Özgürlük Nöbeti’nde 532. hafta: Tecrit karşısında ses çıkar

Strasbourg’da devam eden Özgürlük Nöbeti’ni 532. haftasında devralan kadınlar, uluslararası kurumların sessizliklerini bozarak, avukatlarının Kürt Halk Önderi ile görüştürülmesini istedi.

Abdullah Öcalan’a Özgürlük İnisiyatifi’nin 25 Haziran 2012 tarihinde Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün sağlanması ve üzerindeki tecridin kırılması amacıyla Fransa’nın Strasbourg kentinde başlattığı Özgürlük Nöbeti 532. haftasına girdi.

Avrupa kurumlarının buluştuğu ortak noktada devam eden ve her haftasını Avrupa’da yaşayan Kürtler ve dostlarının devraldığı Özgürlük Nöbeti 532. haftasını, Bremen’den gelen TJK-E üyeleri devraldı.

Grupta Xezal Yalçın, Aynur Kılıç, Xece Aslan, Selma Koç ve Emine Demir yer alıyor.

Grup sözcüsü Xezal Yalçın grup adına yaptığı açıklamada, “Bilindiği üzere 10 yılı aşkın süredir burada adalet nöbetindeyiz. Abdullah Öcalan için Strasbourg’da, Avrupa Konseyi önündeyiz. Kaç yıldır ne ailesi ile ne avukatlarıyla görüşmesine izin veriliyor. Biz Önderliğimizden bilgi alamıyoruz. 40 milyon Kürt’ün önderidir. Herkesin liderleri kendi halkının temel insan haklarını, dil, kültür ve kimlik haklarını özgürce, dışarda koruyor ancak ne yazık ki 40 milyon Kürt’ün önderi 23 yıldır İmralı adasında rehin tutuluyor. Ne hukuki  yollardan ne de ailesi üzerinden Önderliğimizden herhangi bir bilgi alamıyoruz.”

ÖNDERLİĞİMİZİN ÖZGÜRLÜĞÜNÜ İSTİYORUZ

Abdullah Öcalan’ın sağlık, güvenlik ve özgürlüğü konusunda kaygılı olduklarını ifade eden Xezal Yalçın, özgürlüğü sağlanmadan Kürt meselesinin çözülemeyeceğini vurguladı. Xezal Yalçın “Biz kaygılıyız, şüphelerimiz var. Bu nedenle de adalet istiyoruz, insan hakları istiyoruz. Her şeyden önce Önderliğimizin özgürlüğünü istiyoruz. Eğer Abdullah Öcalan özgürleşmezse Kürt meselesi çözülemez. Kürt meselesi büyük bir meseledir ve yüzyıldır dört devlet sınırlarında çözülmüyor.”

KADIN ÖZGÜRLÜĞÜNÜ ABDULLAH ÖCALAN’IN FELSEFESİNDE GÖRDÜK

TJK-E aktivisti, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın paradigmasının kadın özgürlük mücadelesi açısından önemine dikkat çekti. Uluslararası kurumların sessizliğine de tepki gösteren Xezal Yalçın, Fransa devletinin Özgürlük Nöbeti’ndeki aktivistlere yönelik tutumunu da eleştirdi.  Yalçın, “Arkadaşlarımızla bu adalet nöbetindeyiz. Burada bir hafta nöbette olacağız. Biz kadınlar, kadın özgürlüğünü Önderlik felsefesinde gördük. Bu nedenle özellikle çağrımız, dünyadaki kadınlara ve tüm insanlığa, özellikle de Avrupa Konseyi’nedir. CPT yanımızda, Avrupa Parlamentosu arkamızda ve biz adalet nöbetindeyiz. Nerede adalet diye soruyoruz. Özellikle Fransa devleti, 10 yıl insanlar adalet ve demokrasi nöbeti tutmasına rağmen burada adalet nöbetçilerine kalacakları bir yer bile vermedi. 11 yıldır adalet nöbeti tutuluyor. Demokrasi için utançtır, insanlık için de utançtır. Özellikle de Fransa devleti için en büyük utançtır. 11 yıl az bir süre değil. Bugün yanımızda onların belediye başkanları olmalıydı, hukukçuları olmalıydı, insan hakları savunucuları, insanlık, demokrasi ve eşitlik talep eden kimseler günlük bizi ziyaret etmeliydi” şeklinde konuştu.

KÜRTLER BİRLİK OLMALI

Kürt halkının özgürlüğünün birlikten geçtiğini söyleyen Xezal Yalçın, şöyle devam etti: “Eğer biz Kürtler birlik olmazsak, birbirimiz koruyup kollamazsak hiç kimse hakkımızı bize vermez. Biz önce haklarımıza sahip çıkalım ki, ondan sonra çevremizi de adalete, insanlığa ve demokrasiye davet edebilelim. Bu temelde biz diyoruz ki ya Önderliğimizin özgürlüğü, eğer Serok Apo özgürleşmezse Kürt meselesi hiçbir zaman çözülemez.”

AVRUPA TÜRK DEVLETİNİN KİMYASAL SALDIRILARINA NEDEN SESSİZ?

Xezal Yalçın, işgalci Türk devletinin Başûrê Kürdistan’a yönelik işgal saldırıları, özellikle Zap, Avaşîn ve Metîna alanlarında kimyasal silah kullanımı karşısında Avrupa devletlerinin ve uluslararası kurumların sessizliğine dikkat çekerek, tepkisini şöyle ifade etti: Xezal Yalçın “Günlerdir kimyasal silahlar, sarin gazları halkımızın üzerine yağdırılıyor. Rojava’da günübirlik halkın üzerine bomba yağdırılıyor. Garê’de günübirlik bombalar yağdırılıyor. Medya Savunma Alanlarında zehirli gazlar kullanılıyor. Ancak kendisini bu kadar demokrasiyle adlandırmış bu devletler, güya insanlığı savunuyorlar, hukuku savunuyorlar, hatta hayvan haklarını savunuyorlar ama  Kürtlere gözlerini kapatıyorlar; kulaklarını tıkamışlar.”

ÖNDERLİĞİMİZLE GÖRÜŞME SAĞLANMALI

Son olarak tecrit karşısında ses çıkarılması çağrısı yapan TJK-E aktivisti Xezal Yalçın, “Tüm demokrat kişilere çağrı yapıyoruz. Özellikle uluslararası örgütlere ve gelişmiş devletlere çağrımızdır; Erkenden avukatlarının Önderliğimizle görüşmesinin sağlanması gerekir. Ailelerin tutsaklarla görüşme hakkı, meşru bir haktır. Bu hak da bize tanınmıyor. Neden bu devletler sessizdir? Devletlerin bu sessizliğini kınıyoruz. Yaşadığımız müddetçe Önderliğimizle birlikteyiz” diye vurguladı.