KDP’nin Güney Kürdistan’a girmesini engellediği barış heyetinin bir bölümü Almanya’nın başkenti Berlin’e geri döndü.
Heyette Kürt siyasetçiler, insan hakları savunucuları, ekoloji aktivistleri ve enternasyonalistler yer alıyordu.
Heyette yer alan aktivistler yaşadıklarını ANF’ye anlattı.
Birgül Özbolat: Biz barış heyeti olarak, savaşın durması, kardeş kanı dökülmemesi, barış çağrıları yapmak için Hewlêr’e gittik.
KDP yönetiminin bize karşı insanlık dışı yaklaşımları kabul edilir değildi, kabul etmedik.
Remezan Mendo: Barış heyeti olarak Almanya'nın farklı şehirlerinden arkadaşlarımız ile Hewlêr'e gittik. Oranın güçleri müdahale ederek girmemize müsaade etmedi.
Biz Kürt olarak, Kürdistani kardeş kanı dökülmemesi amacı ile gittik. Hewlêr'e vardığımızda ellerinde listelerle bizleri bekliyorlardı, bu listeler nasıl ve ne şekilde ellerine geçti bilmiyorum ama benim ismim Türk devletinin listeleri dışında yoktur.
AKP faşist devleti Kürtler arasında bir savaşın çıkmasını istiyor. Bizler de oraya siyasi temaslarda bulunarak savaşın durması için çağrılar yapmaya gittik.
Biz siyasi güçleri bir araya getirerek, savaşın son bulması amacıyla kamuoyu oluşturmak istiyorduk. Ancak, anti-demokratik yaklaşımlardan dolayı, hedefimize ulaşamadık, bu yaklaşımlar Kürtler ve Kürdistan için çok zarar vericidir. Şu anda KDP yönetimi ile Türk devletinin ilişkileri çok iyi ve bu ilişkiler dört parça Kürdistan ve Kürt ulusal birliği için sakıncalıdır.
Gazeteci Hinrich Schultze: Hewlêr'e ulaştığımızda ne olduğunu anlamadım, neden gözaltına alındığım hakkında bilgi de verilmedi.
Barış heyeti, her zaman “Bijî azadî” sloganlarını tekrar edeceklerini dile getirdi.