Şervan Derwêş: Ebû Leyla’nın anısını yaşatıyoruz
Minbic Askeri Meclisi Sözcüsü Şervan Derwêş, özellikle Kobanê ve Minbic savaşlarının sembol isimlerinden biri olan Ebû Leyla’nın ruhunu ve anısını yaşattıklarını söyledi.
Minbic Askeri Meclisi Sözcüsü Şervan Derwêş, özellikle Kobanê ve Minbic savaşlarının sembol isimlerinden biri olan Ebû Leyla’nın ruhunu ve anısını yaşattıklarını söyledi.
Minbic Askeri Meclisi Sözcüsü Şervan Derwêş, şehit Ebû Leyla’nın savaşçı arkadaşlarının tüm toprakları işgalcilerden temizlenene ve tam özgürlük sağlanana kadar savaşmaya devam edeceklerini belirtti.
Şervan Derwêş, Kobanê’nin işgalden kurtuluş yıl dönümünde şehit Faysal Ebû Leyla ile ilgili ANF’ye konuştu. Devrimden önce Ebû Leyla ile birlikte araba tamiri işinde çalıştıklarını belirten Derwêş, aslında 90’lı yıllardan beri de Minbicli Kürtlerin çoğu gibi Kürt Özgürlük Hareketi ile birlikte olduklarını hatırlattı.
Ailesi yurtsever olan Ebû Leyla’nın o zamanda yaptığı işler ve duruşuyla tanınan bir genç olduğunu kaydeden Derwêş, Rojava Devrimi’nin başlamasıyla birlikte halkın savunması ve DAIŞ’ten korunması için savunma güçlerine ihtiyacın gerekliliğini ilk gören ve oluşturulan ilk savunma grubunun içinde yer alanların başında da Ebû Leyla’nın geldiğini söyledi.
ZORLUKLARIN İNSANIYDI
“Aslında Minbic’teki ilk savunma hareketi Ebû Leyla şahsında başladı diyebiliriz” diyen Derwêş, şöyle devam etti: “Çünkü bu grupların oluşturulmasında ve geliştirilmesinde Ebû Leyla öncülük etti. En çok iş yapma gücüyle tanınıyordu. Her işi kendisi yapar, örgütler ve geliştirirdi. Muazzam bir karar gücüne sahipti. Karar veren, kararını uygulayan ve etrafındakileri de buna katıp harekete geçiren bir kişilikti. Onunla çalışan herkes ondan güç ve cesaret alırdı. Bu nedenle etrafında bu kadar genci toplayıp savaştırıyordu. Her zaman en öndeydi. Nerede tehlike varsa ya da kimsenin yapamayacağı bir iş varsa Ebû Leyla orada en öndeydi. Cesaret ve fedakarlık isteyen her işte öndeydi. Kişinin gerçek kişiliği, karar gücü ve cesareti zor zamanlarda ortaya çıkar. Ebû Leyla zor zamanların insanıydı.”
MINBIC ONUN SAYESİNDE KORUNDU
Grubunun küçük olduğunu ama herkesin en çok onu ciddiye aldığını kaydeden Derwêş, “Minbic halkının en çok savunmaya ihtiyacı olduğu zaman Ebû Leyla en önde bu görevi üstlendi ve başarıyla yerine getirdi. Eğer Minbic’de halk katliamlardan geçmediyse Ebû Leyla sayesindedir. DAİŞ o dönem Reqa, Tebqa, Til Eran ve Girê Spî’yi ele geçirip katliamlar yapmıştı. Kürtlerin katliamdan geçmediği tek yer Minbic oldu. DAİŞ Minbic’e girdiğinde karşı duran ve savaşan tek grup yine Ebû Leyla’nın grubuydu. Ebû Leyla, sabah 04.00’te telsiz üzerinde, ‘Ben DAIŞ’a karşı savaşmaya gidiyorum. Benimle gelmek isteyen gelsin’ demişti. Ebû Leyla, Ocak 2014’te Minbic’e saldıran DAIŞ’ı püskürtü. 250 DAIŞ’lıyı esir almıştı. Daha sonra zaten DAIŞ tekrar Minbic’e saldırdığında ÖSO’ya bağlı tüm silahlı gruplar kaçtı ve Minbic DAİŞ’in eline geçti” şeklinde konuştu.
KOBANÊ SAVAŞINDA DA ROLÜNÜ OYNADI
DAIŞ’ın Minbic’i işgalinden sonra ÖSO grupları Türkiye’ye kaçarken Ebû Leyla ve savaşçılarının kaldığını, zaten Minbic köylerinden Karakozan ve Kobanê sınırına kadar olan savaşı Ebû Leyla’nın yönettiğini hatırlatan Derwêş, şunları ifade etti: “Kobanê savaşı başladığında bu savaşta da yerini aldı. Daha önce Haleb ve birçok yerde DAİŞ’e karşı savaştığından dolayı tecrübeleri vardı. Ebû Leyla’nın sahip olduğu güç ve irade herkesi etkiliyordu ve harekete geçiriyordu. Bulunduğu cephede savaş farklıydı. Çok disiplinliydi. Farklı bir moral verme yöntemi vardı. Bulunduğu savaşta kolay kolay yenilgi olmazdı. Kobanê savaşında da rolünü oynadı. 29 Kasım’da Murşitpınar Kapısı’nda yaralandı. Tedavi gördüğü hastanede bile günlük telefonla arıyordu. Savaşın durumunu soruyordu. Zaten daha iyileşmeden geri geldi. Yaraları ağır olmasına rağmen engel tanımıyordu. 14 defa yaralanmıştı.
SAVAŞÇILAR ÇEMBERDEYKEN DURAMADI
Ebu Leyla’nın çok büyük bir halk ve ülke sevgisi vardı. O Minbic’e tekrar döneceğimize sonuna kadar inandı. Bu umudunu hiçbir zaman yitirmedi. Kobanê’de birkaç sokak kaldığı zamanlarda Ebû Leyla o sokaklarda ‘biz bu sokaklarda zaferi getireceğiz’ diye bağırıyordu. Zafer inancını hiçbir zaman kaybetmedi. Minbic hamlesinin tüm hazırlık aşamasında yerini aldı. Biz ondan söz almıştık. Hiçbir şekilde önde yer almayacaktı. Sadece koordine edecekti ama bir savaşçı grubu çembere girdiğinde tahammül edemedi. Müdahaleye gitti. Grubu çemberden çıkarttıktan sonra, dönüşte havan saldırısında şehit düştü. Hamlenin 5. günüydü.
SAVAŞÇILARI DA DURMADI
Şehadeti savaşçıları çok etkiledi. DAİŞ’i bitirme hayali vardı. Savaşçıları Minbic’ten sonra, Reqa, Tebqa Dêrazor ve Baxoz’da DAİŞ’e son darbe vurulana kadar savaşmaya devam etti. Faysal Ebû Leyla, Rojava ve Kuzey-Doğu Suriye Devrimi’nde büyük rol oynadı. Bugün de Şemsê Şemal savaşçıları olarak bizler, bu topraklarda özgürlük baki olana dek ve tüm topraklarımız işgalcilerden temizlenene kadar savaşmaya devam edeceğiz.”