ADGB/FEDA'dan Sivas Katliamı açıklaması: AKP-MHP soykırımı hedefliyor

ADGB ve FEDA, Sivas Katliamı faillerinin Türk ve Alman devletleri tarafından korunduğunu vurgulayarak, AKP-MHP iktidarının da soykırımı planladığını belirtti.

Avrupa Demokratik Alevi Federasyonu (FEDA) ve Avrupa Demokratik Güç Birliği (ADGB), Sivas Katliamı'nın yıl dönümünün yaklaşması vesilesiyle yazılı açıklama yaptı.
Açıklamada, katliam dönemine dair bilgiler verilerek, "Alevilere ve devrimcilere karşı devlet tarafından örgütlendirilen güruh otelin etrafını sardı. Tekbir sesini duyanların katılımı ile kısa sürede sayıları on binlere ulaşan bu faşist güruh ‘Laik kafirlere ölüm’ diyerek oteli ateşe verirler" denildi.
Katliamda devletin rolüne dikkat çekilen açıklamada, "Dönemin Başbakanı Tansu Çiller ‘Çok şükür otel dışındaki halkımız bir zarar görmemiştir’ demişti. 2014 yılında ise Yargıtay'ın, davanın zaman aşımını onaması üzerine, Başbakan Erdoğan ‘Hayırlı Olsun’ deme pervasızlığında bulunmuştu. Katliamın 9 sanığı halen Almanya’da yaşamakta ve Alman devleti de Türk devleti ile iş birliği içerisinde bu 9 insanlık suçu failinin yargılanmasını zaman aşımına uğratmak istiyor" diye kaydedildi.

'ÖZGÜR YAŞAMI BİRLİKTE İNŞA EDECEĞİZ'

Açıklamada şu ifadelere de yer verildi:
"1920-1921 yıllarında Koçgiri soykırımı ile Kürtleri Ankara’dan uzaklaştırmanın stratejisi ile hareket eden devlet, 1978'de Maraş, 1980'de Çorum ve 1993’te Sivas’ta Kürt- Alevi karşıtı stratejisi gereğince ‘suç pratiğini’ sürdürdü. 1925 Şark Islahat Planı ile genelde Kürtleri, özelde Kürt Alevileri, ‘Yeşil Kuşak’ dışına hapsetmek, direnenleri ortadan kaldırmak, geride kalanları ise asimile etmek devletin bekası olarak görüldü. Ancak siyasal, kimliksel, dilsel ve kültürel sorun olması nedeni ile üstesinden gelemedikleri ulusal ve kültürel bu sorunlar kangrenleşmiş, giderek bölgesel ve uluslararası soruna dönüşmüştür.
Kürt ve Alevi sorununu, meşru demokratik yollarla çözmek yerine, her seferinde katliam ve soykırımı dayatan Türk devleti, NATO’ya üye olunca, TSK bünyesinde kurduğu Özel Harp Dairesi üzerinden halklara, inançlara, sosyalistlere dönük fiziki, siyasi, kültürel ve sosyal soykırım uyguladı. 1993 yılı öncesinde Kürt Siyasal Hareketi giderek Anadolu içlerine doğru etki alanını genişleterek, halklara, inançlara ve ezilenlere dokunmaya başladı, toplum dinamiklerinin kendi hakikati ile buluşmalarına katkı sağladı.
AKP-MHP faşist iktidarı da bir kez daha Alevilere, Kürtlere ve demokrasi güçlerine katliam ve soykırımı dayatıyor. Toplumsal muhalefetin faşizme karşı direnişinin de etkisiyle birbirlerine düşen iktidar klikleri, mafya liderleri, hem 1995 Gazi Katliamı'nın bizzat derin devlet tarafından yapıldığını itiraf ediyor, hem de Alevilere karşı yeni saldırı planları olduğunu deşifre ediyorlar.
Bizleri farklılıklarımızla ayrıştıran, karşıtlaştırıp düşmanlaştıranlara inat, halkların ve inançların kardeş olduğunu göstermenin zamanıdır. Tekçi devlet zihniyetinin ve iktidar sahiplerinin oyununa gelmemek, mazlum ve mağdur Anadolu ve Mezopotamya halkları ve inançları olarak ‘Bir Olmanın, Birlikte Olmanın Zamanıdır’ diyoruz.
‘Yol Bir Sürek Binbir’ düsturundan hareketle farklılıklarımızı zenginlik kabul edecek, demokratik, özgür yaşamı birlikte inşa edeceğiz."