Geçtiğimiz günlerde Sol Parti milletvekili Gökay Akbulut, "Göç Yasası"nın 47. maddesi gereği Alman devletinin siyaset yapmaları yasakladığı göçmenlere ilişkin Federal Meclis’e bir soru önerisi verdi. Hangi göçmen kökenli siyasetçilerin söz konusu maddenin mağdurları olduğunu soran Akbulut’a, Federal Hükümet adına İçişleri Bakanlığı yanıt verdi.

Scholz hükümeti, kaç yabancıya siyaset yasağının getirildiğine dair bilgileri ilk kez bu yanıtta açıkladı. Şu anda hali hazırda 13 yabancıya siyaset yapma yasağı konulduğunu belirten bakanlık, 1’e kişiye verilen cezanın süreli olduğunu, diğer 12’sinin de süresiz olduğunu bildirdi. Buna göre, siyaset yasağı konulardan 4’ü Baden-Württemberg, ikisi NRW, Bavyera ve Saksonya’da da birer kişi olmak üzere toplam 8’i şu anda Almanya’da yaşıyor.

6 KÜRT SİYASETÇİ YASANIN MAĞDURU

İçişleri Bakanlığı’nın yanıtında siyaset yasağı konulan göçmenlerden 6’sının ise Kürt siyasetçi olduğu ortaya çıktı. Bakanlık, Almanya’da 1993 yılından bu yana yasaklı olan PKK ile bağlantılı olarak söz konusu kişilere yasak getirildiğini bildirirken, ayrıntılı bilgi vermekten kaçındı.

Zaten göçmenlerin birçok haktan yararlanmasını engelleyen Göç Yasası’nın 47. Maddesi, kapsamlı bir şekilde Kürt siyasetçi Muzaffer Ayata’ya uygulandığı için "Ayata Yasası" olarak Alman siyaset tarihine geçti. Türk devletinin cezaevlerinde 20 yıl hapis yattıktan sonra siyasi mülteci olarak geldiği Almanya’da da 3 yıl 6 ay hapse mahkum edilen Ayata, tahliye edildikten sonra birçok engelle karşılaştı.

YASAĞIN EN ÖNEMLİ MAĞDURU AYATA’YDI

2012 yılında "Göç Yasası"nın 47. maddesine dayanarak düşünce özgürlüğüne darbe niteliğini taşıyan bir karar alan Stuttgart Yabancılar Dairesi, Ayata'nın makale yazmasını, konferanslarda konuşmasını, Kürtlerin düzenlediği etkinliklere katılmasını yasakladı. Ancak daha sonra Stuttgart İdare Mahkemesi, Yabancılar Dairesi'ne itiraz ederek yürütmeyi durdurma kararı vererek, Ayata’ya verilen siyaset yasağının “hukuka uygunluğu konusunda ciddi şüpheler” bulunduğunu bildirdi.

ALMANYA AİHM’İN KARARINI TAKMIYOR!

Bunun üzerine 47. Maddenin mahkemelerin engeline takılmadan yürürlüğe girmesi için Berlin yönetimi 2017 yılında harekete geçti ve gerekli düzenlemelere gitti. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin 2015 yılında “47. Madde Almanya’da yaşayan göçmenlerin fikir özgürlüğü önünde engeldir” demesine rağmen Alman devleti, çoğu kendi ülkelerinde siyaset yapamadıkları için geldikleri Almanya’da mülteci statüsü kazanan siyasetçilere yönelik yasada ısrarını sürdürüyor.

Göçmenler ile Alman vatandaşları arasında ayrımcılığa yol açan söz konusu 47. Madde ise şöyle:

“Bir yabancının siyasi faaliyeti. Bu faaliyetin;

1. Almanya Federal Cumhuriyeti’nin özgürlükçü demokratik temel düzenini veya güvenliğini tehlikeye düşürmesi veya Devletler Hukuku’nun yazılı temel kaidelerine aykırı olması,

2. Siyasi, dini ve saire çıkarların gerçekleştirilmesinin bir aracı olarak şiddet kullanılmasını alenen desteklemesi, tasvip etmesi veya bunun meydana gelmesini amaçlaması veya buna müsait olması veya,

3. Federal Almanya’da şahıslara veya mallara ya da Federal Almanya dışında Almanlara veya Alman kuruluşlarına karşı saldırı düzenleyen, saldırıyı tasvip eden veya bunlarla tehdit eden Federal Almanya içindeki veya dışındaki örgütleri, siyasi hareketleri veya grupları desteklemesi hallerinde yasaklanır.”