İmralı Ada Hapishanesi’nde 25 yılı aşkın bir süredir ağır tecrit koşullarında tutulan Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’dan hiçbir haber alınamıyor. Mutlak bir iletişimsizlik ve işkence koşullarında tutulan Abdullah Öcalan’ın avukat ve aile görüş hakkı gasp ediliyor. Türk devleti hukuk dışı gerekçelerle İmralı işkence sisteminde ısrar ederken, 10 Ekim 2023 tarihinde küresel çapta startı verilen “Öcalan’a Özgürlük - Kürt Sorununa Siyasi Çözüm” hamlesine ise gün geçtikçe farklı toplumsal kesimlerden destekler geliyor.
İtalya Lombardia (Batı) Bölgesi Eğitim Çalışanları Federasyonu Genel Sekreteri Dr. Massimiliano De Conca, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın içinde bulunduğu tecrit koşullarını ve son yıllarda İtalya’nın farklı kesimleri arasında büyük bir ilgi gören Abdullah Öcalan’ın ortaya koyduğu demokratik, kadın özgürlükçü ekolojik bir topluma dayanan paradigmasının önemini ANF’ye değerlendirdi.
'İMRALI TECRİDİ İNSANLIK İÇİN ÇOK CİDDİ BİR MESELE'
De Conca, “Sayın Öcalan’ın içinde bulunduğu koşullar çok ciddi bir insani mesele, çünkü bu sadece bir insan ya da ırk meselesi değil. Bu tecrit, terörizm ya da diğer tehditlerden endişe duyan, yalnız bir adamla ilgili. Bugün, Abdullah Öcalan dışarı ile hiçbir teması olmayan bir hapishanede kilit altında tutuluyor. Bu bir tür işkence. Öyle bir tecrit var ki ortada, bir adamın bütün bir halktan daha korkutucu olduğunu düşünmeye başlıyorsunuz, çünkü fikirleri çok güçlü ve uluslararası toplum demokrasi, insancıllık ve adalete dokunan bir meseleye yanıt vermekten aciz görünüyor” diye kaydetti.
'ULUSLARARASI GÜÇLERİN SESSİZLİĞİ SKANDAL BİR DURUM'
Uluslararası güçlerin Abdullah Öcalan’ın içinde bulunduğu koşullara dönük tavrını eleştiren De Conca, şunları belirtti:
"Herkesin fikir sahibi olma hakkı olduğu sık sık söylenir. Ancak Avrupa'daki tüm bir topluluğun ve hatta NATO'nun bu konuda dürüst bir tavır almaması inanılmaz. Bana göre bu durum, harekete geçilmemesinin trajediye yol açtığı eski Yugoslavya'daki duruma benziyor. Yetkili kurumların ve uluslararası toplumun İmralı tecridi karşısındaki sessizliği bir skandal. Bence herkes Erdoğan rejiminin demokratik olmadığını biliyor. Bu sadece Kürtler için değil, akademisyenler ve gazeteciler için de geçerli. Hatırlarsanız, birkaç yıl önce tüm gazeteciler ve eğitimciler fikirlerinden dolayı zulüm görüyordu. Bunlar sadece Kürtlerin fikirleri değil, adalet ve şeffaflık fikirleriydi.
'EKONOMİK ÇIKARLARI GEREĞİ ERDOĞAN’A KARŞI SESSİZLER'
Avrupa, tamamen ekonomik ve çıkarcı nedenlerle, hiçbir şey olmuyormuş gibi davranıyor. Türkiye'nin demokratik bir ülke olduğunu iddia ediyor. Ancak burada doların, petrolün ve gazın 'demokrasisinden' bahsediyoruz! Türkiye'nin gaz boru hatlarına sahip olduğunu ve gazın Avrupa'da dağıtıldığını biliyoruz. Erdoğan'a karşı olmak bir şeylerden taviz vermek, bu gaza erişimi kaybetmek anlamına geliyor. Yani Avrupa toplumu için, halklar arasındaki iş birliği ilkelerini bir parça gaz için feda edebiliriz."
'ABDULLAH ÖCALAN'IN FİKİRLERİNDEN KORKUYORLAR”
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın fikirlerinin dünya halkları için büyük bir önem taşıdığını vurgulaya De Conca, şöyle devam etti:
“Sayın Öcalan demokrasi lehine fikirler ileri sürüyor ve dünya barışından bahsediyor. Terörizmi ya da savaşı değil, dinleri ve siyaseti aşarak halklar arasında barış içinde bir arada yaşamayı savunuyor. Onun fikri iş birliğine ve birlikte yaşama dayanıyor. Bence uluslararası güçleri korkutan da bu fikir; insanların rekabet değil iş birliği içinde bir arada yaşama olasılığı. Tüm kapitalist ve liberal sistem çökebilir çünkü Öcalan'ın demokratik konfederalizm fikri rekabete değil iş birliğine dayanıyor. Bu, savaşların sona ermesi, bir halk için bir ordunun reddedilmesi ve başka ülkeleri işgal etmeye gerek kalmaması anlamına geliyor. Aynı zamanda ulus ve sınır kavramlarını da sorgulamaktadır. Bugün uluslararası toplum Öcalan’ın bu fikirlerinden korkuyor. Öcalan’ın sunduğu alternatif sistemden korkuyorlar."
'ÖZGÜRLÜĞÜ HEPİMİZİ İLGİLENDİRİYOR'
'Öcalan’a Özgürlük Kürt Sorununa Siyasi Çözüm' kampanyasının önemli olduğunu ve desteklenmesi gerektiğini ifade eden Genel Sekreter De Conca, şunları da belirtti:
“Öcalan’ın özgürlüğü sadece insani nedenlerle değil, aynı zamanda demokrasi ve ilerleme açısından da önemlidir. Halkların her zaman savaş halinde olması gerektiği ve birilerinin sınırlarımızı geçip halkımızı ele geçirebileceği fikrini kabul edersek, kapitalizm ve sürekli savaş fikrini kabul etmiş oluruz.
Öte yandan Öcalan, iş birliği ve bir arada yaşamaya dayalı farklı bir vizyon öneriyor. Dolayısıyla Öcalan’ın özgürlüğü bugün sadece Kürtler ve Rojava için değil, aynı zamanda demokrasi ve genel olarak insanlık için de çok önemlidir. Öcalan, bizi kapitalist sisteme, çöküş sürecindeki mevcut sisteme bir alternatif aramaya davet ediyor.
Bu sistemi kabul etmek insanlığı kendi kendini yok etmeye mahkûm etmektir. Öcalan'ın fikri çok önemlidir çünkü insanlığın hayatta kalması ve devamlılığı için bize bir alternatif sunmaktadır."