'Amed'de çocukların teşhirinde kasıt var'

'Amed'de çocukların teşhirinde kasıt var'

Amed Barosu Çocuk Hakları Merkezi Başkanı Gazal Bayram Koluman, Amed'de çocukların polis tarafından fişlenip, Milli Eğitim Müdürlüğü'ne bildirmesine ve çocukların bilgilerinin de iki İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünce teşhir edilmesinin kastı aşan bir durum olduğunu söyledi. 

Amed'de çocukların fişlenmesine dair geçen Aralık ayında basında çıkan haberler üzerine konuyla ilgili olarak Valilikle görüştüklerini belirten Amed Barosu Çocuk Hakları Merkezi Başkanı Gazal Koluman, konunun SODES kapsamında valilik tarafından yürütülen bir proje olduğunu öğrendiklerini ifade etti. Yaptıkları görüşmelerde projenin iyi niyetli olduğunun belirtildiğini ifade eden Koluman, “Amaç iyi niyetliyken bu şekilde bir hal alıyor” dedi.

‘FİŞLEMENİN SINIRLARI ÇOK NETTİR’

Çocuk yargılamalarının tümünde gizlilik ilkesinin esas olduğunun altını çizen Koluman, bu anlamda çocukların fişlenmesinin veya deşifre edilmesinin sınırlarının net olduğunu söyledi. Anayasanın 90. maddesi ve Türkiye'nin taraf olduğu sözleşmeleri uygulamakla mükellef olduğunu belirten Koluman, “Yerel hukukta yani ulusal hukuk sisteminde karşılığını bulamadığımız suç ve cezalarla ilgili, ilgili kanunlara, uluslararası kanunlara atıflar yapmak zorundayız. Onlar bizi bağlayıcı kanunlar ve kurallar bütünüdür. BM Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi, Beijing Kuralları ve mükellef olduğumuz diğer kanunlara göre çocuk yargılamalarının tamamı,  başından sonuna kadar gizlilik ilkesi esastır. Bu da çocuğun toplumsal anlamda suça sürüklenen veya mağdur ibareleri algısı oluşmasının önüne geçilmesi içindir. Bu anlamada çocuk fişlenmesinin sınırları, fişlenmesi veya deşifre edilmesi dediğimiz tanımın sınırları çok nettir. Bunun dışına çıkılması her halükarda fişlenmesi, deşifre edilmesi toplumsal olarak geri dönüşümü olmayacak zor durumlara sokulduğu anlamına gelir” şeklinde konuştu.

ÇOCUKLAR NEDEN TEŞHİR EDİLDİ?

Basına yansıyan fişleme olayına ilişkin farklı söylentilerin olduğunu belirten Koluman, “İşin içerisinde ihmal olduğunu söyleyen bir kesim var. Kendini bilmez, konumunu ya da görevinin sınırlarını bilmeyen bir memurun hatasıdır diyen var. Farklı tanımlamalar geçiyor. Bu suçu zincirleme olarak İl Emniyet Müdürlüğü çalışanları, İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü çalışanlarının gerçekleştirdiğini görmekteyiz. Bunu niye yaptılar tanımını onlardan almak lazım. Biz sonuçla ilgileniyoruz. Bu her kimin imzasıyla, her hangi şahsın hangi yetkili makamın hatasıyla, kastıyla ne tutumuysa artık ne şekilde gerçekleşmişse bunların vereceği bir cevaptır. Ama zincirleme bir hata olduğu kesin” şeklinde konuştu. 

‘SODES PROJE HAZIRLADI’

Teşhir olayının bir evveliyatı olduğunu ifade eden Koluman, sözlerine şöyle devam etti: “İlk olarak 23 Aralık 2014 tarihinde 200 tane Kobanê eylemine katılan çocuğun deşifre edildiği, okullarına bildirildiği, ad, soyad ve TC numaraları ile birlikte bildirildikleri yönünde bir haber yapıldı. Biz buna ilişkin 3 kişilik bir ekiple Valilikten bir randevu aldık. 25 Aralık’ta konuyu ayrıntılarıyla öğrenmek için görüştük.

‘Bu SODES kapsamında bir proje ve bu proje şu an Milli Eğitimde. Milli Eğitimden sorumlu Vali yardımcısı, ‘Bunun amacı sokaktan çocuğu çekmek, eğitime tekrar dahil olmasını sağlamak, çocuk işçiliğinin, sokakta mendil satan, dilencilik yapan, suça karışan veya mağdur çocuğun tekrar topluma kazandırılması hedefi güdüyoruz. Sadece Kobanê eylemlerine katılan 200 çocuk değil, 900 çocuğu kapsayan bir proje. Biz şimdilik ilk aşamada 900 çocukla başladık, bu başarılı olursa devamı gelebilir’ dedi. 

Milli Eğitime gittik, dosyayı gördük. Dosya projesinden sorumlu öğretmenle görüştük. Milli Eğitim Müdürü izinli olduğu için vekaleten bakan müdür yardımcısıyla görüştük. İl Emniyet Müdürlüğünden bu isimler bu proje kapsamında kullanılmak için isteniyor. Amaç iyi niyetliyken bu şekilde bir hal alıyor.”

‘ÇOCUKLARIN GELECEĞİNİ İPOTEK ALTINA ALDILAR’

Yenişehir ve Bağlar İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü sitelerinde çocukların bilgilerinin yayınlandığına ilişkin 14 Ocak’ta  çıkan haberler üzerine harekete geçtiklerini söyleyen Koluman, “Artık sözel görüşme yolunun bir anlam içermediğinin farkındayız. Bu çocukların gelecek tüm yaşantısı etkilenmiştir. Ki bunu müteakip günlerde basından takip ettiğim kadarıyla, çünkü bize müracaat eden bir aile olmadı. Biz tüm çocuklar adına Baro Başkanlığı sıfatıyla suç duyurusunda bulunduk. Bu suçun işleniş şeklinin Ceza Kanunu’ndaki karşılığı görevi kötüye kullanmaktır. Bu işin takipçisi olacağız. Çocukların hayatı etkilenmiştir. Müteakip günlerde ‘çocukların ailelerinin göç etme kararı aldığı’ şeklinde haberler basına yansıdı. Bu beklenen durumlardan biridir. Çünkü web sitesine 872 isim yansıdı. İçerisinde toplumsal eylemlere katılan, mağdur çocukların olduğu ve tecavüz mağduru ibaresiyle yer aldığını listeyi gördük. Bunlar çocukları ötekileştirmiştir, toplumdan uzaklaştıracaktır. İçe kapanıklık, kendini soyutlama, herkes beni suçlu biliyor hissiyatı uyandıracaktır. Tüm geleceğini ipotek altına aldılar. Bu kadar net bir sonuçla karşı karşıyayız. Bu yüzden masumane midir? Kasıt mıdır? Bize göre kastı aşan bir durumdur” şeklinde konuştu.

Koluman, işlenen suçun zincirleme olduğunu ve Milli Eğitim Müdürlüğü ile İl Emniyet Müdürlüğü çalışanlarının da sorumluluğunun olduğunu ve tümünün kanuna aykırı hareket ettiklerini söyledi.