Ömer Öcalan: Abdullah Öcalan 'tarihi süreçte' olduğumuzu söyledi
DEM Parti Milletvekili Ömer Öcalan, Önder Apo'nun "Önümüzde tarihi bir süreç vardır; bu tarihi süreci olumlu bir anlamda onurlu bir barışa evirebiliriz" dediğini aktardı.
DEM Parti Milletvekili Ömer Öcalan, Önder Apo'nun "Önümüzde tarihi bir süreç vardır; bu tarihi süreci olumlu bir anlamda onurlu bir barışa evirebiliriz" dediğini aktardı.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Riha Milletvekili Ömer Öcalan, 23 Ekim’de İmralı’da Önder Apo ile yaptığı görüşmenin detaylarını ve Kürt sorununun çözümüne dair önerilerinin detaylarını Meclis’te açıkladı.
Ömer Öcalan, Suriye savaşının yeni bir evreye geçtiğini kaydederek, işgal saldırılarına tepki gösterdi.
Ömer Öcalan, Önder Apo ile yaptığı görüşmenin bazı detaylarını da ilk kez açıkladı. Ömer Öcalan, Önder Apo ile görüşmede Sultan Sencer'den, Melikşah'tan, İdris-i Bitlisî'den, Yavuz Selim'den, Abdülhamid Han'dan Mustafa Kemal'e kadar Kürt-Türk ilişkilerini değerlendirdiğini kaydederek, “Kürt-Türk ittifaklarını değerlendirdi, Kürt ve Türklerin nasıl birlikte bu aşamaya geldiğini değerlendirdi. İttifakları, ilişkileri ve zaman zaman yaşanan sorunları da açık bir şekilde değerlendirdi. Çözüm önerileri vardı. Bunların yanına ‘biz bu sorunu diyalog yöntemiyle çözebiliriz” dedi.
'MORALLİ VE GÜÇLÜYDÜ, GÜNDEME HAKİMDİ'
Ömer Öcalan, Önder Apo'nun görüşmede ayrıca, “Biz bu sorunu aslında 2000 yılında çözebilirdik, 1999 yılında da Kürt-Türk meselesinin çözümüne hizmet yaparım, dedim. 2000 yılında da söyledim, şimdi de söylüyorum. Ama işi farklı bir boyuta çektiler. Dediler ki, ‘Apo kendini kurtarmak için bunu yapıyor.’ Hâlen geldiğimiz noktadayız, hâlen parlamentoda konuşulan mesele budur. Yıl 2024; hâlen savaş, hâlen çözümsüzlük, hâlen çatışma” dediğini de aktardı.
Önder Apo'nun moralli, güçlü olduğunu ve gündeme hakim olduğunu, sorunların çözümü noktasında da inisiyatif alacağını açık bir şekilde kendisine ilettiğini belirten Ömer Öcalan, Önder Apo'nun “Tabii ki verdiğimiz mesajda şartlar ve koşullardan bahsederken ben bu şartlar ve koşulları kendi şahsım için demiyorum. Şahsi şartlar ve koşullar için demiyorum; çözüm ortamının hazırlanmasına dönük değerlendirmeler yaptım. Kendini ‘muhalif medya’ olarak atfeden kimi gazeteciler de bu görüşmeyi manipülatif bir şekilde değerlendirdi. Kimisi üçüncü ülke gibi, kimisi garantör ülke gibi, kimisi kendince farklı değerlendirmeler içine girdi. Tabii ki iktidar medyası da kendi açısından bu görüşmeyi çarpıtmaya çalıştı ama mesele ciddi. Önümüzde tarihi bir süreç vardır; bu tarihi süreci olumlu bir anlamda, pozitif anlamda büyük, onurlu bir barışa evirebiliriz; onun ötesini zaten kimse düşünmek istemiyor” dediğini belirtti.
'ORTADOĞU'YU KONUŞTUK'
Ömer Öcalan, “Tabii ki Gazze konuşuldu, Ortadoğu konuşuldu, İsrail'le ilgili değerlendirmeler yapıldı; Irak'ta ki Kürtler, Suriye'deki Kürtler ve İran'daki Kürtlerle ilgili değerlendirmeler yapıldı. Önermeleri en makul önermelerdi. Çözümlemeleri en makul çözümlemelerdi. Türk Hükümeti ya da Türk yetkilileri, Türkiye devleti yetkilileri buna gelecek mi, gelmeyecek mi? Bu zemini hazırlayacak mı, hazırlayamayacak mı? Mesele biraz burada düğümlenmiştir. Tabii ki Rojava'yla ilgili de bahsetti, Suriye'deki gelişmeleri yakından takip ediyor. Takip ettiği birkaç televizyon kanalıyla gündemine hâkimdir” diye ifade etti.
Ömer Öcalan “Ermenilerden bahsedildi, Süryanilerden bahsedildi, Êzidîlerden bahsedildi. Aslında Ortadoğu’nun tamamından bahsedildi. Farklılıkları bir zenginlik olarak ele alan bir yaklaşımdı. Bakınız, 23 Ekim’den şimdiye kadar elli gün geçmiş. Ondan önceki görüşmenin üzerinden de dört buçuk yıl zaman dilimi geçmişti. Tecrit yöntemiyle, kimi farklı tasfiye siyasetiyle bu işlerin çözülemeyeceğini tüm Türkiye halkları bilmelidir. Zaten büyük kayıplar yaşandı, hâlen insanlar bu coğrafyada yaşamını yitirmektedir” dedi.
Kürtlerin, sorunlarını demokratik yol ve yöntemler ile çözülebileceğine dair inancını yitirmeye başladığı uyarısında bulunan Ömer Öcalan, “Aslında bir yandan inanmak isterken, sahaya bakıyor, Rojava’ya bakıyoruz her gün bombalar yağıyor. Suikastlar yapılıyor bu da çözüm inancının büyümesi yerine bu inanç gittikçe gerilemektedir. Biz parti olarak bu ülkenin demokrasisinde, bu ülkenin geleceğinde rol oynamak istiyoruz. Herkes hazırdır. Kimi spekülasyonlar da yapılıyor medya üzerinden. Biz demokratik siyaset içerisinde, anayasal çerçevede siyaset yapıyoruz. Örgütü de, Sayın Öcalan'ın alacağı karar ve söyleyeceklerinin de sonuna kadar arkasında olacağını açıkladı. Fakat kimileri ortamı bulandırmak için farklı açıklamalar yapıyor” diye konuştu.