AvEG-Kon 7. kongresi: Avrupa'da da birleşik mücadeleyi büyütelim

Avrupa Ezilen Göçmenler Konfederasyonu (AvEG-Kon), 7. kongresini "Emperyalist saldırganlığa, ırkçılığa ve faşizme karşı kurumlarını sahiplen, örgütlen" şiarıyla Frankfurt'ta topladı.

Almanya'nın Franfurt kentinde devam alan AvEG-Kon'un 7. kongresinde konuşan delegeler, Türkiye ve Kürdistan halklarının mücadelesinin parçası olurken, Avrupalı yerli halklarla da emperyalist devletlerin saldırganlığına karşı mücadeleyi ortaklaştırmak gerektiğini vurguladı.

Avrupa Ezilen Göçmenler Konfederasyonu (AvEG-Kon), 7. kongresini "Emperyalist saldırganlığa, ırkçılığa ve faşizme karşı kurumlarını sahiplen, örgütlen" şiarıyla Frankfurt'ta topladı.

Sabahki oturumun ardından çalışma raporu okundu, ardından tartışmalar yapıldı.

Çalışma raporuna gelen soruları yanıtlayan AvEG-Kon Eşbaşkan Şafak Arabacı, Avrupa'daki yıkım politikalarına karşı göçmenlerin ve örgütlerinin pratik yaklaşımını değiştirmesi gerektiğini belirtti, "Teorik olarak, göçmenler olarak bizim mücadelemiz ile Avrupalı emekçilerin mücadelesi ile ortaklaştırılması gerektiği konusunda hem fikiriz, ancak teorimizin pratik politikada karşılığı yetersiz" dedi.

AvEG-Kon Eşbaşkanı Baki Selçuk, Fransa'daki grevleri hatırlattı, "Türkiye ve Kürdistan'daki gelişmelere gösterdiğimiz duyarlılığı, Avrupa'da ezilenlerin mücadelesine de göstermeliyiz. İşçi sınıfının mücadelesinin bir parçası olmak zorundayız" dedi.

'GÖÇMENLERİN SORUNLARI DAHA ÇOK GÜNDEMİMİZE GELMELİ'

Eşbaşkanların ardından delegeler söz aldı. Delegeler AvEG-Kon'un iki misyonu olduğunu, birincisinin Türkiye ve Kürdistan halklarının mücadelesine Avrupa'dan katkı sunmak, ikincisi de yerli halkların mücadelesinin bir parçası olmak olduğunu belirtti.

Delegelerin konuşmalarında "Çalışma raporu, ağırlıklı olarak Türkiye ve Kürdistan'la ilgili siyasi çalışma yürüttüğümüzü ortaya koyuyor. Bu olumlu, çünkü bizim varlık nedenimiz ancak eksik. Türkiye ve Kürdistan halklarının mücadelesinin içinde yer alırken, Avrupalı emekçiler ile mücadelenin ortaklaştırılması için de sorumluluklar almalıyız. Avrupa devletlerinin emek karşıtı politikalarına karşı mücadelenin bir parçası olmalıyız" yaklaşımı öne çıktı.

Delegelerden birkaçı ise AvEG-Kon'un Türkiye ve Kürdistanlı göçmenlerin bir örgütü olduğunu, bu nedenle gündeminin ağırlıklı olarak Türkiye ve Kürdistan halklarının gündemi olması gerektiğini belirtti.

Alman devleti başta olmak üzere Avrupa devletlerinin tüm emekçilere yönelik saldırılarının arttığına dikkat çeken delegeler, "Almanya başta olmak üzere emperyalist devletlerin antidemokratik uygulamalarına karşı mücadeleyi büyütmeliyiz. Kendimizi ezilenlerin demokrasi mücadelesinin bir parçası olarak saymalı, ona göre hareket etmeliyiz. Meşru ve demokratik haklar mücadelesi önümüzdeki en büyük görevdir" dedi.

Delegelerin göçmenler ve göçmen politikasına ilişkin olarak şu değerlendirmeleri öne çıktı: "Avrupa'ya yoğun bir göçmen akışı var ve Avrupa devletlerinin göçmenlere yönelik politikasında değişiklik yaşanıyor, hakları ortadan kaldırılıyor. Göçmenlerin sorunları daha çok gündemimiz olmalı. Avrupa'da politika yapmak istiyorsak, göç ve göçmenlik konusu politikanın merkezinde duruyor. Bu gerçeğin üzerinden atlayamayız. Göçmenlere yönelik politikamızı tartışacağımız ve tartıştıracağımız bir konferans örgütleyebiliriz."

Delegelerin konuşmalarında öne çıkan diğer değerlendirmeler şöyle:

"-Kongremizin şiarı 'kurumlarını sahiplen, örgütlen'dir. 6. kongrede de 'yerelleşme' kararı almıştık ancak bu karar başarılamadı. Önümüzdeki dönemde yerel çalışmalara ağırlık vermeliyiz. AvEG-Kon'lular olarak yaşadığımız mahallelerde siyasi çalışmalar yürütmeliyiz. Yerel çalışma aynı zamanda yerellerin de inisiyatif kazanması anlamına geliyor. İnisiyatif kazanmak da örgütlenmekle mümkündür. Bu yönümüz eksik kaldı, geliştirmeliyiz.

-Alevi örgütleri ile daha yakın ilişkiler kurmalıyız, içlerinde yer almalıyız.

-Konfederasyona bağlı tüm örgütlerde, kolektif çalışma ilkesini yaygınlaştırmalıyız.

-Türk devletinin Rojava'ya yönelik işgaline karşı bir kampanya yürütmeliyiz."

Delegelerin konuşması bölümünde son sözü AvEG-Kon Eşbaşkanı Baki Selçuk aldı. Selçuk, emperyalist devletlerin Rojava'ya yönelik saldırısına karşı Avrupalı yerli emekçiler ile diğer göçmenleri aydınlatmak gerektiğini belirtti ve ekledi: "Böyle bir çalışma Türkiye ve Kürdistan eksenli bir çalışma değildir. Eğer bu çalışmaları Türkçe yaparsak, Türkiye ve Kürdistan eksenli olur. Ama yerli halkların dili ile yaptığımız çalışma başka bir anlam kazanır. Bunu yapmalıyız. Yerli halkları, kendi devletlerinin savaş ve işgal politikasına karşı harekete geçirmek zorundayız. Ancak bunu yapabilirsek, örneğin Almanya'nın Türk devleti ile yaptığı silah anlaşmalarını iptal ettirebiliriz, yeni anlaşma yapmasını engelleyebiliriz."

İkinci oturumda da kongreye katılan konuklar söz aldı.

KONUKLAR KONGREYİ SELAMLADI

KCDK-E Eşbaşkanı Fatma Göksungur, halkların eşitlik ve özgürlük mücadelesinde ölümsüzleşen devrimcileri andı, "Onların bıraktığı yerden mücadeleyi sürdürmeliyiz" dedi. Almanya'da geçtiğimiz günlerde NAV-DEM'e gerçekleşen polis baskınına dikkat çeken Göksungur, "Rojava devriminin gücü arttıkça, emperyalist devletler de panik halinde. Rojava devrimini savunmak için Türkiye ve dünyanın her yerinden giden enternasyonalist devrimciler, 'Burada yeni bir yaşamı inşa ediyoruz' mesajını veriyor ve bu mesaj Avrupalı emperyalistleri daha da korkutuyor. Rojava, birleşik direnişin gücünü de dünyaya gösteriyor. Faşizme karşı ortak mücadele ve direnişi büyüterek bu korkularını daha büyütelim" dedi.

ATIK adına yapılan konuşmada Alman devletinin göçmen örgütlerine yönelik saldırılara karşı ortak mücadelenin güçlendirilmesi gerektiğini vurguladı.

Kongrenin ilk gün oturumu delegelerin konuşmalarının ardından sona erdi.

AvEG-Kon'un 7. kongresi, yarın devam edecek.