1500 şehit, 72 uçak, 58 günlük direniş...

Çağın Direnişi’nde Efrînliler, NATO’nun en faşist ve teknik ordusuna karşı 58 gün direnerek sivili ve askeriyle yaklaşık 1500 şehit verdi.

ABD ve Rusya icazetiyle gelişen Türk devletinin Efrîn İşgal Harekâtı tarihin gördüğü en vahşi saldırılardan biriydi. “1 haftada girip dağıtacağız” diyen Erdoğan’ın tersine Türk ordusu ve partnerleri SMO çeteleri ilk 1 hafta bozguna uğradı.  YPG, YPJ, Asayiş, Devrimci Güçler, Erka xwêparastin, Öz Savunma Güçleri (HPC), enternasyonalist savaşçılar ve halk omuz omuza direndi.

RUSLARIN İKİLİ OYUNU

İşgal saldırısının temelleri QSD’nin Şehba’da Türk devleti çeteleri ve DAİŞ’in işgalindeki köylere düzenlediği, Minbic’de ise DAİŞ’e karşı gerçekleştirdiği hamle sürecinde atıldı. Minbic ve Şehba Hamleleri sürecinde Türk devleti vekil güçlerine destek olarak her iki alanda QSD güçlerini ve Efrîn’i hedef aldı.
Türk devleti bu hamlelerin önünü kesmeye çalışırken ABD ve Rusya’yla hem tehdit hem de ilişki politikasını izledi. 24 Ağustos 2016’da ABD’nin de icazetiyle Rusya’yla anlaşılarak Cerablus'tan başlayan Şehba İşgal Harekâtına girişildi. DAİŞ birçok yerden Türkiye’yle çatışmadan çekilirken, Türkiye Bab’da DAİŞ’e karşı hamle gerçekleştiren QSD’nin karşısına çıktı. 20 Ekim 2017’de Türk devleti Bab’da DAİŞ’e karşı hamle yürüten QSD savaşçılarını uçakla vurdu. Bu saldırıda 22 QSD savaşçısı şehit oldu. Daha önce QSD’ye Şehba hamlesinde hava desteği veren Rusya Türkiye’yle Halep’e karşı Bab anlaşmasını geliştirerek 2016’da Türkiye’nin Suriye sahasına bizzat girmesinin önünü açtı.
2017 yılında QSD Fırat’ın doğusunda Koalisyon güçleriyle DAİŞ’e karşı hamle yürütürken Efrin’de de Türk tehditlerine karşı YPG-Rusya’yla anlaştı. Mart 2017’de Ruslar bu anlaşma temelinde Türkiye tehditlerine karşı garantör olarak Efrîn Şera’nın Kefercanê köyüne yerleşti. Rusların Efrîn’e yerleşmesinin deklare edilmesiyle birlikte Türkiye Efrîn ve Şehba’ya yönelik saldırılarını artırdı. Ağustos 2017’de Rus güçleri garantör olarak Şehba’ya da yerleşti. Ruslar bir yandan QSD ile anlaşırken diğer yandan Astana Anlaşması temelinde Türkiye’yle çeşitli pazarlıklar geliştirdi.

RUSYA VE ABD ORTAKLIĞIYLA GELEN İŞGAL SALDIRILARI

Efrîn İşgal Harekâtı da tıpkı Şehba İşgal Harekâtı gibi Türkiye’nin ABD ve Rusya’yla pazarlıkları ve icazet almasıyla sahneye konuldu. Tayyip Erdoğan, “Rusya ile anlaşırsak Efrîn'e, ABD ile anlaşırsak Minbic'e gireceğiz” sözleriyle bu gerçeği dile getiriyordu.
İşgalden önce dönemin ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson'ın “Kuzey ve Doğu Suriye'de 30 bin kişilik sınır muhafızı gücü eğiteceğiz” sözleri, işgal için ilk işaret fişeği oldu. ABD açıklaması sonrası Türkiye’nin tepkileri üzerine, Tillerson, “Terörle mücadele konusunda, İdlib’deki terör tehdidi ve Türkiye’nin diğer yerlerdeki PKK'lilerle ilgili kaygılarını ele almada Türkiye gibi müttefikler ve ortaklarla birlikte çalışmaya devam edeceğiz” diye konuştu. ABD’li yetkili, “önünüz açık” mesajını vermişti.
Rusya ise bir yandan Türkiye ile Guta Efrîn pazarlığını yürüttü, diğer yandan Efrîn'de garantörlüğünü sürdüreceği teminatını verdi.  2018 Ocak başından itibaren Efrîn'e Türk devletinin top atışları yoğunlaştı. Erdoğan 13 Ocak 2017 günü AKP’nin Elazığ il Kongresi’nde yaptığı konuşmada Efrîn İşgal Harekâtının haberini verdi. Erdoğan, “1 haftayı bulmaz nasıl darmadağın edeceğimizi göreceksiniz” dedi.
Rus yetkililer Erdoğan’ın  bu açıklamasından sonra bile YPG’ye, güçlerinin  garantörlük görevini sürdüreceğini söylüyordu. 19 Ocak 2018 günü Türk basını anlaşmanın bir itirafı olarak “Rus güçleri Efrîn’den çekildi” şeklinde başlıklar atarken Rusya bu çekilmeyi yalanlıyordu.

 3850 KİLOMETREKARELİK EFRÎN'E 72 UÇAK!

Efrîn Erdoğan’ın açıklamaları sonrası günlerce top atışına tabi tutuldu. 20 Ocak 2018’de, Rusya  daha önce Efrînlilere verdiği tüm garantörlük sözlerine rağmen Kefercanê’deki güçlerini çekerek Türk işgal harekâtının startını verdi.  
İşgal öncesi Efrîn ve Türk devletinin İşgal Harekâtını yerinden takip eden Gazeteci Egid Roj, “Rusya uçakların vurduğu gün çekildi. Çekilmeden önce YPG’ye hiçbir bilgi vermemişti. Türkiye’yle anlaşmasını saldırı gününe kadar da gizledi ve aniden çekilerek işgal harekâtının önünü açtı” diye konuştu.

20 Ocak 2018'de, saat 16:10’da 72 Türk savaş uçağı toplam yüzölçümü 3850 kilometrekare gibi küçük bir alan olan Efrîn’i vurdu. Türk savaş uçakları ilk saldırılarında Efrîn merkez, Cindirêsê, Reco, Şera, Şêrawa ve Mabeta ilçeleri ve köylerinde 180 üzerinde sivil ve askeri binayı bombaladı. Türk devleti ve çeteleri Efrîn’i uçaklarla bombalarına paralel olarak Şehba’yı da toplarla vurdu.  Saat 17:00’da Türk devleti, zeytiniyle meşhur Efrîn üzerine başlattığı işgal ve soykırım harekâtını “Zeytin Dalı Harekatı” ismiyle başlattığını açıkladı.

 ENKS ve DAİŞ ARTIKLARIYLA 7 KOLDAN KARA SALDIRISI

20 Ocak günü 72 savaş uçağı ve yüzlerce topla işgal harekâtını başlatan Türk devleti, 21 Ocak 2018 günü kentin doğusundaki Ezaz, kuzeyindeki Kilis, batısındaki Hatay ve güney batısındaki Atmê Mülteci Kampı'ndan eş zamanlı olarak 7 noktadan Efrîn’e kara saldırısını da başlattı.
Türk devleti kara saldırısının ilk gününde en fazla Cindires’in Hamam köyünü, Raco’nun Kêvirê Ker Tepesi'ni, Efrin-Ezaz-Kilis sınırındaki stratejik Kastel Cindo Tepesi'ni hedef aldı.  Savaş uçakları ve tanklarla yoğun bombardımanın ardından 3 koldan 7 noktada keşif uçakları eşliğinde güçlerini Efrîn üzerine saldırttı.
Türk devleti, ÖSO çeteleriyle, DAİŞ ve El Nusra çetelerinin devşirerek yeniden düzenlediği ve 30 Aralık Aralık 2017’de Suriye Mili Ordusu (SMO) olarak ilan ettiği çeteleri de askerlerinin önünden Efrîn’e sürdü.
Semerkant Tugayları, Liwa El Şemal, Liwa El Munteser Billah, Ceyş El Ehfad, Ehrar El Şerqiye, Fatih Sultan Mehmet Tugayları, Sultan Osman Tugayı, Quwet El Mexewir, Firqet El Sefwe, Sultan Murad Fırkası, Firqet El Hemze, Siwar El Cezira, Fewc El Xamês, Firqa 23, Liwa El Muttesim, Feyleq-2, Firqa El Şemaliye, Fewc El Mistefa, Ceyş El İslam, Tecemuh Festakim Kema Umêrt, Cebhet El Şamiye, Liwa 51, Suqur El Şam, Harekat Ehrar El Şam, Firqa 9, Ceyş El Nûxbe, Feyleq El Şam, Lîwa El Sultan Süleyman Şah, Liwa Suqur El Şemal, Nuredîn Zenkî, Cebhet Tehrîr Suriye çete gruplarından 25 bin çete işgal harekâtında yer aldı. ENKS yetkilileri Semerkand Tugayları altında kendilerine bağlı 6 çete grubunun da işgal harekâtına katıldığını itiraf etti.

İŞGALCİLER, İLK HAFTA EFRÎN’DE BOZGUNA UĞRADI

YPG, YPJ, Cephet El Ekrad, Seyş El Siwar, Asayiş, HPC, Erkexwê Parastin güçleri tüm Efrîn boyunca mevzilenerek omuz omuza direndi.  Yüzlerce Efrînli Öz savunma Güçlerine (HPC) başvurarak silah aldı ve işgalcilere karşı savaşmaya cepheye aktı.
Erdoğan’ın "Efrîn'i 1 haftada alacağız” iddiasının aksine,  NATO’nun en faşist gücü Türk ordusu ve partneri DAİŞ-El Kaide kırması SMO çeteleri ilk hafta Çağın Direnişçileri tarafından bozguna uğradı. Ağır hava ve kara bombardımanları sonrası tek kurşun atmadan bazı köylere giren işgal güçleri Çağın Direnişçilerinin fedai tarzda eylemleriyle girdikleri hemen tüm alanlardan çıkarıldı.
26 Ocak 2018 günü Türk ordusunun Efrîn harekâtı üzerine düzenlenen yuvarlak masa toplantısında harekâtı askeri açıdan değerlendiren BDT Enstitüsü Başkan Yardımcısı ve Rus askeri uzman Vladimir Yevseyev, "Bir haftadan az savaşan Türk ordusu orada sıkıştı. Bu, askeri bir operasyonun en kötü örneği" dedi.  Yevseyev, Türkiye’nin Efrîn’e 72 savaş uçağıyla saldırmasına ve NATO’nun bütün tekniğiyle Çağın Direnişçileri ve sivil halkı hedef almasına rağmen halen hava saldırılarının yetersiz olduğunu savundu ve Türkiye’ye Efrîn İşgal Harekâtında daha fazla hava saldırısı yapma ve daha fazla asker ve çete kullanma perspektifini verdi.

 'BOMBALANMAYAN TEK TEPE VE NOKTA KALMADI’

O dönemde YPG Efrîn Komutanlığı üyesi olan Karker Efrîn, ilk etapta hava koşullarının Efrîn Direnişçileri için uygun olduğunu söyleyerek, “İlk birkaç gün yağmur ve sis vardı. Düşman çok yoğun teknik kullanıyordu ama arkadaşlar bu havadan yararlanarak eylem üstüne eylem yaptı. Düşmanı perişan ettiler. Yağmur durunca tekniklerini daha çok kullandılar. Hesapsız bir biçimde uçak, keşif ve bomba kullanıyorlardı. İnanıyorum ki Efrîn’de savaşta yüzlerce ton bomba düşmeyen tek tepe ve noktamız kalmamıştır. Çok vahşice saldırıyorlardı. Buna güçlerimizin fedai bir duruşu vardı”  diye konuştu.

FEDAİCE BİR DİRENİŞ

Karker Efrîn, Efrîn’in birçok cephesinde fedaice ve büyük bir direnişin geliştiğine dikkat çekerek, Çağın Direnişi’nin bazı cephe ve kahramanlarını şöyle anlattı:
“Raco ve o hatta şehit Umut Ali Arkadaş öncülüğünde büyük bir direniş gelişti. Heval Umut günlerce Gunde Quda, Ademe hattında düşmana ağır darbeler vurdu. O şehit düşene kadar da Raco hattında ilerleyemediler. Cindires hattında özellikle Hamam köyünde Şehit Arteş öncülüğünde 1 haftadan fazla çok büyük bir direniş gelişti. Çok fazla saldırdılar ama Arteş arkadaş şehit düşene kadar da ilerleyemediler. Kaç defa Türkler ve çeteler köye girdi ama arkadaşlar onları çıkardı.  Bilbile hattında Şervan Amed ve Mazlum Ciger arkadaş öncülüğünde özellikle Şêx Xurze’de bir hafta 10 gün çok büyük bir direniş gelişti. Onlar giriyor, arkadaşlar eylem yapıp onları çıkarıyor. Arkadaşlar alıyor, onlar yine saldırıyordu. Onlar ne kadar ilerlerse arkadaşlar darbe vurup onları çıkarıyor, yeniden köyü alıyorlardı.
Savaş ve direniş uzun sürdü. Bahçe köyü hattında kahraman arkadaş 45 gün o hattaydı. Düşman o kadar saldırdı. O cephe bir kere düşmedi. Heval Kahraman hava saldırısıyla şehit düşünce düşman öyle ilerledi. Şera Hattında Türkler Kastel Cindo Tepesi'ne karşı bütün imkânlarını seferber ettiler ama 9 gün boyunca direniş sürdü. Bütün imkânlarını seferber ederek, gece gündüz uçak ve tanklarla vurarak ancak 9 gün sonra bu hatta girdiler.  Savaşta birçok şehit arkadaşın önemli rolü oldu. Mabata hattında Armanç arkadaş birçok eylem gerçekleştirdi. Hatta helikopterleri düşürüldü. Birçok fedai eylemi gerçekleştirildi. Birçok arkadaş fedai ruhla düşmana saldırıyordu ve birçoğu şehit oldu.”

‘İNSANLARA KARŞI DEĞİL UÇAKLARA KARŞI SAVAŞIYORDUK’

İşgal harekâtında ilk 45 güne kadar da avantajın Çağın Direnişçilerinde olduğunu dile getiren Karker Efrîn, şöyle dedi:
“Düşman rahat rahat ilerleyemiyordu. İlerlemeye çalıştıkça birçok bedel ve kayıp veriyordu. Ama öyle sıcak, göğüs göğüse bir savaş değildi. Daha çok tekniğe dayalı bir saldırıydı. Tabii çok vahşi bir savaştı. Halkı vuruyorlardı, katliam yapıyorlardı. Halk katliamlar nedeniyle birçok yerde köylerini terk etmek zorunda kaldı.
Bir arkadaşın bile bir köyde olduğunu duyduklarında gelmiyorlardı. Önce teknikle yani uçak, kobra, keşif, tanklarla vuruyorlardı, adeta köyü dümdüz ediyorlardı. Köyde kimsenin kalmadığını anladıklarında giriyorlardı. Yani karşısında savaşacağın bir insan yoktu. Adeta tekniğe karşı savaşıyordun. Buna rağmen de öyle rahatlıkla Efrîn’e giremediler. Birçok yerde arkadaşlar onlara ciddi darbe vurdu. Binlerce ölüleri oldu. Çete ve asker çok sayıda kayıp verdiler."
Uluslararası güçler ve devletlerin işgale sessiz desteğine karşı Kuzey ve Doğu Suriye'nin farklı kentlerinden binlerce Kürt, Arap, Süryani, Türkmeni, Çerkes, Êzidî, Ermeni ve farklı inançlardan insanlar yönlerini Efrîn'e çevirdi. Şubat ayının ilk haftasında başlayan Efrîn'e canlı kalkan olma eylemleri, Mart ortasına kadar da devam etti.  Canlı Kalkan eylemlerine Şengal, Güney Kürdistan ve Doğu Kürdistan’dan da Kürtler katıldı. Türkiye’nin bazı canlı kalkan konyoylarını yolda bombalamasına rağmen eylemler sürdürüldü.
Gazeteci Egid Roj, “Tüm dünya Efrîn’i yalnız bıraktı. Ama Kuzey ve Doğu Suriye halkları ve tüm Kürdistan’dan onurlu Kürtler ölümü hiçe sayarak Efrîn’e aktılar. Bu durum Efrînlilere büyük moral verdi. Efrîn’de öyle bir ruhla direnildi ki Arabı, Çerkesi, Süryanisi, enternasyonalisti, hepsi birlikte direndi ve hepsinin kanları birbirine karıştı" dedi.

OKULLAR, HASTANELER, SU KAYNAKLARI BOMBALANDI

Türkiye 1 ay 45 gün karadan ciddi bir ilerleme kaydedemeyince halkı teslim almak ve göçe zorlamak için sivil katliamlarını da artırdı.  Efrîn’e gerçekleştirilen vahşi işgal saldırıları Türk televizyonları tarafından canlı yayında dünyaya izletilmesine rağmen, BM, uluslararası insan hakları kurumları sessizliğe gömüldü.
Uluslararası güçler ve kurumların sessiz ortaklığıyla cesaretlenen Türk devleti, sivil katliamlarını giderek daha da artırdı. İşgalciler 58 gün boyunca Efrîn halkına karşı büyük bir kin ve nefretle saldırdı. Bir yandan da halkı göç ettirmek ve teslim almak için şehirdeki su kaynaklarını, fırınları, ambulansları, okulları vurdu. Efrîn'in su ihtiyacının büyük bölümü karşılayan Meydankê Barajı Türk devleti tarafından bombalandı.
20 Ocak 2018 ile 18 Mart 2018 tarihleri arasında Efrîn ve ilçelerinde 31 okulu hava ve karadan hedef aldı ve bu saldırılarda 13 öğrenci katledildi. Türk devleti ve çeteleri saldırılar boyunca Eyn Dara, Nebî Hûrî, Girê Îska, Dêr Belût, ve Girê Cindirêsê gibi tarihi yerleri de hedef aldı ve buralarda büyük tahribat yarattı.
Öte yandan onlarca sağlık merkezi ve fırınlar Türk savaş uçakları tarafından bombalandı. 16 Mart günü ise Efrîn'in en büyük hastanesi olan Avrin Hastanesi Türk savaş uçaklarınca vuruldu. Aynı gün Mahmudiye Mahallesi'nde savaş uçaklarıyla 35 sivil katledildi.
Efrîn Kantonu Sağlık Konseyi'nin verilerine göre, işgal saldırılarının ilk bir ayında 27'si çocuk, 21'i kadın 176 sivil katledildi; 60'ı çocuk, 71'i kadın 484 sivil ise yaralandı. Efrîn İnsan Hakları örgütü ise Aralık 2020'de Türk devletinin 58 günlük Çağın Direnişi sürecinde 498 sivilin işgalciler tarafından katledildiğini açıkladı.

 EFRÎN YÖNETİMİ TAHLİYE KARARI ALDI

Sivillerin hedef alınması ve katliam tehlikesinin büyümesi üzerine 16 Mart günü Efrîn Yönetimi halkın Efrîn'den tahliyesine karar verdi. Türk işgali nedeniyle 16-18 Mart tarihleri arasında yaklaşık 500 bin nüfusu olan EfrÎn’den 300 bin civarında sivil Şehba’ya göç etmek zorunda kaldı.
EfrÎn Kantonu Demokratik Özerk Yönetimi 18 Mart günü Şehba’da düzenlediği basın açıklamasıyla "Efrîn direnişinin yeni bir aşamaya geçtiğini ve büyük bir insani felaketin önüne geçmek için sivillerin kentten çıkarılması kararı aldıklarını" açıkladı. Açıklamada, direnişin 58 gününde; aralarında çocuk, kadın ve yaşlıların da bulunduğu 500 sivilin şehit düştüğü, 1030 sivilin yaralandığı ve 820 savaşçının da şehit düştüğü açıklandı.

2422 İŞGALCİ ÖLDÜRÜLDÜ

YPG, Ocak 2019’da yaptığı açıklamayla Çağın Direnişi’nin 58 günlük ilk aşamasının bilançosunu kamuoyuyla paylaştı. Bu açıklamayla Türk devleti 58 gün boyunca EfrÎn’e 1098 hava saldırısı, 3577-4000 arasında ağır silahlarla saldırı geliştirirken,  Çağın Direnişçileri işgalcilere karşı en az 900 eylem gerçekleştirdi. Bu eylemlerde 2 adet helikopter, 2 adet insansız hava aracı (1 adet drone, 1 adet Bayraktar), 122 askeri araç (tank, panzer, zırhlı araçlar), 2 bombalı araç ve 1 motosiklet imha edilirken, 32 araç da darbelendi.  Gerçekleştirilen eylemler sonucunda 2422 işgalci öldürüldü.
Rojava Şehit Aileleri Kurumu, ANF’ye bilgi vererek, 20 Ocak 2018’den bugüne kadar 987 Çağın Direnişi askeri şehidini ilan ettiğini dile getirerek, Çağın Direnişi şehitlerine ilişkin araştırmalarının sürdüğünü belirtti.