Kobanê, ikinci yenilgiyi yaşatmaya kararlı
İşgalci Türk devleti ve çetelerinin Kobanê’yi işgal tehdidi devam ediyor. Kobanê direnişini takip eden gazeteci Lezgîn Îbrahîm, “Halk, ikinci bir yenilgi yaşatmaya kararlıdır” dedi.
İşgalci Türk devleti ve çetelerinin Kobanê’yi işgal tehdidi devam ediyor. Kobanê direnişini takip eden gazeteci Lezgîn Îbrahîm, “Halk, ikinci bir yenilgi yaşatmaya kararlıdır” dedi.
İlk Kobanê direnişi ile bugününe tanıklık eden gazeteci Lezgîn Îbrahîm, Kobanê halkının öz savunmaya geçmesinin ve seferberlik halinde olmasının, 2014'teki direniş sahnelerini yeniden hatırlattığını belirterek, “Bugünkü hedefleri, DAİŞ'in yöneticisi olan Türk devletinin saldırılarını boşa çıkarmak. Herkes ilk günkü azimle harekete geçmiş durumda” diye konuştu.
Kobanê’nın önemini ve üzerinde yürütülen işgal planlarını, Kobanê direnişini yakından takip eden gazeteci Lezgîn Îbrahîm ile konuştuk. Lezgîn Îbrahîm, Kobanê halkının, tarihi bilince sahip olduğunu; bu bilincin sağladığı direniş ruhunun, güçlü bir motivasyon verdiğini hatırlattı. Kobanê’nin işgalinin, Rojava’nın geleceğine saldırı olarak görüldüğünü belirten Îbrahîm, şöyle devam etti: “DAİŞ, Kobanê’ye gelmeden önce Suriye ve Irak’ın büyük bir kısmını ele geçirerek birçok ordunun karşısında duramadığı bir güç haline gelmişti. Ordular, DAİŞ saldırılarına karşı topraklarını savunamamış; sınırsız mühimmat bırakmıştı. DAİŞ Kobanê’nın üzerine salınmıştı. Herkes bu küçük kentin önemini biliyordu. Kobanê’yi ele geçirerek Rojava Devrimi’nin hedef alındığı açıktı. Halkın dayanışması, birliği ve topyekun seferberlik hali, Kobanê’yi ayakta tutan temel unsurlar oldu.”
HERKES ÖZ SAVUNMADAYDI
Kobanê halkının, yoğun saldırıların ortasında kendi kendini savunmanın öneminin farkındalığına; YPJ ve YPG'nin onları savunacak tek güç olduğunun bilincine ve dayanışma içinde hareket emesine dikkat çeken Lezgîn Îbrahîm, şunları söyledi: “Özerk Yönetim seferberlik ilan etmeden önce Kobanê halkı zaten seferber olmuştu, çünkü neyle karşılaşacaklarının farkındaydı. Genç kadınlar ve erkekler YPJ, YPG ve Asayiş güçlerine katılırken, köyler ve mahalleler boş kalmamış, herkes öz savunmasını sağlamak için harekete geçmişti. Bir evin önünü korumasız görmek mümkün değildi. Anneler, sokak sokak dolaşarak manavlardan sebzeler toplar, evlerindeki malzemeleri getirdikten sonra mevzilere direnen evlatlarına sabaha kadar yemek hazırlardı; bir anneyi uyur görmek neredeyse imkânsızdı. Böylece YPJ ve YPG savaşçılarına ‘sizinleyiz’ mesajı vermekteydiler. Bu dayanışma, YPJ ve YPG savaşçılarını derinden etkiliyor, halkın yanlarında olduğunu bilmek onlara moral ve güç sağlıyordu. Cepheye ilerlerken, yaşlı insanların köylerdeki kontrol noktalarında öz savunmayı üstlendiğine tanıklık ediyorduk. Toprağına bağlı bir halkın direnişini görüyorduk. Ön saflara ilerledikçe direniş, moralimizi artırıyordu. Dünyanın korktuğu DAİŞ’e karşı YPJ ve YPG korkusuzca direniş gösteriyor, savaşıyor ve ilerliyordu.”
KOBANÊ’NIN ADI DÜNYAYA DUYURULDU
Kobanê direnişinin, Kürt halkının ve Kobanê’nın yeniden doğuşu anlamına geldiğini; bu küçük şehrin adının dünyada duyulmaya başlandığını söyleyen Îbrahîm, şöyle konuştu: “Eğer Kobanê direnmeseydi, savaşıp bedel ödemeseydi, bu mücadelenin yankıları dünyada duyulmazdı, uluslararası toplumun dikkatini çekemezdi ve destek bulamazdı. Uluslararası toplumun ses yükseltmesinin arkasında Kobanê’nin cesur direnişi vardı. Dünya genelinde korku salan DAİŞ çetelerine karşı bu küçük kent, yalnızca öz gücüne dayalı bir direniş sergiliyordu ve bu durum tüm gözlerin Kobanê’ye çevrilmesine yol açtı. Böylece Rojava Devrimi de duyuldu, dünya genelinde yankı buldu. Kobanê, tüm Kürt halkı için kutsal bir mekâna dönüştü; aynı zamanda dünya halkları nezdinde de anlamlı bir yer edindi. Bu bağlamda Dünya Kobanê Günü ilan edilmesi, bu direnişin ve dayanışmanın simgesi haline geldi.”
TÜRK İKTİDARI İÇİN AĞRISI DİNMEYEN BİR YARADIR
Kobanê’ye dönük 2014’teki işgal saldırısı ile Türk devleti ve çetelerinin günümüzdeki saldırı ve tehditlerinin birbirinden bağımsız olmadığının altını çizen Îbrahîm, o dönemlerde gerçekleşen saldırıların da Türk devletinin destekleri sonucunda geliştiğini hatırlattı. DAİŞ’in kente ulaşmayışıyla Erdoğan’ın mutluluk naralarından da bir kez daha yönetenin Türk devleti olduğunun anlaşıldığını vurgulayan Îbrahîm, Türk devletinin Kobanê’yi tekrar hedef almasının temel nedenlerini şöyle izah etti: “Kobanê direnişi, Türk devletinin Rojava’ya dönük projesini altüst etti, her yönlü desteği sunduğu DAİŞ kırıldı ve Türk devletine birçok yönde destek sunan güçlerin Kobanê direnişiyle YPJ-YPG’ye destek sunması ve en önemlisi de Kobanê direnişiyle Özerk Yönetim sistemi, Kuzey ve Doğu Suriye’nin her alanına yayıldı. Dolayısıyla geçmişte yenilgiye uğrayan DAİŞ’in intikamını almak da istiyor. Türk devleti için Kobanê, ağrısı dinmeyen bir yaradır. Türk devleti Kobanê’yi boşaltmak istedi fakat başaramadı. Dört bir yandan saldırı altında olmalarına rağmen özgürleşecek günü sabırla bekleyen halk, o dönemde yaşadıkları acıyı ve zulmü asla unutmayacaktır.”
DİRENİŞ SAHNELERİ YENİDEN CANLANIYOR
Günümüzde de Kobanê halkının öz savunmaya geçmesi ve seferberlik halinde olmasının, 2014'teki direniş sahnelerini yeniden hatırlattığını belirten Lezgîn Îbrahim, şunları ekledi: “Kobanê’nin, Türk devletinin yoğun saldırı tehditlerine maruz kaldığı bu zorlu dönemde, halk yine seferberlik ruhuyla hareket ediyor. Kobanê, kendi mahallelerini, sokaklarını ve köylerini savunmak için öz savunma birimleri oluşturdu. Bu mücadele ruhu, 2014'teki Kobanê direnişini hatırlatıyor. Halk arasında ‘Artık QSD var, savaşa gerek yok’ düşüncesi hâkim değil; herkes ilk günkü azimle harekete geçmiş durumda. Bugünkü hedefleri, DAİŞ'in yöneticisi olan Türk devletinin saldırılarını boşa çıkarmak. Geçmiş deneyimlerden ders çıkararak daha dikkatli hareket ediyorlar. Bu nedenle Kobanê halkı, Türk devletine ikinci bir yenilgi yaşatmaya kararlıdır.”