İsviçre’de Abdullah Öcalan’ın fikirleri konusunda panel
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın fikirleri İsviçre’nin St.Gallen kentinde düzenlenen bir panelde tartışıldı.
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın fikirleri İsviçre’nin St.Gallen kentinde düzenlenen bir panelde tartışıldı.
Solidaritätsgruppe Syrien/Kurdistan tarafında organize edilen panele Basel Üniversitesi sosyoloji ve Sosyal Hizmet bölümünden emekli sosyoloji profesörü 2022 Erick Fromm ödüllü İsviçreli ünlü sosyolog Ueli Mäder katıldı. Anarko-pasi̇fi̇st, eko-femi̇ni̇st ve demokrati̇k konfederali̇zmin ana konu olarak tartışıldığı panelde “Abdullah Öcalan'ın Murray Bookchin, Judith Butler ve David Graber ile ne ilgisi var? sorusuna cevap arandı.
Panelde, konuşmacı olan İsviçreli ünlü sosyolog Ueli Mäder Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın savunmalarını incelediğini, yeni bir paradigma geliştirdiğinde kimlerden yararlandığını bilmek istediğini ifade ederek şunları dile getirerek şunları söyledi. “Abdullah Öcalan ın yazılarını ve savunmalarının bir kısmını inceledim. Kimleri kaynak olarak almış, onu araştırdım ve hangi sonuca gelmiş bilmek istedim. Önemli bulduğum 3 önemli kavrama denk geldim, Anarko Pasifizm, ekofeminizm ve Demokratik Konderalizm. Ben de cezaevinde kaldım ve insanlar cezaevinde kaldılar mı literatür onlar için önemli olmaktadır. Daha fazla kendine dönüyor. Öcalan da yeni paradigmasında değişim ve dönüşüm var. Bu değişim bir gücü ve açılımı gösteriyor ve buda büyük ilgi görmesini neden oluyor. Öcalan yeni paradigması eskisinde ayrışıyor. Bundan dolayı temel bir kişiliktir” dedi.
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın yaşam serüvenini izlediğini belirten İsviçreli sosyolog Mäder, İmralı cezaevi sürecinde Abdullah Öcalan’ da ciddi bir değişim olduğunu gözlemlediğini ifade etti. Mäder “Öcalan, Ankara’da Siyasal Bilimleri okuyor. O dönemde kısa bir süre cezaevinde kaldıktan sonra mücadelesini farklı bir boyuta taşıyor. Uzun yıllar Şam’da kalıyor ve siyasal çalışmalarını orada yürütüyor. Şam’da çalışma koşulları kalmadığında Odesya yolculuğu başlıyor. Yunanistan'dan Rusyaya, İtalya’dan Kenya’ya ve en son İmralı adasında 1999 yıllından beri izolasyon koşullarında tutuklu bulunuyor.
Abdullah Öcalan cezaevinde bu süreç de ne geliştirdiği, önemli olan bir konu olan ve onu ilgilendiren Kürt Sorunu ve Kürt Hareketinin gelişimi noktasında neler yaptığına bakmak lazım. Kürt sorunu ve Kürdistani siyasal konsepti devlet fikrinden uzaklaşıyor ve Demokratik Konferderalizmi geliştiriyor. Öcalan nasıl bu sonuça geliyor. Öcalan devletsiz toplumları inceliyor. Bin yıl önceki kadının toplumsal gelişimini inceliyor. Hiyerarşinin gelişimini ele alıyor.
DOĞRUDAN DEMOKRASİ
Toplumların tarihi üzerine yazan Horkheimer okuyor. Toplumsal gelişmeler nasıl oluyor ve toplumların hiyerarşik değil paralel toplum olarak yaşadıklarını ifade ediyor. Kürt halk Önderi Abdullah Öcalan’daki halk kavramı da değişimi yaşıyor. Paradigma değişiminde klasik Marksizmi 1985’den itibaren dogmatik görüyor. Hiyerarşiyi eleştiriyor ve geliştirdiği Demokratik Konferderalizmi, PKK’nin programına girmesini sağlıyor. Ulus devleti eleştiriyor ve yeni bir ulus kavramını geliştiriyor. Öcalan’ın, Demokratik Konferderalizmi, Avrupa’daki gibi değil, halkın direk kendini örgütleyerek yönetmesine dayanıyor. Az devlet, çok toplum tezini güçlendiriyor” dedi.
ÖCALAN KADININ ROLÜNÜ İYİ GÖRÜYOR
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın paradigmasında kadına önemli bir misyon biçtiğini dile getiren Ueli Mäder “Demokratikleşmede kadına rolünü görüyor. Öcalan’da Kadın Hareketinin gelişimi önemli görüyor. Ona göre politik hat belirliyor. Öcalan, insanı resmi sosyal varlıklar olarak ele alıyor, toplumdan kopuk ele alınamaz ve insan sosyal olarak birbirine bağlılar.
ABDULLAH ÖCALAN ÖNDE GELEN ANARŞİST VE TARİHÇİLERİ İNCELİYOR
Murray Bookchin, Judıih Butler, David Graber Yahudilere finans dünyasına katkılarından dolayı eleştiriyor ama aynı zamanda sol harekete katkı sunanları da anıyor. Murray Bockin’de Ekoanarşizm, direk demokrasi, kendini örgütleme biçimiyle Öcalan ile keşişen yönlerdir.
Marx Weber ile kesişen yönleri var. Otorite ve güçü farklı ele alışı var. Max Weber’in güç kavramı bir yerde çok komplekstir. Bu güç olayının toplumu nasıl etkilediğine bakmak ve görmek önemli. Güçün ve otoritenin toplumun tüm katmanlarında kendisini nasıl kurumlaştırdığını inceliyor. David Graber ve Öcalan’ın paradigmasında kesişen ve paralellikler, kapitalizme eleştireller ve toplumun kendi kendi ihtiyaçlarınını karşılamak. David Graber, politik camiada önemli bir akademisyen. Burada iş ve iş hayatı ile konseptler ele alınıyor. Ve ciddi eleştiriler geliştiriliyor. Öcalan’ın teorisinde önemli bulduğum diğer bir konu ise Adorna, Horkheimer ve Habermann’ın eleştirisel Teorisine ve Frankfurt okulunu inceliyor.
Diğer taraftan Öcalan Erich Fromm’u okuyor. Özgürlükten korku kaçışı teorisini analiz ediyor. Boyun eğme ve insanı köleleştiren sistemi ele alıyor. Sevme sanatını ele alıyor ve geliştiriyor. Öcalan, eşitlikçi ve özgürlükçü anlayışı liberal eşitlikten ayrışıyor. Öcalan’da en çok beni etkileyen diğer bir konu ise Öcalan özeleştirisel yaklaşımıdır. Kendisine yönelik bir eleştiri geliştirmiş olmasıdır. Alt ve üst yapının birbirini etkilendiğini Öcalan belirtiyor” dedi.
ÖCALAN’IN PARADIGMASI HERKESİ ETKİLİYOR.
Panelde katılımcıların sorularınada cevap veren Ueli Mäder Abdullah Öcalan’ın ortaya koyduğu paradigmanın başta Ortadoğu olmak üzere bütün toplumu etkilediğine işarete etti. Mäder “Öcalan kendi çağının çoçuğu hepimiz gibi. Avrupa merkezi siyasetine de eleştirileri var. Ben tabi Öcalan uzamanı değilim ama önemli bir konudur. Ancak Öcalan cezaevinde demokratik konferderalizm, barış süreci geliştirdiğinde, Adelet ve Hakikatleri araştırma komisyonu oluşturulmasını istemesi önemlidir. Savaş sürecini incelemek için bu çok önemliydi bir karardı. HDP ile seçimde başarı elde etti. Bunu gören Türk devleti her şeyi tersine çevirdi. Yine Öcalan’ın kendi eski paradigmasına özeleştirisel yaklaşımı beni etkiledi. Çünkü devrimci gelenekten gelenlerden eleştiri ve özeleştirisel yaklaşım ile kendini değiştirme dönüştürme düzeltme zayıf, Öcalan bunu başardı. Yine Öcalan ın Demokratik Konfederalizm modeli Ortadoğudaki bütün halkları etkiliyor. Bu önemlidir, çünkü bu durum onu kendi coğrafyasında etkili bir lider kılıyor” dedi
UELI MÄDER KIMDIR?
1951 yılında dünyaya gelen Ueli Mäder, 1972 yılından itibaren Basel Üniversitesi'nde sosyoloji, psikoloji ve felsefe eğitimi almıştır. Doktorasını 1983 yılında tamamladı. 1991 yılından itibaren Kuzeybatı İsviçre, Uygulamalı Bilimler Üniversitesi'nde öğretim görevlisi olarak çalıştı. 1998'deki habilitasyonundan sonra ilk olarak Basel'de özel öğretim görevlisi olarak çalıştı. Mäder 2001'den 2005'e kadar Fribourg Üniversitesi'nde doçent olarak görev yapmıştı. 2005 yılından 2016 yılında emekli olana kadar Basel Üniversitesi'nde sosyoloji profesörü olarak görev yaptı. 2022 Erick Fromm ödülünü aldı.
Uzmanlık alanları kalkınma sosyolojisi, siyaset sosyolojisi ve sosyal politikadır. Ueli Mäder özellikle sosyal eşitsizlik sorunları ile çatışma ve işbirliği araştırmaları konusunda uzmanlaşmıştır.
1970'lerde sol kanat partisi POCH'un kurucularından biriydi. Ueli Mäder aynı zamanda POCH'un içinden çıkan sol-yeşil parti, BastA'nın Basel-Stadt Kantonu Büyük Meclisi'nde birkaç yıl milletvekilliği yaptı.