Türk devletinin saldırılarına ilişkin yazılı bir açıklama yapan Dış İlişkiler Dairesi, "Suriye'deki ve bölgemizdeki durumla ilgili son gelişmelerle eş zamanlı birçok görüşme yapıldı. Hepsinde siyasi bir çözüme işaret edildi. Türk devleti, savaşta ısrar ediyor, siyasi çözüm çabalarını destekliyoruz. Ancak, 'Adana' anlaşması ve benzeri Suriye ve halkının çıkarlarına aykırı bir siyasi çözüm anlaşmasını kabul etmiyoruz” dedi.

Açıklamada, “Bütün taraflar istikrar, çözüm ve herkesin haklarını garanti altına alan bir çözüm çabalarına katılmalı, ayrıca siyasi çözüm her türlü işgale son vermeli ve işgal hiçbir şekilde meşrulaştırılmamalıdır” ifadeleri kullanıldı.

Dış İlişkiler Dairesi şunları ekledi:

“Türk devleti tüm gelişmelere rağmen halkımıza ve bölgelerimize yönelik soykırım savaşını sürdürmekte ve insansız hava araçları kullanmaktadır. Sınırdaki güçlere şantaj yapmaya ve sivilleri hedef almaya çalışmaktadır. Kafa karışıklığı yaratıp yurttaşları yeni bölgeleri işgal etmek için göç ettirip ardından tüm Suriye'yi hedef alan işgal projelerine dahil oluyorlar. YPJ'li komutanlar ile Eyn İsa ve Kobanê'de İç Güvenlik Güçleri’nin hedef alınması DAİŞ'in intikamını almaya çalışmaktır. Türk ordusu, çocuk ve yaşlı ayrımı yapmayan, hava saldırıları da dahil olmak üzere büyük maddi ve insani zararlara yol açarken, son olarak Qamişlo'ya saldırdı, ikisi çocuk 4 kişi şehit oldu.

DAİŞ’e karşı müttefikimiz olan güçler bu saldırılardan sorumludur. Pozisyonlarını netleştirmeliler. Tahran ve Soçi'de yapılan görüşmeleri olumlu ve askeri harekatın askıya alınmasına ilişkin görüş birliğini olumlu buluyoruz, ancak öte yandan Türkiye'nin insansız hava araçlarıyla yaptığı saldırılar, aklımızda ve kamuoyunda bazı şüpheler uyandırıyor. Türkiye garantör ülkelerle ilişkilerini başka yöntemlerle sürdürüyor mu? Bu devletlerin bu konuda net bir duruşu olmalıdır.

Türk devletinin saldırılarının Suriye halkının çıkarlarına hizmet etmediğini ve tüm Suriye halkını tehdit ettiğini vurguluyoruz. Elbette bu bir yandan Türk işgalini meşrulaştırmak anlamına gelirken, diğer yandan DAİŞ’e yeniden canlanma ve çetelerin Suriye'de kafa karışıklığı yaymasına imkan veriyor.”