'Rojava peşmergesi', Tel Cibrin'deki karargah ve Astana!

Astana’daki görüşmelere çağrılanların tamamı Müslüman Kardeşlerin silahlı gruplarıdır. Aslında bir anlamda geçen sene Riyad’da yapılan toplantının bir tekrarı olduğunu söylemek de yanlış olmaz.

Son günlerde ortaya çıkan veriler, açıklamalar ve atılan adımlar bir araya getirildiğinde Kuzey Suriye ve Rojava’ya dönük yeni bir planın devreye sokulduğu anlaşılıyor. Planın oyun kurucusu Türkiye yani AKP. MİT elemanları, işbirlikçi Kürtler siyasi ve askeri olarak planın figüranları olarak rol alıyor. Rusya'nın bu planın neresinde yer aldığı çok net değil. Ama bir biçimde yer aldığı görülüyor. Türkiye ise planını Rusya üzerinden uygulamaya çalışıyor.

PLANIN PARÇALARI

Planın birinci parçası Rusya-İran Türkiye tarafından 20 Aralık'ta yapılan Moskova zirvesinden sonra önümüzdeki günlerde yapılması planlanan Astana toplantısında açığa çıktı. Astana toplantısına Kuzey Suriye halklarının siyasi, idari ve askeri temsilcileri çağrılmadı. Ancak bunanla da kalınmadı. Onların yerine Türkiye tarafından belirlenen eski ENKS kalıntıları ve halen zaman zaman ENKS adına konuşan ancak Türk MİT elemanları oldukları konusunda kuşku kalmayan İ. Biro, Siyabend Haco, Fuat Aliko, Hekim Beşar gibi kişilerin çağrılması planın amacını bir nebze de olsa ortaya koyuyor. Bu kişilerin Rojava'da hiçbir karşılıkları yok. Sadece Rojava da değil, dört parçada ve yurt dışında yaşayan Kürtler ile Suriye içinde hiçbir karşılıkları yok. Temsil ettikleri hiçbir güç ve irade yok. Ama Fuat Aliko gitmek için resmen davet aldıklarını açıklama ile duyurabiliyor. Bu kişiler önceki gün Türkiye Dışişleri yetkilileri tarafından çağrıldı ve Astana toplantısına ilişkin kendileriyle konuşuldu. Bu görüşmeden sonra İbrahim Biro yaptığı açıklamada, Astana’da PYD’nin yaptıklarını anlatacaklarını söyledi. Astana’ya bunlar dışında siyasi kimlikli kimse gitmiyor. Bunların da siyasi kimlikleri, ancak Kürtleri satmak kadar değeri olan bir kimliktir. 

Astana’daki görüşmelere çağrılanların tamamı Müslüman Kardeşlerin silahlı gruplarıdır. Aslında bir anlamda geçen sene Riyad’da yapılan toplantının bir tekrarı olduğunu söylemek de yanlış olmaz. Riyad’daki toplantıdan Sünni Cephe dışında hiçbir karar çıkmamıştı. Bu toplantıdan sonra Suriye’deki iç savaş daha da derinleşmişti. 

GAYRİMEŞRU 'ROJAVA PEŞMERGELERİ' YENİDEN GÜNDEMDE!

Planın bir diğer parçası da temcit pilavı gibi Rojava peşmergesi dedikleri, gerçekte ise KDP peşmergelerinin yeniden Suriye, Kuzey Suriye ve Rojava topraklarına sokulması tartışmalarıdır. Hewler'den dışarıya çıkmayan, daha önce rejimi övücü tarzda yaptığı açıklamalarla skandallara, gerçekliğinin açığa çıkmasına neden olan sözde ENKS Yöneticisi Kawa Azizi Kürdistan ordusunu Rojava’ya göndereceklerini açıkladı. Geçen İbrahim Biro, Fuat Aliko, Siyabend Haco İtalya, Hollanda, Danimarka, Avusturya, Fransa gibi ülkelerin alt düzeydeki bazı yetkilileriyle görüşmeler yapmıştı. Büyük ihtimalle bu görüşmeleri de Türkiye ayarlamıştı. Kaldı ki Siyabend Haco bunu açık bir şekilde itiraf da etti. Ancak görüşme yaptıkları Danimarka, Hollanda, Avusturya ve İtalyan yetkililer açıkça bu kişilere Rojava peşmergesi diye bir şey olmadığını söylemişti. Rojava peşmergesi dedikleri peşmergelerin KDP peşmergeleri olduğu yine bu ülkelerin yetkilileri tarafından İ. Biro, Siyabent Haco, Hekim Beşar ve Fuat Aliko’ya iletilmişti. Bunu MSD Eş Başkanı İlham Ahmed ve Cezire Kantonu Dış İlişkileri Konseyi Eş Başkanı Abdulkerim Ömer açıkladı. Durum öyle olmasına rağmen yeniden gündemleştirilmesi uygulanmak istenen yeni planın parçası olduğunu açıkça gösteriyor. 

PEŞMERGELERİN YERLEŞTİRİLMESİ İÇİN TÜRKİYE'DEN HAZIRLIK

Türkiye'nin Cerablus işgalinden hemen sonra yeniden peşmergelerin geçişi gündeme getirilmişti. Hatta kimi zaman bazı peşmergelerin geçtiğine dair bilgiler de yayıldı. Son günlerde Cerablus'ta kimi yerlerde peşmerge bayraklarının asıldığı yönünde bilgiler geliyor. Peşmergelerin Güney'den geçmesine gerek yoktu. Çünkü zaten bu yönlü uzun süredir özellikle Şehba’da faaliyet yürütenler vardı. Bu kişiler de zaten şu an Türkiye’nin sözcüleri konumunda olan Sultan Murad ve diğer grupların yürüttükleri ‘Fırat Kalkanı’ güçleri arasında yer alıyordu. Bunlardan biri Rai’ye bağlı Şıverin köyünden Ustaz Mahmut olarak bilinen Mahmut Hamo’dur. Mahmut Hamo 2012 yılında Halep çevresinde kurulan ve ilk pratikleri Eşfreyi Mahallesi'ne yönelik saldırı olan Azadi ve Selahattin gruplarının kurucu üyelerindendir. Diğeri ise Mahmut Xılo adındaki Qibbesinli Kürttür. Xelo da Hamo gibi Azadi ve Selahattin gruplarının kurucu üyesidir. Hatta 2014 yılında Türkiye tarafından Nurettin Zengi grubu genel sorumlusu olan Şeyh Tevfik’e Kürt gruplarını yeniden toparlama görevi verildiğinde oraya peşmergelerin Xelo komutasında gönderilmesi de planlanmıştı. Ancak plan tutmayıp kısa sürede Şeyh Tevfik Şehabbetin’in gerçek yüzü ve amacı ortaya çıkınca daha uygulamaya başlamadan bitti. 

Bu kişilere Sultan Murad, Firket El Hemze gibi gruplar içinde yüksek görevler verilerek fiili olarak Rojava peşmergesi denilen gücün örgütlemesi yapılmış durumda. Zira iki yıl önce Ustaz Mahmut’a (Mahmut Hamo) kurdurdukları Ketibeyi Baz adlı çete ve MİT grubunu bu dönemde eğittikleri kişilerle güçlendirmeye çalıştılar. Kawa Azizi’nin dediği bu çete gruplarının Türkiye tarafından daha da aktifleştirilmesi ve MİT tarafından eğitilen kişilerin sayısının arttırılmasından başka bir şey değildir. Bunun olması durumunda da Türkiye eliyle ve kendi yetiştirmesi MİT elemanlarıyla bir kardeş savaşının başlamasından başka bir şeyin başlaması da beklenemez. 

ŞİMDİDEN ÜS MERKEZLERİ DE BELİRLENMİŞ!

Türkiye kendi içinde hazırlayıp bir Kürt gücüymüş gibi kardeş savaşını başlatmak için piyasaya süreceği bu kişiler için üs hazırlığını da yapıyor. Şehba’nın Tel Cibrin köyünde son on gündür Türkiye bir karargah kurma çalışmalarını sürdürüyor. Tel Cibrin Şehba’nın Devrimciler Ordusu'nun elinde olan ve en fazla saldırıya uğrayan Ayn Dekno köyünün hemen üst tarafında Ezaz'ın kuzeyinde yer alıyor. Türkiye’nin Tel Cibrin’de kurma çalışmalarını yürüttüğü askeri karargahın temel hedefi Kuzey Suriye topraklarının Şehba mıntıkasından başka bir yer değil. Bu hedefi yeniden alevlendirdiği ‘Rojava Peşmergesi’ tartışması ile uygulamaya koymaya çalıştığı planının gerçek amacını da ortaya koyuyor. Böylelikle Astana’ya İ. Biro, F. Aliko, S. Haco vb. kişiliklerin davet edilmesiyle başlayıp, ‘Suriye Kürdistan’ı ordusu' adıyla Kuzey Suriye’ye gönderileceği yönünde yeniden tartışmaların başlatılmasıyla devam eden planın amaç ve hedefleri de netlik kazanmış oluyor.

TÜM KÜRTLERİ KARŞILARINDA BULURLAR

Bu durum önümüzdeki günlerde biraz daha netlik kazanacak. Ya şimdi Kürtler adına konuştuklarını iddia edenler Türkiye’nin Kürtlük adına MİT eliyle başlatacağı yeni bir kardeş savaşının farkına varıp hatalarından dönecekler yada bu kez sadece Kuzey Suriye halkları değil, tüm Kürtleri karşılarında bulacaklar. Zira Kürtler çok yaklaştıkları Ulusal Kongre ile birlik olma fırsatlarını bir daha kaçırmak istemezler.