İsviçre’nin Cenevre kentinde “Dem dema azadiyê ye” hamlesi temelinde Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın özgürlüğü için her çarşamba Birleşmiş Milletler (BM) önünde yapılan oturma eylemi bu haftada devam etti.
Eyleme Demokratik Alevi Federasyonu (FEDA) Eşbaşkanı Demir Çelik ve Demokratik Kürt Toplum Merkezi (DKTM) Eşbaşkanı Erdal Atasoy da katıldı.
İlk sözü alan Erdal Atasoy, Mayıs Şehitler Ayı vesilesiyle başta Haki Karer, Dörtler, ve İbrahim Kaypakkaya olmak üzere Mayıs ayı şehitlerini anarak, bu ayın Kürdistan ve Türkiye devrim mücadelesi açısından önemine değindi. Atasoy, “Dem dema azadiyê ye” hamlesi zaferle sonuçlanıncaya kadar alanlarda olmayı sürdürerek gerilla direnişini sahipleneceklerini söyledi.
Atasoy'un ardından Demir Çelik de bir konuşma yaptı. Çelik şunları belirtti:
"Tarih boyunca nice zülüm ve katliamlara uğrayan biz Aleviler hiçbir zaman zülüm ve katliam yapmadık, yapamayız. Çünkü bizim inancımız ve yolumuz yaşamayı ve yaşatmayı savunur. Canlı cansız yeryüzünde ve gökyüzünde ne varsa hepsinin hakkını, hakikatını korumak üzere ikrarlaşır. Varoluştan bu yana nerede haksızlık ve zülüm varsa olanaklarımız ölçüsünde hep karşısında olduk. Şimdi de yaşadığımız coğrafyada, ana vatanımızda, insana, doğaya, börtü böceğin hakkına hukukuna karşı korkunç bir işgal ve kırım yaşanıyor. Biz Raya Heq inancımız gereği bu işgal saldırısının derhal son bulması için ilgili kurumlar, ülkeler ve vicdanı iyilik için atan herkese çağrıda bulunuyoruz. Faşist şef Erdoğan’ı durdurmaya çağırıyoruz.
21'inci yüzyılda hala soykırımla yüz yüze olan halklar bulunmaktadır. Bu halklardan en kalabalık nüfusa sahip ve dört parçaya bölünen 50 milyonluk Kürt halkı şu an soykırımla karşı karşıyadır. Tıpkı Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısı ve işgalinin bir benzeri Kürt halkına karşı yapılıyor. Mezopotamya ve Kürdistan; halklar ve inançlar bahçesidir. Bu nedenle bu kadim coğrafyaya tüm insanlığın sahip çıkması gerektiğine inanıyoruz. Çünkü bu kadim coğrafyada neolitik tarım devrimi yaşanmış, binlerce yıl insanlığın yapım ve yaratım faaliyetlerine mekanlık etmiştir. Coğrafyamıza dönük eksilmeyen savaş, işgal, yıkım ve kırımın bir benzerini şu an faşist şef Tayyip Erdoğan, Barzanilerin desteği ile yürütmektedir. Aynı tarikat mensubu olmayı fırsata çevirerek, KDP’yi yedeğine alarak neo osmancılık rüyasını gerçekleştirmek istemektedir. Mezopotamya ve Kürdistan’da başta Kürtler olmak üzere Asuri- Süryani, Ermeni, Êzidî, Kakayî ve Aleviler gibi kadım halkları ve inançları ortadan kaldırmak istiyor. Bu kültürel kırım ve soykırıma vicdan sahibi insanlık müsaade etmemeli, sessiz kalmamalıdır. Herkes iyi bilmelidir ki, bu işgal insanlık düşmanı DAİŞ’e can suyu olmaktadır. Faşist şef Erdoğan da DAİŞ’e alan açmak için şu an dünyanın gözü önünde Efrîn’i ve Suriye'nin birçok yerini işgal etmekle kalmamış, işgalini Başûr Kürdistan’ına yaymak istemektedir. Rusya ve Ukrayna arasında sahte barış girişiminde bulunan bu işgalci, faşist şef Erdoğan’ın gerçek yüzünü görüp, bir an evvel durdurmazsanız, himayesindeki binlerce selefist ile Ortadoğu coğrafyasında telafisi çok zor kırım, katliam ve soykırımlar yaşanacağı kesindir. O nedenle herkesi bu insanlık dışı, barbar savaş tacirlerine karşı duyarlı olmaya, demokrasi için birlikte mücadeleye çağırıyoruz."
Yapılan konuşmaların ardından sırtlarını BM'ye dönen eylemciler, burada uzun süre BM'nin suskunluğuna karşı sloganlarla eylemlerine devam etti.
Kürdistanlılar 25 Ocak 2021'den bu yana her çarşamba günü aynı noktada Abdullah Öcalan'a özgürlük taleplerini dile getirirken, Türk devletinin işgal saldırılarına da dikkat çekiyor.