‘İdlib ve Efrîn’i özgürleştirme hedefimiz var’

Suvar İdlib Komutanlarından Mahmud Mustafa Teyba, en önemli hedeflerinin İdlib ve Efrîn’in özgürleştirilmesi olduğunu söyledi.

İdlib’in Zaviye Dağı bölgesine bağlı Ramî köyünden olan Teyba Ailesi, Türk devleti çetelerinin zulmü yüzünden önce Efrîn’e, oradan da Minbic’e gelenlerden. Mahmud Teyba, Suvar İdlib Tugayı’nda komutanlık yaparken babası da savaşçılardan biri. Annesi ise Şehit Aileleri Meclisi’nde çalışma yürütüyor. Ailenin bir çocuğu da gerilla.

Suvar İdlib Komutanlarından Mahmud Mustafa Teyba (Ebu Leyl) ANF’ye konuştu. Suriye rejiminin saldırılarında iki dayısı ve üç amcasını kaybeden Mahmud Teyba’nın göç hikayesi, 2014’te başlar. Cephet El Nusra’nın Ceyşul Hür’e saldırmasının ardından İdlib’den çıkar ve Kürtlerle bağlantıya geçerek Efrîn’e gider. Mahmud, “Efrîn’e gittik, çünkü orası güvenli bölgeydi. Orada Liwa Şimal El Demokratiyi kurarak DAİŞ’e karşı savaştık. Arkadaşların yanına gittik, eğitim akademileri vardı. Eğitim zafer esaslıydı. Arkadaşlarla birlikte savaştık. Amaç da halka yardımdı” dedi. 

ÖNDER ABDULLAH ÖCALAN’IN FİKİRLERİNE DAYANIYOR

Rojava özgürlük güçlerinin yaşamından mücadele tarzına kadar her yönüyle etkilendiğini belirten Mahmud, “Demokratik Suriye Güçleri’nde başarılı bir temel var. Halkların birliğini, tüm halk ve inanç topluluklarını içerisinde barındırıyor. Amaçları da Suriye topraklarını Türk işgali ve çetelerinden korumak. Bunun da mimarı Önder Abdullah Öcalan’dır. Onun fikirlerinde huzur, sevgi ve barış var. Kürt-Arap, Müslüman-Hristiyan farkı yok” şeklinde konuştu. 

AKADEMİDEKİ EĞİTİME KATILDI

Mahmud, Önder APO’nun fikirleriyle kendini daha da geliştirmek için 2017’de eğitim akademisine gitme önerisinde bulunur ve süreç şöyle işler: “2017’de kendimi daha da geliştirmek için eğitime gitme önerisinde bulundum ve ardından Ş. Aziz Arap Eğitim Akademisi’ne gittim. Eğitim, kişiliğimde gelişim sağladı. Geçmişte yaşadıklarımı daha için değerlendirebildim. Tüm halk birleşenleri ve inanç topluluklarıyla birlikte eğitimdeydik. Bu ilginç ve heyecan vericiydi. Önder APO’nun kitaplarını da yoğunlukla okuyarak gelişimime katkı sağlıyordum. Eğitimde 1990’lı yıllarda özgürlük mücadelesine katılıp şehit düşenlerin olduğunu öğrendik. Şehit Aziz Arap da bunlardan biriydi. Efrîn’de yerleştiğimiz Mehrebiye köyündendi. Oldukça etkilendik.”

BİTMEK BİLMEYEN MORAL VE İRADE VARDI

Eğitimini tamamladıktan sonra tekrar Efrîn’e gelen Mahmud, bu kez de Önder APOnun fikirlerini yayma noktasında kendini sorumlu görerek eğitimler vermeye başlar. Bir süre sonra da cepheye gider. 2018’de Efrîn’e dönük Türk işgal saldırıları başladığında Raco hattında direnişe dahil olur. Mahmud, yaşadıklarını şöyle anlattı: “Cephede uçak, keşif ve top atışlarıyla bombardımana rağmen moralliydik. Bir anımdan bahsedeyim; iki arkadaş 6 gün boyunca yaralı halde kalmıştı. Köyü özgürleştirdikten sonra onları aldık. Herkes de büyük moral vardı. Yine fedai eylem yapan arkadaşlar oldu. Siviller bombalanıyordu. Fedai eylemlerin ardından herkes fedai eylem önerisinde bulunuyordu. Yani müthiş bir irade ve bitmek bilmeyen moral vardı.”

DAİŞ’in son kalesi olan Baxoz’da da özgürleşme hamlesine katılan Mahmud, İdlib ve Efrîn’i özgürleştirme hedefinin olduğunu belirterek, şunları ekledi: “Bir diğer başlıca hedefim de İdlib’dir. Hem İdlib’in özgürlüğü hem de Efrîn’in özgürlüğüdür. İdlib hakkında bilgi sahibiyiz. Günlük olarak bombardıman var. Herkes biliyor ki Cephet El Nusra, DAİŞ’in çocuğudur ama kimse bunu söylemeye cesaret edemiyor. İdlib halkı başkaldıramıyor, çünkü kafaları kesiliyor. Halk korkutulmuş.”