denildi.

"Hakikatteki bu arayış Kürtlerin mücadelesindeki haklılığı toplumsallık zeminde ön planda tutarken kapitalist uygarlık güçlerinin savaş çığırtkanlıklarının, entrikalarının odak noktası olmaktan kurtulamamasını da beraberinde getirmiştir" vurgusunda bulunulan açıklamada, "Önderliğimizin 'kıskaç’ olarak nitelendirdiği bu durum zamanla halkta, kültürde, coğrafyada ağır tahribatlar, parçalanma, yok olma ile karşı karşıya gelme tehlikesini açığa çıkarmıştır. Yoğun bir saldırı, irade kırarak teslim alma, yok sayarak yok etme taktiği altında olan halkımız nefes alış-verişini özsel değerlerini koruma doğal refleksine sarılmakta bulmuş ve bu temelde doğal bir öz savunma çeperi oluşturmuştur" diye kaydedildi.

'MÜCADELEYLE TOPLUMSAL DEĞERLER YENİDEN FİLİZLENDİ'

Açıklamanın devamında şunlar da kaydedildi:

"Kürt halkının diriliş ve direniş süreci olarak Özgürlük Mücadelesinin çıkışı bütün kaybedilenlerin kaybedildikleri yerden çekilip çıkarılmasının somut ifadesi olmuştur. Yüz yıllardır süren sömürü ve talan saldırıları karşısında 40 yılı aşkındır devam eden bu mücadele, Kürt halkı için sancılı fakat onurlu olduğu kadar kazanmaya mahkûm olma gerçekliğini ifade eden, yerin yedi kat dibine gömülmüş olan toplumsal değerlerin yeniden filizlenmesini sağlayan ve boyun eğmeyen- eğdirmeyen insan duruşunu artık geriye çekilemeyecek bir çizgiye kavuşturan bir yaşam felsefesine dönüşmüştür.

Özgürlük sorununun başat sorun olduğu tespiti, halk mücadelesi olarak devrimci halk savaşımımızın odağına varlığını koruma ve özgürlüğünü sağlama hedefini koymamızı şart kılmıştır. Mevcut imha ve inkâr sistemine karşı, yaşama isteminin en sert ve direnişsel refleksi ancak halk öncülerinin ve halkların özgürlük istemleri etrafında kenetlenen ortak mücadelesi ile gerçekleşebilir. Ve özgürlüğü yakalamanın tek yolu da budur.  

'ÖZ YÖNETİM DİRENİŞLERİ TARİHİMİZİN MİHENK TAŞIDIR'

2014-2015 öz yönetim direniş süreci, gelişen topyekûn saldırılar karşısındaki varlığını koruma taktiği olarak mücadele tarihimizin mihenk taşlarından biri olma özelliğine sahiptir. Öz yönetim direnişleri savaş ve yaşam ikilemi içerisinde sıkıştırılmaya çalışılan Kürt halkının bugün AKP ve MHP’de ifadesini bulan faşist diktatorya karşısında boynunu, kesilmesi için sesini çıkarmadan uzatmasını bekleyen dayatma ve şiddete karşı isyan-başkaldırının, bilinç ve örgütlülükle buluşarak mücadeleye evirilmiş halidir. 40 yıllık bir mücadele sonrası öz ve iradesine tekrardan kavuşan bu halkın ağır bedeller vererek elde ettiği bu benliği savunma çıkışıdır. Öz yönetim direnişleri, kurtuluşun ve yaşanılası bir yaşamın büyük istemi ve tutkulu savaşıdır. Faşist, tecavüzcü, sömürgeci, talancı, katliamcı güçleri Kürdistan halkı ve toprakları üzerinden söküp atmanın ulusal ve devrimci- demokratik savaşıdır. Ve Çiyager arkadaş bu direnişin özgür ruhlu; inanç, kararlılık, emek, mütevazilik yüzlü; bilinç, irade, ısrar, zafer bakışlı kahraman komutanıdır.

Efsaneleşen komutan Çiyager arkadaşın ‘Şehitlerin şu ana kadar uğruna savaştıkları her şeyin getirdikleri bu noktadan sonra devamını getirebilme, onların ardılı olabilmektir temel amacımız' tutumu, mücadeledeki kararlılığını, inanmışlığını, adanmışlığını, keskinliğini yaşamının her anında içselleştirdiğinin somut ifadesi olmaktadır. Devrime olan inancı, başarıda ısrarı beraberinde getirirken halkının özgürlüğü karşısındaki ciddi duruşu ve büyük istemi kendisinde ve yoldaşlarında kolay ölümü mahkûm eden, özgürce yaşamak için fedaice ve yılmadan savaşan, çatışan destansı bir mücadeleyi açığa çıkarmıştır. Agitleşen Çiyager arkadaş kendisini halkının kurtuluşuna adarken devrimci halk savaşının kendisi ile beraber zaferi getireceği büyük inancıyla sırtını halkına dayamış, direnen Kürt gençliğinin pusulası olmayı başarmıştır. Doksan beş gün süren ve dünya halk direniş tarihinde yer edinen Sur direnişi, bugün direnen bütün dünya halkları için örnek teşkil ederken, NATO gücü olan TC devletinin bütün savaş imkânlarını kullanarak gerçekleştirdiği saldırılar karşısındaki sarsılmaz kararlılığı ile direnenler tarihinde zaferin umudu ve inancının simgesi olarak yer edinmiştir. Bu savaş bir yandan NATO’nun en büyük ordularından biri ve her türlü teknik, cephane, diğer yandan ise birkaç keleş ile müthiş irade ve yaşama aşkı ile ifade edildi.

Çiyager arkadaş öncülüğündeki direnişçiler, devrimin sonuna kadar yürüyebilen ve yaratabilenlerin eseri olduğunu bir kez daha ispatladı. Komutan Çiyager ve devrimci halk savaşı savaşçılarının sahip oldukları derin mantık ve büyük yürek mutlaka kazanacağımız gerçekliğini perçinlerken, sonu ne olursa olsun zaferini çoktan ilan etmiş bir destanın kahramanları olmuşlardır. Herkesin aklında son an olarak, gülüşü kalan komutan Çiyager Kürdistan ve mücadele tarihimizde devrimci halk savaşı fedailerinin fedaisi olarak yerini almıştır. Şehadetinin 6. yıl dönümünde Çiyager arkadaşı ve onun şahsında direnişlerde şehit olan bütün arkadaşları anarken, anıları ve amaçlarına bağlı kalacağımızın ve devrimin kesin sonuç olacağının sözünü veriyor."