Ankara Mamak’ta Şah-ı Merdan Cemevi’ne ibadet esnasında olmak üzere, Tuzluçayır Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) Ana Fatma Cemevi, Gökçebel Köy Derneği ve Türkmen Alevi Bektaşi Derneği’ne yönelik gerçekleşen saldırı, Berlin’de bulunan Türk Konsolosluğu önünde protesto edildi.
Berlin’deki Alevi kurumlarından Berlin Alevi Toplumu Cemevi, Dersim Cemaati, Demokratik Alevi Federasyonu-FEDA, Nav-Berlin ve Dest-Dan kadın meclisi üyeleri bir araya geldi. Muharrem orucunun ilk gününde Ankara’da Alevi kurumlarına planlı ve organize gerçekleşen saldırıyı kınayan üye ve aktivistler adına Cemevi önceki yönetiminden ve Alevi Dedesi İsmail Erol hazırlanan bildiriyi okudu.
ALEVİLER SAVAŞ ÇIĞIRTKANLIĞINA KARŞI
Alevilere dönük saldırılara karşı boyun eğmeyeceklerini söyleyen İsmail Erol, “Öncelikle şunu belirtelim ki; Canlarımıza, Cem evlerimize ve kurumlarımıza saldıranlar, bu saldırıları planlayıp yönetenler bilsinler ki; bizi demokrasi, özgürlük ve eşitlik mücadelesinden koparamayacaksınız. Çünkü biz, baskıya zorbalığa ve her türlü şiddet politikalarına boğun eğmeyiz. Savaş çığırtkanlığına ve her türlü çatışma diline karşı barışın ve kardeşliğin saflarında yer alırız. Biz Aleviler, tarih boyunca her türlü provokatör tertibinin karşısında ve bize yönelik her saldırıya rağmen 72 millete bir nazarla bakmaya devam ettik” ifadelerini kullandı.
SALDIRILAR DERİN DEVLETİN İŞİ
Erol, saldırılardaki derin devlet elime dikkat çekerken, “Hakları kendi içinde kutuplaştıran, ötekileştiren, çatıştıran, gerilimden ve şiddetten beslenen politikaların karşısında durduk ve durmaya da devam edeceğiz. Ülkemizi kana bulamak için tetikçileri ve güdümlü katilleri kullanan derin devlet güçlerini, Koçgiri, Dersim, Maraş, Çorum, Sivas, Gazi, Gezi , 10 Ekim'den ve Suruç’tan ve onlarca benzer katliamdan biliyoruz. Aleviler olarak eşit yurttaşlık mücadelesi verirken çok iyi biliyoruz ki, bu ülkede yaşayan halklar inançlar ve kimlikler özgür olmadan biz de asla özgür olamayacağız. Bu nedenle dost ve musahip kurumlarla, ilerici aydın, demokrat ve devrimci güçlerle birlikte omuz omuza bir mücadeleye inanıyoruz. Bu saldırıların asıl amacının ülkede kaos ve çatışma ortamı yaratmak olduğunun bilincindeyiz.”
BİZİ TARİF ETMEYİN, TANIYIN!
İsmail Erol, 2023 öncesi kaos isteyenlerin Alevileri hedef haline getirdiğini, Türk İçişleri Bakanı’nın “Cem evlerine yakın olacağız’ sözünün saldırılarla ilişkili olduğunu ve hükümetin Alevileri tarif etmek yerine tanıması gerektiğini belirtti. İsmail Erol şöyle konuştu: “Hükümeti bir kez daha uyarıyoruz; Cem evlerini tanımayan ve anayasal statüye kavuşturmayan, Alevileri her türlü insanlık dışı asimilasyon politikasına tabi tutan, hakir gören, aşağılayan yaklaşımlarınız bu saldırılara zemin hazırlamaktadır. Taleplerimizi kabul edin ve ibadethanelerimizi yasal statüye kavuşturun. Elinizi, dilinizi inancımızdan ve inanç merkezlerimizden çekin. Bizi tarif etmeyin, tanıyın!”
Daha sonra söz alan Die Linke’den Hakan Taş, saldırıların hükümet politikaları İle ilgili olduğuna vurgu yaptı. Taş, “Yıllardır eşit yurttaş olarak görülmeyen, eşit vatan olarak kabul edilmeyen biz Alevilerin yaşadıklarını protesto etmek için buradayız. Adıyaman’da Alevilerin oturdukları evlerine çarpı işareti konulduğunda sessiz kalan, Maraş’ta, Sivas’ta, Çorum’da, Dersim’de Alevilere yönelik katliamların gerçekleşmesine yol açan zihniyetin, dilin dün Ankara’da yaşananlardan, bizlere yaşatılanlardan farkı yoktur” diyen Hakan Taş, “Biz artık bu zihniyetin daha fazla kök salmasını istemiyoruz” diye konuştu.
Demokratik Alevi Dernekleri Federasyonu (Feda) adına konuşan Xase Bingöltekin ise saldırıların kaynağının ‘Saray’ olduğuna işaret etti. Xase Bingöltekin, “Biz bu zihniyeti Maraş’tan biliyoruz, Sivas’tan biliyoruz, Roboskî’den biliyoruz. Bu saldırılar siyasidir. Alevilere, azınlıklara tahammülü yok, Cem evlerimize saldırıyor. Bu saldırılar Saray’dan yönetiliyor” dedi.