İsveçli aydınlar ve eski bakandan ‘Erdoğan’ uyarısı

İskandinav ülkesi İsveç’in en büyük gazetesi Aftonbladet’te üç gazeteci-yazar ve eski bir bakan, Başbakan Ulf Kristersson’un Türkiye ziyareti öncesi tavsiyelerde bulundu.

Kısa bir süre önce Başbakan seçilen Ulf Kristersson, geçen hafta yaptığı bir açıklamada Türkiye’ye gitmeye hazır olduğunu duyurmuştu. Kristersson, bu ziyaretle Ankara’dan İsveç’in NATO üyeliği için yeşil ışık yakmasını amaçlıyor. Türk devleti özellikle Kürtler düşmanlığını öne çıkararak, İsveç’e “üyelik” karşılığında şantajda bulunuyor.

Eski Bakan Pierre Schori, Kürt yazar-gazeteci Kurdo Baksi, yazar ve “Dala-Demokraten” Gazetesi Baş Editörü Göran Greider ile “Dagens Arbete” Gazetesi Baş Editörü ve aynı zamanda rahibe Helle Klein, Aftonbladet gazetesinde ortak bir yazı kaleme aldı.

“Kristersson, Erdoğan’a gerçek demokrasinin ne olduğunu hatırlat!” başlıklı yazıda, “Kısa bir süre içinde İsveç’in yeni Başbakan’ı Ulf Kristersson, Türkiye’nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşmek üzere Türkiye’ye seyahat edecek. Türkiye’nin İsveç’ten tavizler elde edebilmesi için veto hakkını azami düzeyde kullanmasından dolayı, İsveç’in savunma ittifakı NATO üyeliği başvurusu bu görüşmenin esas gündemini oluşturmaktadır. Kristersson Erdoğan ile görüşmesinde, aynı zamanda ona gerçek demokrasinin ne olduğunu söylemesi için bulunmaz bir şansa sahip olmaktadır” denildi.

Dört isim, İsveç Başbakanı’nın Erdoğan’a ve aynı zamanda İsveç halkına karşı da dört temel noktayı izah etmesi gerektiğini ifade ederek, bunları şöyle sıraladı:

1-  Başbakan Kristersson ve Dışişleri Bakanı Tobias Billström’ün Türkiye’nin bir demokrasi olduğu hakkındaki açıklamaları ışığında, Kristersson, aralarında İsveç Sosyal demokrat Parti’si ile kardeş parti ve Türkiye’nin üçüncü büyük partisi olan HDP’nin lideri Selahattin Demirtaş gibi isimlerin bulunduğu birçok gerçek demokrat politikacının hapiste bulunduğunu sorgulamak zorundadır.

2- Kristersson, devamla İsveç Parlamentosu’nun ve Hükümeti’nin Erdoğan tarafından açıklanmış olan Kuzey Suriye’deki Kürt bölgelerine yeniden saldırma planlarına ve aynı şekilde Yunanistan’a karşı askeri olarak defalarca tekrar edilen saldırı planlarına karşı olduğunu açık bir biçimde belirtmelidir.

3- Türkiye’nin rejim yanlısı medya kuruluşları İsveç’te özgürlüğüne kavuşmuş olan İsveçli Türk gazetecileri takip etmeyi derhal sona erdirmelidirler.

4- Erdoğan rejimi, gelecek yıl Türkiye’de yapılacak parlamento ve başkanlık seçimlerinde puan kazanabilmek için, İsveç’in Kürtlerine ve Kürt-İsveçlilere çamur atma (karalama) kampanyasına derhal son vermelidir. İsveç, hiçbir şart altında, Olof Palme’nin öldürülmesinden sonra olduğu gibi, suçsuz ve günahsız Kürtlere karşı bir cadı avının yapılmasına yardımcı olmamalıdır.”