Avrupa Kürdistanlı Demokratik Toplumlar Kongresi (KCDK-E) tarafından yapılan yazılı açıklamada “PKK yasağının kalkması Kürt sorununun demokratik çözümü ve Türkiye’de demokrasinin gelişmesinin önünü açacaktır” denildi. 

Açıklamada şu ifadelere de yer verildi:

 “Almanya’nın Türkiye ile olan siyasi ve ekonomik ilişkileri sonucu 1993 yılında dönemin Alman hükümetinin, Türk devletinin talebi üzerine siyasi bir kararla PKK faaliyetlerini Almanya’da yasaklaması Kürtleri kriminalize ettiği gibi, Kürt sorununun demokratik yollardan çözümünün önünde de engel teşkil etmekte, bu yasak üzerinden Türk devleti Kürdistan’da sürdürdüğü katliamlarının önünü de açmaktadır.

 Ancak bilmek gerekir ki, artık hem Kürdistan hem Ortadoğu hem de dünyada koşullar değişmiştir. Artık eski yöntemlerle meselelere yaklaşmak sorunları derinleştirmekte, demokrasi ve özgürlüklerin önünü kapamaktadır. 

‘PKK HALKLAŞMIŞ BİR HAREKETTİR’

Kürt özgürlük mücadelesinin öncüsü PKK 47 yıldır özgürlüklerin önünü açan ve bu uğurda büyük bedeller ödeyen halklaşmış bir olgudur. Ortadoğu’da demokratik, ortak yaşam ve kadın özgürlüğü farklı kimlik ve inançların ortak yaşamını savunan bir harekettir. Yine DAİŞ’e karşı insanlık adına verdiği mücadeleyle orta çağ karanlığına karşı önemli kazanımlar sağlamıştır. Başta Almanya olmak üzere PKK yasağını sürdürmek demokrasinin gelişmesini engellediği gibi, DAİŞ zihniyetli diktatör Erdoğan’ın önünü açmakta, bölgede kaosu ve krizi derinleştirmektedir. 

Lüksemburg’daki Avrupa Adalet Divanı’nın 2018’de ve Belçika Yüksek Mahkemesi’nin de 2020’de verdiği kararda, PKK’nin terörist bir örgüt olarak ele alınamayacağı, PKK’nin, savaş hukuku kapsamında ve savaşan taraf statüsü ile ele alınmasına karar vermiştir.

Bu hukuki kararlara dünyadaki tüm toplumların vicdanında özgürlük, eşitlik ve kadın özgürlük mücadelesi olarak kabul edilen PKK yasağını sürdürmek hem hukuk hem de insanlık vicdanını hiçe saydığı gibi Kürt sorununun demokratik çözümünü engelliyor. İşgalci Türk devletinin Rojava’da, Şengal’de, Başûr’da yani tüm Kürdistan’daki Kürt katliamının önünü açmakta olduğunu görülerek artık PKK yasağının kaldırılması gerekmektedir.

Bu talep sadece Kürdistanlılar, kurum ve Kürt halkının talebi değil farklı ülkelerde de farklı toplumsal kesimlerin talebi olarak parlamentolarda, konferanslarda, kongrelerde ve sokak eylemlerinde dile getirilmektedir. Artık zamanı geldi; PKK üzerinde Almanya’daki yasaklar kaldırılmalı ve EU terör listesinde çıkarılması gerekmektedir.

Kürt özgürlük mücadelesinin en uzun soluklu mücadele hattını temsil eden ve bu uğurda binlerce evladını şehit veren PKK’nin bu mücadelesi Kürt halkı tarafından sahiplenilmektedir. Bu mücadelenin önemli bir mevzisi olan Avrupa’da Kürt halkı 31 yıldır süren yasağa rağmen iradesi olarak görerek tam bir sahiplenmeyle yürüyüşünü sürdürmektedir.  

‘YASAĞA KARŞI SEFERBERLİĞE ÇAĞIRIYORUZ’

Rêber Apo öncülüğündeki PKK hareketi milyonlara mal olmuş büyük bir özgürlük hareketidir. Kürt soykırımına karşı büyük bedeller ödeyerek önemli mevziler kazanmıştır. Artık evrensel bir özgürlük hareketi niteliğinde olan PKK ve Rêber Apo’nun paradigması dünya halkları tarafından da sahiplenilmektedir. Önder Apo’nun fiziki özgürlüğünün sağlanması için yürütülen hamle kapsamında da bu gerçeklik net bir şekilde bir ortaya konulmuştur. 

Kürt özgürlük mücadelesinin bu onurlu yürüyüşü Rêber Apo’nun önderliğinde yolumuzu aydınlatmaktadır. Rêber Apo’nun fiziki özgürlüğünü gerçekleştirmek için sürdürülen hamle kapsamında mücadeleyi daha da büyütmeye ve 31 yıldır Kürt halkının özgürlük mücadelesinin önüne engel olarak konan PKK yasağına karşı daha kararlı bir duruş ve seferberlik ruhuyla mücadeleyi yükseltmeye çağırıyoruz.”