Kurdistan merkezli depremlerde Türk devletinin halkı ölüme terk eden ve depremden rant devşirmeye çalışan politikalarını protesto etmek amacıyla Avrupa merkezlerinde protesto eylemleri devam ediyor.
STUTTGART
Almanya’nın Stuttgart kentinde Avrupa Demokratik Güç Birliği (ADGB) ve Kurdistani siyasi partiler öncülüğünde protesto yürüyüşü yapıldı.
Lautenschlager’de bir araya gelen eylemciler, burada bir dakikalik saygı duruşu ardından yürüyüşe başladı. En önde “Deprem sarstı, Türk devleti öldürdü” pankartı taşıyan kitle, ellerinde depremin acı yüzünü gösteren yüzlerce dövizlerle Rotebühlplatz’a kadar sessiz yürüyüş yaptı. Rotebühlplatz’ta yaktıkları mumlarla depremde yaşamını yitirenleri andı.
Eylemde ADGB ve Kurdistani siyasi partilerin ortaklaşa hazırladığı bildiri okundu. Depremzedelerle dayanışma çağrılarının yapıldığı eylemde, tüm yardımların Heyva Sor a Kurdistan üzeri yapılması istendi.
LİMASOL
Kıbrıs Kürt Halk Meclisi üyeleri ile Kürt halkının dostları, Kurdistan merkezli yaşanan deprem felaketi sonrası faşist AKP-MHP zihniyetinin halka karşı olan ölüme terk eden tutumunu protesto etmek için Limasol'da protesto eylemi gerçekleştirdi.
Limasol Belediyesi önünde bir araya gelen Kurdistanlılar ile dostları, ilkin depremde yaşamını yitirenlerin anısına saygı duruşunda bulundu.
Eylemde, İngilizce yazılı "Deprem vurdu, Türk devleti öldürdü, demografik yapı değiştirilmesin” pankart ile Türk devletinin depremden sonra halka uyguladığı faşizan tutumu teşhir eden dövizler taşındı.
Kürt Halkı ile Dayanışma Komisyonu’nun hazırladığı Rumca basın metni Komisyon Üyesi tarafından okunduktan sonra, Kürt siyasetçi Kamil Akalın bir konuşma yaptı. Akalın şunları söyledi: "AKP-MHP faşist zihniyetinin gerçek yüzü halklarımız üzerinde uyguladığı tutumla bir kez daha ortaya çıkmıştır. Deprem felaketinden sağ kurtulmayı başaran insanların ölümüne sebep olan katil bir devletten bahsediyoruz. Yaşanan deprem felaketini doğal bir afet olarak görmemek gerekir. Yıllardır Kurdistan topraklarında yaşanan bir savaş var, bu savaşta faşist zihniyetin kullanmadığı bomba, kimyasal saldırı kalmamıştır, Kurdistan doğası başta olmak üzere rant eksenli doğaya karşı uyguladığı saldırıların etkisi de büyüktür. Bu zihniyet halklarımızı kendi rant ve yolsuzlukların kurbanı haline getirmeye çalışıyor. Türkiye halklarının 'nerde bu devlet' diye seslenmeleri aslında bu faşist zihniyetin çöktüğünü ifade etmektedir. Biz devletten bir beklenti halinde değiliz. Bu devletin, bırakın halklarımıza yardım etmeyi bırakın, yaşayan halkımızı göz göre göre ölüme terk ettiğine şahit olduk. Hala yaşanan bu felaketi kendi iktidar çıkarları için ‘nasıl fırsata çeviririm’in hesabını yapmaktadır. Halkımız bu devleti ve zihniyeti çok yakından tanımaktadır. Halklarımız, Önder Apo'nun Demokratik Ekolojik ve Kadın Özgürlükçü Paradigmasıyla devleti beklemeden büyük bir sorumluluk, emek ve dayanışma ruhu ile felaketin yaşandığı her yere çare olmaya çalışmış ve buna devam da edecektir. "
HAMBURG
Mereş merkezli yaşanan depremde devletin ihmalini protesto etmek için Almanya’nın kentinde bir protesto yürüyüşü düzenlendi.
ADGB tarafından düzenlenen yürüyüş, Altona semtinde yapıldı. ADGB temsilcisi sanatçı Leman Stehn yaptığı konuşmada, on binlerce insanın hayatına mal olan depremin devletin ihmalinden kaynaklandığını belirterek şunları ekledi:
Faşist AKP iktidarı depreme zamanında müdahale etmeyerek on binlerce insanın ölümüne sebep oldu. Devlet, depremi bahane ederek bölgenin demografik yapısını değiştirmek istiyor. Depremin ilk gününden itibaren halkın yardımına yine emekçi insanlar koştu.”
Yürüyüş, kentin Sternschanze semtinde sona erdi.
AMSTERDAM
Türk devletinin protesto edildiği kentlerden biri de Hollanda’nın başkenti Amsterdam oldu. DEM-NED tarafından Türk Büyükelçiliğinin bulunduğu Museumplein’de yapılan protesto eyleminde yapılan konuşmalarda, “6 Şubat’ta yaşanan ülkedeki deprem felaketinden sonra tüm Avrupa’da olduğu gibi Hollanda’da halkımız teyakkuz halinde insanlarımıza nasıl yardım eder, nasıl kol kanat gerebiliriz, sorumluluğuyla hareket ettik. Halkımız devlet kurumlarına güvenmedikleri için yardımlarını Heyva Sor’a aktarma konusunda oldukça bilinçli ve ısrarlıydı. Biz de DKTM (Demokratik Kürt Toplum Merkezi) olarak halkımızın yanındaydık. Depremin üzerinden 20 gün geçti; gelinen noktada halkımızın devlete güvenmemekte ne kadar haklı oldukları açığa çıktı” denildi.
Depremin 20’nci gününde, deprem bölgelerinde hala ne çadır, ne beslenme ne de tuvalet sorunlarını çözmüş bir rejimle karşı karşıya olduklarını belirten konuşmacılar, devamla “Bu bize neyi gösteriyor? Önderliğimizin demokratik cumhuriyet projesinin, yerel özerk yönetimlerin ne kadar elzem olduğunu gösteriyor. Demokrasiyi büyütüp merkezi devlet sistemini küçültmenin önemi açığa çıkmış oldu” dedi.
Faşist TC’nin demografik yapıyı değiştirmek için halkı göçe zorladığına, ailelerini kaybeden Kürt çocuklarını cemaatlere teslim ettiğine, faşist diktatörün gözünü yine ranta dayalı inşaat rantına çevirdiğine işaret eden konuşmacılar, “Bu bile tek başına gösteriyor ki; rant, yıkım, gözyaşı gelecekte de devam edecek. Faşist TC’ye şu çağrıyı yapıyoruz: Sakın bunlara yeltenmeyin, altında kalacaksınız. Bunun hesabını sizden ağır sorarız.”
LEIPZIG
Almanya'nın Leipzig kentinde Türk devleti, “Deprem sarstı, devlet katletti“ mottosuyla protesto edildi.
Avrupa Demokratik Güç Birliği’nin çağrısı ile Rojava Soli Bündnis Leipzig'in organize ettiği miting, Willi Brand Platz meydanında Kürtler ve dostlarının katılımı ile gerçekleşti. Yapılan açıklamalarda, “Deprem sonrası devlet yıkılan bölgelere üç gün boyunca uğramadı, insanları enkaz altında soğukta yalnız bırakarak ölüme terk etti. Mereş’te, Dîlok’ta, Hatay'da insanlar hala enkaz altında ve bu enkazlarla birlikte insanları ölüme terk eden zihniyeti protesto ediyoruz” denildi.
Deprem sonrası KCK'nin ateşkes çağrısı yapmasına rağmen Kurdistan coğrafyasında Kürt halkına yönelik imha politikalarına da devam ettiğine işaret edilen konuşmalarda, “Soykırımcı politikaları Rojava'da, Başûr'da devam ederken, Türkiye ve Kurdistan'da insanlar enkaz altında kurtarılmayı bekliyordu. Biz biliyoruz; Kürt halkına yönelik politikalar her zaman ve her yerde devam edecektir. Türk devletinin bu politikalarını teşhir ederek, dayanışmamızı büyüteceğiz” vurgusu yapıldı.