Almanya’dan doktorlar: Tecrit, büyük bir travma yaratıyor

Strasbourg’daki açlık grevi direnişçilerini ziyaret eden doktorlar, tecridin halkta yarattığı psikolojik-sosyolojik travmaya dikkat çekerken, yeni ölümlerin engellenmesi için tecridin kırılması yönünde eylemlere destek verilmesini istediler.

Kürt Halk Önderi üzerindeki ağır tecridin kırılması amacıyla DTK Eşbaşkanı Leyla Güven öncülüğünde başlayan, başta cezaevlerindeki siyasi tutsaklar olmak üzere birçok yerde katılımlarla büyüyerek geniş bir tabana yayılan süresiz-dönüşümsüz açlık grevi eylemleri kararlılıkla sürüyor.

“Tecridi kıralım, faşizmi yıkalım, Kürdistan’ ı özgürleştirelim” şiarıyla başlayan süresiz dönüşümsüz açlık grevi eylemlerinin Avrupa’daki önemli ayaklarından biri olan Strasbourg’daki eylem ise, direnişçilerin sağlık durumlarındaki olumsuz gelişmelere rağmen kararlı şekilde devam ediyor.

KCDK-E Eşbaşkanı Yüksel Koç, siyasetçi Mustafa Sarıkaya, HDP’nin bir önceki dönem Urfa Milletvekili Dilek Öcalan ve gazeteci Gülistan Çiya İke’nin aralarında bulunduğu 14 kişilik grubun sürdürdüğü eylem 98’inci gününde.

Açlık grevi eylemine Avrupa’da yaşayan Kürt halkı ve dostlarının yanısıra siyasetçiler, akademisyenler, STK’ler, siyasi parti yöneticileri ile sağlık kurum ve kuruluşları tarafından yoğun şekilde dayanışma ziyaretleri yapılıyor.

ALMANYA’DAN DOKTORLAR ZİYARET ETTİ

Eylemcileri bugün de Almanya’nın Hamburg kentinden iç hastalıkları uzmanı Dr. Eray Öztürk ile pediatri uzmanı Dr. Dersim Dağdeviren ziyaret etti. Tüm eylemcileri yerinde ziyaret eden doktorlar, daha sonra kısa bir değerlendirmede bulundular.

Bir grup Kürt doktor olarak ziyarette bulunduklarını belirten Dr. Eray Öztürk, eylemcilerin sağlık durumunu tekrar gözden geçirmek istediklerini belirtti. Hekimler olarak eylemcilerin sağlık durumlarının kritik aşamayı çoktan geçtiğini belirlediklerini dile getirdi. Dr. Öztürk, bu kritik aşamanın tespitinin yapılabilmesi için doktor olmaya gerek olmadığını dile getirirken, eylemin 100 güne yaklaştığını hatırlattı.

‘AVRUPA VE KÜRT TOPLUMLARI HASSASİYETLE SÜRECE YAKLAŞMALI’

Kürt halkının ve Avrupa toplumunun eylemcilerin sağlık durumunu görmeleri gerektiğini söyleyerek sözlerine devam eden Dr. Eray Öztürk, devamla şunları söyledi: “Her bir eylemcinin sağlık durumunun kritik aşamayı geçtiğini herkesin bilmesi gerekiyor. Her an istemediğimiz bir şehadet haberi ile karşılaşabiliriz. Herkesin bu hassasiyetle sürece yaklaşması gerekiyor. Eylemcilerde en üst seviyede eyleme devam etme kararlılığını gördük. Moral olarak çok iyi durumdalar. Bu eylemde biz hekimlere düşen bu arkadaşların taleplerini ön plana çıkarmaktır.”

Strasbourg direnişçilerinin ölmek için eylemi başlatmadığının altını çizen Dr. Eray Öztürk, eylemcilerin artık kendilerinin muayenesine izin vermediğini ve taleplerinin duyurulmasının gerekliliğinde ısrar ettiklerini söyledi.

TECRİT KÜRT TOPLUMU ÜZERİNDE PSİKOLOJİK VE SOSYOLOJİK TRAVMAYA YOL AÇIYOR

Dr. Öztürk yaptığı değerlendirmede şunlara değindi: “Doktorlar olarak arkadaşları sağlık kontrolünden geçirerek, fiziksel tahribatı ancak tespit edebiliriz. Bu tahribata müdahale etme şansımız bulunmuyor. Çünkü eylemciler kesinlikle herhangi bir tedaviyi kabul etmiyor. Ayrıca çok daha can yıkıcı bir durum var ortada. Kürt toplumu üzerinde bu tecridin yarattığı psikolojik ve sosyolojik bir travma söz konusudur. Bu travmanın tahribatını şu anda ölçecek ve de araştıracak durumda değiliz. Ama bu travmanın geldiği vahimiyeti son üç günde zindanlardaki üç arkadaşın fedai eyleminden anlayabiliyoruz. Zülküf Gezen, Ayten Beçet ve Zehra Sağlam’ın tecridin kırılması için ortaya koyduğu fedai eylem bize, tecridin Kürt halkının benliğinde ve sosyal yaşamında yarattığı travmayı ortaya koyuyor. Ayrıca Uğur Şakar’ın ortaya koyduğu fedai eylemin de bu açıdan ele alınması gerekiyor. Tecrit ve tecridi kırmak için ortaya konan eylemlere karşı sessizlik, insanların onurunu kırmakta ve fedai eylemlere itmektedir.”

‘TECRİT KIRILARAK YENİ ÖLÜMLERİN ÖNÜNE GEÇİLSİN’ ÇAĞRISI

Kürt Halk Önderi üzerindeki tecridin bütün Kürt halkı üzerindeki tecrit anlamına geldiğini vurgulayarak değerlendirmesine devam eden Dr. Eray Öztürk, bu tecridin Kürt halkında yaratttığı tahribatın herkes tarafından görülmesi ve bir an önce sonlandırılması için gereken herşeyi yapması çağrısında bulundu.

Başta zindanlar olmak üzere dünyanın birçok yerinde devam eden süresiz dönüşümsüz açlık grevi eylemleri etrafında acilen herkesin kenetlenmesi gerektiğini belirten Öztürk, tecridin kırılarak yeni ölümlerin yaşanmasına engel olunması çağrısı yaptı.

DR. DAĞDEVİREN: HAYATİ TEHLİKE RİSKİ BÜYÜDÜ

Görüşme sonrası değerlendirmede bulunan Dr. Dersim Dağdeviren ise, üçüncü kez eylemcileri ziyaret ettiğini belirtti. Son ziyaretlerinde ikisi Alman olmak üzere 8 kişilik bir doktor grubuyla eylemcileri ziyaret ettiklerini dile getiren Dağdeviren, 2 Mart itibariyle yaptıkları ziyarette az da olsa muayene şartlarının bulunduğunu ama an itibariyle bu olanağın kalmadığını vurguladı.

Önceki ziyarette eylemcilerde tespit ettikleri yaşam tehlikesinin daha da riskli bir aşamaya geldiğini dile getiren Dersim Dağdeviren, o zamanki tespitlerini bir mektup olarak Avrupa Konseyi Genel Sekreterliği ve CPT’ye ilettikleri bilgisini verdi.

‘CPT STANDART BİR CEVAPLA YETİNDİ’

Dr. Dağdeviren, CPT’ye yazdıkları mektuba ilişkin cevaba dair şu bilgileri verdi: “Avrupa Konseyi İşkenceyi Önleme Komitesi Genel Sekreteri M. Regis Brillant’ın bize verdiği cevap ise çok standart bir cevap oldu. Sayın Öcalan üzerindeki tecridin kırılması amacıyla başlatılan eylemlerin taleplerine dönük Türkiye ile sürekli iletişim halinde olduklarını belirttiler. Ve bize Türkiye masası sekreteryası ile iletişime geçmemiz gerektiğini vurguladılar. Ama somut olarak başvurumuza verilen somut bir bilgi bizim de elimizde bulunmuyor. Sonuçta tecrit devam ediyor ve eylemler hala sürüyor.”

‘CPT VE DİĞER KURUMLARININ TAVRININ SİYASİ OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUZ’

Gün içerisindeki gözlemlerini raporlaştırıp tekrar CPT’ye bildireceklerini ifade eden Dr. Dersim Dağdeviren, CPT ve Avrupa kurumlarının tecride karşı duyarsız davranmalarının siyasi bir karar olduğunu düşündüklerini belirtti. Hekimler olarak eylemcilerin taleplerinin sesi olacaklarının altını çizen Dr. Dağdeviren, şu ana kadar hekimler olarak Avrupalı doktorları sürece katamadıklarını söyledi. Dr. Dağdeviren, ancak bu şekilde doktorların başvurularının ciddiye alınabileceğini ifade etti.

Dağdeviren başta Kürt halkı olmak üzere Avrupa’da yaşayan herkese seslenerek, eylemcilerin sesi olunması ve bir an önce çözüm konusunda Avrupa kurumlarını zorlanılması çağrısında bulundu.

Strasbourg’da 14 eylemcinin sürdürdüğü direnişi bugün Avrupa’nın farklı şehirlerinden gelen çok sayıda Kürdistanlı da ziyaretlerle destekledi.