BM’nin ilk Dünya Buzul Günü kapsamında yapılan açıklamada, buzulları korumanın yalnızca çevresel bir zorunluluk değil, bir hayatta kalma meselesi olduğu vurgulandı.  

WMO'nun verilerine göre, Grönland ve Antarktika’daki kıtasal buzullar hariç dünya genelinde 275.000’den fazla buzul bulunuyor ve bu buzullar yaklaşık 700.000 km²'lik bir alanı kaplıyor. Ancak, iklim değişikliği nedeniyle bu buz oluşumları hızla geri çekiliyor.  

Son altı yılın beşinde buzulların erimesinde rekor kırıldı. 2024 yılında üst üste üçüncü yıl boyunca 19 buzul bölgesinin tamamında net kütle kaybı yaşandı. Toplamda 450 milyar ton buzul kaybı gerçekleşti ve bu, tarihte kaydedilen en kötü dördüncü yıl olarak kayıtlara geçti. 2023 ise en kötü yıl olarak öne çıktı.  

KÜRESEL ETKİLERİ

Bazı bölgelerde kütle kaybı daha ılımlı seyrederken, İskandinavya, Svalbard ve Kuzey Asya buzulları tarihinin en büyük kayıplarını yaşadı. Dünya Buzul İzleme Servisi’ne (WGMS) göre, buzullar 1975'ten bu yana toplamda 9.000 milyar ton kayıp verdi. Bu miktar, Almanya büyüklüğünde ve 25 metre kalınlığında bir buz kütlesine eşdeğer.  

WMO, buzulların yok olmasının yüz milyonlarca insanın su kaynaklarını tehdit ettiğini belirtiyor. Mevcut hızla devam ederse, Batı Kanada, ABD, İskandinavya, Orta Avrupa, Kafkaslar, Yeni Zelanda ve tropik bölgelerdeki birçok buzul bu yüzyıl içinde tamamen kaybolabilir.  

FİZİK KURALLARI MÜZAKERE EDİLEMEZ

WMO'nun Su ve Kriyosfer Bölümü Direktörü Stefan Uhlenbrook, küresel ısınmayla mücadele için tek çözümün sera gazı emisyonlarını azaltmak olduğunu belirtti. BM'nin bu konuda müzakere edebileceğini ancak buzların erimesiyle ilgili fiziksel yasaların değiştirilemeyeceğini vurguladı.  

Dünya liderlerine ve hükümetlere iklim değişikliğini görmezden gelmenin bir çözüm olmadığını hatırlatan uzmanlar, buzul kaybının geri dönülemez bir noktaya ulaşmaması için acil adımlar atılması gerektiğini belirtiyor.