Fransız Senatosu’nda Başbakan Edouard Phillipe’in hazır bulunduğu oturumda söz alan çok sayıda senatör, Türk ordusunun Efrîn’e yönelik Kürt düşmanı işgal girişimine yönelik hükümetin tavrını sordu.
PS GRUBU: KÜRT HALKININ DURUMU ENDİŞE VERİCİ
Hükümete yönelik soruların sunulduğu oturumda söz alan Sosyalist Parti (PS) Grubu Başkanı olan senatör Patrick Kanner, Kürt halkının durumunun endişe verici olduğunun altını çizdi. Türkiye’nin bombardımanları sırasında çok sayıda sivilin yaşamını yitirdiğini söyleyen Kanner, Kürt halkının durumunun bundan dolayı endişe verici olduğunu vurguladı.
Efrîn’in Suriye’de yıllardır çatışmaların olmadığı nadir şehirlerden olduğunu hatırlatan Kanner, bu nedenle de Türkiye’nin saldırılarına maruz kalan Kürt halkının durumunun dramatik olduğunu belirtti. YPG’nin DAİŞ’e karşı zaferde en önemli güç olduğunu söyleyen Kanner, Türkiye’nin sınır ihlaliyle uluslararası hukuku çiğnediğini ifade etti. Kanner, Fransız hükümetinin provokatif bir şekilde ‘Zeytin dalı’ adı verilen işgal girişimine karşı tavrının ne olduğunu ve hangi önlemlerin alındığını sordu.
RDSE GRUBU: SALDIRININ TEK NEDENİ EFRİN’İN KÜRT GÜÇLERCE YÖNETİLMESİ
Fransız Senatosu’nda diğer sol partilerin de üyesi olduğu RDSE Grubu adına söz alan Olivier Léonhardt ise, Efrîn’e saldırının tek nedeninin Kürt güçler tarafından yönetilmesi olduğunu vurguladı. İşgal saldırılarında sivil ölümlerine dikkat çeken Léonhardt, Kürt güçlerin DAİŞ’e karşı mücadelede Fransa’nın da müttefiki olduğunu hatırlattı. Kobane’nin yanı sıra Reqa ve çok sayıda şehrin Kürt güçlerince kurtarıldığına işaret eden Léonhardt, Fransa’nın Türkiye’nin işgaline karşı tavrını sordu. Léonhardt, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde (BMGK) olduğu gibi Fransa’nın Türkiye’ye ‘ölçülü olma’ tavsiyesiyle yetinip yetinmeyeceğini de sordu.
BAŞBAKAN: ‘TÜRK-KÜRT’, ‘KÜRT-ARAP’ ÇATIŞMASI RİSKİ VAR
Sorulara cevaben söz alan Başbakan Edouard Philippe ise, Suriye’de siyasi bir perspektif bulunamaması halinde DAİŞ’in beklenen sonunun birçok çatışmanın mütasyonunu beraberinde getireceğini söyledi. Bu çatışmaların ‘Türk-Kürt’, ‘Kürt-Arap’ ve ‘Hizbullah-İsrail’ çatışmaları şeklinde olacağını kaydeden Philippe, bu durumun şimdiden yaşandığını vurguladı.
Türkiye’nin işgal girişimine gerekçe gösterilen ‘sınır güvenliği endişelerini’ anlayabileceklerini söyleyen Philippe, “Ancak öncelik henüz bitmemiş olan DAİŞ’le mücadelede olmalıdır. Ve bu mücadele henüz sürüyor. Ayrıca Türkiye’nin askeri harekatı Suriye’deki insani durumun yıllar süren savaştan kaynaklı oldukça hassas olduğu bir dönemde gerçekleşti” dedi.
İdlib ve Guta’da rejimle diğer gruplar arasındaki çatışmalarda yüz binlerce sivilin mahsur kaldığını söyleyen Philippe, BMGK’deki toplantı sonrasında Türkiye’yi ‘ölçülü olmaya’ çağırdıklarını hatırlattı. Philippe, Suriye’deki tüm sorunların çözümünün siyasi olması gerektiğini söyleyen Philippe, Türkiye’ye yönelik net bir tavır takınmaktan geri durdu.
HÜKÜMET SÖZCÜSÜ: TÜRKİYE’YE SİYASİ ÇÖZÜM ÇAĞRISI
Hükümet sözcüsü Christophe Castaner de, ‘önceliğin DAİŞ’le mücadele olması gerektiği’ gibi bilindik lafları tekrarladı. Türkiye’nin saldırılarının insani krizin kapıda olduğu bir dönemde geldiğini belirten Castaner, Fransa olarak Türkiye ve diğer ‘tüm partnerleri’ siyasi bir çözüme davet ettiklerini vurguladı. Castaner, bunun hem Suriye’nin istikrarını hem de Türkiye dahil komşularının sınır güvenliğini garanti edecek tek çözüm olduğunun altını çizdi.