Petrol kuyusu nedeniyle köy halkının yaşamı tehlike altında

Mirgi Köyü’nde içme suyuna karışan mazot nedeniyle hayvanlar zehirlenirken, köy halkının da yaşamı tehlike altında.

HEZRO'DA DOĞA KIYIMI

Türk devleti Kurdistan'da doğa katliamına ve halka dönük yıldırma politikalarına devam ediyor. Amed'in Hezro ilçesine bağlı Mirgi (Erkonak) köyünde tarım arazilerini kamulaştırarak petrol kuyusu kazan ve betonlaştıran iktidar, yaşam alanlarını da tehlikeye sokuyor. Kazılan kuyulardan içme suyuna mazot karıştı. Haftalardır suyun temizlenmesi için dilekçe veren köy halkı, henüz bir geri dönüş alamadı. Köyde hem hayvanların mazot karışan sudan içtiği hem de çocukların oyun oynarken suya girdiğini söyleyen köy halkı, bazı hayvanların da sudan zehirlendiğine dikkat çekti.

DİLEKÇELERİMİZE DÖNMÜYORLAR

Suyun temizlenmesi için dilekçe yazan yurttaşlardan Cihan Balvey, kuyu kazıldığı sırada yanlış kazı yapıldığını ve sonucunda da suya mazot karıştığını söyledi. Balvey, “İstemediğimiz halde köyümüzde kuyular kazılıyor. Yaşam alanımız yok ediliyor. O da yetmiyor, hayatımız tehlikeye atılıyor. Hem hayvanlarımız hem çocuklarımız risk altında. Defalarca kez dilekçe yazdık ama hiçbir dönüş olmadı. Dilekçeleri alıp okumadan çöpe atıyorlar. Bunun başka açıklaması yok. Siz de gördünüz; suya durmadan mazot akıyor ve karışıyor, suyun rengi kapkara oldu. Büyükler görüyor, uzak duruyor ama ne hayvanlar ne de çocuklar anlamıyorlar ve temas ediyorlar. Birkaç hayvanımız geçtiğimiz günlerde zehirlendi. Her yandan hayatımızı zindan ediyorlar” dedi. 

SUDAN ZEHİRLENİP DÜŞÜK YAPAN HAYVANLARIMIZ OLDU

Köyde yaşayan yurttaşlardan Mehmet Esen de benzer sorunlara değinerek, köyde yapılanların katliam olduğunu kaydetti. Esen, “Bu hem içme suyu hem de hayvanlar besleniyor buradan. İçme suyumuza kimyasal karışmış durumda. Bu sudan içip düşük yapan hayvanlarımız oldu. Yine sudan zehirlenen hayvanlarımız oldu. Çocukları uzak tutmaya çalışıyoruz ama ne zamana kadar? Kuyu kazmak için iznimize bile ihtiyaç duymayıp jet hızıyla iş araçlarını köye getiren ve kazılarına başlayan iktidar, halkın sağlığı için verilen dilekçeleri cevapsız ve sonuçsuz bırakıyor. Bu bölge halkına nasıl yaklaştıklarını da gösteriyor. Defalarca kez dilekçe yazıldı. Suyu temizleyin dedik ancak kaç hafta oldu hala gelen giden yok. Burada tek bir insanımız ya da çocuğumuz zehirlenirse, bu köyde herhangi bir canlının başına bir şey gelirse sorumlusu bu suyu kirletenlerdir” diye belirtti. 

AMAÇLARI BİZİ KÖYDEN ÇIKARTMAK

Esen, topraklarının tapusunun babasının adına olduğunu ve kendi tapulu toprakları olmasına rağmen devletin zorla el koyduğunu söyledi. Esen, “Bugüne kadar bu halka, bu köye, bu bölgeye tek bir hizmet getirmemişler. Buradaki halkın hiçbir sorununa el atmamışlar. Buradaki halkın yıllardır nasıl yaşadığını bilmezler ama rant kapısı olunca üst üste kaç yetkili gönderdiler bu köye.. Kabul etmememize rağmen el koyarak, kamulaştırarak arazilerimizde kazı yaptılar. İş makinaları soktular topraklarımıza. Tek geçim kaynağımız bu topraklar ama zaten amaçları geçim kaynaklarımızı kurutup bizi köyden göndermek. Bizi köylerimizden çıkartmak istiyorlar. Bir miktar para vermeyi de teklif ettiler ama kabul etmedik. Buraya bu kuyuları kazan şirket de Bilal Erdoğan’ın başında olduğu şirketmiş. Biz topraklarımızı terk etmek istemiyoruz. Devlet şirket hukukunu değil halkın çıkarını menfaatini düşünmeli. Şirketlere sermaye sunmak yerine halkın sorunlarını çözmelidir” dedi.