Kurd: DAİŞ yine yenilince Türk devleti seferber oldu!

Özerk Yönetim Eşbaşkan yardımcısı Bedran Çiya Kurd, "DAİŞ bir kez daha yenilince Türk devleti tüm imkânlarını seferber etti. Halkımız alanlara çıkmalıdır" dedi.

İşgalci Türk devletinin dün gece saat 22:00 da Rojava-Şengal-Maxmûr’a yönelik düzenlediği eş zamanlı saldırıları değerlendiren Kuzey Doğu Suriye Özerk Yönetim Eşbaşkan Yardımcısı Bedran Çiya Kurd, bu saldırıların 20 Ocak Hesêkê saldırısıyla bağlantısı olduğunu belirtti.

 Dün akşam saatlerinde Türk devletinin Rojava, Şengal ve Maxmûr bölgelerine dönük eş zamanlı saldırılarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bölge halklarına dönük soykırım siyaseti yürütülüyor. Halkımızın katliamı esas alınıyor. Bu konsept saldırılar her kırıldığında Türk devleti yeni tarz saldırılarla canlı tutmak istiyor. Herkes Rojava’nın DAİŞ’in bitirilmesi için büyük rol oynadığını biliyor. DAİŞ’e sahip çıkanlara karşı da bir başarıydı. Sahip çıkanlar da boşa çıkartıldı. İşgalci Türk devleti de buna hemen cevap vermek istedi.

'TÜRK DEVLETİ DAİŞ'İ YENİDEN BÖLGEYE GETİRMEK İSTİYOR'

Saldırıların 20 Ocak Hesêkê saldırısıyla bağlantısı nedir?

Cizre Bölgesi Özerk Yönetimin ilan edildiği 20 Ocak tarihinde DAİŞ, Hesêkê’de saldırıya geçti. Güçlerimiz ve halkımızın mücadelesi sayesinde bu saldırı ve planları boşa çıkarıldı. Türk devletinin bu saldırı planının arkasında olduğu açıktı. Türk devleti DAİŞ’i yeniden bölgeye getirtmek istedi. DAİŞ yenildiğinde Türk devleti kendisi devreye girerek DAİŞ’in intikamını almak istedi. Efrîn, Serêkaniyê ve Girê Spî’de de aynısı oldu. Çeteleri sonuç alamayınca bizzat devreye girdi. Bölgedeki huzur ve istikrar ortamını bozmak için bütün imkânlarını seferber etti. Bu süreçte de DAİŞ’in canlandırılması istendi.

12 gün boyunca Hesêkê’den Derazor, Reqa, Eyn Îsa ve Şehba’ya kadar her yerde saldırılar durmak bilmedi. Bu saldırıları nasıl görmek gerekir?

DAİŞ ve Türk devletinin stratejik-ideolojik ortak olduğu ve birlikte hareket ettiği görünüyor. DAİŞ’in Hesêkê saldırısıyla eş zamanlı da Türk devleti Eyn Îsa’ya saldırmaya başladı. Hesêkê’deki çemberi kırmak için bu girişimlerde bulundu. Aynı süreçte Til Temir’e yönelik saldırılar da oldu. Til Temir’den Hesêkê’deki çatışmaya destek vermek için giden araçlar hedeflendi.

'ŞENGAL HALKI VARLIĞINI KORUYACAK'

Neden ısrarla saldırıların merkezi olarak Şengal seçiliyor?

Şengal’e dönük saldırılarla Şengal halkının iradesi kabul edilmek istenmediğini söylemeye çalışıyor. Şengal halkının kendi kendini yönetmesi istenmiyor. Bunun için de Şengal yönetiminden birçok öncü hedeflenerek katledildi. 2014’te DAİŞ Şengal’e nasıl saldırdıysa, savaş suçu işleyip Şengal halkını nasıl katlettiyse, Türk devleti saldırılarını devam ettirerek DAİŞ saldırısının arkasında olduğunu da kanıtlıyor. Türk devleti Şengal özgürleştirildiğinden bu yana bunu hazmetmiş değil. Sürekli saldırılarda bulunuyor. Şengal halkı varlığını koruyacak ve Şengal iradesi kazanacaktır.

'SESSİZLİK SALDIRILARIN ZEMİNİNİ HAZIRLIYOR'

Uluslararası güçlerin saldırılara karşı sessiz kalmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Maxmûr’daki göçmen halkımıza da sürekli saldırılar oluyor. Birleşmiş Milletler denetimindeki bir kamp tüm dünyanın gözü önünde bombalanıyor. Bu savaş suçudur. Türk devleti bugün bu suçu yürütüyor. Göçmenler savaş uçaklarıyla bombalanıyor. Türk devletinin bu saldırılarına karşı tutum alınmalıdır. Uluslararası kamuoyu ve BM’nin sessizliği bu saldırıların cesaret kaynağı. ABD ve Rusya gibi koalisyon güçlerinin sessizliğinden cesaret alan Türk devleti bunu kullanarak saldırılarda bulunuyor.

 Bu sessizlik aynı zamanda saldırıların zeminini ve temelini hazırlıyor. Türk devletinin soykırım saldırılarını sürdürmesi. Bunun için herkese sesleniyoruz. Türk devletinin bu siyasetinin önünü alın. Türk devletinin saldırıları radikal gruplara güç vererek bölgeyi kaosa sürüklüyor. Türk devleti bölgenin tamamı hatta tüm dünya için tehdit oluşturuyor. Bugün bu saldırılara karşı menfaatleri için sessiz kalan ülkeler yarın Türk devleti ve radikal gruplarından en fazla zararı görecektir. Bu ülkeleri saldırılardan sorumlu görüyoruz.

'HALKIMIZ ALANLARA ÇIKMALIDIR'

Saldırılar doğrudan halkın iradesine yönelik. Bu konuda neler söylersiniz?

Türk devleti saldırıları ile Rojava, Şengal, Maxmûr, Başur ve Bakur'da halkımızın iradesini zayıflatacağını düşünüyorsa yanılıyor. Hiçbir zaman halkımızın iradesini zayıflatamayacaktır. Aksine irademizi daha da güçlendirecektir. Halkımız dün nasıl direndiyse bugün, yarın daha fazla direnecektir. Bunun için Özerk Yönetim olarak Türk devletinin bize dönük saldırılarına karşı her türlü mücadelemizi sürdüreceğiz. Halkımız da saldırılara karşı alanlara çıkmalıdır ve mücadele içerisinde olmalıdır. Varlığımızın yok edilmesine karşı yürütülen bu konsepte karşı halkımız mücadele edecektir.