Tarihin tanık olmadığı, yazmadığı ve belki de bir daha asla yazma şansı bulamayacağı, eşi benzeri görülmemiş bir direniş; Kurdistan’ın özgür dağlarında Önder Abdullah Öcalan’ın yaşam felsefesiyle buluşan Kurdistan Özgürlük Gerillaları tarafından sarp ve asi dağlık alanlarında ve dağların içlerinde bir savaş taktiği ile düşünülmüş, büyük bir emek ve işçilikle yapılmış savaş tünellerinde sergileniyor.
Önder Abdullah Öcalan’ın Ortadoğu Sahası’na çıkış yaptığı ve PKK’nin askeri öncülerinden Mehmet Karasungur’un Rojhilat Kurdistan’ında Özgürlük Direnişi’nin geliştirmesiyle birlikte, Zagros-Toros hatlarında bulunan Zap, Metina ve Avaşin alanlarının gerilla direnişini geliştirmek için temel alanlar olarak ön plana çıkmıştı. 1980’lerin başlarından itibaren o alanlar gerilla üslenme alanları olarak seçilmiş ve bu temelde alt yapı çalışmalarına başlanılmıştı. Kurdistan ülkesi ve Kürt direniş tarihi itibariyle de Zap, Metina ve Avaşin alanları birçok işgalci kral, imparator, tarihi büyük komutan ve padişahlar karşı Kürtlerin kendini savunduğu ve işgalci saldırıların alaşağı edildiği alanlar olarak geçmiştir. Tarihten günümüze direniş, bugün Kurdistan Özgürlük Gerillaları’nın, sömürgeci TC devleti ve AKP-MHP faşist ittifakına karşı ve onun, NATO’nun desteği ile kullandığı kimyasal silah ve teknik ve teknolojisine karşı bir direniş yuvası halini almıştır.
Bu direniş yuvası öncülerinden biri de Şehit Harun Fırat yoldaş olmuştur. Harun Fırat yoldaşın şehadeti ile açığa çıkan, bizde bıraktığı anılarının ve hayallerinin gerçekleştireceğimize dair vereceğimiz söz olacaktır. Harun ile yaşamı paylaşmak, aynı ortamda bulunmak, tartışmak, konuşmak ve eğitim görmek benim için geliştirici ve bir şans olmuştur. Şehadeti her ne kadar derin bir yas uyandırmışsa direnişi, yaşamı ve duruşuyla bu yası işgalciliğe karşı intikam alma sözünü doğurmuştur.
Harun yoldaş Wan’ın Westan (Gevaş) ilçesinde dünyaya gelmişse de kendinde bölgeciliği aşıp, ulusal bir kimlik açığa çıkartma gücüne erişebilmişti. Her yönüyle kendi Kürt ulusal-kültürel kimliğini yaratabilmişti. Bir Amedli, Urfalı, Mardinli Botanlı da olabiliyordu. Bu anlamıyla Kürt ulusal-kültürel kimliğine bir merağı da vardı. Bu merağını pratik inceleme-araştırmalar ile açığa çıkartıklarını APOCU felsefenin ışığıyla yoğurup, yaşamda bütünleşme sağlamıştı. Bu kendisinin bir örnek olarak gösterilmesini de sağlıyordu. Bazen bir Colemêrgli gibi halay çekebiliyor, bazen Dîlok mutfağından bir yemek yapabiliyor bazen bir Botanlı gibi konuşabiliyordu. Aslında diğer Kurdistan parçalarına ilgisi de aynıydı. Rojhilat’a ait bir stranı da söyleyebiliyordu. Rojhilat ve Başur’lu gibi halaya da durabiliyordu. Ciddi mana ulusal-kültürel Kürt kimliğini kendisinde somut bir ifade kazanmıştı.
Harun yoldaşın temel özelliklerinden biri yaşam ve pratiğinde, çalışmalara yaklaşımı başarı temelinde idi. Harun yoldaş nerede ise orada gerçekleşecek olan çalışma veya pratik her ne olursa olsun başarılı bir şekilde tamamlanırdı. Yaklaşımı korkan, ürken değil, kendine güvenen, fedakar, düzen ve disiplinli bir şekilde yerine getiren, yerine getirirken de mutlak başarı temelinde gerçekleşmesiydi. Bunu kendine esas alır, yoldaşlarına da bu temelde bu durumu kazandırtmaya çabalardı. Katılımı emek, fedakarlık üzerine, Önder APO’nun düşünce ve felsefesinde derinleşmek, gelişmekti. Fedakarlık, yaşamında en bariz görünen temel bir özellik olarak ön plana çıkmaktaydı. Hiçbir zaman kendini düşünen olmadı. Onun için her şeyden önce yoldaşları gelirdi. Küçük yaşlardan itibaren yaşamı emeğiyle kazanan olmuştu Harun yoldaş, bu nedenle partiye katlımı da emek ve fedekarlık üzerine kurmuştu. İlk günden itibaren şehit düştüğüne güne dek de emek ve fedekarlığı direnişin öncülerinden olmayı başardı.
Harun yoldaş, devrimin sesi güzel olan militanlarından oldu. Soranca, Kurmanci ve Türkçe şarkılar söyleyen Harun yoldaş, sesiyle bütün yoldaşlarında derin duygular uyandırırdı. Konu Harun yoldaşın şarkı söylemesine gelmişse her yoldaşın kendisinden söylemesini istediği mutlaka bir şarkısı vardı. Yoldaşlarını kırmaz, güzel ve insanın bam teline dokunan sesi ile seni bir yerden bir başka yere götürürdü. Yoldaşlarını sever, sarılır, onlara güçlü sarılırdı. Güçlüydü, yoldaşlarına da güç verirdi.
Harun yoldaş, iyi araştırır, düzenli okurdu. Önder APO’nun söylediği her söz üzerine düşünür, kendini Önder APO felsefesinde geliştirmek için sürekli bir çaba sahibi olmaya çalışırdı. Bu çabası yaşamında görünen bir durumdu. İnanç sahibi, bağlı, değerleri bilen bir kişilik sahibiydi.
Harun yoldaştan ayrılmak zor olmuştu. Şehadeti haberi de belli bir düzeyde zorluğu açığa çıkartmıştır. Fakat yaşamı ve duruşuyla bir anlamıyla direniş sahibi olacağını, düşmana darbe vurmadan şehit düşmeyeceğini anlatıyordu. Nitekim de öyle oldu. Onurlu bir şekilde aylarca onca kimyasal ve teknik silahlara karşı büyük bir direnişin öncüsü olmayı başararak, bizlere direnişi miras bırakmıştır. Xakurkê’de başladığı gerillacılığından Zap’ta muazzam bir direnişin emekçisi olabildi. Bu temelde Harun yoldaş ile geçirdiğin süre zarfında kendisinden gördüklerimiz ve öğrendiklerimiz anısına bir kez daha yolunda intikam alma sözü veriyoruz.
Direnişte şehadete ulaşan her yoldaşın, direnişi yaratma hikayesinin olduğunu, Harun yoldaşında hikayesinin unutulmayacağını, unutmayacağımızı belirtiyoruz.