AKP’den Hüda Par’a uzanan bileşenleriyle tam bir kadın düşmanı ittifak olan Cumhurbaşkanı İttifakı’nın ‘makbul kadın’a sıkıştırdıkları dışındaki kadınlara hayat hakkı tanımadığını söyleyen Yeşil Sol Parti İstanbul adaylarından Özgül Saki, bu duruma geçit vermeyeceklerini vurguladı.
Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi’nin (Yeşil Sol Parti) İstanbul 2. Bölge 2. sıra adayı Özgül Saki, Zonguldak’ın bir işçi bölgesi olan Çaycuma’da, 1967’de doğdu. ODTÜ’den mezun olduktan sonra öğretmen olarak İstanbul’a atandı, burada sendikal mücadeleye dahil oldu. 90’lı yıllarda sendikalarda kadın komisyonlarının kurulması için mücadele edenler arasındaydı. Feminist hareketle yolları kesişen Saki, Özgürlük Hareketi’nin mücadelesiyle de birçok noktada ortaklaştı. Özellikle öz yönetim direnişleri sürecinde Barış İçin Kadın Girişimi’nin bir parçası olarak Kurdistan’a gitti, orada kadınlarla bir araya geldi. Buradaki tanıklık ve gözlemleriyle birlikte otonom yapılar, öz yönetim modelleri üzerinde durmaya başladı. Böylece Meksika’ya orada yaşanan öz yönetim deneyimini yerinde görmeye gitti. Meksika sonrası Kolombiya’daki barış sürecine tanıklık etti.
Kendisini politik olarak ‘sosyalist feminist’ olarak tanımlayan Saki, Meclis’te yer almanın önemini şöyle anlattı: “Sokaktaki mücadelemizin sesinin olabileceği, sokağı oraya taşıyabilecek, oradan geniş bir alana sesleneceğimiz bir mevzi, bir alan diye görüyoruz. Aynı zamanda yapısının da erkek egemenliğinden arınacak bir mücadele zemini olarak görüyoruz.”
KADIN DÜŞMAN İTTİFAK
Cumhur İttifakı’nın AKP’den Hüda Par’a uzanan bileşenleriyle tam bir kadın düşmanı ittifak olduğunu kaydeden Saki, “Tanımladıkları makbul bir kadın var, onun içine sıkıştırılan bir kimlik istiyor. O kimliğin dışında olan kadınlar için bütün şiddette meşrudur. Bu duruma geçit vermeyeceğiz” dedi.
HORTUM’DAN SOYLU’YA
İstanbul 2. Bölge’nin feminist hareket açısından tarihsel bir mücadele zeminini ifade ettiğini, önemli bir yer tuttuğunu hatırlatan Saki, şunları söyledi: “90’lardaki o meşhur Hortum Süleyman’dan başlayan ve bugün yeni bir Süleyman’la, Süleyman Soylu ile karşı karşıya geldiğimiz bir zemin. Feministler açısından 25 Kasım günü yaptığımız mitingler daima Taksim’de olur. Salgın oldu, şiddet oldu ama hiç vazgeçmedik bu sembolik alandan, dolayısıyla bunun verdiği bir ilişkiler ağı da var bölgede. 2. Bölge, tüm toplumsal dinamiklerin, farklı inanç gruplarının, inanmayanların, sınıfsal olarak çeşitli bir yapı. Kültürel olarak çeşitli bir yapı ve burada seçim faaliyetlerini yürütürken aslında mücadele alanlarının zenginliğini de görmek açısından da çok mühim bir alan.”
TEK OY BİLE ZİYAN OLMASIN
Tek bir oyun bile ziyan olmaması gerektiğini belirten, sistemin değişmesi için bunun önemine vurgu yapan Saki, şöyle konuştu: “Mücadelenin dinamiklerinin hep birlikte bu alanda olması ve milletvekili sayısını artırarak buradan çıkması çok önemli. Bunu zaten hemen hemen herkes biliyor. Söylemeye gerek yok. Sistem değişikliği olacak. Artık tüm erklerin tek adamın elinde toplanmasının ne kadar vahim sonuçları olduğu görüldü. Dolayısıyla bu sistemin değişmesi lazım. Bunun için de yasalar ve anayasa değişikliği gerekiyor. İşte burada milletvekili sayısının çok önemi var. Tek bir oyun ziyan olmaması, çok daha fazla sayıda milletvekilini Meclis’e taşımak hayatidir.”